Forum

Kısa Filmin Suçu Ne...
 

Kısa Filmin Suçu Ne ?

18 Gönderi
8 Üyeler
0 Reactions
8,692 Görüntüleme
(@mushrappa-ous)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Ülkemizde ne yazık ki, uzun yıllardan beri uğraş verilmesine karşın, kısa film yapısal varlığını gerçek anlamda oluşturamadı. Zaten bu sorumluluğu salt gönüllü girişimlerle ayakta tutabilmek olası değil. Kısa film, alt yapı, üretim ve dağıtım açısından, kendi başına bir sektör olarak ciddiye alınmadığı sürece bu başıboşluğun sürgit devam edeceğini söylemek hiç de zor değil.

bu bir mushraPPa mesajıdır
Mehmet Oğuz Köroğlu

 
Gönderildi : 28/09/2007 7:23 am
(@mushrappa-ous)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Bir ülkede, kısa filmin gerçek anlamda var olabilmesi için bazı koşulların mutlaka yerine getirilmesi gerekiyor. Bunun en başında özerk bir "Ulusal Sinema Merkezi"nin varlığı geliyor. Bu kurum içinde, kısa film bölümüne kapsamlı bir yer ayrılmalı. En az üç-dört katlı bir binaya, on beş kişi kadar sürekli çalışan bir kadroya, bilgisayar donanımlarına, arşive, film izleme odalarına, web sayfasına sahip olmalı. Giderler devlet bütçesinden sağlanmalı. Dünyadaki örneklere baktığımızda kısa filmin kendi başına bir sektör olmasının atar damarını bu alt yapının oluşturduğunu görüyoruz. Fransa'da "Unifrance", Yunanistan'da "Greek Film Centre", Macaristan'da "Hungary Film Unio", Meksika'da "Instituto Mexicano de Cinematografia" yada İran'da "Iranian Young Cinema Society" örneklerinde olduğu gibi.

bu bir mushraPPa mesajıdır
Mehmet Oğuz Köroğlu

 
Gönderildi : 28/09/2007 7:24 am
(@mushrappa-ous)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Bir ülkede genç sinemacıların film üretimine katkı veren başka bir unsur ise nitelikli sinema okulları. Bu yüksek okulların, bir fakültenin bölümü olarak değil, yetenek sınavı ile öğrenci alan ayrı birer eğitim merkezleri olarak çalışması gerekiyor. Daha ilk yıldan başlayarak, yönetmen asistanlığı, ses, kurgu, senaryo, oyunculuk ve sanat yönetimi gibi bölümlere ayrılması, uygulama ağırlıklı bir program izlemesi öneriliyor. Profesyonel düzeyde teknik alt yapıya sahip olması ve bu altyapıdan öğrencilerin yararlandırılması da önemli diğer bir koşul. Dünyadaki örneklere bakıldığında, Danimarka'da "The National Film School of Denmark", İngiltere'de "London Film Scool", Polonya'da "Polizsh National Film-TV& Theatre School", İsveç'te "Swedish Film Institute", İsrail'de "Camera Obscura School of Art" gibi okullarının bu özellikleri taşıdıkları, buradaki genç yönetmenlerin 16mm ve 35mm formatında çok nitelikli yapıtlar ürettikleri biliniyor.

bu bir mushraPPa mesajıdır
Mehmet Oğuz Köroğlu

 
Gönderildi : 28/09/2007 7:25 am
(@mushrappa-ous)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Diğer önemli bir nokta, kısa film yönetmenlerine, proje aşamasından başlayarak, filmin gösterim aşamasına kadar ciddi parasal destekler sağlamak. Bu genellikle ülkelerin kültür bakanlıkları ve ulusal televizyon kanalları tarafından gerçekleştiriliyor. Ayrıca yurt dışında, kısa filmleri finanse eden ticari prodüksiyon şirketleri var. Örneğin Avusturya'da "Sixpackfilm", Belçika'da "La Boite Production", Fransa'da "Premium Films" gibi.

Günümüz koşullarında, nitelikli bir kısa film için gerekli olan bütçe 40.000 euro civarında. Türkiye'de bugüne dek ne kültür bakanlığının, ne televizyon kanallarının, ne de prodüksiyon şirketlerinin bu boyutta bir kısa film desteklediği duyulmadı. Bürokraside ağırlığını hissettiren ticari sinemacıların yanında, kısa filmciler hep arka planlara itildiler. Birkaç çok düşük, önemsiz destekle geçiştirildiler. Samimi ve önemli bir yaklaşım olan "TRT Genç Sinemacılar Programı"nı ve birkaç yıl sürdükten sonra kaldırılan "CİNE-5 Kısa film Yarışması" nı ayrı tutarsak, genç yönetmenler, özellikle yeni açılan ve bütçesi sınırlı olan TV kanallarının, yayınlayacak bedava film aradıklarında akla gelen birer kimlik olarak varlıklarını sürdürmeye çalıştılar.

bu bir mushraPPa mesajıdır
Mehmet Oğuz Köroğlu

 
Gönderildi : 28/09/2007 7:26 am
(@mushrappa-ous)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Kısa Film Festivalleri ve toplu gösteriler de, bu alanın önemli arenalarıdır. Oysa bizler, sinema yapmak isteyen ve bu serüvene kısa filmle başlayan gençlerin, festival kapsamlarında sürekli olarak önemsiz insan davranışı gördükleri, konuk ağırlamada en geri plana itildikleri, verilen ödül miktarları ve ödül törenlerindeki yerleri ile küçümsendikleri, jüri üyelerindeki isimlerin adet yerini bulsun kabilinde seçildiği bir ülkede yaşıyoruz. Örneğin bu günlerde gündemde olan "Antalya Altın Portakal Film Festivali", en iyi kurmaca ulusal uzun metraj filme 60 milyar lira parasal ödül vereceğini açıklarken, en iyi kurmaca uluslararası kısa filme 1,5 milyar lirayı yeterli görebiliyor. İlginç bir ayrıntı da şu; bu ödül ancak aylar sonra ödeniyor, üstelik ödül törenine katılmak için gereken gidiş dönüş giderlerini de ödül alan kişi karşılıyor. Ürgüp Belediye Başkanlığı ise, yaklaşık bir yıl önce sonuçlandırdığı " Kısa Film Senaryosu" ödüllerini, üzerinden bunca zaman geçmiş olmasına karşın, parası olmadığı gerekçesi ile ödemeyi ret ediyor. Bu örnekleri çoğaltmak çok da zor değil. Bütün bu davranışların kaynağında, kısa film yönetmenlerine ve yapıtlarına verilen değerin göstergeleri yatıyor.

bu bir mushraPPa mesajıdır
Mehmet Oğuz Köroğlu

 
Gönderildi : 28/09/2007 7:27 am
(@mushrappa-ous)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Eğer ülkemizde, beklendiği ölçüde nitelikli kısa filmler üretilemiyorsa bunun başlıca nedeni yukarda çok kısaca değinmeye çalıştığım örgütlenme, üretim ve dağıtım koşullarının yerine getirilememiş olmasıdır. Kimse suçu gençlerimizde aramasın, kimse onları beceriksiz, yeteneksiz ve yaratıcılık yoksunu olarak tanımlamaya kalkmasın. Yıllardır çok yakından izlemeye çalıştığım bu genç insanların tüm bu zorlulara karşın hala heyecanla çalıştıklarını, bir gün bir şeylerin düzeleceği umudunu yitirmediklerini görüyorum. Parklarda, sokaklarda, meydanlarda ellerindeki küçücük amatör video kameralarla dolaştıklarını, video kaset alabilmek için bile aralarında para toplamak zorunda kaldıklarını, çekim yerlerine çoğu kez yürüyerek gittiklerini, teknik sorunlarını çözebilmek için çalmadık kapı bırakmadıklarını ve daha bir çok şeyi iyi biliyorum. Ve bir gün uluslararası düzeyde, değer oldukları yeri alacaklarına da yürekten inanıyorum. Yeter ki hiç zaman yitirmeden, bu insanlarımızın benliklerinde taşıdıkları enerji ve sinema tutkusuna, yanıt verebilecek olgunlukta bir toplum olmayı başarabilelim.

Hilmi ETİKAN
Ağustos 2003
Bu yazı Milliyet Sanat Dergisi Eylül 2003 ( Sayı 534 ) de yayınlanmıştır.

bu bir mushraPPa mesajıdır
Mehmet Oğuz Köroğlu

 
Gönderildi : 28/09/2007 7:27 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

kısa filmin suçu ne gerçekten yahu?
herkesin yapabilir olması mı?
bir elit kesime ait olsaydı daha çok sahiplenilirdi herhalde...

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 13/09/2012 4:59 pm
(@goldera)
Gönderi: 0
 

herkesin yapabilir olması mı?

Gerçekten herkes yapabilir mi bir kısa film ? Herkes eline kamera alıp birşeyler çekebilir ama kısa film olup olmadığı tartışılır.
Bence kısa film bir sanattır ve youtubeda isminin yanında kısa film yazan her video kısa film değildir.
Kısa film olması için özen ve çalışanların az da olsa bilgi düzeyi olması lazım.

Kısa filmin suçuda yukarda değindiğim durum bence. Önüne gelenin kısa film adı altında birkaç video çekip youtubea koyması. Bu işle ilgilenmeyen birisi olsam mahalleden çocukların canları sıkıldı diye bir handy veya cep telefonu ile çektikleri şeyi izleyince kısa filme karşı bir önyargım olurdu.

 
Gönderildi : 06/10/2012 11:22 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

bilmiyorum, herkes çekebildiği kadarıyla çekmeye devam etsin bence.
Neticede çeke çeke öğreneceğin bir mevzu bu.
isteyen herkes film yapsın, yapabilsin 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 06/10/2012 11:48 pm
(@goldera)
Gönderi: 0
 

bilmiyorum, herkes çekebildiği kadarıyla çekmeye devam etsin bence.
Neticede çeke çeke öğreneceğin bir mevzu bu.
isteyen herkes film yapsın, yapabilsin 🙂

Elbette çeke çeke öğrenirsin gerçekten sinema ile ilgilenmek isteyipte bir yerden başlamak isteyenlere değil benim lafım 🙂 Can sıkıntısına sanatsal hiçbir düşünce olmadan birkaç görüntü alıp montajlayıpta yanına kısa film yazanlardan bahsediyorum 🙂

 
Gönderildi : 07/10/2012 1:47 am
(@eskici)
Gönderi: 0
 

sinemayla iyi kötü ilgilenmeye başladığım günden beri bu muhabbeti okumaktan duymaktan bıktım, tabiri caizse gırtlağıma kadar geldi.Çoluğun çocugun eline düştü kameralar, can sıkıntısından film çekiyorlar yeeaww, adına da kısa film diyorlar vs vs vs.Bırakınız çeksinler bırakınız desinler.İnsanların hevesini kırmayın, tepeden bakma tavrınızdan vazgeçin lütfen, otorite değilsin, kaldı ki bu işin otoritesi de yok.

Zaten her şeyden önce sinema gönül işidir, söyleyecek sözü olan adamın işidir, emek işidir, canı sıkılınca çekenler bir süre sonra yalvarsan da çekmeyecekler bu kadar kendini sıkıntıya sokma.Doğa da nasıl seçilim varsa sanatta da var merak etme, geleceğe kalmaz onların hiç biri.1000 yıl önce yapılmış bir yapıya ağzın açık bakarsın, bugün yapılmış bir esere arkanı döner yatarsın.Böyledir hep bu işler.

Bu arada lafım sana değil goldera yanlış anlama, sanat elden gidiyor düşüncesini savunanlara.

 
Gönderildi : 11/04/2013 5:04 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

bu arada bir şeyler değişiyor olmalı ki youtubeye kısa film yazıp arattığımda daha çok Türk kısası çıkıyor artık 🙂
çekilsin abi, çekelim çekilelim, bu dünya kimseye kalmaz 😉

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 11/04/2013 5:49 pm
(@copen)
Gönderi: 0
 

bilmiyorum, herkes çekebildiği kadarıyla çekmeye devam etsin bence.
Neticede çeke çeke öğreneceğin bir mevzu bu.
isteyen herkes film yapsın, yapabilsin 🙂

Elbette çeke çeke öğrenirsin gerçekten sinema ile ilgilenmek isteyipte bir yerden başlamak isteyenlere değil benim lafım 🙂 Can sıkıntısına sanatsal hiçbir düşünce olmadan birkaç görüntü alıp montajlayıpta yanına kısa film yazanlardan bahsediyorum 🙂

"sanatsal düşünce " nedir hocam biraz açabilir misiniz?

kötü iş kötü iştir en iyi teknoloji kullanılsa bile; iyi iş iyi iştir sadece kağıt kalem olsa bile....

 
Gönderildi : 12/04/2013 4:57 am
 Vlad
(@vlad)
Gönderi: 0
 

Kısa filme - film yani bir çeşit görsellik gözüyle bakarsak ki bakıyoruz baştan kaybediyoruz. Bence kısa film fikirdir. Abartılı boş çalışmalar insanı artık sıkıyor. Artık herkes çok az paralara sinematik görüntü elde edebiliyor. Ve herkes film çekiyor. Tabiki kötü değil gayet iyidir çalışmak üretmek ama fikir anlamında baktığımızda çoğu sıkıcı boş çıkıyor. aşağıdaki bir örnek. david lynch filmi. teknik bişey yok. ama düşününce çok zengin bir film.

Film üzerine herkesin bir anlayışı var. Ne anlattı bu adam fln filan bi sürü soru. benden tavsiye kadrajı yatay olarak ortadan böldüğümüzde iki bakış açısı ortaya çıkıyor. -gore- yani leş bir pansuman işi iltihap kan kesik bir bacak vs vs... üstte ise sevgiliye yazılan bir mektup nedenler sonuçlar kalp kırıkları vs vs.. ve kadının aşağıda olanlar umurunda değil.. neyi görmek istiyorsanız onu izleyin.. bu zıt alakasız iki anlatım tek karede.. daha çok şey yazılabilir. bu da benim görüşüm..

 
Gönderildi : 13/04/2013 3:18 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

Bu kısayı izlemiştim, David lynch zor olanı sakince anlatabilen bir adam bence...mesela ilk çektiği kısa filmde eşinin kabuslarını çekmiş ama kısa filmi izlerken ürpermek yerine ne oluyo burada şimdi diye merakla izleyebiliyorsun 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 13/04/2013 4:02 am
Sayfa 1 / 2
Paylaş: