Forum

Reverb (derinlik) efekti ve kullanımı.

6 Gönderi
3 Üyeler
0 Reactions
3,954 Görüntüleme
(@mertsever)
Gönderi: 29
Başlığı açan
 

Reverb yani derinlik efekti temelinde bir simülasyondur. Bize belli mekan simülasyonları yaratır. Yani bir sesi bir katedralde, büyük bir salonda ya da bir odada duyuyor gibi algılamamız için uygulanan bir sinyal işlemcidir. Bu başlıkta analog bir reverb cihazının ya da dijital bir reverb plug-ininin sahip olduğu parametreler ve uygulamasında kullanılan bazı tekniklerden bahsedeceğim.

Bunun için önce reverbation time denen kavramdan bahsetmekte fayda var. Reverbation time sesin 60 db azalması için geçen süreye denir. Duruma göre saniye ve ms (milisaniye) ile ifade edilir.

Öncelikle temel reverb çeşitlerini küçükten büyüğe sıralayarak bahsedelim:
Room: Oda efekti sağlar. 0.2 ile 1 saniye arasında bir reverbation time içerir.
Hall : Temelde bir konser salonu referans alınarak yaratılmış bir simülasyondur. 1.2 ile 3 saniye arası bir reverbation time'a sahiptir.
Chamber: Hall'un biraz daha büyüğü gibi algılanabilir. Reverbation time 1.2 ile 4 saniye arasıdır. Hall ile kesişen reverbation time süreleri olmasına rağmen efekt karakteri olarak daha farklıdır.
Bunun yanında plate, tunnel, chamber, spring gibi farklılıklar gösteren reverb çeşitleriyle de karşılaşırız. Analog ya da dijital cihazlar ya da yazılımlarda bunlardan bazıları ya da hepsi bulunabilir. Bunlar tını ve süre olarak farklı aralıklardadırlar. Yazarak ifade etmenin imkansız olduğu bazı durumlardan biri de bu efekt karakterlerini anlatmaya çalışmak olsa gerek. Kişisel tavsiyem deneyerek tınılarını kulağa oturtmak ve istediğimiz sahnede istediğimiz tarz reverbün hangisi olduğunu kestirebilecek kadar bu çeşitleri tanıyor olabilmektir.

Şimdi de Reverb'ün temel parametrelerinden bahsedelim;
Size: Seçili reverb çeşidine göre simulasyonu yapılan mekanın büyüklüğünü değiştirir. Metre veya feet cinsinden ifadesiyle karşılaşabiliriz.
Time: Reverbation time'ı reverb çeşidi ve ayarladığımız mekan büyüklüğü çerçevesi içindeki alt ve üst limit içerisinde değiştirmeye yarar.
Diffusion (bazı reverblerde density diye de geçebilir): Reverbün yayılmasını yani yoğunluğunu kontrol eder. Bu parametreyi deneyerek algılamak daha sağlıklı olacaktır.
Pre-Delay: Reverbün direkt sesten ne kadar sonra başlayacağını ayarlamamıza olanak sağlar. ms cinsinden ifade edilir. Örneğin 60ms ayarlanmış bir predelayda sesin 60ms sonrasında reverb devreye girer. Bu da mekan büyüklüğünü simüle etmemizde önemlidir.
Hi Cut: High cut, yani seçili frekansın üstündeki tiz frekansları kesen parametre. Bunun nedeni de bulunulan ortamlar her frekansı aynı şekilde yansıtamayabilir. Örneğin mermer kaplı bir mekanın yansımaları ile ahşap bir mekanın yansımaları arasında tınısal olarak ciddi bir fark vardır.
Low Cut: High cut'ın tersine ayarlanan frekansların altında kalan bas frekansları keser.
Mix: % ile ifade edilir. Reverbün direkt sese ne oranla karışacağını belirler.

Kullanımı ile ilgili bir kaç ipucu vermeden önce dikkatimizi çeken bir şeye değinmek istiyorum. Yukarda görüldüğü gibi Size, time ve pre-delay parametrelerinin hepsi reverbation time ve simule ettiğimiz mekanın büyüklüğünü (ki ikisi de bağlantılıdır) değiştirebiliyor. Yani bu üç parametreden elde edeceğimiz kombinasyon, istediğimiz sonucu elde etmemizi sağlıyor. Bunun için yine altını çiziyorum, bolca pratik yapıp deneme yanılma yoluyla fikir edinmek şarttır.

Low ve high cut kullanımına örnekler vermek gerekirse, örneğin uykuya dalma efektini düşünelim. Bunun standartı hepinizin gözünde canlanmıştır, görüntü bulanıklaşır (hatta titrer) ve rüya ile birlikte efektli konuşmalar gelir. Buradaki efektin karakteri genellikle boğuktur. İşte bunun için high cut kullanıp tizleri kesmemiz gerekiyor. Bunun yanında air diye tabir ettiğimiz çok tiz efektli bir dış ses istiyorsak da low cut kullanmak faydamıza olacaktır.

Bunun yanında bazı reverblerde ayrıca bir eq (ekolayzır) parametresi bulunabilir. Low ve high cutın yanında frekanslara müdahale edip tonlama yapmamızı sağlar ki faydalı bir olanaktır. Ancak bir sonraki değineceğim teknikte bu olmasa bile bunu yapabiliriz.

Reverb efektini paralel uygulamak.
Ses teknolojilerinde paralel compressor uygulamak, paralel efekt uygulamak gibi bir terim vardır. Bu kısaca özetlemek gerekirse direkt sesi olduğu gibi bırakıp, bu kanalı bir başka kanala kopyalayarak elde ettiğimiz ikinci kanalda bu efekti uygulamaktır. Konumuz olan reverb için de şöyle bir örnek verelim;
Bir diyaloğumuz var. Paralel reverb uygulamak istiyoruz. Yapacağımız şey bu kanalı bir başka kanala kopyalamak (ya da sinyal yönlendirme ile yapılabilir, daw kullananlar bunu bileceklerdir) ve ikinci kanalımıza reverb plug-ini açmak. Tabi direkt sesimiz aynen duruyor olduğu için ikinci kanaldaki reverbün mixini %100 yapmalıyız. Şimdi neyi elde etmiş olduk? Bir kanalda kuru ses, bir diğer kanalda da tamamen reverblü ses. Şimdi reverblü sesi istediğimiz seviyede açıp karıştırabiliriz.

Peki neden? Zaten reverbdeki mix bunu sağlamıyor mu?
Evet, sağlıyor. Ancak reverb verdikten sonra reverbün karakterini bozmak isteyebiliriz. Reverbe başka bir efekt vermek isteyebiliriz, eq uygulaması yapmak isteyebiliriz. Dinamik işlemci uygulayabiliriz vs... Bunu tek kanal üzerinden gerçekleştirirsek direkt sinyal de reverbe uygulamak istediğimiz işlemlere maruz kalacak. Böylelikle reverbü ayırıp istediğimiz gibi oynayabiliriz. Reverb kanalındaki waveformu istediğimiz gibi kesip kırpıp dilediğimiz yerlerde istediğimiz şekilde mikse dahil olmasını sağlayabiliriz.
Ayrıca bu paralel kullanımının en gerekli noktalarından biri de reverbe compress uygulamaktır. Bu reverbün gereksiz kontrol dışı bir etki vermesini engelleyeceği gibi compressorun sese kattığı etkiyi seviyorsak hoşumuza giden bir seçim olacaktır. Yer yer kopyaladığımız direkt sinyaldeki anlık patlamaların, reverbün istemediğimiz seviyelere çıkmasına sebebiyet vermesini engellemenin de yegane yoludur. Kulaklıkla yaptığımız bir mikste bunu farkedemeyebiliriz, ancak büyük sinema salonu hoparlörlerinde ve salonun kendi akustiği içinde reverbün istenmeyen bir kaos yaratması ihtimaller dahilindedir. Compressor bu tarz durumları engellemek için en uygun dinamik işlemcidir.

Compressor kullanımı ile ilgili daha detaylı bilgi için şu başlığa bakabilirsiniz:
http://www.filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=82&t=18944

Şimdilik reverb ve kullanımı ile ilgili teknik bilgiler aklıma bu kadar geldi. Reverbü film içinde nerede kullanacağınız, hatta nasıl kullanacağınız sizin hayal gücünüze kalmış, tamamen kişisel tercihlere dayalı bir durum. Bunun dışında herhangi bir sorunuz olursa memnuniyetle alırım.

İyi çalışmalar.

Film müziği, ses tasarımı ve miks gibi konular ile ilgili her türlü yardıma açığım.
İletişim: [email protected]

 
Gönderildi : 22/03/2016 1:48 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Mert selam belki biliyorsundur forumda dersler hazırlıyoruz.
Dilersen sen de görsel anlatımla, bu yazıyla yazdıklarını bir ders haline getirirsin anasayfaya koyarız.
Facebook sayfamızda paylaşırız.
Böylelikle bu uzun vaadede senin de avantajına olur diye düşünüyorum.
Bilgilenmek isteyen insanlara da yardımın olur.

 
Gönderildi : 22/03/2016 2:10 am
(@mertsever)
Gönderi: 29
Başlığı açan
 

Mert selam belki biliyorsundur forumda dersler hazırlıyoruz.
Dilersen sen de görsel anlatımla, bu yazıyla yazdıklarını bir ders haline getirirsin anasayfaya koyarız.
Facebook sayfamızda paylaşırız.
Böylelikle bu uzun vaadede senin de avantajına olur diye düşünüyorum.
Bilgilenmek isteyen insanlara da yardımın olur.

Tabi ki, bununla ilgili irtibat kurup nasıl bir düzen hazırlayabiliriz konuşalım derim. Böyle bir şey yapacaksak kendi kullandığım DAW (Pro Tools ve Logic) üzerinden değil de, daha çok bu sitedeki arkadaşların kullandığı yazılımlar üzerinden görsel hazırlamak daha mantıklı olacaktır. Bunların detaylarını da sizden almak isterim.

Film müziği, ses tasarımı ve miks gibi konular ile ilgili her türlü yardıma açığım.
İletişim: [email protected]

 
Gönderildi : 22/03/2016 2:19 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Tamam konuşalım. Mail atacağım sana.

 
Gönderildi : 22/03/2016 2:20 am
(@spidervis)
Gönderi: 1247
Admin
 

Analog, digital ve convolution reverb farklarını soracağım ben. Hep ingilizce dokümanlarını okumuştum, kısaca anlatabilirsen memnun olurum.

 
Gönderildi : 22/03/2016 3:12 am
(@mertsever)
Gönderi: 29
Başlığı açan
 

Analog, digital ve convolution reverb farklarını soracağım ben. Hep ingilizce dokümanlarını okumuştum, kısaca anlatabilirsen memnun olurum.

En basitinden analog ve dijital farkıyla başlayayım. Bu müzik teknolojisinde ve kamera teknolojisinde de olduğu gibi standart analog dijital farkıdır. Biraz daha açmak için şurada başlayalım;
Öncelikle mikrofonlar, gitar manyetikleri vs. gibi ''transducer'' yani dönüştürücü cihazlar akustik ses titreşimlerini elektrik sinyaline dönüştürürler. Kullanılan ses kartları ya da daha ileri düzey stüdyolardaki AD/DA converter dediğimiz cihazlar da analog olan elektrik sinyalini dijital ortamda kodlarlar. Analog reverb makineler,i bu elektrik sinyallerine dijitale dönüşmemiş bir haldeyken sahip olduğu analog devrelerle reverb işlemi uygularlar. Dijital reverbler ise eğer plug-in şeklinde iseler bilgisayara kaydolmuş 0 ve 1'lerden oluşan dijital verilerin üzerine dijital olarak işlem uygularlayıp o 0 ve 1'leri değiştirirler. Kimi harici reverb cihazları da analog sinyali kendi içinde dijitale dönüştürür, dijital olarak kendi içinde efekt uygular ve tekrar analog hale getirip outputtan gönderirler. Dijitallerin analog kadar organik olmaması da temel olarak bu dönüşümlerdeki veri kaybından kaynaklanır.
Yani harici bir analog reverb cihazı ile yapılan işlem analog, audition, pro tools, logic vs. gibi ortamlarda uygulanan reverbler dijitaldir.

Convolution reverb epey çekici bir uygulama benim için. Bununla ilgili neyse ki bir akustik ölçümleme projesi içinde bulunmuşluğum var ve her şey bu uygulamayla başlıyor.

Mekanların akustik özelliklerini ölçmek için mekanın özelliğine göre belirli yerlere hoparlörler koyulur. Bu bir konser salonuysa sahneye, bu bir camii ise hocanın konuştuğu yere gibi. Daha sonra mekan simetrik ise (ki konser salonları öyle olur) mekanın yarısına, değilse tamamına belli aralıklarla özel, flat (yani eq tablosu dümdüz) mikrofonlar yerleştirilir. Hoparlörden patlama sesine benzer bir ses verilir, ya da içerde büyük bir balon patlatılır. Veya kurusıkı sıksanız bile olur. Bunun amacı atak ve anlık bir sesin ne sürede sönümleneceği, ne kadar yankılanacağı vs. gibi şeyleri dümdüz şekilde kaydetmektir. Bu bize ''impulse response'' denen veriyi verir. Bu impulse response da miks anında kuru sinyale uygulanır ve o ana kadarki işlemler doğru yapılmışsa simule edilmek istenen ortam en yakın haliyle taklit edilmiş olur.

Bunun yanında en deneysel reverb çeşidi de (teoride benim favorimdir ama hiç bir zaman uygulama şansım olmadı) ''acoustic chamber''dır. Asıl analog budur işte. İlk başta belirttiğim cihaz ile yapılan analog reverb idi. Bu acoustic chamber ise şöyle; bir sesi kaydettik. Ve sahne gereği o ses hamamda geçiyor. Kaydedilen sesle birlikte mümkün olduğunca flat bir ya da duruma göre çift hoparlör ve yine mümkün olduğunca flat (hatta convolution reverb için kullanılan ölçüm mikrofonları) bir mikrofon alınıp hamama gidiliyor. Hamamda sahneye göre sesin kaynağı neredeyse hoparlör oraya, kamera neredeyse de mikrofon oraya konuyor. Ve ses orada çaldırılıp tüm yansımalarıyla kaydediliyor. Bu en doğal haliyle en analog sistem olduğu gibi uygulaması epey uğraşlı bir durum. Bunun yerine belli tarz mekanların bilinen impulse response değerleri ile convolution reverb uygulamak daha tercih edilesi görünüyor.

Film müziği, ses tasarımı ve miks gibi konular ile ilgili her türlü yardıma açığım.
İletişim: [email protected]

 
Gönderildi : 22/03/2016 3:47 am
Paylaş: