ÖNCELİKLE HERKAFADAN BİR SES ÇIKIYOR.BEN YAZDIĞIM SENARYOMU ELEŞTİRMENİZİ DEĞİL GÖRÜŞ VE FİKİRLERİNİZİ BEKLİYORUM.BİRBİRİLERİNİ KISKANARAK OLMAZ Kİ.BENİM GÖNLÜM BURADA Kİ SİNEMA SEVERLERLE YARATICI BİR ŞEYLER ÇIKARMAK.BEN FİLMİ EN İYİ ÇEKECEK KİMSENİN SENARİST OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.YÖNETMEN BENCE İKİNCİ PLANDIR.BİZ SONUÇTA SENARİSTİN HAYALİNİ SEYREDİYORUZ.EN İYİ YÖNETMEN DAHİ OLSA EN İYİ FİLMİ BENCE SENARİST ÇEKER.ÇÜNKÜ ASIL ÜRETİCİ ODUR. 😀
Yani ha bunlari soylemissin, ha assagidakini:
"Benim babam seninkin dover"
Bir de su konuya dikkatini cekmek istiyorum, cok acimasizca elestirilsen bile sinirlenme. Ates olmayan yerden duman cikmaz. iyi isler yap ki elestiri alma o zaman. Veya elestiriye tahammul edemiyorsan iyice hazir olana kadar bunlari yayinlama. Gercekten iyi bir yerlere gelmek istiyorsan elestiri senin yakitin olmalidir.
agzina saglik asagi yukari her baslikta duzgun ve aciklayici cumlelerle olayi acikliyorsun,kendi adima tesekkur ederim 🙂
klasik bir söz vardır: ''iyi bir senaryodan kötü bir film yapılabilir ama kötü bir senaryodan iyi bir film yapılamaz.'' 😉
onu kim soylemis bilmem ama,tamamen senaryosuz bile mukemmel filmler yaratilabilir, tabii sinema dedigimiz seyin manasini kavramis olanlar icin.
❗ ❗ ❗
Günümüzdeki popüler şarkıları düşünelim. Sözleri çok güncel ve herkes tarafından söyleniyor olsa da bunlara asla "sanat eseri" diyemeyiz. . Mesela "ne oldu durdun kal mı geldi?" "ayılık var senin hamurunda" "bana da lololo yapsana" falan filan... Şimdi hangi GERÇEK müziksever bu şarkılara "sanat eseri" diyebilir? Burda tamamen söz var ama müzik yok, ses yok, sanat yok... İşte yönetmen de iyi çekemezse senaryo bomboş sallanır durur ekranda. Ayrıca sadece enstrümental müzikler de var. Yani "senaryosuz film" gibi. Bunu da anca işinin piri olan adam yapar...
Ben sinemanın sadece senaryo kısmını kendi başıma halledebilen bir insan olarak bunları açıkyüreklilikle söylüyorum. Yönetmen işini yapamazsa, senaryo çöpe layık.
Tanrı'yı güldürmek istiyorsan , ona hayallerinden bahset...
katılmıyorum
hayat biz gelecek hakkında planlar yaparken ba$ımızdan geçenlerdir. J.L.
Yapıcı eleştri her zaman daha çok işime gelir. "bravo abi katılıyorum arkandayım, sen zaten en iisini bilirsin" gibi sözler kimseye bir şey katmıyor.
Ama nereye katılmadığını açıklarsan daha net olucak sanırım. saygılar...
Tanrı'yı güldürmek istiyorsan , ona hayallerinden bahset...
bende merak ettim neye katilmadigini? yine 'senarist yonetmenden daha onemlidir' konusmalari gececekse boyle soyleyen arkadaslari direk 'cinema for dummies' 'sinemaya giris ders 1' gibi arastirmalara girmelerini tavsiye ediyorum.
ya çok pardon 🙂 ben yalnış okumuşum şidi yine okudum. tam zıttını anlamışım. hatta başka yazılarımı karşılaştırırsak, boş bi senaryoyu yönetmen var edebilir. hatta kubrickin yapay zekayı çekememesini konuşmuştuk. ben bide oyunculara çok önem veriyorum. oyuncular bi filmin en önemli yapı taşları elbette. kusura bakmayın. acele okunup, acele yazılmış bi mesaj oldu. tam zıttını anlayıncada katılmıyorum yazamandan geçemedim. ki nasıl yanlış okumuşum anlayamadım. uykusuzluktan galiba 😳 yoksa hem fikirim. tekrar pardon zamanınızı almış oldum. yoksa mesela "babam ve oğlumu" sevdim ben. senaryoda pek bişey yok.. ama oyuncular ve yönetmen! budur yani!
hayat biz gelecek hakkında planlar yaparken ba$ımızdan geçenlerdir. J.L.
"Senaryo daha önemlidir", "Yok yönetmen daha önemlidir" gibi tartışmalar bence "Tavuk mu yumurtadan çıktı, yumurta mı tavuktan çıktı" tartışması kadar gereksiz bence.
Film işi tamamiyle ekip işi. Eğer bu ekipte birisi yaptığı işi hakkıyla yapmıyorsa, güzel bir hatunun güldüğünde ortaya çıkan çürük dişi gibi sırıtır ve tüm güzelliği bir anda silip süpürür.
Bence falan önemlidir, filan önemlidir tartışması yerine, herkes üstlendiği işi en iyi nasıl yapmalıdır, konuya göre en iyi senaryo nasıl biçimlenmeli, yönetmen nasıl ele almalı, herkesin görevi nerede başlamalı nerede bitmeli gibi konular daha önemli...
tavugun yumurtadan ciktigi kanitlandi yakin zamanda (ciddiyim 🙂 )
konuyla alakasiz gibi duruyor ama aslinda cok alakali,
yani bu olay bir paradoks degil, binlerce kez soyledigim gibi is yonetmendedir.cunku bir vizyon yaratan,stil gelistiren,kafasinda herseyi bastan kuran yonetmendir.
Sinemada ekip-yönetmen tartışmasına birçok kez girdim fakat hala bir ekip çalışması içinde olmak şartıyla "yönetmenin birliğini" (mutlak bir şekilde!) anlatmayı başarabilmiş değilim.
Çok basit özetleyeyim:
Sinema bence kollektif bir iştir. Fakat demokrasi işlemez. Yönetmenin "baş" olduğu bir oligarşi vardır!!!!!!!!
Senaryo da dahil herkes yönetmenin ağzının içine bakmak zorundadır!!!!
Yoksa çıksın herkes kendine başka bir iş arasın.
Demokratik bir işleyişle film çekilemez... (Denedim olmuyor. Teorik olarak da olmayacağını düşünüyorum.)
Yönetmen iktidardır. Abartayım biraz, yönetmen ışıkçıya ayaklarımı yıkayacaksın bir yandan da ışık tutacaksın o zaman daha güzel olur sahnenin ışığı dediği taktirde ışıkçının ilk işi bir leğen ve bol miktarda sıcak su bulmaktır.
Yönetmen şahtır, padişahtır...
Kabul etmek istemeyen varsa, bu ekip çalışmasıdır, yaşasın demokrasi falan diyen olacaksa çok yanlış yaptığını belirtmek isterim...
futbolda bi ekip çalışmasıdır herkes işini yaparsa iyi sonuç verir. futbolcular ve diğğer adamlar görev adamıdır. teknik direktör olayı sezmekle ve yönvermekle görevlidir. yani o olayı yönlendirendir. bu konu uzayıp gidecek. ben filmleri yönetmenine göre bakarak alırım.
hayat biz gelecek hakkında planlar yaparken ba$ımızdan geçenlerdir. J.L.
Ya, elbetteki yönetmen çok önemli. Ben de film izlerken yönetmenine bakarak seçerim. İtiraf edeyim, hiç senaristine bakıp ta izlediğim film olmadı bugüne kadar. (Hayret bunu da yeni farkettim 🙂 )
"Film işi ekip işidir" derken, herşey yönetmende bitiyor demek istemedim. Yönetmen elbette helvayı pişiren kişi itirazım yok. Ancak, o helvaya koyacağı hammaddeler yani unun, şekerin ve yağın kalitesi de çok önemli. Eğer un küflenmiş, yağ ise acımışsa ortaya çıkan helvanın kıvamı ve tadı yerinde olmayacaktır.
Ama malzemeler kaliteli olursa yönetmenin yapacağı helva da tadından yenmez. Zaten usta yönetmenler de tıpkı usta aşçılar gibi kaliteli malzeme arar. Çünkü böylece hem kendi üzerine düşen yük azalır, hem de ortaya çıkacak işin kalite riski ortadan kalkar.
Yönetmen elbetteki o filmin tarzını, dilini belirleyen kişi. Ayrıca sinemada dili olan, tarzı olan yönetmenlerden söz edilirken, özgün dili olan senaristlerden –duyan varsa bilmek isterim- söz edene rastlamadım bugüne kadar. Ama bu senaristin önemsiz olduğu anlamına gelmez. Sonuçta senarist hikayeyi yaratan kişidir. Dolayısıyla o hikayenin tanrısıdır bir bakıma. İstediği karakteri yaratır, istediği karakteri öldürür, hikayeye istediği gibi biçim verir.
Yönetmen ise o hikayeyi seyirciye aktarırken biçim veren kişidir. Yani okulda herkes aynı kitaptan ders anlatır ama bazı öğretmenler ağzından bal damlayarak anlatır, bazıları da yalap şalap geçiştirir. İşte yönetmen; aynı konuyu kendi yarattığı tarzıyla ağzından bal damlayan öğretmen gibi anlatan kişidir. Tıpkı öğretmenin ders kitabından yola çıkarak anlatması gibi o da senaryodan yola çıkarak hikayeyi bize sunar.
Kezzap, “Sinema bence kollektif bir iştir. Fakat demokrasi işlemez. Yönetmenin "baş" olduğu bir oligarşi vardır” demiş. E, demokrasi de herkesin istediği gibi çalıp oynadığı bir yönetim değildir ki zaten. Demokraside de mutlaka bir baş vardır. Ve herkes o başın dediğine kendi görevleri çerçevesinde uyar. O nedenle “film ekibi başsızdır” gibi bir iddiam da yok zaten. Ama “Yönetmen şahtır, padişahtır” yerine, “Yönetmen bir ekibin lideridir, hatibidir, şefidir” tanımlamasını daha tercih ederim doğrusu.. 😀 )
Demokraside biliyorsun ki lider "keyfi" karar veremez...
En iyisi oligarşidir sinemada kanaatimce... (ki bence düzgün bir oligarşi her türlü demokrasiden iyidir ya neyse o ayrı ve çooook derin bir konu!)
Çok iyi işler...
Tabi ki ekip iyi olmalıdır.
Yönetmen ayaklarını güzel yıkayabilecek insanlar seçmelidir... 😀
(Çok itici yaklaşıyorum değil mi? )