Forum

New York’ta Kaç Min...
 

New York’ta Kaç Minare ? (İzleyenler için !)

3 Gönderi
3 Üyeler
0 Reactions
2,833 Görüntüleme
(@eraydinc)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Filmin konu yapısının Newyork’la olan ilişkisi %5 civarlarında. Ama madem Amerika’ya gittik, yedirelim Newyork’u içine.

Açıkça söylemek gerekirse film kötü değil. (Eleştirilerde iyi ve kötü demek yerine beğendim veya beğenmedim demeyi doğru buluyorum) Gerçekten. Ama akla güzel gelen bir fikir, yanlış işlenerek bazı yönleriyle sırıtan bir çalışma haline gelmiş.

Filmi iki tercihle izlemek mümkün. Düblajlı ve altyazılı. Zira düblajlı izlerseniz, sinema salonunda elinizle yüzünüzü saklamaya çalışırsınız. Çünkü utanmak zorunda hissedersiniz kendinizi. Geçelim.

Mahsun Ağamız, güzel bir fikir bulmuş. Yani sürpriz sonlu bir bulmaca. Ama film 120 dakika ise, 60 dakikası ”suçlu” ”hayır değil” ”bence suçlu” ”bence değil” ”adamı gözünden tanırız, bu suçlu değil” replikleriyle bizi boğuyor. Mahsun ağa, bulduğu bu kısa metrajlık öyküyü sosyal sorumluluk çerçevesinde doldurmuş da doldurmuş. Tabi konu almış başını gitmiş.

Açıkça söylemek gerekirse film birçok yönüyle kendisiyle çelişiyor. Karakterimiz (Deccal) masumsa ve saf iyiyse, FBI arabasını perişan edip, Deccal’i kaçıran terorist yapı kim ? Marcus’un adamları mı ? Peki bu adamımız nasıl FBI’ın elinden kurtuldu ? FBI niye bunun peşine düşmedi ? FBI telefon dinlemiyor mu ? Deccal’in karısı 3G şov yapıyor bırakın sesi görüntü bile veriyor ama yok. Yaşasın 155 Polis İmdat. Deccal’in oğlu, Avukatın binasına geliyor ve sonra arıyor ”hata mı yaptım gelmesemiydim” diye. Orada da bizi bizden alıyor. Göze parmak cinayet sebebi …Bir de ülkü ocağı sahnesini ve içindeki karakterleri, daha sonra film için önemli bir yapı olacakmış gibi niye seyrettik ?

Konuyla en alakalı durum, gerçek Deccal. Fakat filmin sadece 10 dakikasında yer veriliyor. Emin olun gökdelen manzarası çekimleri, toplanınca daha uzun sürüyordur. İşin acı verici kısmı, gerçek Deccal‘in nasıl yakalandığını bile bilmiyoruz. Filmin en kritik yeri bu olması gerekirken Mahsun ağa bununla ilgilenmemiş.

Evet hakkını vermek gerek, Haluk Bilginer filmi taşımış ve filmin birçok açığını son sahnenin saflığı ve güzelliği kapatıyor.

Replikler ucuz çizgiroman seviyesinde. ”Hey biz de müslümanız ağır ol bakalım” Genelde emir kipi içeren cümle yapıları. Tik-Tak-Tok.

Önemli bütün öğeler es geçilmiş veya az değinilmiş ama bazı hususlar uzatılmışta uzatılmış. Ve karakterler tek cümleyle ikna olabilme özelliğine sahipler. ”-Kardeşimi bu müslümanlar öldürdü, hepsi terörist - Acını anlıyorum ama bütün müslümanlara haksızlık ediyorsun. - Haklısın. ” N’oldu lan ?!

Daha aklıma gelmeyen filmin birbirinden kopuk sahne yapılarından, uzatılmış durumlarından bahsetmeyeceğim. Ama şunu söylemeden de edemeyeceğim;

Filmin Görsel Anlamda Teknik Hataları

Filmde hata var arkadaşlar. Filmde bugüne kadar görülmemiş netlik kaymaları ve kadraj taşmaları var. Filmin yarısından fazlası net değil. Referans salonlar (Bakırköy Capacity, Bahçeşehir Prestige Cinemax ve Ataköy Aplus) Bu net kayması durumu bir süre sonra çok fazla can sıkmaya başlıyor. Odak uzunluğu ve diyaframı yüksek objektiflerle çalışılmış ve yapılan her mezopan (netliğin bir konudan diğerine alınması) iki öğeyi de tutturamıyor. Oyuncuların her hareketleri, net alan derinliğinden çıkmalarına sebebiyet veriyor. Bir de sanki UV Filtre objektifin önünde unutulmuşçasına, arka plandaki her ışık kaynağı çizgi halinde bütün kadrajı rahatsız edecek şekilde yarıyor. Bütün bunları es geçebilecek insanlar olabilir. Peki şu soruna ne diyeceğiz ?

Kadrajdan Taşmak

Sanki Mahsun ağa bilerek istermişçesine, kendisindeki her planda çenesini göremiyoruz. Genel planlarda kafalar ekrandan kaçıyor, kayboluyor. Oyuncular kadrajdan taşıyor. Bu anlattığım teknik hatalar öğrenci seviyesi hatalardır. Ama Newyork’ta üj bej minare filminde bolca bu teknik hataları görüyoruz.

Ya neyse şimdi filmi cıncık etmekte istemiyorum. Ama size de film ,şu izlenimi vermiyor mu ?

Son sahnesi için çekilen bir filmdi.

Puan: 100 üzerinden 49.

Kıyaslama Referans Puanı. Nuri Bilge Ceylan’dan Üç Maymun. 100 Üzerinden 88

eraydinc.com
vimeo.com/eraydinc

 
Gönderildi : 24/11/2010 5:02 am
(@aydemirse)
Gönderi: 0
 

”-Kardeşimi bu müslümanlar öldürdü, hepsi terörist - Acını anlıyorum ama bütün müslümanlara haksızlık ediyorsun. - Haklısın. ” N’oldu lan ?!

Yalnız burda Haklısın deyip atmıyordu olayı. "Haklısın fazla tepki vermiş olabilirim ama hepsi gözümde aynı bok" türevi bir şeyler eveleyip geveliyordu. FBI ajanları arasında bir kabullenme yoktu sert davrandıklarını dile getiriyorlardı o kadar.

Neden yazıyorum bunu, çünkü önyargılı ve beceriksiz bir senaristlik işi var. Her şeye anlam yükleyip etrafa mesajlar yağdıran karakterler fink atıyor filmde, ama FBI ajanına bunu yaptırmaz eminim 😀

filmin teknik sorunlarıyla ilgili devasa grain vardı bir çok iç mekanda hatta new yorkun helikopter çekimlerinin bazılarında. Leş lens seçimleri UV haricinde bir de yer yer algıya sıçan bir bombelenme yapıyordu. Bodoslama ışık diye bir şey varsa eğer işte buradaki işçiliktir sanırım.

Mantık nerde?

Her şey bir yana bir yığın mantıksızlıkla dolu bir film. Mahsun'un oynadığı karakter istihbaratta ne kadar önemli bir adam ki tek lafıyla iş yapılıyor. Başka kaynakları mı yok. Milli istihbarat bu denli aciz mi? Tamam bir başka ülkeye suçluyu teslim almaya gidersin ama uluslararası hava sahası içinden teslim alırsın. Havameydanları kartıyla alırsın. Bu nasıl bir zihniyet ki sen bizzat hücresinden alıp kamyonete binip gidiyorsun bilmem ne. Ulan sana ne? Ülke sınırına kadar getirecek adam. Bir aç bak ne yazıyor, nasıl oluyor bu işler.

FBI ne kadar acizmiş. Türk polisler market kapısının önünde tüneyip adam çıkarken adamı almayı biliyorlar ama FBI bunu akıl edemiyor. Zaten Türk polislerin en büyük hüneri de bu, o çocuğu marketten çıkarken yakalamak sonra gidip harlemcilere yakalanmak.

Adamlar peşinden gelirken adamı neden dama çıkartıyorsun? Sırf kamera etrafımda dönsün ve ben de Danny'e öykündüğüm boğuk sesimle "bana oglum dime Haci" diyeyim diyerek sahne mi yazılır lan?

İkna olma süreciyle alakalı tek kelime etmicem, rezillik diz boyu orda zaten ama dedenin inandığına sen nasıl inandın be adam. "He tamam oglum, sen nasil istirsen" dedi adam Mahsun da tav oldu. Seyircilerin arasında bile onu anlayamayan yoktur eminim, bir film yazıyorsun ve başrolündeki adamın zekasına bak!

Türkiye'deki patlama sahnesi o denli tırtken, ABD deki nasıl bu kadar sağlam olabilmiş. fakrlı ekipler çalışmış heralde. Bundan kelli Soykut'tan vazgeçme DESPERATE REDROSE

Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul

 
Gönderildi : 24/11/2010 12:26 pm
 exx
(@exx)
Gönderi: 0
 

semt karakolunda polisleri kandırır gibi tüm istihbaratı ve fbi'ı ters köşeye yatırıp aranan adam yerine hasmı hacıyı katakulliye getirmeyi başaran mahsun'a kucak dolusu sevgiler. mit müsteşarı olsan becermezsin bunu. ama mahsun yaptı, nasıl da yaptı ağzım açık kaldı.
lensi netliği kadrajdan taşmayı kabullenelim ama bu kadar da eşek yerine konmaz ki izleyici. kafasında tasarladığı güya sürpriz sona kılıf uydurmuş da uydurmuş. insan seyredecek bunu be adam ayıptır. Allah cezanı vire mahsuuun.

 
Gönderildi : 28/12/2012 3:19 am
Paylaş: