Sinemada müzik denildiğinde çoğu yönetmenin sahnelerini biraz daha ayakta tutmak ve duygu alışverişini daha da sağlamlaştırmak adına müzik kullanımına sıcak baktığını biliyoruz. Türkiye’de müzik kullanımı denildiğininde de aynı grafiksel tabloyu sunabilirim..Heleki kısa film yaptırımları içerisinde de artık özgün müzik aramayan yönetmen pek kalmadı gibi.
Kısa film yönetmenleri artık filmlerinde müzik te duymak istiyorlar. Bu yüzden amatör ruha profesyonel bir bakış açısı kazandırılmış oluyor. Elbette müzik her filmde olmadılır gibi bir iddiada bulunulamaz. Ama müziğin; filmin izleyiciyle olan bağını ne kadar güçlendirdiğide ortada. Batı kökenli filmlerde hala çoğunluğunu klasik batı müziğinde kullanılan enstrumanların oluşturduğu film müzikleri anlayışı sürmekte.Elbette elektronik tabanlı rock ve pop gibi türlerde çoğu filmde yerini alıyor. Ancak batı müziğinin senfonik anlamda kullanıldığı filmler yoğunlukta.
Türkiye de henüz senfonik tabanlı filmlerle pek kucaklaşamadık.Türkiye’deki film müziklerinin daha çok Türk motif ve kalıplarının elektronik ve yine batı kökenli türler ile sentezlendikten sonra sunulduğunu biliyoruz.Kaldıki o çok alıştığımız Senfonik film müzikleri olgusunu Türkiye’de uygulayabbileceğimiz film sayısı çok az.Bu yüzden senfonik tabanlı bir gelişme göremiyoruz.
Bir dönem Türk sinemasında hazır müziklerin kullanımı birhayli popülerleşmişti.Tüm tarihi filmlerde sen fonik tabanlı müzikler görülebiliyordu.Ve tahminim üstüne bu müziklerin hemen hemen hiçbiri Türk yapımı değildi.Bu yüzden Türk sinema tarihinde Cahit Berkay gibi bir isimin ne kadar önemli olduğu ortadadır.Türk sinemasının ve anlayışının ne kadar değiştiğine yakından tanıklık eden Cahit Berkay birçok filmin, müzikleriyle ayağa kalkmasına sebep olmuştur.
Charlie Chaplin Dünya sinema tarihinde ne kadar önemli bir kariyere ve öncülüğe sahip olsa bile bunun yanında dünya sinema tarihinde film müziği anlayışını benimseten insanlardandır. Filmlerinin hemen hepsini destekleyen yaylılar (ve dolayısıyla senfonik yaklaşım) o film ve filme ait sahnelere öylesine çekicilik katarki, filmlerin sesini tamamen kısıp izlemeye çalışmak adeta ölümcül bir hata olur.
Müzik kullanımının önemini ne kadar vurgulasam da az tabi.Ancak bu sayıdaki konumuz filmlerde müzik kullanımı değil,Hangi film ve sahnede hangi melodik ve dalgalı yapıdaki müziklerin kullanılabileceği konusu olacak.
Charlie Chaplin filmlerinden verdiğim örnekle devam edebiliriz.
- Dağın neredeyse zirvesine yakın bir açıklıkta bulunan o küçük klübe adeta kışın sert rüzgar ve kar fırtınalarına teslim olmuştur.Bu yüzdendirki sahneyi gördüğümüzde kemanlar haşin ve sert bir şekilde ses vererek ortamın ne kadar şiddetli bir ana teslim olduğunun vurgulanmasına yardımcı olur.
- Charlie Chaplin klübenin içine girer ve biraz sonra yaşayacağı “sığınacak bir yer buldum” duygusunu kemanların yumuşamış ve daha şefkatli saran melodileri arasında verilecektir.
Bu örnekte olduğu gibi Müzik kullanımının hemen hemen standart bir bakış açısında uygulandığını söyleyebiliriz. Ki hemen her filmde müzik kullanımı yukarıdaki örneklendirilmiş sahne gibidir. Bu yüzden bu sayıda müziğin sahnelerle bütünleşmesini sağlayan melodik ve düzenleme yapılarını anlatmış olucam.
Bu arada Charlie Chaplin filmlerindeki müzikleri bizzat kendisinin yaptığını biliyor muydunuz?
Artık biliyorsunuz..
Komedi,Trajedi,Korku ve Gerilim gibi basit duygu anlarında müzik kullanımı basit anlamda şu halde sergilenebilir:
Komedi -
(Bu anın binbir çeşit yüzü olabilir ve kimi sahnede daha durağan işlenirken kimi sahne de ise daha tempolu ve hızlı gelişir).Komedi yapımlarda ya da sahnelerde günümüzde senfonik tabanlı müziğin yanısıra elektronik tabanlı müziklerde sıkça kullanılır.Ama yine de senfonik tabanlı müzik kullanımını açıklamam da fayda var çünkü; senfonik tabanlı müzikte “Müzik” gerçek anlamıyla kullanılır (melodik yapı,ezgi ve duygu yansıtımı daha anlaşılırdır)
Komedi denildiğinde genelde yaylılar için yayılmış sesler verdiğini ve bu seslerin aklınıza gelen en komik şekilde yansıtıldığını düşünürseniz büyük ölçüde tavıra yaklaşmış olursunuz.Üflemeliler yine armoni ve çift ses kullanımı gibi paslaşmalar yaparken vurmalılar her zamanki gibi temponun ve duygunun arttoığı yerde girecekleri anı beklemektedirler.
Küçük bir örnek vermem gerekirse: Aile gecenin geç saati dolayısıyla uyuyordur. Ama çocuklardan biri annesinin yaptığı o müthiş kurabiyelerden tadmak için mutfağa gidecektir. Bunu en sessiz halde yapması gerektiği için parmakları üzerinde yürür ve topuklarını yere değdirmemeye çalışır.
O sırada kemanlar Pizzicato ile (parmak ucu yardımıyla telden ses çıkartmaya yarayan teknik) adımlarla aynı anda ve tempoyla ses verirler.Bu sahne çok sıradan gelmiş olabilir size ama enstrumanların kullanımı ve düzenleme ile bu sıradan durum bir dehanın ellerinde özgünlük abidesi haline gelebilir.
Trajedi –
Senfonik tabanlı müziğin gerekliliğini kanıtlayan örnek bir duygu selidir.Elektronik müzikte insanların canını bu gibi bir durumda pek yakamazsınız.Ama yaylıların üflemelilerin ve vokallerin bu gibi bir durumda insanları duygulandırmaması işten değil.Bu tür anlarda tabiki sahneye bağımlı halde gelişecek olan müziklerde enstrumanların toplu kullanımı solo enstruman kullanımı kadar etkili olabilir.
Korku ve Gerilim –
Sinema tarihi bu gibi korku anlarında sahnede müziğin kullanılmadığı durumlarla çok az karşıkarşıya kalmıştır.Bu yüzden hemen her korku filmi ya da sahnesinde müzik eşliğini duymak mümkün.Genelde sahneyle bağıntılı olarak sert yaylı vuruşları,bakır üflemelilerin etkileyici sesleri ve vurmalıların derinden gelen ürkütücü atakları kullanılabilir.
Basit anlamda bir örnek vermem gerekirse: Korku sahnelerinde yaylılarda kullanılan tekin genelde Staccato denilen (yayın birbiri ardına duymadan tel üzerinde gidip gelirken kesik kesik ses vermesine denir) tekniktir. Bu ses devam ederken hemen ardına ürkütücü ve sürekli bir trombon sesi eklenirse gayet hoş bir ikili olmuş ve müzikal çekicilik te yakalanmış olur. Tabiki yalnızca bu örnekler yetmez.Binlerce örnek verilebilir.
Mesela yukarıda verdiğim tüm bu örnekleri “Karayip korsanları” adlı filmde Hans Zimmer’in elinden çıkmış halde bulabilirsiniz.Ya da “Yüzüklerin efendisi” ve “Harry Potter” gibi önemli vr dünyaca ünlü filmlerin müziklerini inceleyebilirsiniz.
Müzik adına ufuk açan bir deneyim yaşayacağınızdan eminim.
http://ozanakbaba.benimsinemalarim.com/?p=1
What the hell are you doing on there!
Kralların makyajı da hayalidir. 😀
Bu yazıları zamanında B2 dergi için hazırlamıştım. Umarım okuyanlar için faydalı oluyordur.
What the hell are you doing on there!
Çok güzel bir yazı olmuş.Elinize sağlık.Müzük,makyaj benzetmesini çok yerinde buldum.Nasıl ki ustaca bir makyaj kadını daha güzelleştirirken acemice bir makyaj maymuna çeviyorsa film içinde aynı şey geçerli.Müziğin kötü kullanımı filmi berbat edebilir.Ama ustaca kullanılan müzik sayesinde sahnelerin,filmin üzerimizdeki etkisi bambaşka oluyor.