Sinan Çetin "Çanakkale Çocukları" filminin senaryosunu 3,5 yılda yazdım demiş...
Güney Kore yapımı 'The Brotherhood of War' ile Çanakkale Çocukları arasındaki Senaryo benzerliği ile ilgili tartışmaları teğet geçip, asıl merak ettiğim, gerçekten bir senaryo için ne kadar bir süre gereklidir?
Sinan Çetin gibi deneyimli birinin bir film senaryosu için 3,5 yıl harcaması benim gibi oldukça deneyimsiz senaryo yazma meraklısı için korkunç uzun bir süre.
Tamam Ernest Hemingway in dediği gibi "her şeyin ilk taslağı berbattır." yazar, yazar düzeltirsin. Hatta bir süre demlenmeye bırakıp yazdıklarının üzerinden tekrar geçersin. Veya Robert Edgar, John Marland adlı yazarların "Senaryo Yazımı" kitabındaki 3 aşamalı yöntemi kullanırsın. Birinci taslaktan sonra ikinci sefer birinci taslağa bakmadan tekrardan başlayıp senaryoyu baştan yazarsın. Üçüncü seferde iki taslağıda okuyup tekrardan son bir taslak yazarsın.
Hangi yöntemi kullanırsak kullanalım senaryo yazmanın belirli bir süresi olmalı mıdır? Belirli bir zamanda bir eser yaratmanın artısıda, güncelliğini yitirmesi gibi eksisi de mevcut mudur?
Bir yazarın dediği gibi bir kitabı veya senaryoyu yazdıktan sonra onu düzeltmenin sonu yoktur...
Benim için SAÇMA fikir yoktur, herkesin fikrine saygı duyarım. Sadece bazıları ilgimi çekmeyebilir.
benim de merak ettiğim bir konu bu. yalnız çekeceğim kısanın senaryosunu, kafamda kurduğum açıları vs iki aydan fazla düşünürsem artık bıkıyorum 🙂 bi filmi on kere arka arkaya izlemek gibi bisey bu. tabiki de tam şu kadar bekle süresi yoktur. bence her şeyin oturduğunu hissettiğin an bir ay nadasa bırak, düşünme bile. sonra alıp harmanla ve çek 🙂
benim de merak ettiğim bir konu bu. yalnız çekeceğim kısanın senaryosunu, kafamda kurduğum açıları vs iki aydan fazla düşünürsem artık bıkıyorum 🙂 bi filmi on kere arka arkaya izlemek gibi bisey bu. tabiki de tam şu kadar bekle süresi yoktur. bence her şeyin oturduğunu hissettiğin an bir ay nadasa bırak, düşünme bile. sonra alıp harmanla ve çek 🙂
Sinan Çetin'in senaryonun çalıntı iddalarına karşın yaptığı bu 3,5 senelik savunma aynen sizin düşünceniz gibi komple bir filmin kotarılma sürecini kapsadığını düşünüyorum.
Benim için SAÇMA fikir yoktur, herkesin fikrine saygı duyarım. Sadece bazıları ilgimi çekmeyebilir.
bir fikrim geldiğinde hikayeleştirmem bir günümü almıştı, daha sonra onu senaryo halinde kamera hareketleriyle, mekan ve efektleriyle birlikte eksiksiz bir senaryo haline getirmem 1 ayımı almıştı. son 1 aydır çekimleriyle uğraşıyoruz fakat gel gör ki sürekli değişiklikler yapıyoruz çekim aşamasında. Daha mantıklı olduğunu düşündüğümüz değişikliklere gidiyoruz. İmkanlar, değişiiklik yapmak zorunda bırakıyor bazen bizi. o şekilde film şekilleniyor. Senaryo aslında hikaenin ve repliklerin belli olduğu diğer herşeyin duyguya zarar vermeyecek şekilde değişebildiği bir türmüş bunu anladım.
Sinan Çetin'in bu 3,5 yılda yazdım muhabbeti ne kadar doğrudur tartışılır. Fakat, çekmek istediği konu tarihle alakalı olduğu için, uzun araştırmalar yapmış diye düşünebiliriz. Sinan Çetin'i çok tanımamakla birlikte, bu yorumunu da çok inandığımı söyleyemem.
Camandgraph Entertainment..
Nolan da Inception'ı 8 yılda yazdım diyor, daha uzun sürelerde yazılan senaryolar da duydum. Senaryo çalıntı mıdır değil midir bilemem yani ama bu kadar uzun sürelerde senaryo yazılması normal olmasa da olağan dışı da değil.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Bu 3,5 yıl, 8 yıl gibi ifadelerde kastedilen herhalde o sürenin gece gündüz senaryoya ayrıldığı değildir. Yani o zaman zarfına yayılarak yazılmıştır. Diğer onca işini yaparken bir yandan da bu proje üzerinde çalışmıştır. Ona bakarsanız benim de 8 yıldır sürmekte olan bir Çanakkale, 5 yıldır süren Kıbrıs, 4 yıldır sürmekte olan uzun metraj projem var. Yarın bunlar gerçekleşir ve ben bu rakamları telaffuz edersem bu bir başarı mı değil mi düşünülmeli. Sonuçta esere bakılır, kaç sene kafanızda kurguladığınıza, senaryosu üzerinde çalıştığınıza değil.
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
evet sonuçta çıkan işe bakılmalı, Ahmet Uluçay'la da Ezel Akay bir festivalde tanışıp beraber bir film çevirme üzerine anlaşmışlar.
2 sene sonra Ezel Akay aramış Ahmet Uluçay'ı. Demiş hazır mı senaryo, Ahmet Uluçay hazır demiş ama tek satır yazamamışmış.
"Hazır dedikten sonra 2 günde yazdım" diyor senaryoyu: Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak.
yani Senaryo yazımı enteresan bir süreç bence de, her türlü olabilir 🙂