Maviyi biraz koyulastirirsan goruntunun daha sinematik olacagini goreceksin. Oneri sadece.
Bundan sonrakilerde denerim mutlaka. Katkı için teşekkür ederim Lemmy.
kadrajlar senin mi abi? bunu yapan arkadaş kurgu bilmiyor. çok güzel fragman yapılırdı bunlardan.
Filmin kendisini de izledim ben sağolsun göndermişti paciente, şimdi JeanG kurgu bilmiyor deyince, filmin izlediğim kurgusu afedersiniz ama çok kötüydü. Son halini bilmiyorum, ama yazık olmuştu benim izlediğim filme.
kadrajlar senin mi abi? bunu yapan arkadaş kurgu bilmiyor. çok güzel fragman yapılırdı bunlardan.
Evet kadrajlar benim kardeşim. Kurgu işi pek iyi olmadı evet. Bunu kezzap’la konuşmuştuk o süreçte.
En azından fragman daha olsaydı iyi olurdu:)
Filmin kendisini de izledim ben sağolsun göndermişti paciente, şimdi JeanG kurgu bilmiyor deyince, filmin izlediğim kurgusu afedersiniz ama çok kötüydü. Son halini bilmiyorum, ama yazık olmuştu benim izlediğim filme.
Sanırım son gönderdiğim haliyle kaldı. O da kurguda iyi olmadığını söyledi sonra.
Şunu söylemek lazım o halde. Kurgu çok ayrı bir alan. Görüntüleri peşpeşe getir vs. gibi bir şey değil. Bir ritm, bir duygu işi. Dolayısıyla belki de bir film yönetmekten çok daha zor bir yönü var. Kurguyu kendim yaparım bakışından kurtarmak gerek. En azından bitmiş kurguyu, ya da ara aşamaları birilerine izletmek lazım. Ama tercihen başka birine teslim etmek gerekiyor.
Festival acelesi olmaması da gerekiyor sanırım. Ne bileyim önce kendi içine sinmesi lazım.
Bir de kurmaca çekerken farkettiğim şey belgesele oranla çok fazla detay gerektiriyor. Çekim planı yaparken en az sahne kadar cutaway ve detay çekimleri de planlamak hatta basit bir story board hazırlamak şart. Ben bunu uzun metraj için gerekli görüyordum ama kusa metrajda da şart.
Filmin senaryosu da çok iyi kurgulanmış olmalı sanırım.
Bir sahne çekiyoruz örneğin. Yönetmenden öğrenilmesi gereken ilk şey bu sahnedeki duygu nedir? Sen yazarken ne hissettin?
Bundan sonra görüntüsünü üstlendiğim filmde kesinlikle bu soruların cevabını almadan kayda girmemeye çalışırım sanırım.
Örneğin pan yapmam isteniyorsa ya da sabit çekmem isteniyorsa vs “neden?” sorusunu sormam gerektiğini üçüncü filmde anladım:)
Kendi filmim olsa gerek yok ama başkasının zihninden çıkan bir hikayeyi kayda almam istendiğinde çok fazla soru sormam gerektiği netleşti.
(Görüntü yönetmenliği düşünenler için) 5 kurmacadan sonra şunları da not düşmek istedim:
(Öncelikle yanlış anlaşılmak istemem. Yönetmenlik ve film yapmak bağlamında değil, görüntü yönetimi bağlamında yazıyorum.
Bu işi öğrenme aşamasında olduğumun da altını çizerek ve ustaların affına sığınarak paylaşmak isterim)
Not: Tamamen film çekim aşamasıyla ilgili yazıyorum. Görüntü yönetmenliği prensibi ya da bu işte öğrenme/gelişme gibi konular zaten sık sık konuştuğumuz ve hep beraber efor harcadığımız kısım. (çıraklık devam ediyor)
* çekim mekanlarını yönetmenle görüp gerekli notları aldıktan sonra o mekan(lar)a bir de tek gidip detaylı plan yapmak şart. çünkü yönetmenin aklı sadece görüntüyle değil oyunculuk, ses, kostüm, yol, yemek vs bir ton şeyle meşgul.
* yedek batarya, yedek kart, temizlik malzemeleri, laptop vb malzemelerin kontrolü en az kamera ve lensler kadar önemli. Sürekli kontrol etmekte fayda var.
* senaryoya hakim olmak hayati önem taşıyormuş. “Sahneyi söylerler çekerim” kafası sakat kafaymış net.
Senaryoyu okuyup genel anlatım üzerinden tutarlı bir çekim planı yapmak şart(mış). Kamera hareketleri kesinlikle anlatılan hikayenin ritmine uygun planlanmalı(ymış). Burası çok önemli gerçekten.
* lenslerin diyaframlarını ve mm (prime değilse) değerlerini her çekim öncesi kontrol etmek hayati önem taşıyor. O hengamede drğişikliği monitörden farkedemeyebiliyorsunuz. Bir sahneyi f5.6’la çekiyorsunuz. Daha sonra o sahneden bir dekubaj alıyorsınuz ama diyafram f2.8 olmuş ve fark etmemişsiniz. Sahne devamlılığında bu durum sıkıntı çıkarabiliyor.
* Kameraya kimsenin dokunmasına izin vermemek şart.
* Yönetmen kamera önünde prova alırken (kartta yeterince yer varsa eğer) kayda basın gitsin. O oyundan neler çıkacağı hiç belli olmuyor. Genelde provada daha rahat oluyorlar.
* Yönetmen eğer “komutumu beklemene gerek yok gerekli görüyorsan kaydı durdurabilirsin” dese dahi komutu beklemeden kayıttan çıkmamakta fayda var.
* “şurdan çeksek nasıl olur?” Diyenler çok olacaktır. Direkt susturun aksi halde sayıları hızla artacak ve her şey çorba olacak. Plana sadık kalmak bütünlük açısından önemli.
* özellikle (ünlü) tecrübeli oyuncuysa “beni şu açıdan çek” diyen biriyle karşılaşma ihtimali çok yüksek. Duymayın çünkü o, en iyi resmini kaydetmenizi istiyor aslında. Oysa amaç bütünlük çerçevesinde karakteri en iyi yansıtan resmi kaydetmek.
Aklıma gelenler bunlar.
Son olarak, görüntü işi film çekmenin en keyifli kısmı. Öğrenme aşaması bile güzel.
renkler çok güzel eline sağlık. Başarılar diliyorum.
paciente Hepsi güzel tecrübeler. Ek olacak çok şey aklıma geldi, ufak detaylar.
Onlara pek girmek de istemedim ama özellikle belirtilmesi elzem bir konu da dış sahnelerde günün hava durumu (açık-güneşli-bulutlu-yağmurlu vs) ile günün çekim saati (saba--gün içi-akşam vs).
Filmin renk-ışık bütünlüğünde ve hikayeye katkısı açısından bu zaman aralığı tercihi çok önemlidir.
ben kuzeyemir
renkler çok güzel eline sağlık. Başarılar diliyorum.
Teşekkür ederim:)
Çok haklısın MimFilm
Eğer uygun değilse ertelenmeli de.
Bu film özelinde söylemiyorum:
Genelde belirli festivaller için kısa film çekiliyor. Bununla birlikte ilgili festivale yakın bir tarih belirleniyor. Hava durumu ve iklimin karakteristik özelliği göz ardı edilebiliyor.
(Belirli bir) Festival merkezli olmayan kusa filmler belki bu yüzden daha başarılı olabiliyor. Tüm planlama daha rahat yapılıyor. Hikayeye en uygun atmosfer oluşturuluyor.