İyi günler dilerim. Özellikle ATV'nin açmış olduğu kısa film yarışmasına yönelik senaryo için, olay örgüsü taslağı hazırladım. Takdirlerinize sunulur.

TÜRK RULETİ

Murat, Hakkı, Gökhan aynı evde yaşayan dolandırıcılardır. Ağlarına düşürdüklerini, kendi uydurdukları “Türk Ruleti” türündeki kumar ile soymaktadırlar.

Bekar evindeki içki masası kurulmuştur. Televizyonda haberler gösterilmektedir.

“Alibeyköy’e dün yağan yağmurda daha önce can kaybı bulunmadığını açıklayan yetkililer, bu gün enkaz kaldırma çalışmalarında bulunan 37 cesede yönelik açıklama yapmaktan kaçınıyorlar. ”

Jenerik başlar. İçki masasındakiler tanıtılır.
Murat, Hakkı, Gökhan

Karakolun sorgu odasında iki polis Murat’ı sorgulamaktadır.

Komiser- Bak kardeşim sen güzelce anlat bende müdahale etmeden güzelce dinleyeyim. Senden sonra iki lavuk daha dinleyeceğim.

Murat- Tamam abi her şeyi anlatıyorum. Her şey 5 gece önce başladı.

(Flashback) Bir batakhane. Masada, Murat, Hakkı, Gökhan ve Göksel oturmaktadır. Masanın ortasında döner toplu bir silah, oturanların önünde yığınla para bulunmaktadır.

Hakkı- Evet beyler başlıyoruz.

Diyerek, masa ortasındaki silahı çevirir. Silahın namlusu Murat’ın önünde durur. Murat silahı sevinerek alır. Gökhan’a doğrultur.

Murat- Ya paranı ya canını.

Gökhan- Ulan herkes bana yükleniyor. Al parayı.

Diyerek önünden 500 lirayı Murat’a fırlatır.

Murat parayı alıp, silahı Göksel’e çevirir. Göksel’de korkuyla parayı Murat’a atar. Sonra Murat silahı Hakkı’ya çevirir.

Hakkı- Sık lan ben bu oyunu para için oynamıyorum.

Murat- Zevkle şerefsiz, karımla ilişkini öğrendim zaten, parayı versen de sıkacaktım.

Murat hışımla tetiği çeker. Murat istifini bozmazken, diğerleri korkuyla irkilir. Ancak, silah patlamaz ve Murat üzgün bir şekilde silahı masanın ortasında çevirir ve silahın namlusu Gökhan’ın önünde durur. Gökhan sevinçle silahı Göksel’e çevirir. Göksel korkuyla Gökhan’ın önüne para atar. Gökhan bu sefer silahı Hakkı’ya doğrultur.

Hakkı- Sık lan.

Gökhan- Tabi ki sıkacağım ayol. Hani gözün benden başkasını görmüyordu. Hani Amsterdam’a gidip evlenecektik.

Masadakiler şaşırır.

Hakkı- Vaat ettiği günler yakındır Hakkı’nın, kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.

Gökhan- Kahrol emi.

Diyerek, tetiği çeker. Hakkı yine istifini bozmazken, masadakiler korkuyla irkilir. Ancak, silah yine patlamaz.

Hızlı gösterimle oyun böyle sürer. Önce Gökhan’ın parası biter sonra da Göksel’in. Göksel masadan kalkarken kalbi sıkışır ve yere yığılır. Masadakiler müdahale etmeye çalışırlar ancak Göksel’in öldüğünü görünce panik olurlar. Sonra Göksel’i kucaklayıp batakhaneden çıkartıp, arabalarının bagajlarına koyarlar. Ancak, yan binadaki güvenlik kamerası bu olanları kaydeder.

Arabayla Alibeyköy civarında ıssız bir alana gelip, çukur kazmaya başlarlar. En son cesedi Gökhan çukura yerleştirir. Arabaya binip evlerine dönerlerken, Gökhan Göksel’e kartını verdiğini hatırlar. İpucu bırakmamak, için grubu geri dönmeye ikna eder. Grup karanlıkta, yeni kazılmış başka bir mezarı yanlışlıkla açar ve o mezardan başka yeni bir cesetle karşılaşırlar. Gökhan olduğu yerde donup kalırken, Murat ve Hakkı ormana doğru koşmaya başlarlar. Koşarlarken mezar kazan iki kişiyle karşılaşıp kavga ederler. Yerlerde sürüklenirler, mezar kazanlardan biri etkisiz hale gelirken diğeri silahı çıkartıp ateşler, Murat ve Hakkı ellerini yukarı kaldırıp teslim olurlar, ancak silah sesine gelen Gökhan, elindeki kürekle silahlı adama vurup, arkadaşlarını kurtarır. Arkadaşları kaçarken, Gökhan adamların ceplerini yoklar ve cüzdanlarında bulduğu paraları alır.

Flashback biter. Sorgu odası görünür.

Murat- Murat abi valla bütün organizasyonu planlayan cesedi de gömen Gökhan. Ben devamlı Polise gidelim dedim ama Gökhan bırakmadı.

Komiser- Gökhan hani şu senle evlenecek olan mı ?

Murat- Ağbi o tezgahtı. Yok öyle bir şey.

Komser- Alın bunu, Gökhan mıdır ne dir onu bir getirin.

Polis memuru Murat ile çıkar biraz sonra Gökhan ile gelir.

Komiser- Şimdi de sen öt bakalım.

Gökhan- Ötmek bize uymaz, ama delikanlıca her şeyi baştan anlatırım ama sözümü kesmek yok.

Komiser- Hadi ya.

Gökhan- Bak sözümü kesiyorsun, yapma.

Komiser- Buyurun beyefendi, müstesna görüşlerinizi sunmanızı bekliyoruz.

Gökhan- Eyvallah. Her şey 5 gün önce başladı. Göksel’i lüks araba satan galerilerin orda avladım akşamında da içki içmeye davet ettim.

Gökhan- İyiki tanıştık be ağbi. Şerefine

Göksel- Şerefine. Ya bu İstanbul’da kaçak kumarhaneler nerede oluyor biliyor musun ?
Gökhan- En kralını ve en son trend kumarı da biliyorum.

Göksel- Ya neymiş ?

Gökhan- Türk Ruleti.

Göksel- Rus’unu duydum da. Türk’ünü ilk defa duyuyorum.

Gökhan- Rus’u sadece seveceksin, kumarı Türk’e bırakaceksin. Bak anlatıyım. Bu oyun silahla oynanıyor. Döner toplu silaha tek mermiyi koyup, silahın topunu çeviriyorsun sonra masaya bırakıyorsun. Silahı çeviriyorsun, silahın namlusu kimi gösteriyorsa silahı eline alıp, masadaki istediği adama doğrultuyor. Ya paranı ya canını diyor. Parayı verirsen başkasına dönüyor, vermezsen tetiği çekiyor.

Göksel- Vay vay vay, rulete bak. Kafam daha da güzelleşmeden gidip oynayalım.

Daha sonra Gökhan Komisere gece olanları da anlatır. Polis memuru Gökhan’ı çıkartınca, kavga ettiği adamları koridorda görür. Bağırmaya başlar.

Gökhan- Bunlardı cesetleri gömen bunlardı.

Mezar kazanlar şok olsalar da, kısa zamanda toparlarlar ve gülmeye başlarlar.

Bir evde televizyonda haberler gösterilmektedir.

Spiker- Alibey köy’deki selden sonra ortaya çıkan 37 cesedin failleri dün yakalandı. Çakma Çakıcı operasyonuyla yakalanan şebekenin, para karşılığında mafyanın öldürdüğü cesetleri ormanlık alana gömdükleri ortaya çıktı.

Masa üstünde mermilerle Çakma Çakıcı yazarken, Murat, Hakkı ve Gökhan görüntüye gelir.

Haber bitince kamera masada içen mezarlıktaki adamları ve Komiseri gösterir. Adamlar pis pis sırıtır.

SON