........
Kendimce komik bulduğum şey, en olmadık şeylerde politik alt metin aranması. Kalkıp gerzek bir romantik komediyi zerre önemsemezken, salak gişe filmi olarak değerlendirirken iş politik bir mesaja geldiğinde kişiler çok önemli bir konuda konuşuyorlarmış gibi geliyor bana. Yahu dostlar, bu film kimin umrunda? Hiçkimsenin. Ama politik bir alt metin konuşulurken film birden önem kazanıyor.
..........
Politik bir alt metin konuşulurken, önem kazanan o değersiz filmin kendisi değildir aslında. Film aslında iki kısımdır. İlki "görünür film" dediğimiz, seyrettiğimiz film. İkinci kısım ise ilk kısımdan geriye kalanlardır. Senaryo, yapım, oyuncular, kameralar, toplantılar, çıkarılanlar, kavgalar, hatalar vs. gibi görünür, görünmez, elle tutulur veya soyut şeylerdir. İlk kısım yani "görünür film", ikinci kısmın damıtılmış halidir diyebiliriz. Ve film boktan olduğunda ister istemez filmin "görünür kısmı" değil de diğer kısmı, ikinci kısım konuşulmaya başlar. Bu konuşulanlar da tüm hayatı kapsayabileceğinden, bu -belki de gereksiz- eylem sonsuza kadar bile sürebilir.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
.................
Yani temel meseleye dönersek, her sinema filminin içinde "bilinçsizce de olsa" kodlanmış ideolojik mesajlar vardır.
Yönetmen onu oraya öyle olsun diye koymamıştır, ama yönetmen iktidarı zaten kendisi kabul etmiştir. Onun için nettir, kırmızı erotiktir örneğin.
Kırmızı giyen bir "femme fatale"in politik olup olmadığıyla ilgilenmeyiz artık, çünkü öyledir der geçeriz.
Ama birileri çok haklı olarak çıkar ve cinselliğin tarihine bakar ve şu soruyu sorar:
"Acaba tarihte hangi iktidar/sınıf ilişkilerinde cinsellik kırmızıyla birlikte kodlanarak bizim bilinçaltımıza nüfuz etmiştir?"
Ama birileri de çıkar der ki, kırmızı illa erotik ya da benzeri çağrışımlar yapmaz, başka bir yerde kırmızı, erotizmden çok farklı bir şeyi ifade ediyordur.
Daha geleneksel bir şeydir örneğin. O halde bir firma, o geleneksel kodu kullanarak, ürünlerinin ambalajını kırmızı yapar, o geleneksel kodu da onun üzerine yükler,
böylelikle ürününü daha rahat satar. Aynı örneği yeşil renk içinde verebiliriz rahatlıkla:
"Ramazan'da Coca-Cola şişelerinin kapakları neden yeşil olur?"
Basit bir şekilde yeşil işte deyip de geçebiliriz, insanların kafasında hiç öyle bir çağrışımı da olmaz, ama yeşil İslam'ın rengidir, firma bir mücadele alanına bu göstergeleri kullanarak dahil olmak ister.
Öyle algılanıp algılanmayacağı belli değildir. Algılanabilir de algılanmayabilir de.
Dediğim gibi bir anlam verme yarışmasında mücadeledir poltika. Bu anlamda bakarsak her şeyin poltik olma ihtimalini düşünebiliriz.
Evet. J.L.Godard ve M.Antonioni'nin hemen hemen her filminde renkler önem taşır ve bir kodlama aracı olarak kullanılır. Bu geçişler çok yumuşak yapıldığından kendini hissettirmez. Amaç da budur zaten.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer