AŞK
Ömer 28 yaşında Başarılı bir mimardır. Son günleri hayal kırıklıkları ile doludur. Aşkta umduğunu bulamamış beş yıllık ilişkisi ani bir şekilde bitmiştir. Ömer evlilik hayalleri kurarken ilişkisinin bitişine anlam veremez ve aşkı sorgulamaya başlar. Bu buhranlı günlerinde onu yalnızca kitapçı arkadaşı Selçuk teskin edebilir.
Ömer sevgilisi filizden ayrıldığı günden bu yana yalnız yaşamaya başlamıştır. O kadar anısı vardır ki o evde içi sürekli huzursuz olur, bir süre sonra çareyi ofisinde geç saatlere kadar çalışmakta bulur. Bazen de soluğu kitapçı arkadaşı Selçuk’un yanında alır. Saatlerce sohbet ederler Aşkı Selçuk ile beraber irdeler. Selçuk ile Ömer’in aşk anlayışı birbiri ile çatışmalar yaşar. Selçuk aşk’a maneviyat duyguları ile bakarken, Ömer aşka modern dünyanın bakış açısıyla bakar.
Ömer bir iş çıkışı yine Selçuk’un yanına gider biraz sohbetten sonra Selçuk Ömer’e bir kitap hediye eder. Kitabın içeriği manevi aşk’tır. Kitabın yazarı Mevlevi felsefesi ile aşkı anlatır. Oldukça kısa bir kitaptır. Ömer eve gider ve kitabı kısa süre içerisinde okur. Kitap, okunmuştur ve kritiği kısa süre içerisinde Selçuk’la beraber yapılmalıdır.
Ömer ve Selçuk tekrar bir araya gelirler ve aşk üzerine sohbet başlar. İlişkisinin bitiş nedenlerini çözmeye başlar. Ömer önceden yaşadığı duyguları bir insan da sınırladığını asıl aşkın yaratıcıya olduğunu düşünmeye başlar. Allaha duyulan aşkı bir surette gördüğünü ve aciz insan bedeninin bu yükü taşıyamadığını düşünür. Vuslatın nasıl aşkın izini sildiğini ve nasıl doyum sağladıysa aşkında o insan üzerindeki izlerinin silinmiş olduğunu görür.
Bu Konuyu Kısa film Yapmayı Düşünüyorduk Lakin Ağır Bir gidişatı Olacağı İçin Vazgeçtik... Sizce konu Nasıl Yorumlarsanız Sevinirim.
Bana yeterince güçlü gelmedi.... Tabi yazılacak senaryoya bağlı yine de. Bu metinden ibaret olursa iyi bir proje çıkması güç.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Bir an selçukla eşcinsel ilişki kuracağını sandım.
bence şöle olsun alsın selcuğu meyhane ye gitsin. bi güzel kafa dağıtsınlar . walla 😀
Hayatta bazı insanlar var onlar diğerlerinden farklılar... My
süper fikirler vermişsiniz öyle yazalım ki önce meyhane oradan da da karaköye gitsin...adamı günaha sokuyorsunuz yapacaksanız mantıklı eleştiriler getirin tutarsız dalga konusu yapmışsınız.
Biraz agir bir film olur bu senaryodan bence. Seyirciyi bunaltir gibi geldi bana.
Ters olmuş bence. Kitapçı olan "Ömer baba" olmalı değil miydi?
Tam tersini anlat, adam zaten yaradana aşık olarak sürerken hayatını bir kadına aşık olsun, ama yine de olduramadığı şeyler olduğunu görsün, yani aşk her halikurda zarardan ibarettir gibilerinden,yada kadın girince araya diğer mevlaya olan aşkın gidişatının bozulduğu da olabilir,
Neden 2 arada bir derede kararsız kaldığını söyleyeyim. Senaryo özetini gönderen arkadaşların çoğunda bu problem var o yüzden yazdıkları film yapmaya yeterli mi karar veremiyorlar.
Bu eksik "TEMA"......Bir hikaye yazmayı düşündüğünüzde tema'yı belirlemiyorsunuz, bundan dolayı yazılanlar dağınık ve başı sonu belirsiz görünüyor. Tam bir hikaye olup olmadıkları bile belli değil, çünkü Tema'ları belli olmadığından dolayı havada asılı duruyorlar.
Bu TEMA olayına kafa yorun arkadaşlar.
Bu hikayenin Tema'sı Allah Varış ise, yani "Aşkların en güzeli Allah'a olandır" ise (ki güzel bir temadır) konular, başı-ortası -sonu itibarı ile bu felsefeyi(doğru orantılı ya da karşıt görüş) takip etmeli ve hikayenin sonunda bunla ilgili bir şey verip filmi öyle bitirmelisin.
Tabi arkadaşların dediği gibi bunu sadece diyaloglarla yaparsan genel izleyici algısına göre sıkıcı bir film olur.
selamlar,
konu itibari ile değişik yanı olsa da bence bu film ancak dialoglara dayalı olur o zamanda fazlası ile sıkıcı olur gibi geliyor,ama geliştirilebilir düşünce
Aslında olay örgüsü yapabilir ama işte,...önce nereye varacağını bilmesi lazım.
Konu önemli değil...en dandik konudan muhteşemler çıkartabilirsin.
Telefon Kulübesi filmi...Bir telefon kulübesinde geçiyor
Yapımcıya götürsen "OHA" der...Ama adam olay örgüsünü çakmış..zımba gibi olmuş.
Arkadaşımız temasını belirlerse ona göre olay örgüsünü kurmaya başlar ve diyaloglardan kurtarır filmi.
Üzerinde sıkı çalışırsa o da zımba gibi yapabilir. Bu herkes için geçerli arkadaşlar, yetenek denen bir şey yoktur, bu içinizi rahatlatsın. Sıkı çalışma ve kendini verme.
Hikayesine örnek olsun diye bir örnek vereyim.
Takva filmini hatırlayın....Bol diyalog var ama harika işlenmiş, olay örgüsü iyi, akıcı...
Teması neydi..."nefsine gelen kötü düşünceleri dinleme"
Bu temayı bir kere başa koydun mu...Ne yaparsın?? Olay örgüsünü kurmaya başlarsın.
Filmin içinde adamın karşısına hırsızlık yapabileceği fırsatlar çıkartırsın. Neden?
Nefsine gelen kötü düşünceleri dinlemediğini seyirciye göstermek için.
N'oldu...Olay örgüsü temaya göre kendiliğinden gelişmeye başladı.
Seyirci merak eder...ulan hırsızlık yapacak mı yapmayacak mı...Adam da iyi biri ama!!!
Karakterde gitgeller yaparsın...Seyirciyi kıvrandırırsın...
Adamın karşısına ona bol para teklif eden mafya çıkartırsın...Gerilim iyice tırmanır...
Seyirci merak eder çünkü seyirci temayı bilmiyor...O sen de gizli...Filmin sonunda çakacan
Ya parayı seçecek ya takvayı....
Artık neyi seçeceği senin baştan belirlediğin TEMA'ya bağlı...
Olay örgüsü kendiliğinden gelişti.
Şimdi,
Arkadaşımızda önce bir iddia ortaya atacak ve bunu ispatlamaya çalışacak...
Bunu ispatlamaya çalışırken bunu karakter üzerinden yapacak ve onu bu iddiaya uygun zorlukların içine sokacak.
Karakterin belinden ter gelmeden olmaz 🙂
Örneğin atıyorum iddiası "Allaha olan aşktan başkası yalan" ise.
Önce karakteri iyi yaşayan, geliri iyi, belki arada pislik yapan, onla bunla aşk yaşayan, hatta koko kullanan
rakiplerini ezen biri yapacak..Hatta mafya olabilir.Bu arada da arkadaşın bahsettiği kendisini seven kızı terketmiş olabilir...Sonra birden birşey olacak ve görüşü değişecek. (belki bir yakını ölür ya da hapse gişrer falan filan)
Görüşü değişmeye başlayıp Allaha yöneldiği anda başına gelmeyen kalmayacak. İşte film burda hız kazanacak.
Eskiden ezdiği rakipleri rövanş için gelmeye başlayacaklar...Ama o allah aşkını tatmış bir kere..
Bu arada o eski kitapçı arkadaşına "ara ara tartışmak, bilinçlenmek, gerçeğe ulaşmak" için gidebilir.
Deli yürekteki "kuşçu" misali... (Gerçi berbat bir diziydi)
Sonra filmin doruk noktası. Bu da bende kalsın. 🙂
Tabi süslemeler, cilveler, iyi bir film çıkartmak biraz da bu işleri bilen bir yönetmene bağlı...
selamlar,