Forum

Bir filmi izletmek için konusunu abartmak gerekirmi ?

7 Gönderi
4 Üyeler
0 Reactions
2,099 Görüntüleme
(@aykutkaragol)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Merhabalar Üstadlar,

Bir sinopsis üzerinde çalışıyorum, konusu mesleki tükenmişlik sendromu. Aslında her meslekte karşılaşılan bir sorun bu fakat ben bu sendromun sağlık sektöründe onuncu yılını doldurmuş, özel sektörde hemşire olarak görev yapan evli bir bayanın evi, işi ve kendi iç dünyasında sıkışmışlığını anlatmak istiyorum. Neredeyse bitti sayılır ama danıştığım bir üstad bana sinopsis üzerinde biraz daha çalışmamı, olayı kadının intiharına, bağımlılığına vs... bir duruma bağlamamı önerdi. Zaten bu sendromu yaşayan bir insan psikolojik travma içerisindedir, illada sinema olsun diye ölüm, intihar gibi sonuçlar yerine olayı daha gerçekçi bakışla anlatmış olsak bu durum filmi belgesel sınıfına sokarmı ? kendisi, ''ya olum sıradan bir iş bu aynı belgesel gibi bir insanın yaşantısı olmuş'' diye eleştirdi. Yani abartmalımıyım ?

Konuyu seçerken bir kaç akademisyenin bilimsel araştırmalarını inceledim hatta mesleki araştırmalar dışında, sadece kadınların bu sendromu nasıl yaşadıkları ile ilgili araştırmalarda yaptım, bu sektörde görev yapan biri olarak, yine bir kaç meslektaşı gözlemledim.

Sonuç olarak, dikkate alınması için patlama, ihtiras, aşk, tecavüz vs... konular işlenmelimi ? bu konu hakkında yorumlarınızı merak ediyorum arkadaşlar.

Teşekkürler.

 
Gönderildi : 02/04/2009 7:51 pm
(@watcher)
Gönderi: 25
 

"Drama durgun bölümlerin çıkarılıp atıldığı yaşamdır."
Alfred HITCHCOCK

Belki yardımı olur.

 
Gönderildi : 03/04/2009 3:15 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Belirttiğin örnek için hikayeyi görmeden birşey söylemek zor ama abartmak asla ve asla doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü aslında seyirci kendi zihninde karakterin yaşadığı çalkantıları sürekli düşünerek, sürekli tartarak izler filmini. Yani bir kadının çocuğu ölmüşse, seyircinin karakter adına hissettiği acı, yönetmenin oyuncusuna verdiği oyundan daha hüzünlüdür her zaman. Öyle görünmez ama aslında öyledir. Çünkü her zaman seyirci, karakterin yaşadığı acıdan dolayı yıkılmama çabasını izler. Eğer karakter seyircinin beklentisinden fazlasını verirse izleyecek birşey kalmaz, film biter zaten. Sinemacı dediğimiz kişi, izleyicinin anlayacağı ama beceremeyeceği şeyi oyuncularına yaptırmaya uğraşır. 21 Gram'daki Naomi Watts'ı düşünün. Kocası, iki kızı birden ölüyor. Tamam, kadın dağılıyor gerçekten. Peki filmi hala neden izliyoruz? İntihar etmediği için. Kendini nasıl toparlayacağını görmek için. Ama aslında intihar etse kimse "neden bunu yaptı ki?" der mi hayır. Ama binlerce kez gördüğümüz (tv'da bile) birşeyi tekrar görmüş oluruz.

Ya da en azından kurulan bağlar bu yönde olmalıdır diyelim. Senin karakterinin sebebi yeterliyse ve intihar edecekse bu gayet anlaşılır olur yani. Çocuğunu kaybeden bir kadının intiharı kimseyi şaşırtmaz, bu yıkımdan kalkıp 16 şirketin başına geçmesi şaşırtır. Ama bu dediklerin klasik sinema için geçerli. Yok eğer görsel olarak David Lynch'imsi ya da Aronofsky'msi bir yapı düşünülüyorsa işte intihar kullanılabiir. Ama bu kez hikayenin gelişimi bu intiharı müjdeleyen yapıda olmaz. İzleyici için etkileyici görsellik sunan ama aslında ne olduğu tam olarak kestirilemeyen bir yapı sunarsın, sonunda intiharı kakalarsın, işte o zaman anlaşılır ki tüm bu hengame karakterin yaşadığı devasa yıkımmış.... falan gibi.

Özetle, intiharı normal gösterirsek gerçekleştirmemeliyiz. Neyi gösterdiğimizi gizlersek en kötüsüne -ya da en iyisine- varmalıyız. Ama asla var olandan fazlasını vermemeliyiz. Buna abartmakta denebilir. BU durumda inandırıcılık yetersiz olur. Var olan kapasiteyi de sonuna kadar kullanmalıyız. Yoksa yetersiz olur. Bİlmiyorum açıklayıcı oldu mu? 🙂

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 03/04/2009 12:45 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Görkem senin bu "asla ama asla" "hiçbir zaman olmayacak" gibi despot tavırların çok garibime gidiyor.

Olabilir, abartma da yeri geldiğinde çok güzel olabilir, niye bu kadar dogmatiksin ya, gevşe, rahatla biraz.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 03/04/2009 2:28 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Görkem senin bu "asla ama asla" "hiçbir zaman olmayacak" gibi despot tavırların çok garibime gidiyor.

Olabilir, abartma da yeri geldiğinde çok güzel olabilir, niye bu kadar dogmatiksin ya, gevşe, rahatla biraz.

Haklısın dostum ya. Bakma sen, normalde öyle değilimdir hatta özellikle olmamaya çalışırım. Hatta felsefemdim "istisnasız kaide olmaz" lafı. Ama gördüğüm örnekler beni böyle gaza getiriyor galiba. Ben kesin emin olduğum şeylere bile genelde bir açıklık bırakarak yaklaşırım. Mesajı değiştirmeyeyim de, buradan biraz yumuşatmış olayım. Ama bu yumuşatma da "genellikle"den biraz fazla olsun. 🙂

Ha, birde şundan dolayı asla ve asla diyebildim, (şimdi belirdi biraz çünkü yazdığım an'ı hatırladım) "öyle yaklaşmak" için söyledim. Yani yapmak, uygulamak, son halinde kesinleştirmek değilde abartmadan yaklaşma, diğer seçeneği de mutlaka ihtimal dahilinde değerlendirme gibi.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 03/04/2009 2:48 pm
(@aykutkaragol)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Teşekkür ederim arkadaşlar. Görkem ne demek istediğini anladım, seyirci bak bunun sonu kesin böyle biter gibi bir hisse kapılmadan, seyirciye istediğini vereceksin. Ayrıca bunu yaparken işin bir kısmını oyuncudan alıp seyirciye vereceksinki duyguları paylaşmış olsunlar, seyirciyi film içine alsın.

 
Gönderildi : 03/04/2009 3:43 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Teşekkür ederim arkadaşlar. Görkem ne demek istediğini anladım, seyirci bak bunun sonu kesin böyle biter gibi bir hisse kapılmadan, seyirciye istediğini vereceksin. Ayrıca bunu yaparken işin bir kısmını oyuncudan alıp seyirciye vereceksinki duyguları paylaşmış olsunlar, seyirciyi film içine alsın.

Doğru ifadeler bunlar hep Aykut kardeş, sana yardımcı olacaktır. Kolay gelsin.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 03/04/2009 4:36 pm
Paylaş: