Forum

ARKANI GÖR-KISA FİL...
 

ARKANI GÖR-KISA FİLM

18 Gönderi
3 Üyeler
0 Reactions
3,904 Görüntüleme
(@yazarist33)
Gönderi: 29
Başlığı açan
 

BENİM DEDİĞİN HAYATA DÖN Bİ BAK,
BAKMAKLA YETİNME
SENİ BURAYA GETİRENLERİ
GÖR!
Bir gece Kerim ve annesi şiddetli tartışmaktadır. Kerim son sözünü söyler ve ceketini alıp evden çıkar. O sinirle kapı önünde birikmiş suyu fark edemez ve basıp düşer. Uyandığında ise hiç bilmediği bir yerdedir. Burada yaşadıkları onu çok şaşırtacak ve ona çok şey öğretecektir.

SAHNE-1
İÇ. MUTFAK-GECE
Kamera evin dışından mutfağın penceresinden içeriye bakmaktadır. İçeride Kerim ve annesi şiddetli tartışmaktadırlar. Kamera içeriye doğru yaklaşır. Pencerenin camında durur, bir saniye bekler. Sonra mutfağa girer. Masada oturan anne ile ayakta duran oğlu arasında şiddetli bir tartışma geçmektedir. Anne Mine Hanım bakımsız, orta yaşlı ve yorgundur. Kerim yirmilerinde, uzun boylu bir gençtir.
KERİM
(bağırarak)
Bu benim hayatım! Anladın mı? Benim! Artık burnunu sokma, karışma hayatıma!

Kerim mutfaktan çıkar. Mine başını ellerinin arasına alır. Ağlar. Kerim evden çıkmak için ceketini alır ve kapıyı çarparak çıkar. Sinirli olduğu için hırslı davranan Kerim kapı önünde birikmiş suyu görmez, basar. Ayağı kayıp sırt üstü düşer.

SAHNE-2

İÇ. MEKÂN BELİRSİZ-ZAMAN BELİRSİZ

Gözlerini açan Kerim yerden kalkar. Uyandığı yeri tanımak için çevresine bakar ama hiçbir anlam veremez. Yüzünün buruşturarak acıyan başının arkasını ovuşturur. O sırada arkasından yere vurulan bastonun sesiyle irkilir, ani şekilde arkasını döner. Karşısında hiç tanımadığı yaşlı bir adam görür. Şaşırır.

ADAM
(sakin)
Yaklaş evlat, gel.

Kerim tereddüt eder. Ama adamın zararsız görüntüsüne güvenerek bir adım atar. Hiçbir hareket görmeyince adama yaklaşır. Bir eli bastonda bir eli arkasında, şık giyinmiş bu şapkalı adamı bir yerlerden tanıdığının farkına varır. Gözlerini kısar, daha iyi inceler.

ADAM
(sakin)
Tanıyamadın mı evlat?

KERİM
(şaşkın ama sakin)
Hayır. Kimsiniz siz ve ayrıca ben neredeyim?

ADAM
(sakin)
Merak etme. Asla zarar görmeyeceğin bir yerdesin. Şimdi burayı iyi değerlendir ve kararını ona göre ver.

Kendi solundan, karanlığın içinden gelen sese dönen Kerim tekrar adama döndüğünde kaybolduğunu görür.

SAHNE-3

İÇ. MEKÂN BELİRSİZ-ZAMAN BELİRSİZ

Solundan yine ses gelince korkar Kerim. Daha sonra biraz önceki adamdan daha yaşlı, gözlüklü bir adam görür. Yavaş ve zor yürümektedir. Önüne gelene kadar inceler.

YAŞLI ADAM
(titrek sesiyle)
1347 Kerim Boral.

KERİM
(heyecanlı ve şaşkın)
Kamil Hocam!

Kerim Kamil’e sarılır.

KERİM
(şaşkın)
Hocam siz burada ne arıyorsunuz? Burası neresi?

KAMİL
(titrek)
Evlat merak etme burada güvendesin. Çok durmayacağım zaten.

Kamil elini ceketinin iç cebine atar. Bir resim çıkarır. Kerim’e uzatır. Kerim resmi alır inceler. O resmi incelerken konuşurlar.

KAMİL
(titrek)
Hatırladın mı haylaz?

Eski resimde ağlayan çocuğun burnunu silen bir adam vardır.

KERİM
(kafasını kaldırmadan, sakin)
Hayal meyal hocam. Servisimi kaçırmıştım. Kaldırımda ağlarken yanıma gelip ne olduğunu sormuştunuz sonra eve götürmüştünüz.

Onay almak için kafasını kaldırır ama Kamil karşısında yoktur. Korkar. Bir iki adım geriye gider.

SAHNE-4

İÇ. MEKÂN BELİRSİZ-ZAMAN BELİRSİZ

Yeniden adım sesleri duyulur. Kerim sesin yönüne döner. Dikkatli bakar ama siluetten fazlasını göremez.

KERİM
(meraklı, bağırarak)
Kimsin!?

Yaklaşan kişiden ses gelmez. Ta ki Kerim’in önüne gelene kadar.

KERİM
(şaşkın, fısıltı)
Tarık amca?

Kerim bir an bekledikten sonra amcasının boynuna sarılır. Ağlar.

KERİM
(gözyaşlarını silerken)
Amca Allah için burası neresi, neredeyiz biz? Neler oluyor burada? Lütfen amca bana açıkla. Babaannemi gördüm amca, babaannemi, düşünsene. Sen, sen buradasın, yanımdasın. Neredeyim?

TARIK
(sakin)
Kerim, burası senin düşüncelerinin merkezi, beynin.

Afallar Kerim. Konuşmak ister ama konuşamaz. Amcası pantolonunun cebinden bir resim çıkarır.

TARIK
(sakin)
Al bunu Kerim.

Kerim, amcasının uzattığı resmi alır. Önce amcasına bakar sonra elindeki resme odaklanır. Resimde bir deniz kenarında, omzunda bir çocuk taşıyan adam vardır. Hem çocuk hem adam gülmektedir. Kerim gülümser.

TARIK
(sakin ve hafif gülümseme)
Hatırladın değil mi?

KERİM
(gülümseyerek)
Evet, deve güreşi yapacaktık ama deniz buz gibi olduğu için girememiştim ben.

Amcası da kaybolmuştur.

KERİM
(isyanla)
Sen de mi amca ya sen de mi?

SAHNE-5

İÇ. MEKÂN-ZAMAN BELİRSİZ

Kerim artık yorulmuştur, ümitsizdir. Bağdaş kurarak oturur. Başını ellerinin arasına alır. Yine adım sesleri duyar. Çevresine bakınır, bir şey göremez. Sonra bir siluet belirir ama kim olduğunu anlayamaz. Gözlerini kısarak bakar ama tanıyamaz. Ayağa kalkar. Yanına kadar sokulan adamı iyice inceler. Yüzündeki yara gözüne ilişir. Yara kameraya da gösterilir.

[FLASHBACK]

Bir elinde kâğıda sarılmış ekmek diğer elinde çocuğunun eli vardır. Sokakta yürümektedirler. Dar bir ara sokağa girerler. Karşılarına iki adam çıkar. Çocuk meraklı bakışlarla bir adamlara bir de onları görünce duran ve gözleri fal taşı gibi açılan babasına bakmaktadır. Adam çocuğunun elini bırakır, omzundan geriye doğru hafif iter.

BABA
(gözleri açılmış, çocuğa bakmadan, yavaşça konuşarak)
Sen eve git Kerim.

KÜÇÜK KERİM
(korkmuş ve şaşkın)
Ama baba!?

BABA
(hiç bozmadan)
Git dedim Kerim git, annene gelecek babam de.

Küçük Kerim arkasına baka baka koşmaya başlar. Adamlar babasının üzerine yürürler. Biri bıçak çıkarır ve babasına doğru sallar. Babası yüzüne aldığı bıçak darbesiyle yere düşer. Orda donup kalan küçük Kerim’e bakar, gülümser. Küçük Kerim koşarak uzaklaşır.

[FLASHBACK SONU]

Tekrar Kerim ve karşısında duran adam dönülür.

KERİM
(fısıltıdan biraz yüksek)
Baba!

BABASI
(gözünden akan yaşa rağmen sakince)
Oğlum!

Sarılır ve ağlarlar. Ekran kararır.

SAHNE-6

İÇ. MEKÂN-ZAMAN BELİRSİZ

Görüntü yeniden geldiğinde babasının Kerim’in alnından öptüğü görülür. Daha sonra sarılırlar ve ayrılırlar. Babası cebinden bir resim çıkarır ve Kerim’e uzatır. Kerim alır ve bakar. Resimde flashbackteki babasının yerdeyken gülümseyerek Kerim’e bakışı vardır. Kerim’in gözyaşı resmin üzerine düşer. Eliyle okşar gibi siler. Kafasını kaldırır.

KERİM
(gözyaşını silerken)
Baba! Gitmesen, kalsan yanımda.

BABASI
(sakin)
Merak etme oğlum ben hep yanındayım. Artık buranın neresi olduğunu biliyorsun ve sadece görmek için uğraşman yeterli. Her zaman buradayım.

Kamera Kerim’in omzunun üstünden görüntü alır. Babası arkasını döner yürür, karanlıkta kaybolur. Kamera da Kerim’in omzunun üstünden ayrılır ve babasının peşinden karanlığa girer, ekran kararır.

SAHNE-7

İÇ. MEKÂN-ZAMAN BELİRSİZ

Kerim yine yerde oturmaktadır. Önüne şimdiye kadar kendisine verilen resimleri sermiştir. Çenesini ellerine dayamış onları incelemektedir. Yine adım sesleri duyar ve resimleri toplayıp ayağa kalkar. Silueti görür ve biraz yaklaştıktan sonra onu burada ilk karşılayan adam olduğunu anlar. Karşısına gelir adam.

ADAM
(sakin)
Nedir değil mi bu resimler?

KERİM
(meraklı)
Yok, aslında hepsini biliyorum ama alakası ne onu anlamadım.

ADAM
(sakin)
İyi dinle o zaman.

SAHNE-8

DIŞ. SOKAK-GÜN

Kamera resme yaklaşır ve resim ekrana yerleşir. Görüntü hareketlenir. Ekranda kaldırımda oturmuş, ağlayan bir çocuk vardır. Kamera çekimi çocuğu yan profilden alır, yola dik şekilde. Netlik çocuktan çıkar ve birkaç metre ilerisindeki siyah arabaya kazandırılır. Kamera arabaya doğru ilerler ve ön camdan içeri girer. Direksiyondaki ve yandaki adam Kerim’in babasına saldıran adamlardır. Direksiyondaki adam sağına dönerek arkadaki adama konuşur.

DİREKSİYONDAKİ ADAM
(soru sesiyle)
Alalım mı patron?

ARKADAKİ ADAM
(sakince)
İlerle, yanaşınca ben alırım içeri.

Araba çalışır, kamera eski yerine döner. Araba hafif ilerler. O sırada küçük Kerim’in yanına ilkokul öğretmeni gelir. Araba yanlarından hızlıca geçer gider.

SAHNE-9

İÇ. MEKÂN-ZAMAN BELİRSİZ

Görüntü geldiğinde en baştaki yaşlı adam ile Kerim oturmaktadır masada. Kerim gözlerini masanın üzerinde resimlerden ayıramaz. Çok dalgındır. Ama karşısındaki adamı can kulağıyla dinlemektedir.

KERİM
(gözlerini resimlerden ayırmadan)
Peki, amcamla babamın verdiği resim? Onun hikâyesi ne?

ADAM
(normal)
Onlar benden sana armağan olsun evlat. Çok küçükken kaybettiğin, hatırlamakta zorlandığın amcan için. Babanın sizin için gidip de dönmediğini unutmaman için.

KERİM
(kısık sesle)
Bizim için.

ADAM
(normal)
Anladın mı evlat? Sen nelere borçlu olduğunu ama bilmediğini anladın mı? Seni çok seven az sayıdaki insanları üzmenin çok kolay olduğunu ama geçmişte senin için nelere boyun eğdiklerini anladın mı? Üzmek çok kolaydır evlat. Ama şu dünyada üzmemeyi öğrenmek ulaşabileceğin en yüksek zirvedir. Çünkü insan sevdikleriyle vardır. Sevmeyi ve sevilmeyi bilmelisin ki yaşayabilesin. Yaşamak nefes almaktan ibaret değildir evlat. Aldığın nefesi sevdiklerinle paylaşmaktır. Şimdi uyan, uyan ki geç kalma annene.

SAHNE-10

DIŞ. EV KAPISININ ÖNÜ-GECE

Kerim düştüğü yerde gözlerini açar, doğrulur. Gözlerini kısarak kafasının arkasını ovuşturur.

KERİM
(çok içten)
Annem!

Çok hızlı kalkar. Kapıyı hızlıca açar, kapatmadan içeri koşar.

SAHNE-11

İÇ. HASTANE-GECE

Kerim yoğun bakımda yatan annesine camdan bakmaktadır. Kafasını cama dayamıştır. Hiç ses çıkarmadan ağlar. Ekran değişmeden yaşlı adamın sesi duyulur.

ADAM
(normal)
Evlat. Unutma ki benim dediğin hayatın içinde seni sen yapan ama fark etmediğin çok sayıda fırça darbesi vardır. Ve yine unutma ki o fırça darbeleri olmasa bugün belki ben diyebilmek için nefes alamayacaktın. Şimdi arkana dön ama bakma her şeyi GÖR! evlat.
ARKANI GÖR! ve kim olduğuna karar ver.

Ekran yavaşça kararır.

SON

yarasa gibidir,ne kadar bağırsa da duyuramaz insanlara sesini...

 
Gönderildi : 17/08/2012 8:29 pm
(@yazarist33)
Gönderi: 29
Başlığı açan
 

Bu amatör kardeşinizin senaryosunu olumlu-olumsuz eleştirmekten çekinmeyin,üşenmeyin.sevgilerimle,şimdiden teşekkürler 🙂

yarasa gibidir,ne kadar bağırsa da duyuramaz insanlara sesini...

 
Gönderildi : 17/08/2012 8:31 pm
(@aliygt)
Gönderi: 0
 

Bazı yerlerde karakterin nasıl davrandığını duygularla anlatmışsın. Bunları tasvir etmeye çalış.

Örneğin; Sinirli olduğu için hırslı davranan Kerim kapı önünde birikmiş suyu görmez, basar. Ayağı kayıp sırt üstü düşer.

Yerine; Kerim gözleri kısık, başı hafif eğik, karşıya bakarak hızlı adımlarla dışarı çıkar. Suya basar, ayağı kayar ve sırt üstü düşer.

 
Gönderildi : 17/08/2012 11:06 pm
(@yazarist33)
Gönderi: 29
Başlığı açan
 

kesinlikle dikkate alacağım 🙂 çok teşekkürler. peki teknik olarak başka öneriniz var mı ? konuyu nasıl buldunuz ?

yarasa gibidir,ne kadar bağırsa da duyuramaz insanlara sesini...

 
Gönderildi : 17/08/2012 11:20 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

Bu amatör kardeşinizin senaryosunu olumlu-olumsuz eleştirmekten çekinmeyin,üşenmeyin.sevgilerimle,şimdiden teşekkürler 🙂
abi beynin merkezinde geçenler leyla ile mecnun u anımsattı-bilmiyorum izlemiş miydin o bölümü. gerçi orada geçti diye bi daha kimse kullanamayacak mı, yok öyle bi şey 🙂
ikincisi de kendisine nasihat edilerek değişince karakter işte o zaman biz/ben o değişime ikna olmuyoruz...
saygılar...

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 17/08/2012 11:41 pm
(@yazarist33)
Gönderi: 29
Başlığı açan
 

evet izlemiştim ama hiç aklıma gelmemişti 🙂 ikinci olarak da biraz daha nasihatin üstüne çıktığımı düşünüyorum ben.yorum yaptığın için çok teşekkürler 🙂

yarasa gibidir,ne kadar bağırsa da duyuramaz insanlara sesini...

 
Gönderildi : 17/08/2012 11:46 pm
(@aliygt)
Gönderi: 0
 

[Sahne 2,Sahne 7] ve arasını tek bir sahne olarak alsan iyi olur. Sonuçta yardımcı oyuncular dışında hiçbir şey değişmemiş. O sahneyi de tasvir etmemişsin. Mekan nasıl bir yer, neler var onları anlatarak başla mizansene. Misal; Zaman-Mekan ilişkisi yoktur. Her yer beyazdır. Parlak büyük bir ışık sislerin arasından Kerim'in yüzüne vurmaktadır. Yani demek istediğim aklına gelen bir sahneyi yazmadan önce kafanda canlandır. o sahneyi en iyi bakış açısıyla görmeye çalış. sonrada gördüklerini kağıda yaz. olay bundan ibaret.

Bir de Sahne 3'te son aksiyon paragrafına "Onay almak için kafasını kaldırır ama Kamil karşısında yoktur. Korkar. Bir iki adım geriye gider."

Sahne 2'de benzer bir durum yaşıyor fakat adam kaybolunca korkmuyor. Korkuyu sahne 2'ye al. sahne 3'de Öne doğru birkaç adım atar. Sağına soluna bakar. gibi bir şey yap arasın hocasını.

Şimdilik bu kadar, dikkatimi çeken bir şey olursa yazarım yine =)

 
Gönderildi : 18/08/2012 12:06 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

burada hepimiz bu işi öğrenmeye çalışıyoruz, eleştirilerim gerçekçiliğe ve etkili bir anlatıma kavuşalım diye

bak şimdi şuraya:
"Anladın mı evlat? Sen nelere borçlu olduğunu ama bilmediğini anladın mı? Seni çok seven az sayıdaki insanları üzmenin çok kolay olduğunu ama geçmişte senin için nelere boyun eğdiklerini anladın mı? Üzmek çok kolaydır evlat. Ama şu dünyada üzmemeyi öğrenmek ulaşabileceğin en yüksek zirvedir. Çünkü insan sevdikleriyle vardır. Sevmeyi ve sevilmeyi bilmelisin ki yaşayabilesin. Yaşamak nefes almaktan ibaret değildir evlat. Aldığın nefesi sevdiklerinle paylaşmaktır. Şimdi uyan, uyan ki geç kalma annene.

SAHNE-10

DIŞ. EV KAPISININ ÖNÜ-GECE

Kerim düştüğü yerde gözlerini açar, doğrulur. Gözlerini kısarak kafasının arkasını ovuşturur.

KERİM
(çok içten)
Annem!
"

burada bu nasihat konuşmasından sonra değişim meydana geliyor.
bu da nasihati ön plana getirdiğin anlamına geliyor.
nasihat kullanılabilir mi, kullanılabilir hele ki nasihat içerikli bir toplum olmamız sebebiyle evet, ancak bunu senaryonun başında kullansan ve çocuk itiraz etse ve sonunda o nasihate gelse daha gerçekçi olur
genelde durum budur yani, nasihatle değişebilen kişi zaten o nasihate ihtiyaç duymayandır, saygılar

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 18/08/2012 12:12 am
(@yazarist33)
Gönderi: 29
Başlığı açan
 

yorumlarınız ve eleştirileriniz için çok çok ve tekrardan çok teşekkür ederim 🙂 tabi ki ben her türlü eleştiriye açığım,karşılıklı konuşarak,tartışarak en doğruya ulaşmalıyız.birbirimize verici olacağız ki ilerleyelim.hem sevilelim hem sevelim 🙂 evet eleştirilerinize bakınca haklısınız demeliyim.tekrar tekrar gözden geçireceğim,hep birlikte geçirelim ve maksimum verime ulaşalım 🙂 tekrardan teşekkürler,tekrar bir şey görürseniz lütfen esirgemeyin o tatlı yorumlarınızı 🙂

yarasa gibidir,ne kadar bağırsa da duyuramaz insanlara sesini...

 
Gönderildi : 18/08/2012 1:48 pm
(@aliygt)
Gönderi: 0
 

Öncelikle bi'şey değil 🙂
SAHNE-1
İÇ. MUTFAK-GECE
Kamera evin dışından mutfağın penceresinden içeriye bakmaktadır. İçeride Kerim ve annesi şiddetli tartışmaktadırlar. Kamera içeriye doğru yaklaşır. Pencerenin camında durur, bir saniye bekler. Sonra mutfağa girer. Masada oturan anne ile ayakta duran oğlu arasında şiddetli bir tartışma geçmektedir. Anne Mine Hanım bakımsız, orta yaşlı ve yorgundur. Kerim yirmilerinde, uzun boylu bir gençtir.
KERİM
(bağırarak)
Bu benim hayatım! Anladın mı? Benim! Artık burnunu sokma, karışma hayatıma!

Kerim mutfaktan çıkar. Mine başını ellerinin arasına alır. Ağlar. Kerim evden çıkmak için ceketini alır ve kapıyı çarparak çıkar. Sinirli olduğu için hırslı davranan Kerim kapı önünde birikmiş suyu görmez, basar. Ayağı kayıp sırt üstü düşer.

1. si aksiyonu yazarken annesi deme, çünkü bu hikaye değil. diyalogda geçebilir ama aksiyonda karakterin ismini yaz.
2. si karakterlerin çözümlemesini senaryoda yapmana gerek yok. onun yerine sinopsiste verebilirsin.
3. sü burada kameranın kadrajını belirlemişsin. Edebi senaryoda bu olmaz. İlla bunuda koycam diyorsan ayrı bi sahne olarak yaz. Orayı şöyle değiştirebilirsin mesela;

1. MUTFAK PENCERESİ (DIŞ-GECE)
Eski, tahta çerçeveli bir pencereden içerideki mutfak gözükmektedir. Mine yemek masasının yanındaki sandalyede oturmakta, Kerim ayakta, parmağını sallayarak Mine'ye bir şeyler söylemektedir.
2. MUTFAK (İÇ-GECE)
Mine yemek masasının yanındaki sandalyede oturmakta, Kerim ayakta, parmağını sallayarak Mine'ye bir şeyler söylemektedir. Masanın üstünde bir su bardağı ve küçük cam şişede su vardır.

KERİM
(Bağırarak)
Artık burnunu sokma, karışma hayatıma!

Mine'nin gözleri dolmuş ve kızarmıştır. Kerim eğilir, gözlerine bakar.

KERİM
(düşük ses tonuyla)
Bu benim hayatım! Anladın mı? Benim!

Kerim mutfaktan çıkar. Mine başını ellerinin arasına alır, ağlamaya başlar. Koluyla bardağa ve şişeye vurur. Bardak ve şişe yere düşer, kırılır.

===>bundan sonra çıkması ve düşmesi ayrı bir sahnedir. devamına ekleme. KAPI ÖNÜ (DIŞ-GECE) olarak yeni bir sahne yaz.

 
Gönderildi : 18/08/2012 3:50 pm
(@yazarist33)
Gönderi: 29
Başlığı açan
 

bu net anlatımınız için size minnettarım,çok teşekkürler.o zaman ben aksiyonda hiçbir duygu katmıyorum.tasvir konuşmalı?

yarasa gibidir,ne kadar bağırsa da duyuramaz insanlara sesini...

 
Gönderildi : 20/08/2012 11:00 pm
(@aliygt)
Gönderi: 0
 

Evet aynen. çünkü duyguların ne çağrıştırdığı kişiden kişiye göre değişebilir. ben okudum, bunu çıkardım ama sen belkide başka bir şey düşünmüştün. Başkası okusa başka bir şey düşünecek. Senaryo senin. sen ne istiyorsan karakter öyle şekil alsın. Yanlış yapmaktan hiç çekinme bak bir iki ufak pürüz vardı senaryonda herkes gördüğünü söyledi daha iyi bir yere gidiyor.
Duyguları şöyle belirt. sürekli yaz, çekmesende, bir yönetmene veya yapımcıya vermesen de yaz. tasvir yeteneğinin zamanla gelişir. Gördüğümüz herhangi bir insanın duygularını ruh halini nasıl kestirebiliyor, anlıyorsak, oyuncuda senaryonu okuduğunda oynadığı karaktere senin istediğin gibi bürünebilsin.
ayrıca teşekkür için rica ederim.

 
Gönderildi : 21/08/2012 12:16 am
(@yazarist33)
Gönderi: 29
Başlığı açan
 

peki bu aksiyon kısmındaki tasvirimi geliştirmek için ne yazmalıyım? minik kardeşlerim var biri 3 biri 1.5 yaşında bazen oturup onları yazıyorum.insanları mı yazmalıyım yoksa yine senaryo yazımına mı devam etmeliyim ?

yarasa gibidir,ne kadar bağırsa da duyuramaz insanlara sesini...

 
Gönderildi : 21/08/2012 3:58 am
(@aliygt)
Gönderi: 0
 

Senaryo yazmaya devam et. Çevrendeki herkeste gözlem yap. Bir karaktere şekil vereceksen misal bu bir çocuksa çocukları gözlemle, nerede nasıl davranır, olaylara karşı tepkisini nasıl koyar zaten yazdıkça bunların eksikliğini kendinde hissedersin, gözlem yapma ihtiyacı duyarsın. Önce yazacağın karakteri anla ki nerede ne yapacağını ne söyleyeceğini yazabilesin.

 
Gönderildi : 21/08/2012 2:15 pm
(@yazarist33)
Gönderi: 29
Başlığı açan
 

yani beyindeki kuluçka döneminde karakterleri her şeyiyle tanımalı,biyografilerini falan çıkarmalıyım

yarasa gibidir,ne kadar bağırsa da duyuramaz insanlara sesini...

 
Gönderildi : 21/08/2012 3:01 pm
Sayfa 1 / 2
Paylaş: