DELİ İBRAHİMİN FEDAİSİ MURAT YÜZ OTUZ BİR

SAHNE 1 İÇMEKAN/GÜN SARAY
DELİ İBRAHİM-MURAT-NÖBETÇİLER

Deli İbrahim tahta oturmaktadır. Nöbetçisi tahta yaklaşıp diz çöker.

NÖBETÇİ – Emrettiğiniz üzere, Murat yüz otuz bir geldi sultanım. Makamlarına kabullerini bekler.

DELİ İBRAHİM- Gelsin o vakit.
Nöbetçi yavaşça yerden kalkarak, arkasını dönmeden geri geri giderek, kapıyı açar. Murat 131 hızlı bir şekilde tahta yaklaşıp diz çöker.

MURAT- Beni emretmişsiniz sultanım.

DELİ İBRAHİM- Malumun olduğu üzere, geçen Pazar Polonya bizim sepet oyuncularını bir sayı farkla yendi. Bunu onların yanına bırakamayız. İmparatorluğumun şanı adına, senden gidip Polonya prensesine en az 3 gol atmanı emrediyorum.
Padişah eliyle işaret verir. Nöbetçilerden biri elinde tepsiyle Murat’a yaklaşır. Murat kafasını yerden kaldırıp tepsiye bakar. Bir yüzük bulunmaktadır. Yüzüğü tepsiden alıp parmağına takar.

MURAT- Hiç merak buyurmayın, Padişahım. Yakalanmam halinde bu yüzükteki zehri içip, kefereye rezil rüsva olmam.

DELİ İBRAHİM- Lan hemen sazan gibi atlama, yüzükte, zehir mehir yok. Olurda bir tekleme olursa diye mavi performans hapı koydurdum.

MURAT- Hiç teklemez ama takdir sultanımdır.
Deli İbrahim kolunu sıvar ve saatine bakar.
DELİ İBRAHİM- Saatlerimizi ayarlayalım. Operasyon saat tam dokuzda başlasın.
Muratta diz çöktüğü yerde, kolunu sıvayıp, saatini ayarlamaya başlar.
MURAT- İsterseniz onu saat on yapsak, hünkarım.

DELİ İBRAHİM- Sebep ?

MURAT- Biliyorsunuz, dokuz kırkbeş İstanbul-Paris uçağı benim uğurlu seferim. Ben operasyondayken kadraja girmesinde, büyük fayda var.

DELİ İBRAHİM- Elbette, sen nasıl istersen. Seyislerime de uğra da sana en güzelinden bir at versinler.

MURAT- Hangi devirde yaşıyoruz hünkarım. Bizanslılar yolu çift şeritli trambolinle donattılar. Ben zıplaya zıplaya giderim.

DELİ İBRAHİM- İyi o halde. Müjdeli haberler bekliyorum.

SAHNE 2 DIŞMEKAN/GÜN ORMAN
PRENSES-MURAT-3 ASKER-SÜS KÖPEĞİ

Murat zıplaya, zıplaya ormanda ilerlemektedir. Karşısına köpeğini gezdiren Prenses çıkar.
MURAT- Selamın aleyküm.

PRENSES- Ame No.

MURAT- Abe yes. Bu köpek ısırır mı ?

PRENSES- Yok ama çok pis osurur.

MURAT- İğreennnç. Buraların muhtarı nerede biliyor musunuz ?

PRENSES- Muhtarı ne yapacaksın ?

MURAT- Polonya prensesinin ikametgahını soracaktım.

PRENSES- Ben şahsen kendisi oluyorum. Beni neden arıyordunuz.
Murat Prensesi baştan aşağıya süzer.
MURAT (İç Ses)- Puuu. Bu mu Prenses miş ? Paris Hilton hayal ederken Kezban çıktı. Neyse artık görev aşkına katlanacağız.

MURAT(Dış Ses)- Aşkımı ilan edecektim. Sonra da sizi kaçıracaktım.

PRENSES- Ne soylu bir düşünce. Zaten bir prenses olarak benim hiçbir işim gücüm olmadığı için, burada salakça köpek dolaştırırken, bir Osmanlıya aşık olmayı bekliyordum.

MURAT- Ben buraların yabancısıyım da, ne taraftan kaçılıyordu ?

PRENSES- Soldan, beni takip et.
Prenses yürümeye başlar. Murat Prensesi takip etmeye başlar. Biraz ilerledikten sonra 3 Polonya askeri Muratın etrafını sarar.

PRENSES- Yakalayın bu salağı

MURAT- Demek tuzaktı ha. Çok önceden anlamalıydım. Az kaşardan tost, çok kaşardan dost olmaz.

PRENSES- Kapa çeneni, pis Osmanlı. Bunu önce zincire vurun, sonra gözlerini dağlayıp, çöle bırakın.

ASKER- Kutup ayılarının olduğu çöle mi ?

PRENSES- Hayır Zencilerin olduğu çöle. Ha ha ha.

MURAT- Naaaayıııır. Nolaaaamaaaz.
Prenses pelerini havalandırarak Askerlerin yanından geçer.

SAHNE 3 DIŞMEKAN/GÜN ÇÖL
MURAT-ZİNCİR-YANGIN TÜPÜ

Murat zincire vurulmuş ve gözleri dağlanmış (kapalı) bir şekilde çölde yürümektedir. Çölde duran bir yangın tüpünün önünde sendeler ve yangın tüpüne doğru düşer. Murat yere düşerken kafasını yangın tüpüne çarpar. Kafası kaldırıp, neşeyle etrafına bakar.

MURAT- Allahım şükürler olsun sana. Görüyorum, görüyorum. Artık uyandım. Padişah bütün pis işleri bana veriyor. Artık yemezler. Bostanıma dönüp salatalık ekeceğim. Komşu kızı Kezbanımla da kendi obamı kuracağım.

SON