Forum

Asılar Savaşı (Bili...
 

Asılar Savaşı (Bilim Kurgu Film Senaryo-Sinopsis)

11 Gönderi
4 Üyeler
0 Reactions
3,238 Görüntüleme
(@yasinozdemir)
Gönderi: 11
Başlığı açan
 

Sinopsisini tam tamamlamasamda tecrübelerinizden faydalanmak istedim. Umarım fikrinizi açıkca söylersiniz...
---------->ASIRLAR SAVAŞI SİNOPSİS<----------

Zaman bükücüler ile gölge bükücüler arasında asırlardır süren ve neredeyse tüm uzay ve zamanı kapsamaya başlayan Asırlar Savaşı. Bu savaştan elinden geldiğince uzak durmaya çalışan, bir isim kullanmayan, çevresindekilerin isimsiz olarak çağırdığı başkarakterimizin hayatta tek bir amacı vardır. O da tüm hayatı boyunca sonsuz evrende görebildiği kadar çok yer görmek ve tanışabildiği kadar çok insanla tanışmaktır. Bir gün uzayzaman makinesi Uzib’de tek başınayken Bükücüler Konseyi’nden gelen bir mesaj ile gezegeni olan Nebulanova’ya çağrılır. Nebulanova’ya gelen İsimsiz Bükücüler Konseyi tarafından bilinen uzayın sınırına yakın bir yerde bulunduğuna inanılan Saklı Gezegen’de yapılan Kadim Bükücüler tapınağına gönderilir. İsimsiz burada Nebulanova’da anlatılan efsanelerde adı geçen Ultimatom adlı cihazı arayacaktır. Nebulanova’ya tüm giriş çıkışları izleyen gölge bükücüler İsimsiz’in gemisinin gezegene indiğini ve birkaç saniye sonrada gezegenden ayrıldığını görünce Gölge Konseyi İsimsiz’in peşine altı kişilik bir ekip gönderir. Gölge bükücüler uzayzaman aracı olan ve birçok silahla donatılmış olan Ekinator’la İsimsiz’in peşine düşerler. İsimsiz gemisini zaman girdabının içinde uçururken bir yanda da bilinen uzayın sınırını taramakta ve Saklı Gezegen’in yerini saptamaya çalışmaktadır. Derken İsimsiz’in gemisi sarsılır. İsimsiz dışarıda neler olduğuna bakmak için dış tarayıcıları çalıştırır ve konsolun üzerinde bulunan bir ekranın önüne gelir. Ekranda zaman girdabında hızla yol alan Ekinator’u görür. Ekinator’da ki ağır lazer silahları Uzib’e çevrilmiş ve ateş etmektedir. İsimsiz’in kullandığı Uzib bir savaş için pekte uygun değildi. Bu yüzden İsimsiz gemisini zaman girdabından çıkarıp uzay boşluğuna getirdi. Bunu gören gölge bükücülerde zaman girdabından çıkıp uzay boşluğuna geldi. İsimsiz Uzib’de bulunan kalkanları tam kapasite hatta tam kapasitenin de üzerinde çalışmaya zorluyordu. Ekinator’un ağır lazer silahları hala daha Uzib’e lazer yağdırıyordu. Uzib ağır darbeler alıyordu. İsimsiz ise hala bilinen uzayın sonunu taramakta ve Saklı Gezegen’i aramaktaydı. Sonunda tarayıcıya bilinen uzayın sınırında bulunan bir gezegen takılır. İsimsiz hemen bu gezegenin koordinatlarını girer ve gemisini tekrar zaman girdabına sokar. Peşinden de gölge bükücüler zaman girdabına geçer. Uzib gökyüzünde birçok yıldızın bulunduğu açık bir alana iner. İsimsiz hızla gezegenin atmosferini tarar. Gezegenin atmosferi nefes almaya uygun olduğunu görünce hızla Uzib’den çıkar. Uzib’den çıkar çıkmaz etrafına bakar. İsimsiz hiçbir şeyin bulunmadığı bir yerdedir. Birkaç saniye sonra koşarak Uzib’in bulunduğu yerden ayrılır. İsimsiz ayrıldıktan birkaç saniye sonra Ekinator Uzib’in birkaç metre sağında belirir. Altı kişilik gölge bükücü grubu Ekinator’dan çıkarlar. Biri Uzib’in yanında kalır. Diğerleri ise İsimsiz’i bulmak için gezegende dağılırlar.

 
Gönderildi : 07/05/2015 3:21 pm
(@seddata)
Gönderi: 0
 

Galaksi Koruyucuları filmini izledin mi bilmiyorum. Eğer izlediysen, o filmi yarım sayfalık, bir de ayırabilirsen, iki üç paragrafta sinopsisini yazmayı dener misin. Mümkünse, (ki yapabileceğini umuyorum) sadece geniş zaman kipiyle yazar mısın?

Sinopsisini anlamadım. Sadece sorun anlatımında mı, projenin kendisinde mi onu öğrenmek için diyorum.

Önerimi, şiddetle tavsiye ediyorum....

https://www.youtube.com/@seddata

 
Gönderildi : 07/05/2015 4:39 pm
(@lightshadow)
Gönderi: 0
 

adamın tek bir hedefi var, uzayda gezip tozmak, bir de daha fazla insan tanımak. bu adama bir görev veriliyor. zıttırı gezegeninde pıttırı makinasını bulma görevi veriliyor. bu adam niye bu görevi kabul ediyor? tek amacı gezip tozmak ve alem yapmak değil mi? görevi önce kabul etmesin. bir iç çatışma yaşasın. bir kıza aşık olsun, bu kız bu görevi kabul etmesine sebep olsun, ya da bir yakını falan düşman kuvvetler tarafından öldürülsün, bu eleman da pıttırı makinasını bulup düşmanlara karşı kullanmayı amaç edinsin. bir iç çatışma yaşamadan, bu adamı kahraman yapmamak gerek. adam kahraman olmaya karar verecek bir sebep bulmalı. sinopsisi baştan kurgulamalısın. ayrıca net bir hedef belirlemelisin. hikayenin sonunun ne olacağını da bilmelisin ve bu sona ulaşmak için olay örgüsünü doğru bir biçimde kurmalısın.

“The first draft of anything is shit.” Ernest Hemingway

 
Gönderildi : 07/05/2015 10:35 pm
(@yasinozdemir)
Gönderi: 11
Başlığı açan
 

İşte ASIRLAR SAVAŞI'nın yeni sinopsisi yine tam bitmiş değil ama bitirmeden önce fikir olmak istedim. Birde 60 sayfalık bir senaryonun ortalama kaç sayfa sinopsisi olması gerekir? Bilgisi olna var mı?

Gölge bükücüler ve zaman bükücüler arasında asırlardır süren ve neredeyse tüm uzay ve zamanı kapsamaya başlayan Asırlar Savaşı. Bu savaştan elinden geldiğince uzak durmaya çalışan ve bir isim kullanmayan kahramanımız kendine sonsuz kozmosu gezmeyi, yeni yerler görmeyi, yeni canlılarla tanışmayı, yeni bilgiler öğrenmeyi ve en önemlisi de karşılaştığı tüm kötülüklerle mücadele etmeyi kendisine amaç edinmiştir. Bu doğrultuda kendisinden yardım talep eden herkesin yardımına koşmaktadır. Bir gün isimsiz kahramanımızın uzayzaman aracı U.Z.İ.B. sonsuz boşlukta öylece savrulurken kendisi gemisinin kontrol panelinin önüne oturmuş ve kuantum fiziği ile ilgili bir kitap okumaktaydı. Birden konsoldan yükselen bip sesleri kontrol odasını doldurdu. İsimsiz elindeki kitabı kapatıp yere koyar ve ardından ayağa kalkar ve kontrol panelinin başına gelir ve bir düğmeye basar. Kontrol odasını yardım isteyen bir kadın sesi doldurur. Kadın Ragganos adlı gezegenin kraliçesi Eftalya’dır ve Ragganos’un saldırı altında olduğunu ve daha fazla dayanamayacaklarını söylemektedir. Eftalya’nın mesajı bittiğinde İsimsiz gemisini hemen Ragganos’a çevirir. İsimsiz kısa bir süre içinde Ragganos’un kraliyet sarayının taht odasına gemisiyle iniş yapar. İsimsiz gemisinden çıktığında Eftalya’nın sert tepkisiyle karşılaşır. Eftalya’nın bu sert tepkisinin nedeni de İsimsiz’in bir zaman bükücü olduğunu anlamasıdır çünkü gezegeni gölge bükücüler tarafından işgal edilmek üzeredir. Gölge bükücülerinde Ragganos’u işgal etmelerinin sebebi Ragganos ile İsimsiz’in gezegeni olan Nebulanova arasında çok uzun yıllar önce gerek ticaret olsun gerek başka bir şey olsun Ragganosluların Nebulanova’ya kısa sürede ulaşmalarını sağlamak adına kurulan hiperuzay kanallarıdır. Gölge bükücüler Ragganos’u işgal ederlerse Ragganos’u bir rampa gibi kullanacaklardır ve müttefiklerini hızla Nebulanova’ya getireceklerdir. İsimsiz, Eftalya’yı savaşta hiç yer almadığına hatta o savaştan ve evrende yapılmış, yapılan ve yapılacak olan tüm savaşlardan nefret ettiğine ikna etmeye çalışsa da başarılı olamamıştır. Eftalya, İsimsiz’i odanın penceresinden dışarı bakmaya zorlar. İsimsiz odanın penceresinden dışarı baktığında tüm hayatı boyunca nefret etmekten vazgeçmeyeceği bir manzarayla karşılaşır ve üzülür aynı zamanda da dehşete düşer. Bu sırada dışarıdan gölge bükücülerin saraya girdiklerini ve taht odasına da yaklaştıklarını belli eden lazer silahlarından çıkan sesler ve acı içinde bağırarak can veren insanların sesleri duyulur. Eftalya, İsimsiz’den tekrar gitmesini ister bu sefer ırkına olan kızgınlığından değil bu savaşta bir ırkın daha sonunun geldiğini bildiği için İsimsiz’den gezegenini terk etmesini ve Nebulanova’ya dönüp zaman bükücüleri uyarmasını istediği için onun gitmesini ister. İsimsiz başta kabul etmese de giderek yaklaşan sesler zamanın daraldığını ve yakalanma riskinin de arttığını gösterdiğinden bu riski göze alıp Nebulanova’yı tehlikeye atmayı istemez ve U.Z.İ.B.’e biner ama gezegenden ayrılmaz. Sadece gemisini görünmez yapar ve Eftaya’ya ne olacağını görmek için gemisinin dış tarayıcılarını çalıştırır ve Eftaya’yı izlemeye başlar. Kısa bir süre sonra gölge bükücüler odanın kapısını kırarak açarlar ve içeri altı tane gölge bükücü girer ve Eftalya’nın etrafını sararlar. Komutanları ölmüş Ragganoslu bir askeri yerde sürükleyerek içeri girer. Askeri Eftalya’nın önüne atar. Eftalya ve gölge bükücü komutan arasında bir konuşma geçtikten sonra gölge bükücü komutan Eftalya’yı vurur. İsimsiz, Eftalya vurulduğu an dış tarayıcıyı kapatır ve gemisini uzay boşluğuna getirir. İsimsiz ellerini konsolun üzerine koymuş üzgün bir şekilde dururken Nebulanova’dan bir mesaj gelir. Mesajda bükücüler konseyi İsimsiz’i geri çağırmaktadırlar. Şayet İsimsiz gezegene gelmez ise onu U.Z.İ.B.’lere yerleştirilmiş olan geri çağırma devresini kullanarak gezegene getireceklerini de söyleyerek mesajı bitirirler. İsimsiz istemese de gezegene dönmek zorunda kalır. Gezegene gelen İsimsiz bükücüler konseyi tarafından Nebulanova’da anlatılan eski kadim bir efsanede yer alan bilinen uzayın sınırında bulunan Saklı Gezegen’de saklanan Nebulanova’nın kadim atalarının son eseri olan Ultimatom’u bulmaya gönderirler. Gezegene tüm giriş çıkışları izleyen gölge bükücüler İsimsiz’in gezegene geldiğini ve ayrıldığını öğrenirler. Bunun üzerine gölge birliği İsimsiz’in peşine altı kişilik bir ekip gönderirler. Altı kişilik gölge bükücü ekibi kendi uzayzaman araçları olan Ekinator’a binip İsimsiz’in peşine düşerler. İsimsiz gemisini zaman girdabında sorunsuz bir şekilde uçururken bir yandan da bilinen uzayın sınırını taramakta ve Saklı Gezegen’i aramaktadır. Birden gemisi sarsılır. İsimsiz dışarıda neler olduğuna bakmak için dış tarayıcıları çalıştırır ve konsolun üzerinde bulunan ekranın önüne gelir. Zaman girdabında peşinden hızla yol alan bir Ekinator’un olduğunu ve tüm silahlarını gemisine doğru çevirip ateş ettiğini görür. İsimsiz hemen gemisini zaman girdabından çıkarır ve uzay boşluğuna getirir. Gölge bükücülerde İsimsiz’i takip edip uzay boşluğuna gelirler. İsimsiz hala daha gölge bükücülerin gemisinden gelen lazer ışınlarına maruz kalmaktadır. İsimsiz gemisindeki kalkanları tam kapasite çalışmaya zorlamakta bir yandan da bilinen uzayın sınırını taramaya ve Saklı Gezegen’i aramaya devam etmektedir. U.Z.İ.B. lazer ışınlarıyla dövülürken tarayıcıya bilinen uzayın sınırına yakın bir yerde bulunan bir gezegen takılır. İsimsiz gemisini hemen o gezegene doğru çevirir ve gemisini tekrar zaman girdabına sokar. Peşinden de gölge bükücüleri zaman girdabına geçerler.

 
Gönderildi : 18/05/2015 1:48 am
(@seddata)
Gönderi: 0
 

Amacın aksiyon bilim kurgu ise, sadece üç paragraflık yarım sayfaya sığdırman gerekir. Hatta filmi tek cümle ile anlatabilmen gerekir.

Ben de buna benzer hatalar yaptım, drama bir hikayeyi, bir farklılık yapmak adına komedi diliyle senaryoya döktüm, çok orjinal oldu. Ama ilk zamanlar sinopsisini uzun uzun yazdığım için sadece drama gibi görünüyordu ve kimseye anlatamıyordum. Şimdi filmi iki üç cümleyle anlatınca, çok daha fazla ilgi çekiyor. Neyse bir aksilik olmazsa yakın zamanlarda izlersiniz zaten...

Senin yazdığın bu paragrafsız, belli ki Dil bilgisi dersine hiç girmemişsin, melez olmuş, biraz tretman biraz senaryo biraz da sinopsis biraz da leblebi kokuyor...

Filmini tek cümle ile anlatabilir misin? Bir film tek cümleye sığdıramıyorsan, yolun çok ama çok başındasın ve filmin çok iyi olacağını, çok farklı çok ilgi çekici olacağını düşünüyorsun.

Benim yaptığım yemek en güzel yemek değildir, ama kendim yaptığım için ayrı bir tat alıyorum, ama başkası o tadı almayabilir...

Bu yazdığın kesinlikle sinopsis görevini görmez, hangi yapımcıya götürürsen götür, okumadan bir köşeye atılacaktır. Şöyle düşün, bu yazılanı, okutacak birkaç cümle yazmayı dene.

Hikayenle ilgili, bir öneri söyleyeyim. Bir hikayeyi gerçekçi bir şekilde, normallikten kaosa götürüp sonra gerçekçi ve beklenmeyen bir çözümle final yaparsan, güzel bir gerilim ve aksiyon potansiyeli taşıyan bir film olur.

https://www.youtube.com/@seddata

 
Gönderildi : 18/05/2015 2:13 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

adamın tek bir hedefi var, uzayda gezip tozmak, bir de daha fazla insan tanımak. bu adama bir görev veriliyor. zıttırı gezegeninde pıttırı makinasını bulma görevi veriliyor. bu adam niye bu görevi kabul ediyor? tek amacı gezip tozmak ve alem yapmak değil mi? görevi önce kabul etmesin. bir iç çatışma yaşasın. bir kıza aşık olsun, bu kız bu görevi kabul etmesine sebep olsun, ya da bir yakını falan düşman kuvvetler tarafından öldürülsün, bu eleman da pıttırı makinasını bulup düşmanlara karşı kullanmayı amaç edinsin. bir iç çatışma yaşamadan, bu adamı kahraman yapmamak gerek. adam kahraman olmaya karar verecek bir sebep bulmalı. sinopsisi baştan kurgulamalısın. ayrıca net bir hedef belirlemelisin. hikayenin sonunun ne olacağını da bilmelisin ve bu sona ulaşmak için olay örgüsünü doğru bir biçimde kurmalısın.

klasik holivud kahramanı 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 18/05/2015 4:00 am
(@yasinozdemir)
Gönderi: 11
Başlığı açan
 

Bu seferde olmadıysa bırakıyorum sinopsis yazmayı direkt Tretmana geçiyorum 🙂

Bir savaşı bitirmenin tek yolu soykırımdan geçseydi bunu yapabilir miydiniz? Kendi ırkınızı, düşman ırkı ve yaşanan savaştan sağ kurtulmayı başarıp ölümü bekleyen diğer ırkları yok edip bunun hatırasıyla ırkınızın son temsilcisi olarak ömrünüzün geri kalanını yaşayabilir miydiniz?

Tüm kozmosu korumaya kendilerini adamış zaman bükücüler, kendilerine gölge bükücü diye hitap eden bir ırkın tüm kozmosu ele geçirme arzularının gerçek olabileceğini anlamasıyla başlayan ve bir türlü bitmek bilmeyen bir savaşa yol açtı. Yüzyıllardır süren bu savaşa Asırlar Savaşı adı verilmişti ve bu savaş her iki ırkında içinde bulunduğu Seluan galaksisine yayılmaya başlamıştı.
Bu savaşın içine doğan ve bu savaşla büyüyen kahramanımız savaşta yer almayacağını belirterek gezegeninden ayrılmış ve tüm kozmosu dolaşmaya başlamıştı. Yaptığı seyahatlerde gördükleri ve tanıştıkları ona savaşın anlamsızlığını hatırlatıyor ve karşılaştığı tüm kötülüklerle mücadele etme arzusunu kamçılıyordu. Bir ismi olmasına karşın ismini gittiği yerlerde hiçbir zaman kullanmayan karakterimiz gittiği yerlerde isimsiz olarak anılmaya başlanmış ve herkesçe bilinen adı bu olmuştu.

Bir gün İsimsiz uzayzaman aracı olan U.Z.İ.B.’de tek başınayken bir mesaj alır. Mesajda Ragganos gezegeninin kraliçesi Eftal’ya yardım istemektedir. İsimsiz hemen gemisini Ragganos’a çevirir.

Ragganos’a gelen İsimsiz, Eftalya’nın sert tepkisiyle karşılaşır. Bu tepkinin sebebi de İsimsiz’in bir zaman bükücü olmasıdır. Ragganos gölge bükücüler tarafından işgal ediliyordur. Bunun sebebi de uzun yıllar önce gerek ticaret olsun gerekse başka şeyler olsun Ragganosluların İsimsiz’in gezegeni olan Nebulanova’ya daha hızlı gelebilmelerini sağlamak için kurulan hiperuzay kanallarıdır. Şayet gölge bükücüler bu gezegeni işgal ederse bu gezegen savaşta onlara büyük bir artı sağlayacaktır.

İsimsiz, Eftalya’yı bu savaşta hiç yer almadığını hatta evrende yapılmış, yapılan ve yapılacak olan tüm savaşlardan nefret ettiğini söylese de onu ikna edemez. Eftalya, İsimsiz’den pencereden bakmasını ister. İsimsiz pencereden dışarı baktığında harabeye dönmüş bir yer görür. Bu manzara ona kendi gezegenini, yok oluşlarına şahitlik ettiği başka gezegenleri ve canlıları hatırlatır ve üzülür. Bu sırada dışarıdan lazer silahlarının sesleri ve acı içinde bağıran insanların sesi gelmeye başlar. İsimsiz, Eftalya’yı kendisiyle gelmesi için bir türlü ikna edemez ve en sonunda gemisine biner. Gezegenden gitmek yerine gemisini görünmez yapıp neler olacağını görmek için gemisinin dış tarayıcılarını çalıştırır ve izlemeye başlar.

İçeri giren gölge bükücüler Eftalya’yı hiç acımadan öldürürler. İsimsiz, Eftalya’nın ölümünü gördüğünde dış tarayıcıları kapatır ve gemisini uzay boşluğuna getirir. Gemisi uzay boşluğunda öylece savrulurken İsimsiz bir ırkın daha yok oluşuna şahitlik etmenin verdiği acıyla kontrol panelinin başında öylece durmaktaydı. İçinden saçma sapan arzulara lanetler okurken aklında da bu savaşın artık bir son bulması gerektiği düşüncesi vardı. Haklıydı da savaş haddinden fazla uzun sürmüştü ve bitmesi gerekiyordu ama nasıl? Zaman bükücüler kaybederse gölge bükücüler onları tamamen ortadan kaldıracak ve kozmosta hiç kimse onların önünde duramayacaktı. Gölge bükücülerde amaçlarına ulaşmadan geri çekilmezdi. İsimsiz bu savaşı bitirmenin bir yolunu bulmayı çok istiyordu. Artık yok olan başka medeniyetler ve gezegenler görmek istemiyordu. Zihni savaşı nasıl bitireceğiyle doluyken Nebulanova’dan bir mesaj geldi. Bükücüler konseyi onu geri çağırıyordu. İsimsiz hemen gemisini gezegenine çevirdi. Gitmekten başka seçeneği yoktu. Şayet gitmezse konsey U.Z.İ.B.’lere yerleştirilen geri çağırma devresi sayesinde onu gezegene getireceklerdi.

Gezegene gelen İsimsiz Bükücüler Konseyi tarafından Nebulanova’da anlatılan kadim bir efsaneye göre bilinen uzayın sınırında ve ya sınırına yakın bir yerde bulunan Saklı Gezegen’de var olan Nebulanova’nın kadim atalarının son icadı olan ve efsanelerde galaksi yiyici olarak tasvir edilen eşsiz bir silah olan Ultimatom’u bulması için görevlendirilir. İsimsiz görevi kabul eder ve gemisine binip gezegenden ayrıldı. Gezegene olan tüm giriş çıkışları izleyen gölge bükücüler İsimsiz’in gezegene gelip ayrıldığını fark ederler ve İsimsiz’in peşine altı kişilik bir gölge bükücü ekibi gönderirler. Gölge bükücüler kendi uzayzaman araçları olan Ekinatorla İsimsiz’in peşine düşerler.

İsimsiz gemisini zaman girdabında sorunsuz bir şekilde uçururken bir yandan da bilinen uzayın sonunu taramakta ve Saklı gezegeni aramaktadır. Birden İsimsiz gölge bükücülerin açtığı ateş altında kalır. İsimsiz peşinde gölge bükücüler olduğunu anladığında hemen zaman girdabından çıkar ve uzay boşluğuna gelir. Gölge bükücülerde zaman girdabından çıkıp uzay boşluğuna gelirler. İsimsiz ve gölge bükücüler arasında ufak bir kovalamaca yaşanır. Sonunda tarayıcıya bilinen uzayın sınırında bir gezegen takılır. İsimsiz gemisini tekrar zaman girdabına sokar ve hızla bulduğu gezegene doğru gider. Peşinden de gölge bükücüler gelmektedir.
İsimsiz gökyüzünün yıldızla dolu olduğu bir düzlüğe iniş yapmıştır. Gemiden hemen çıkan İsimsiz hızla olduğu yerden uzaklaşır. Bir müddet sonra İsimsiz’in gemisinin yanına iniş yapan gölge bükücü ekibi gemlerinden çıkarlar ve içlerinden birini U.Z.İ.B.’in başında bırakıp İsimsiz’i aramaya başlarlar. Gölge bükücüleri insanımsı siyah varlıklar olan Siyahlardan biri izlemektedir. Diğer gölge bükücüler gittikten sonra Siyah saklandığı yerden çıkar ve geride kalan gölge bükücüye saldırır ve onu öldürür.
İsimsiz ağaçların arasında nereye gittiğini bilmeden yürürken onu da başka bir Siyah takip etmektedir.

 
Gönderildi : 18/05/2015 2:32 pm
(@seddata)
Gönderi: 0
 

O kadar fazla gereksiz ve fantazi terim var ki, bir türlü konsantre olamıyorum, seyirci de olamayacaktır, yine de anladığım kadarıyla bir öneri.

Başı boş gezen isimsiz birinden kim niye yardım istesin ki?

Filmin başında savaşın etkisini, soykırımın gelişini vermelisin ve seyirciye bir umuda bağlamalısın, hatta en sonunda umutsuzluğa düşürmelisin.

Karakterin, madem başı boş bir adam, en azından hırsız olabilir, isimsiz yerine bir lakap daha iyi gider. İsimsiz sadece soru işaretidir. Belli ki karakterin bir gizemi yok, bu yüzden çakalca bir ismi olmalı, asırlardır süren savaştan hırsızlık yapabilir, bi nevi fırsatçılık. Korumak istediği bir kardeşi felan da olabilir, Serenity filmi aklıma geldi nedense...

Karakter seçim yapmak zorunda kalınca, aşk olur, insanlık olur ne olursa, içindeki asıl ırk severliğini ortaya çıkarabilirsin. Böylece, aklına zaten fikir vardır ama yapacak cesareti yoktur, sonun gelişi, cesareti vermek zorunda kalır.

Sanırım senin referans filmlerin, riddickin günlükleri ve serenity...

Sinopsisini yazdım sayılır, ama sen eklemeyle devam ediyorsun, eklemeyle dizi yapılır, sinema değil...

https://www.youtube.com/@seddata

 
Gönderildi : 18/05/2015 7:30 pm
(@yasinozdemir)
Gönderi: 11
Başlığı açan
 

senaryo yazmaya başlamadığım için sinopsise ekleme ve ya çıkarma yapabilirim. Karakterim için ilk olarak Profesör ismini düşünmüştüm. Hem amacına da uygun. Karakterin bir gizemi var ama anlatmak istemiyorum. Bu film projesi benim "İSİMSİZ: SON ZAMAN BÜKÜCÜ" adlı dizi projemin başlangıç hikayesi. Bunu da TRT'nin TV Filmleri projesini gördükten sonra hazırlamak istedim. Bu projeyi TRT'ye onaylatıp çektirebilirsem ve olumlu sonuçlar alırsam dizim için belki yapımcı aramama gerek kalmayacağını düşündüğüm için. Bir sinopsis örneği indirip inceledim ve sinopsisi yeniden yazmaya başladım bu sefer bitince paylaşacağım. Referans konusuna gelirsek bu projeler için benim referans kaynağım Doctor Who adlı ingiliz kült yapım bilim kurgu dizisidir. Riddic'in Günlükleri'ni izlememe karşın Serenity filmini izlemedim. Şimdiden yorumlarınız için çok ama çok teşekkür ederim.

 
Gönderildi : 19/05/2015 1:09 am
(@yasinozdemir)
Gönderi: 11
Başlığı açan
 

İşte ASIRLAR SAVAŞI'nın tam sinopsisi. Yorumlarınızı bekliyorum...

“Bir savaşı bitirmenin tek yolu soykırımdan geçseydi bunu yapabilir miydiniz? Kendi ırkınızı, düşman ırkı ve yaşanan savaştan sağ kurtulmayı başarıp ölümü bekleyen diğer ırkları yok edip bunun hatırasıyla ırkınızın son temsilcisi olarak ömrünüzün geri kalanını yaşayabilir miydiniz?”

Tüm kozmosu ve zamanı gezmeyi, yeni canlılar tanımayı, yeni bilgiler öğrenmeyi ve yaptığı yolculuklarda karşılaştığı tüm kötülüklerle savaşmayı kendine amaç edinmiş olan bu karakterimiz bir ismi olmasına karşın gittiği yerlerde ismini hiç söylemiyor ve herkese kendini Profesör olarak tanıtıyor.

Profesör Aspagadon Galaksisi’nde yer alan İkizler Yıldız Sisteminde bulunana Nebulanova’da yaşamakta olan bir zaman bükücüdür. Zaman bükücülerde yüzyıllardır tüm kozmosu ele geçirmek isteyen gölge bükücüler ile savaşmaktadır. Profesör bu savaştan uzak durmaya çalışmakta ama uzak duramamaktadır çünkü savaş nereyse tüm Aspagadon Galaksisi’ni kapsadığından ve yavaşça diğer galaksilere sıçradığından nereye gitse kendini bu savaşın içinde bulmaktadır.

Bir gün gemisi U.Z.İ.B. ‘deyken gemisi bir yardım sinyali yakalar. Profesör sinyali takip eder. Sinyal gölge bükücüler tarafından neredeyse işgal edilmek üzere olan Ragganos’dan gelmektedir. Profesör gezegene gelip gezegenin kraliçesi Eftalya ile karşılaştığında Eftalya onun yardımını istemez. Bunun nedeni Eftalya’nın zaman bükücülere duyduğu öfkedir. Yüzyıllardır süren bu savaşta sonunda gölge bükücüler uzun zaman önce Ragganos ile Nebulanova arasında Ragganosluların kolayca Nebulanova’ya ulaşmaları için kurulan hiper uzay kanallarını keşfetmişlerdi. Savaşta çok büyük üstünlük elde etmek içinde Ragganos’a karşı savaş açmışlardı. Sonunda gölge bükücüler tüm Ragganosluları öldürerek gezegeni işgal ederler. Bu savaşla birlikte birçok soykırıma şahit olmuş Profesör bu soykırımla birlikte kendini ve hayatını adadığı amacını sorgulamaya başlamıştır. Yaşadığı tüm zaman boyunca hep iyi olmaya çalışmıştı Profesör. Her zamanda ezilenlerin yanında olmuştu. Şimdi herkes ondan kaçıyordu. Neden? Çünkü savaşı gezegenlerinde istemiyorlardı. Bu savaşla birlikte hep yanında olduğu küçük varlıklar bir bir yok olmuşlardı. Profesör için bu savaşın artık bitme zamanı gelmişti ama nasıl bitirebilecekti bu savaşı? Zaman bükücüler geri çekilse o zamanda gölge bükücüler tüm zaman bükücüleri öldüreceklerdi ve tüm kozmosu ele geçirmelerinde önlerinde hiçbir şey duramayacaktı. Gölge bükücülerde zaten istediklerini almadan geri çekilmeyeceklerdi. Ama bu savaşı bitirmenin başka bir yolu mutlaka olmalıydı. Tıpkı evrende büyü hariç her şeyin olabileceğine inandığı gibi. Profesör bu düşüncelerle doluyken Nebulanova’dan bir mesaj alır. Mesajda Bükücüler Konseyi Profesör’ü geri çağırmaktadır. Profesör’ün ise gitmekten başka seçeneği yoktur çünkü gitmezse U.Z.İ.B.’lere yerleştirilen geri çağırma devresi çalıştırıldığında otomatik olarak Nebulanova’ya gidecekti.

Nebulanova’ya gelen Profesör’e, Bükücüler Konseyi tarafından Nebulanova’da anlatılan eski ve kadim bir efsanede yar alan ve bir galaksi yiyici olarak tasvir edilen Ultimatom’u bulma görevi verilir. Profesör, Ultimatom’u bulup Nebulanova’ya getirse bile zaman bükücüler bu aletin kullanıp kullanılmayacağı hususunda bir yüzyıl sürecek bir tartışmanın içine girecekler ve sonunda da aleti kullanmama kararı alacaklardı. Bunu bilen Profesör Ultimatom’u bulursa onu zaman bükücülere vermeyecek kendisi kullanacaktır.
Nebulanova’ya tüm giriş çıkışları izleyen gölge bükücüler Profesör’ün gezegene geldiğini ve gezegenden ayrıldığını görürler. Bir şeylerin döndüğünden şüphelenen gölge bükücüler Profesör’ün peşine altı kişilik bir ekip gönderirler. Altı kişilik gölge bükücü ekibi kendi uzay zaman araçları olan Ekinatorla Profesör’ün peşine düşerler.

Profesör bilinen uzayın sınırını taramakla meşgulken gemisi sarsılır. Profesör dış tarayıcılar vasıtasıyla dışarıya baktığında gölge bükücülerin kendisini takip ettiğini görür. Profesör ve gölge bükücüler arasında ufak bir kovalamaca yaşanır. Birden tarayıcıya bilinen uzayın sınırında bir gezegen takılır. Profesör hızla gemisini bulduğu gezegene doğru yöneltir. Peşinden de gölge bükücüler gelmektedir.

Profesör bulduğu gezegene iniş yapar yapmaz gemisinden çıkar ve koşarak bulunduğu yerden uzaklaşır. Birkaç saniye sonra Profesör’ün gemisinin yanına Ekinator iniş yapar. İçinden gölge bükücüler çıkar. Gölge bükücülerden biri U.Z.İ.B.’in yanında kalır. Diğerleri ise Profesör’ü bulmak için oradan ayrılırlar. Bu sırada gölge bükücüleri gizlice izleyen insanımsı siyah canlılar olan Siyahlardan biri saklandığı yerden çıkar ve geride kalan gölge bükücüye saldırır.

Profesör gezegenin ormanında nereye gittiğini bilmeden öylece yürürken onu takip eden Siyah’tan haberi bile yoktu. Birden karşısına bir insan iskeleti çıkar. Profesör iskeleti incelemeye başlar. Bu fırsattan yararlanarak Siyah, Profesör’e saldırır. Bu sırada diğer gölge bükücülere de birer Siyah saldırmış ve tüm gölge bükücüleri yakalanmıştır.
Profesör kendine geldiğinde ellerinin bağlı olduğunu yanında da altı tane gölge bükücü olduğunu görür. Çevrelerinde de birçok siyah vardır. Gölge bükücü ekibinin lideri esir düşmekten hiç hoşlanmayan biridir. Bu yüzden Siyahları tehdit etmektedir. Bir müddet sonra Siyahlardan biri gölge bükücü ekibinin liderini öldürür.

Siyahlar, Profesör ve geriye kalan beş gölge bükücüyü mağaranın derinliklerinde bulunan bir kapının önüne getirirler. Esirlerinin ellerini teker teker kapının üzerindeki el işaretinin üzerine koyarlar. Profesör elini işaretin üzerine koyduğunda kapı açılır. Siyahlar Profesör ile birlikte içeri girerler.

Odada havada öylece duran bozulmuş bir rubik küp vardır. Birden odada Profesör eskiden birlikte yolculuk ettiği Esra gelir. Esra’nın odaya gelmesiyle Siyahlar birden ortadan kaybolmuşlardır. Esra aslında yapay zekâya sahip Ultimatom’un Profesör’le iletişim kurmak için seçtiği bir görüntüdür. Siyahlar ise Ultimatom’u korumakla görevli olan genetik olarak tasarlanmış canlılardır. Esra rubik küpü Profesör’e uzatır. Rubik küp Profesör’ün aradığı Ultimatom’dur. Profesör, Ultimatom’u alır. Esra birden ortadan kaybolur.
Profesör, U.Z.İ.B.’e binmiş ve bulunduğu gezegenden ayrılmıştır. Profesör, Aspagadon galaksisinde boş bir gezegene gelir. Bu sırada Bükücüler Konseyi’ne Ultimatom’u bulamadığını söylemiştir. Profesör, Ultimatom ile birlikte harabe bir kulübeye gelir. Profesör elinde tutuğu Ultimatom’a bakar düşüncelere dalar. Ultimatom’u kullanacak kadar kararlı mıydı ya da bir savaşı bitirmek için koca bir galaksiyi yok edecek kadar deli miydi? Profesör bu sorularla boğuşurken Esra tekrar gelir ve Profesör’e Ultimatom’u nasıl çalıştıracağını söyler. Profesör’ün gözlerinin önüne gördüğü soykırımlar, ölümler ve yıkımlar gelmektedir. Daha sonra Esra ona gezegeninde yaşanan savaşı gösterir. Profesör sonunda Ultimatom’u kullanmaya karar verir ve Ultimatom’u çalıştırır.

Profesör kendini ormanlık bir alanda baygın bir şekilde bulur. Yanında da gemisi vardır. Birden Esra ormanlık alanda belirir. Daha sonra Profesör gemisine biner ve bulunduğu yerden ayrılır.

 
Gönderildi : 21/05/2015 1:50 am
(@seddata)
Gönderi: 0
 

Bu sinopsis değil, tretman.

https://www.youtube.com/@seddata

 
Gönderildi : 21/05/2015 1:56 am
Paylaş: