- Bizlere neler öneriyorsunuz?
Çalışmalısınız, öğrenmeniz gerekiyor. Mesela ben sinema eğitimimi yurt dışında yaptım Sabah altıda - yedide kalkıp akşam saat yediye kadar bir terzinin yanında hamallık yapıyordum, yerleri süpürüyordum. Sonra okula gidiyordum, gece on ikide odama geliyordum, üçe kadar da master çalışıyordum ve uyuyordum. Üç sene böyle yaşadım. Mesela doktora gitmem gerekti, gidip muayene oldum. Param olmadığı için camdan kaçtım. Biraz sıkıntıya girmek gerekiyor. Bir şeylerin bedelini ödemek lazım Bilgi hiçbir zaman gelmez, araştırmak, okumak, öğrenmek lazım, üretmek lazım. Her çekilen filmi göstermek gerkemiyor. Her film mutlaka festivallere gitmeli, seyirciler görmeli diye düşünmemek lazım. Öncelikle kendiniz hissedeceksiniz filminizi. Şimdi her şey çok daha kolay. Video kameralar var. Bizim zamanımızda her şey o kadar zordu ki; ne montaj yapabiliyorduk, ne seslendirme. Şimdiyse hem teknoloji gelişti hem de o kadar pahalı değil. Günceli takip etmek gerek. Uluslararası düzeyde neler oluyor bilmek lazım. Çok film izlemek ve ardından kendi türünü oluşturmak lazım. Mesela İlker Canikligil�in filmini gördüğümüzde, bu İlker�in filmi diyoruz, Nuri Bilge Ceylan�da olduğu gibi. Yani auteur sinemasına doğru gitmek gerekiyor. Bir tür oluşturmak, bir dil oluşturmak ve bu dili geliştirmek gerekiyor. Bir alan seçip o alanda kendini geliştirmek daha doğru. Özeleştiri yapabilmek lazım, yanlış yaptığında kabul edip doğrusunu görebilmek lazım. Filmle uğraşmak lazım, bence bir film bir senede bitmeli. Şimdi insanlar bir gün Beyoğlu�nda dolaşıp çekim yapıyorlar, sonraki gün montaj, ertesi gün de vizyonda. Bu kadar kolay olmamalı.Atmayı bilmek lazım, her görüntüyü kullanamazsınız, ayıklamayı bilmek lazım. Eleştirilere kulak vermek lazım.bize, biz de jüriyiz. Çok da pırıl pırıl olması gerekmiyor, biz ona bakmıyoruz zaten, yani tam olarak ona bakılmıyor. Önemli ama, tek ölçüt değil. Esas, bu çocuk ne yapmak istemiş, ne yapmış, ne kadar başarmış? Bu çocuk ne kadar sinemacı, ne kadar zeka var filminde? Neleri yakalayabilmiş, neleri aktarabilmiş? Ona bakıyoruz. Yani betacamla çekilmiş bir film çok kötü olup VHS'yle çekilmiş bir film çok iyi olabilir.
bu bir mushraPPa mesajıdır
Mehmet Oğuz Köroğlu
- O zaman şöyle diyebilir miyiz? "Her şey çok basit ve sıradan olabilir, klişeler kullanılabilir ama öyle bir an vardır ki, izleyicide soğuk duş etkisi yapar. O an kısa filmdir" diyebilir miyiz?
Aslında hiçbir şey diyemeyiz. Kısa film kendi kendini var eden bir şey. Bir kalıba, bir tanıma sokmak çok mümkün değil. Ancak filmleri görerek, bu iyi bir kısa film diyebiliriz ya da bu benim sevdiğim bir kısa film diyebiliriz. Çünkü bazı insanlar öykü anlatan kısa filmleri severler, uzun metrajın kısaları gibi filmlerden hoşlanırlar (ben ondan hoşlanmam). Bunu da kalıplara sokmamak lazım. Yani, "sen yanlış düşünüyorsun, işi bilmiyorsun" diyemeyiz. Ama benim sevdiğim filmler, işte anlatmaya çalıştığım filmler, zeki olan, çarpıcı olan, yoğun bir
- Teşekkür ederiz...
Ankara�ya selamlar...
Röportaj : Zerrin EFE
bu bir mushraPPa mesajıdır
Mehmet Oğuz Köroğlu
bu yazıyı dönüp dönüp okuyorum...
Evet; genel olarak Hilmi Etikanın söylediklerine katılıyorum. Ancak, kısa filmin tanımı dışında...
Kısa film; Bir olayın örgüsüdür. Olay'lar zinciri yoktur... En güzel ve sade tanımı budur.
Anlamıyorum ki, "kısa film" neden süre olarak kısa olsun ki? Hele hele kısa film dediğin 7-8 dakika olur söylemi, epey bir rahatsız etti beni. Yahu arkadaş, bir insan 12 saat boyunca uyur onu çekersin oda bir kısa filmdir! Veya bir güvercini çekersen, tam uçacak iken kurşun isabet edip ölür. 15-20 saniyelik bir şey. Buda kısa film'dir'!' Elbette ki kısa süre içerisindeki anlatım, epey şık olur. Ama Sırf festivallere yollanacak diye, festivaller 15 dakikanın altında kabul ediyor diye, hikayeleri-kısaları o süreye göre uyarlamak doğru değil. Hemde hiç değil.. Tabi bana göre'!'...
Duvarlar… Görüyor musun? Duvarlar yükseliyor. Şşşşş, bağırmayı bırak sessiz ol! Bak bak, duvarları daha çok yükseltiyorlar...
yani neticede diyor ki ben bu tarz seviyorum ama başkası da başka türlü sevebilir...