Merhaba arkadaşlar , birkac ödül ve bircok final seckisine giren kisa filmi paylasiyorum.Fikir ve görüşleriniz benim için cok degerli .Iyi seyirler.
https://vimeo.com/354062396
Sifresi : İKAME2019
Eline sağlık güzel olmuş.
Teşekkür ederim.
Merhabalar,
Ellerine sağlık, güzel olmuş. Özellikle betimlenmeye çalışılan ve artık ülkemizde kanayan bir yara haline gelmiş iş kazalarına dayalı ölümler, gerek tek karaktere yalın bir şekilde giydirilme gerekse de karakterin güncesindeki yalın halini bulma ve yine onun penceresinden bakma anlamında görsele iyi oturmuş.
Saygılar&Sevgiler
Eline emeğine sağlık Erkan. Tüm ekibi kutlarım.
Başı sonu belli derli toplu bir film olmuş, emeğinize sağlık. Netlemede yer yer ufak kaymalar olmuş, ama kadrajlar çok başarılı. Ben en çok ışık kullanımını sevdim. Zaten ışık ekibinde 4 kişi çalışmış ki, kısa film için pek alışıldık bir durum değil. Oysa ki post prodüksiyonda renkle o kadar uğraşmak yerine baştan doğru bir ambians ve ışıkta çekmek filmin izlenilirliğini ve kalitesini arttıran en kilit noktalardan.
Bu arada çadırın vinçle yukarıdan inme sahnesi çok vurucu olmuş. İzlerken acaba kamera biraz daha geniş açı görseymiş daha mı iyi olurmuş dedim, tabi ki bu kişisel tercihlerin sonu yok.
Başarılarınızın devamını dilerim.
"Ben istiyorum ki; film, siz sinema salonunu terk ettikten sonra başlasın." Jacues Tati
Eline, gönlüne sağlık, muhteşem olmuş. Maalesef ülkemizde insan hayatı bedava. Geride kalan aileye milyonlar verseler ne olur ki, sigortasız çalıştırılan garibanları saymıyorum bile. Çok acı ve çok gerçek, Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olan iş güvenliği meselesine çok güzel değinmişsin.
@sade_vatandas merhaba yorumlarınız için cok teşekkür ederim , çadır sahnesinde aksine görüntünün sıkışık olmasını istedigim için hep dar açılar kullanmak istedim , konu bakımından da uygun olduğunu düşündüğüm için.
@hasbatur fikir ve görüşlerin için teşekkür ederim.
@hasbatur estağfurullah neden kızayım , dediklerine katılıyorum yapılan yorum yapıcı olduğu sürece sorun yok, hickimse mükemmel değil , insanı güzel yapan kusurları tıpkı filmlerinde kusurları olduğu gibi hayattan bir parça , sevgiler.
Güzel çekilmiş bir film ama olay sadece işin teknik boyutu değildir, bundan daha önemlisi filmin içeriğidir. İş kazaları konusunda topluma hiç umut vermeyen, öğrenilmiş çaresizliği "kader" olarak sunan bir çalışma olmuş. İnsanlara "bu hayatı sürdürmeye mahkûmsunuz, elinizden hiçbir şey gelmez, bu sizin alın yazınız" mesajı vermek çok da sağlıklı bir sanatçı tavrı değil. Zaten kötü olan bir şeyin kötü olduğunu göstermek, zaten yanlış olan bir şeyin yanlış olduğunu söylemek, farkındalık yaratmak için "aha bak bu böyledir" sığlığına düşmek çok tehlikeli ve sorunların üzerinde tepinip hiçbir çözüm önermemek demektir. Oysa ki film ya da kısa film, bir önermeyle başlar. Önermeniz yoksa sırf gözlemci durumuna düşersiniz ki, bu da bakan kör olmak demektir. Sıradan bir insan bakan kör olabilir ama bir sanatçı bakan kör olamaz, baktığı şeye yönelik mutlaka bir önermesi olmalıdır.
Filmin sonu örneğin; kahramanımız eğer o ayakkabıları giymemiş ve hatta giymeyi bilinçli olarak reddetmiş olsaydı, işte o zaman filmin bir önermesi olurdu ve o önermeyle de insanlara bir umut vaat edilirdi. "Böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek" masajı vererek toplumsal mücadele yönünde bir farkındalık yaratmış olurdu. Ölenin ayakkabılarını giyip yola devam etmek, ölmeye ve bu öğrenilmiş çaresizliğe devam etmek anlamına gelir. Bu mesajı vermek için film yapmaya gerek yok, siyasiler ve yaygın medya bunu çok iyi yapıyor zaten.
Kahramanımız ayakkabıları giymeyip kendi ayakkabılarıyla ve hatta yalınayak yoluna devam etseydi, kamera da boş gökyüzüne değil ölümcül bir gökdelen inşaatına yükselseydi, tadından yenmez bir film olurdu.
ne mükemmel bir eleştiri olmuş. tebrik ederim.
Filmi işlediği konu bakımından çok beğendim çünkü iş kazalarındaki en çok ölümler inşaat işçilerinde olsa bile en az onlar gündem oluyor çünkü gariplerim teker teker ölüyor. bu ülkede gündem olmak için yetmiyor bu durum. bu bakımdan konu seçiminizi çok başarılı buldum. ayrıca adamın içinde bulunduğu sıkışmışlığı anlatmak için adamı pencere çerçevesine yerleştirdiğiniz planı da çok beğendim. son konusunda kafam karışık çünkü yalandan bir çözüm üretip izleyenin gazını almaktansa bu öğrenilmiş çaresizliği göstermek de fena olmamış bence. canımızı sıkan bir son olduğu için bence filmin sonu başarılı diyebilirim. hasbatur un eleştirisi de düşünmeye değer elbette. Filminizden dolayı sizi tebrik ederim iyi çalışmalar.
Filmin şifresi kaldırılırsa ve bir de afişini gönderirseniz anasayfaya koyalım. Böylece tüm sosyal medya hesaplarımızda paylaşabiliriz filminizi.