Yazdığım senaryo hakkında ne kadar çok yorum gelmil ve ben daha yeni görüyorum yazık bana 😳 😳 😳
Şimdi öncelikli olarak şunu söyliyeyim arkadaşlar bu bir ilk senaryo değil! Bu kimseyi yanıltmasın.
bence sedayı hiç aşağı indirmeyip, asansördeki an ve sohbetleri bir bu kadar daha uzatıp sadece 1-2 kere sedanın endişeli olduğundan bahsedersen, harika film çıkar.
Demiş fiddler!
Seda'yı aşağı indirmemin tek bir sebebi var.
Senaryo'da Hasan kardeşini kaybettiğinden, hatta vahim bir olay sonucu yerini bilmediğinden hatta yaşayıp yaşamadığından bile emin olmadığından bahsediyor. Ama yine de aramıyor, arayamıyor!!! Polise gide miyor mesela!
Ama Seda çok basit bir şekilde 5 dakika geç kalan sevgilisi için sokaklara düşebiliyor. İki hayat algısı arasındaki çelişkiyi vermek istemiştim... Ama söylediğin şekli de düşünmek lazım. Teşekkürler fiddler!
Ve süheyptosun demiş ki:
senaryo kesinlikle sıradan değil hatta marjinal bile. bir asansörde farklı kesimlerden insanların karşılaşması, gecesini asarsörde geçiren bir insan vs... bunlar bana hiç sıradan gelmedi. ayrıca duygu sömürüsü falanda yok. sanırım sıradanlıkla sadeliği karıştırıyoruz. en azından ben çok sade ve hoş bir senaryo olduğunu düşünüyorum. hatta birazda ileri giderek harika bir senaryoda diyebilirim.
saygılar
başarılar...
Öncelikli olarak çok teşekkürler...
Sıradan diyenleri anlıyorum ki kısmen katılıyorum çünkü sıradan diyenler şöyle şeyler düşünüyorlar diye tahmin ediyorum:
-Böyle ekstrem olaylar falan olacak, gündelik hayatta çok sık karşılaşılaşılabilecek bir olay olmayacak vesaire... (Gerçi benim hikayem de çok sık karşılaşılacak bir hikaye değil ama karakterler sanki hikayeyi "sıradanlaştırıyor"- o anlama göre)
Ben kelimlere çok fazla takılmam sıradan diyenin neden sıradan dediğini anladığım taktirde benim için bir sorun yoktur! Sıradandır senaryo yani o zaman benim için de...
Ve senin hikayeyi beğenmiş olman da çok sevindirdi beni...
Teşekkürler!
Bir an için çok mu kötü oldu be diye düşünmüştüm hani! -öyle olmadığını kendim bilsem de- 😀
Ve son olarak bu bir film haline getirilirse, senaryo ve hikaye ağırlıklı bir film olacaktır. (Kendim de çok tasvip etmesem de!) Ama yine yönetmende biter her şey.
Hımm.Ok.Eyvallah
bir garip ölmüş diyeler,üç günden sonra duyalar,kısa film ile yuğalar,şöyle garip bencileyin
bence sıradan gibi görünsede harika olmuş.. bence kimse bilmiyo aynı poşete giren elmayla domatesin çektiğini senarist gösterene kadar.. görülmeyeni göstermeli film ki bi renk katsın ekrana...
eleştirel bi gözle bakacak olursak bir iki de ekleme yapmak istiyorum izin verirsen.. sevgilisi asansörün bozuk olabileceini bilmesi gerekir.. yani ilk asansöre bakar böyle bi durumda.. bi de sekizinci kat yürümeyi seçmek için çok bence..ayrıca arabada konuştuu için kızda çıkmaz aramaya gelince bulamaz diye...
bi de burağın yanında kalem olsa.. bi balık çizse hasan... burak beğense takdir etse.. sonra eve geldiğinde kıza söylemiyo ya aslında.. kız da bişi demiyo... ya yemekte aynı balık olabilir ya da kızın paltosunun cebinde de aynı resimden bulabilir... film sonunda macera arayanlara da hoş görünebilir nacizane fikrim...
başarılarının devamını dilerim.. saygılar... dr_domine...
BELİEVE IN ANGELS
çok yararlı olabilecek eleştiriler teşekkürler dr domine!