Forum

Festival Odaklı Üre...
 

Festival Odaklı Üretim Kısa Filmi Öldürüyor!

12 Gönderi
9 Üyeler
0 Reactions
5,113 Görüntüleme
(@muhammeta)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Dikkate alınası bir yazı, buyrunuz...

Film yaparak para kazanana kötü gözle bakıldığı bir sektör duygusallığı içindeyiz. Eskinin hem eleştirmen hem de seyirci nazarında kıymetli sinemacılarının yokluğu hissediliyor, en azından benim tarafımdan. Şimdi ortalık ucuz gişe filmleri ve bağımsızmış gibi yapan bağımlı sinema örneklerine kalmış durumda. Eleştirmen seyirciyle kavgalı çünkü festivaller “bağımsız” sinema örneklerini iyi-kötü ayrımı yapmadan ödüllendiriyor. Sarısını kazıyınca alttan teneke olduğu anlaşılan bir sürü şık paketlenmiş film izliyoruz. Tam da festivallerin sevdiği türden… Klişenin arthouse halleri pek yaman! Peki, dünya kadar film festivalinin sektöre reel katkısı? Her yıl onlarca ilk film çekiliyor, o yönetmenlerin çoğu neden 2. filmini çekemiyor diye düşünmeye başlamadan çözülmeyecek sorunlar… Türkiye’de film yapmak, kelebek ömründe yaşamak gibi bir şey… Bu yıl film festivallerinin gözdesi oldun, ödüllerin var, seneye borç senetlerin!
Bu uzun girizgâhtan sonra gelelim uzun filmin kısasına! Son zamanlarda kısacılarla epey etkileşim içindeyim çünkü gişe ya da festival tarafında beni heyecanlandıracak çok az uzun metrajlı iş var. Kısa filmin tam bağımsız, gerilla tarafını sevdiğimden o yöne doğru bir yoğunlaşma içindeyim. Genç kısacılara da gücümün yettiği desteği veriyorum. Hem Medyaradar sinema yazarı olarak hem de kurucusu olduğum Öteki Sinema üzerinden…
Ancak uzun metrajın rehavetinin kısalara da sirayet ettiğini görmek üzüntü verici… Hikayesizlik, uzun planlardan medet umma ve alt metne bin bir fikir gömme hevesi yerli kısa filmcilerin de vazgeçemediği şey olmuş/olmak üzere. Akdeniz Üniversitesi 3. Kısa Film Günleri’nde gösterilen yabancı kısalardan sonra gelen yerlileri izleyen öğrenciler bile “Yerli kısa filmler başlayınca her şey birden yavaşlıyor, sarkıyor” diyerek tepkilerini dile getirdiler.
Kısa filmin ilhamını ve tarifini uzun metrajdan alması bence sakat doğumlara yol açan bir gebelik hali ancak işin o tarafını film çeken arkadaşlar bilir. Benim aslında yazının başından beri bir türlü giremediğim dert şu; kısa film gösteren/yarıştıran bazı festivallerin, seçkisine giren filmlerin internette gösterilmemiş olması gibi bir ön şartı var. Yoksa da kısacılar arasında “iyi kısalar internete düşmez” gibisinden yargılar türemiş. Festivalleri dolaştırdıkları filmleri herkesten köşe bucak saklıyorlar. Cannes’dan ödülle dönen Sessiz’i hala izleyemediniz, neden? Ne kadar yanlış bir yaklaşım bu!
Bu tür etkinlikleri yapanların bu yan etkiye isteyerek yol açtıklarını düşünmüyorum, amaçları kısa filmi desteklemek, tanıtmak elbette ancak geldiğimiz nokta malum. Genç kısacılar filmlerini internete yüklemiyor, sadece festivallerde izleyenlerin ilgisine, insafına bırakıyor.
İnternet kısa filmi yaymak ve yapanlara yol açmak için müthiş bir güç aslında… Dışarıda kısa film çeken herkes bunun farkında, Vimeo gibi siteler yeni çekilmiş müthiş kısalarla dolu. Neredeyse her yönetmenin kendi adını taşıyan ve önceki işlerini de paylaştığı bir sitesi var. Olması gereken de bu… Geçen yıl izlediğimiz bir sürü uzun metrajlı (yabancı) filmin fikri de, yapıcısı da kısadan geliyor. Biz de Can Evrenol (Öteki Sinema) gibi kısacılar bu yolu izliyor ve Can internet üzerinde çok daha kuvvetli bir tanınma imkânı bularak Atlantik Film’de çoktan profesyonelliğe adım atmış durumda…
Akdeniz Üniversitesinde verdiğim seminerlerde oradaki genç kısacı arkadaşlarımızla da konuştum bunları ve hepsi söylediklerime ikna oldular. Daha o gece filmini internete yükleyip bana linkini gönderenler oldu. Demek ki birinin çıkıp bunları söylemesi gerekiyormuş, söylemek yetmeyebilir, yazmış da olalım.
Kısa film çeken kardeşlerim, daha çok çekin, öyle 3-5 senede bir değil, her sene 3-5 film ve bunları festivallerde, tanesi 10-15 TL’ye yaptırılan ödül plaketlerini kazanmak için yapmayın. Aynı filmle oyalanmayın, sürekli yeni şeyler üretin ve hemen paylaşın. İnternet kısa filmin saldırı üssüdür, bu güçten sakın vazgeçmeyin. Kendi geleceğinize zarar vermiş olursunuz.

Murat Tolga Şen - http://www.otekisinema.com

"Su Akar, Yatağını Bulur."

 
Gönderildi : 17/03/2013 8:25 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

süper yazı, benim de en çok yakındığım konu 🙂
bildiğim kadarıyla Kezzap da bu konuya canını sıkıyordu 🙂
festivaller filmcileri destekleyelim derken farkında olmadan böyle köstek oluyolar işte, yazık 🙁

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 17/03/2013 8:33 pm
(@ilkersn)
Gönderi: 0
 

Ben konu kısıtlaması olmayan festivallere sıcak bakıyorum. Diğerleri için haklı adam ama onu da kısa filme gönül vermiş yeni yönetmenlere bir çeşit katkı payı olarak görmeliyiz sanırım. Yetenekli ve sinema ile uğraşıyor adam, e paraya ihtiyacı var projeleri için, bu yüzden bu festivallere katılıp yeteneği ile para kazanabilir. Bu yönden de bakılmalı olaya biraz.

filmleriniz için müzikler

Son Kısalarımız: tesir Kader Eris
Kısa filmlerimiz, ücretsiz müzikler ve kendin yap videoları

 
Gönderildi : 17/03/2013 9:09 pm
(@yktytkn)
Gönderi: 60
 

Bir de festivallerde dönen dolaplar var ki o da cabası

artık neredeyse her mahallede açılan bu film festival sömürüsüne son vermek zamanı gelmedi mi?
çoğunda ne festival seçici kurulu belli?
çoğu festival adı altında neredeyse film sahibinin elinden tüm yayın haklarını alacak maddeler içeren
çoğunun bırakın ödülü, gösterim ücreti bile ödemeden her şeyi bedavaya getirici hatta başvuru için bile para alan bir üçkağıtçı ticaret haline dönüştüğü bir ortamdayız

bugün hangisi şu kuralları uyguluyor:
http://www.kameraarkasi.org/kisafilm/ma ... llari.html

bu konuda artık gelirlerini filmcilerce paylaşma zamanı geldi de geçmiyor mu?

neden hala festivaller en doğru olanı yapmıyorlar, gösterdikleri filmlere en azından bir gösterim ücretini filmciye ödemiyorlar?

festivallerin gelirlerini filmcilerle paylaşma zamanı gelmedi mi?

aşağıdaki kaynak hem türkiye hem de dünya festivalleri için bir silkelenme operasyonunun başlangıcı olmalı:
fair trade for filmmakers: is it time for festivals to share their revenue?
"why don't any of the festivals seers implement the most obvious solution? pay the fucking filmmakers"

http://www.indiewire.com/article/fair-t ... ir-revenue

http://www.itusozluk.com/goster.php/fil ... numaralar/

 
Gönderildi : 18/03/2013 2:09 am
 iLAN
(@ilan)
Gönderi: 0
 

Bu yazıyı okuyan kısa filmciler nedense hemen suçu festivallere atıyorlar, yazının son paragrafına nedense dikkat etmiyorlar. Bu yazıda festivaller değil kısa filmcilerin kısırlığı, vizyonsuzluğu anlatılıyor. Kısacıların bir kısa film çekip, ödül alacağız diye festival festival gezip, başka film çekmeden olduğu yerde kaldığı anlatılıyor. 3-5 senede 1 film değil, senede 3-5 film çekin deniyor. Festivallerin kısacılara yaptığı bir şey yok.

Yazının başlığına bare dikkat etseniz yetecek aydınlanmaya da herkes kendine yontuyor. Ödül alan filmleri de bayıla bayıla seyrediyor festivallere sövenler.

Benim "Ben" dediğim bedenim mi, yoksa ben mi?

 
Gönderildi : 18/03/2013 4:07 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

kısa filmcilerin "internete koyarsak festivallere katılamayız" algısını, festivallerin kendilerine katılan filmleri yayınlamaması ve bazılarının daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış olacak şartı destekliyor...
yine kısa filmcilerin daha iyi ya da yeni kısalar çekebilmesi için destek bulması şart bunu da festivallerden bulmaya çalışıyolar...bence filmlerini dolaştırmalarında bir sorun yok...sorun bunu internete koymamaları...yani kısa film izlemek için şehir şehir dolaşma şansına sahip değiliz çoğumuz o yüzden...keşke bu internete koyma işini festivaller yapsa...her türlü dağıtım hakkını alırız diyolar şartlarında çünkü, bunu yapabilirler isteseler öyle değil mi, kanunen bir engelleri yok...ama uğraşmak istemiyorlar sanırım...
mesela bizimkilerin kıssadan hisse festivalinde bir yığın kısa yayınlandı, onları internete yükleyemezler mi isteseler, beetlejuice'ye soruyorum bunu.

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 18/03/2013 5:03 am
(@paciente)
Gönderi: 0
 

Bu konuya ben d daha önce Radikal Blog'da değinmiştim. Yazılanların tamamına katılmakla birlikte şunu da söylemek isterim: Bu fikirlerin hemen hepsi şimdilik kuluçka aşamasında diye biliriz. Bir kaç yıl içerisinde "deneme yanılma" yoluyla en doğru stratejinin bulunacağına eminim.
Festival için film mi? Film için festival mi? Sorusu şimdilik, "tavuk, yumurta" bilmecesi gibi.
Kesin olan bir şey var ki o da yazarın söylediği gibi, 3-5 yılda bir film değil, yılda 3-5 film için motive olunmalı.

Yazı çok iyi olmuş. Kutlarım...

 
Gönderildi : 18/03/2013 3:23 pm
(@morpheus)
Gönderi: 0
 

Fragmanı tabi koyulmalı nete ama filmin tamamı için aynısını söyleyemeyiz. En az 1 sene festival festival gezdiriliyor kısa filmler. Bu süreçde internete koyulamıyor tabi, şartları var festivallerin bu hususta...

 
Gönderildi : 18/03/2013 4:07 pm
(@muhammeta)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

bir anlayışın değişmesi gerektiği belli, durumumuz hakikaten içler acısı 🙂

"Su Akar, Yatağını Bulur."

 
Gönderildi : 20/03/2013 3:17 pm
(@trade_mark)
Gönderi: 0
 

kısa film festivalleri ; belediyeler,dernekler,firmalar(akbank) tarafından yapılıyor...
onlara sorsanız,biz para kazanmıyoruz.amacımız sanata hizmet etmektir....
peki ya prestij....
bu kazanç değilmi....
akbank prestij kazanmıyormu.markasına değer katmıyormu...
ilk üç kısa filme para ödülü veriliyor...
üçün altındakilere ne veriliyor.sadece sıfır...
kısa film neden kazanç kapısı olmasın.festivaller,katılmaya hak kazanmış kısalara ;sponsor ücretlerinden ve gişe hasılatlarından bir pay ödemiyor...
kısaca ;bir kısacı akbank kısa film festivaline filmini gönderir...
katılmaya hak kazanır...
ve kısacı şöyle düşünür...
ben bu festivalden tahminen 10.000 tl gelirim olur... ilk üçe girersem para ödülümde ekstrası 🙂
hayal meyal ...bu olmalı 🙂
beleşe film alıp.festival düzenleyip...sonrada sanata destek veriyoruz diyolar...
hem para kazanıyorlar hemde prestij... ağaya beleş 🙂

 
Gönderildi : 20/03/2013 4:49 pm
 iLAN
(@ilan)
Gönderi: 0
 

kısa film festivalleri ; belediyeler,dernekler,firmalar(akbank) tarafından yapılıyor...
onlara sorsanız,biz para kazanmıyoruz.amacımız sanata hizmet etmektir....
peki ya prestij....
bu kazanç değilmi....
akbank prestij kazanmıyormu.markasına değer katmıyormu...
ilk üç kısa filme para ödülü veriliyor...
üçün altındakilere ne veriliyor.sadece sıfır...
kısa film neden kazanç kapısı olmasın.festivaller,katılmaya hak kazanmış kısalara ;sponsor ücretlerinden ve gişe hasılatlarından bir pay ödemiyor...
kısaca ;bir kısacı akbank kısa film festivaline filmini gönderir...
katılmaya hak kazanır...
ve kısacı şöyle düşünür...
ben bu festivalden tahminen 10.000 tl gelirim olur... ilk üçe girersem para ödülümde ekstrası 🙂
hayal meyal ...bu olmalı 🙂
beleşe film alıp.festival düzenleyip...sonrada sanata destek veriyoruz diyolar...
hem para kazanıyorlar hemde prestij... ağaya beleş 🙂

Böyle bir durumda ön seçici jurinin şefaf olarak eleme kriterlerini söylemeleri ve elenen filmlerin neden elendiğini açıklamaları gerek, yoksa devlet ihalesine döner mevzu.

Benim "Ben" dediğim bedenim mi, yoksa ben mi?

 
Gönderildi : 21/03/2013 4:03 pm
(@copen)
Gönderi: 0
 

:(( süper yazı söyleye söyleye dilimizde tüy bitiyor ama sonunda vazgeciyorsun malesef kısalarımızın çoğu hem yapım yönetim anlamında hem sonuc anlamında adamı sinemadan videodan soğutur nefret ettirir durumda ve en acı olanı kimsenin bir şikayeti yok ortalık "emeğinize sağlık" nidalarıyla kaynıyor :))

emeğine sağlık muhemmata heheheh

kötü iş kötü iştir en iyi teknoloji kullanılsa bile; iyi iş iyi iştir sadece kağıt kalem olsa bile....

 
Gönderildi : 21/03/2013 4:20 pm
Paylaş: