Bana göre müzik olmadan film bir hiçtir. Günümüzde her ne kadar sessiz olan ve ortam sesiyle bürünmüş kısa ve uzun metrajlı filmler sanat filmi sayılsa da bazen müziğin, filmi bile ön plana çıkardığına inanıyorum.bunların örnekleri çok ilk aklıma gelen "amelie" mesela
yann tiersen imzalı film soundtrackları filmin bile önüne geçmiş durumda ve hala müziğin telifinden dolayı para kazanmakta. Tabi filmin de hakkını yememek lazım. Örnekler çoğaltılabilir; son samuray, siyah kuğu, rush ,avatar,başlangıç. Tabi bunlar avrupa tarzı filmler, bir de bollywood var ki tamamen müzik ile ayakta duran sinema endüstrisi 🙂 her filmlerinde muhakkak 3-4 parça müzik kesin çalar ama emin olun o müzikleri filmden ayıramazsınız. Müzikleri filmin içinde bir bütündür. Müzik başladığı an ileri alanlara sesleniyorum çok şey kaybediyorsunuz çünkü müziği bir klip olarak düşünmeyin, klip bile senaryonun içinde var olan bir sahnedir.Çok şey kaçırırsınız haberiniz olsun.bir kaç tanesi şöyle black filminden; barfi filminden ghajini filminden ek villain filminden ... Film müzikleri, hollywood'un stüdyo sisteminin doğuşu gibi ihtiyaç ve geliştirme amaçlı ortaya çıkarak sinema endüstrisinde ayrı bir sektör oluşturmuştur. günümüzde bir çok sanatçı sadece filmler için müzik yapmaktadır. Hans zimmer,howard shore, enya,vangelis, klaus badelt gibi sanatçılar.sinemaya müziğin girmesinin ardından yönetmenlerin vazgeçilmezi olmuştur.Bir çok yönetmen jest ve mimiğin, diyalogların yetersiz kaldığı yerlerde müziğin gücü noktasında hemfikirdirler. Gerçekten de öyledir.Kimse inkar edemez filmde duyduğu bir müziğin hem tebessüm ettirici hem de duygulandırıcı yönünü.Müzik tamamlayıcıdır.Oyuncu rolünü yapar ve müzikle birlikte seyirciye bırakır kendini.Müzik ağlatır,müzik güldürür, müzik şaşırtır, müzik korkutur, müzik düşündürür. Çünkü müzik zaten hayatınızın her anında gerek duyduğunuz gerekse hissettiğiniz bir armonidir...