Herkese selamlar. Umarım iyisinizdir. Uzun süredir yoktum. Üçüncü uzun metrajımla uğraşıyordum. Takip edemedim forumu. İlk uzun metrajım Şems dört ödül aldı. Rusya'da birincilik birisi. Sizin eleştirilerinizin büyük katkısı var burada hatırladıklarımla çektim bazı sahneleri. Türk film festivallerinin hiçbirinden gösterim dahi alamadı. Halen festivalleri gezmekte. İkinci uzun metrajım Deli'yi tamamladım ve dört aydır yatıyor. Altyazı için gerekli parayı denkleştiremedim. 600-700 lira tutuyor. Ucuza halledecek birileri buldum. Ama bu seferde eski bilgisayarımın hardiski gitti. Türkçe altyazı metni de gitti. Eğer üç gün önce Deli filminin kopyasını almasam 3 aylık çalışmam Deli filmi de boşa gidecekti. Sürekli bir yerlere yedek almanızı öneririm. Hiçbir disk güvenilir değil maalesef. Sizlerden çok şey öğrendim. Özellikle Serkan gerçekten çok kaliteli bir insan. Bu işten anlıyor. Buradan Serkan nasılsın demek istiyorum.
Boş durmadım en başta dediğim gibi 3. uzunumu çektim. Fakat renkler pek içime sinmedi. Forumdan renk için videolar izlesem de bu iş başlı başına derin ve teknik bilgi gerektiren bir iş. Bense hayal gücüyle çalışıyorum. Bu fragmandan sonra renkte değişiklik yaptım. Son halini üşendiğim için upload etmedim. İlk renkli filmim. Bunu da sb yapacaktım ama kırmızı rengi sıklıkla kullandığım için bu emeğime haksızlık olacaktı. Işıkta çok hatam var biliyorum. Ama ben görüntü yönetmeni değilim. Ama bu yönümü geliştirmek için çok çalışıyorum. Sesler fena değil. Ama arttırılıp azaltılması gereken yerler var. Üç yere de hayatımda yapmadığımı yaptım dublaj çektim. Rüzgarı engellemesi için ses kayıt cihazına kumaş sardım 🙂 işe yaramadı. Bende dublaj çektim. Üç buçuk ayda bitti. Tabii sürekli çekmedim. Ara ara boşladım. Küçük dokunuşlar lazım. Ama sonra şimdilik düşünmüyorum. Fragmanın sonunda yapmadığımı yaptım ve çok saygı duyduğum Goethe'yi espri malzemesi yaptım. Bunu kesinlikle aslında yapmazdım ama taviz verdim. Sırf biraz da izlenme kaygısından. Artık festival filmleri çekmek istemiyorum. Burası Türkiye olmasa bu espriyi yapmama gerek bile kalmazdı. Türk halkı filmlerimi izlemiyor. Siyah beyaz filmime nostalji için mi sb çektin gibi sorular bile geldi. Zaten Türk halkı sinema dili nedir onu bilmiyor. Amerikalı bir kanalla görüşüyorum Şems'i satabilirsem onlara satacağım. Ama bir tane bile Türk arthouse film kanalı yok.Çünkü izleyen yok. Bana bu yüzden kızmayın. O Goethe esprisinden dolayı. On tane ödülüm var ve bu işten hepi topu 300 dolar kazandım. O da Silüet ve Işık adlı kısaları bir festival kanalına satarak sağladım. Anca sertifika veriyorlar. Asla yabancı festivallerde festival katılım ücretini ödemezsen sana para vermiyor. Bir Türk festivallerinde var bu ücretsiz katılım ve yüklü para verme. Ben beleş festivallere katılıyorum. Onlarda da aşırı yığılma oluyor. Bu da ödül almayı zorlaştırıyor. Ve dediğim gibi para mara vermiyor. Para için para ver yani. Bu işten tam anlamıyla hayatımı kazamaya çalıyorum. Taviz verdiğim içinde pişmanım açıkçası. Ama çektik bir kere. Şimdiki aklım olsa hiç o diyaloglara girmezdim. Affınıza sığınıyorum. İşin gerçeği tüm samimiyetimle söylüyorum sırf bu diyalog için kendimden hafiften nefret etmeye başladım. Filmin tüm ahengini bozdu. Başka hiç böyle diyalog yok çünkü. Taviz vermek...
Kafanızı şişirdim... Keyifli Seyirler.
fragman
https://vimeo.com/270759965
Merakla bekliyoruz kardeşim;)
Merakla bekliyoruz kardeşim;)
Film bitti. Seste ayni db tuttamiyorum. Bunun programi var mi bilmiyorum. Isteyen olursa gonderirim filmi.
Butcemi zorlayip altyazi yaptirdim. Bu kadar ingilizce bilen insan var 600 lira verdim. Filmi 70 liraya cekince koyuyor. Aslinda festivallere gondermeyecektim. Vizyon istiyordum. Devlet baba dagitim parasini film tutmazsa geri istiyor. Ben bu saatten sonra evimi satamam dedim vazgectim. Guc bela yapimci buldum. Izlettim. begendi. Ama kisaca Turk halki... Isim... Satilabilir ama risk gibi faktorlerden dolayi nazikce ret etti. Bence fest. Yolla dedi. Bende oyle yapiyorum.
Yabanci bir kac festivale gonderdim. Baska da gondermem. Para vermiyor aliyorlar. Bedava fest. Bisey vermiyor. Senin ustunden festivalini duyuruyor uzerimizden. Ingilizce kufurler etsemde seritifikami dahi gondermediler. Keza fest. Ucreti almayip bu kadar maddi destek yalniza bizde var. Ben Turkiyede yasiyorum. Ve pazar alanim bu diyerek buraya yogunlastim ve yalnizaca Turk fest. Yolluyorum. Bakalim. Yabanci fest. 70 80 uzun arasinda semifinalist selected winner filan alirken Turkiyede 30 filmde gosterim dahi alamamak asap bozsada. Bu kadar olumsuzluktan sonra hala guzel seyler oluyor sems filmim bir selected daha aldi. Hos...
Ne yapacaksın vizyonu falan boşver.
Yurtdışı festivallerine yolla. Türkiye festivallerini de boşver. Ama jenerik festivallere yolla. Filminin türüne içeriğine uygun festival bul. Gidip de Venedik'e Cannes'a yollama isimleri biliniyor diye. Sonra gösterim ödül alırsa belki vizyon olur, olmadı internet. Bir sonraki filminde, bundan ödül ve gösterim alırsan destek bulma şansın artar. Yurtdışı festivallerinden bir şey çıkmazsa mecburen yine internet.
Hic boyle dusunmemistim. Fikir icin tesekkurler kezzap. Dedigim gibi zaten filmlerimi Turkler ve Turkiyede izlenmiyor. Isin gercegi yabancilar arthouse a ayri degerveriyor. Onlarin ideolojisi ve sosyopolitik anlayisi ne olursa olsun vereceklerse veriyorlar odulu. Su var fakir edebiyati olacak ama 50 dolar ve uzeri katilim ucreti zorluyor. Dolar cok artti. Ama dedigini yapacagim.
İyi araştırma yap, nokta atışı yap. Hatta filmin iyiyse Avrupalı'ya Türkiye'nin durumundan mütevellit para sıkıntısı çekiyorum diye mail atsan, katılım ücretini ödeyemiyorum desen, o katılım ücretini almazlar. Filminin ümit vermesi onlar için yeterli. Ben olsam böyle yapardım. Ama doğru festivali bulursan, tek söyleyeceğim bu.
Artik semsi buyuk festivallere yollamiyorum. daha dogrusu para harcamiyorum. ama bu filmi onemsiyorum. gercekten ortalama aristo giris gelisme sonucu hep esnetiyorum filmlerimde. tamamen ic gudusel bu. kazaniyorsam buradan kazaniyorum. adamlar genelde ise yaracak bir seyler soyleceksem uzun plan az muzik siyah beyaz daha dikkat cekiyor az diyalog yapilmamis yapilmissa farkli isleyise parlak fikir sart degil parlatmaya bakiyorlar. bende bunu yakaladim. torinoya gondemistim. idelojisine uygun geldi. ama bilmiyorum. bu tarz festivallerse tekamacim gosterim almak oluyor. ama vaktimi cevirmen dostum google translate ayirip mail atacagim dedigin gibi. sagol. bu yapimciyi 500den fazla mail cekerek buldum. ugrasmadan olmuyor. calisirsaniz her sey oluyor.tekrar sagol.
Filmi izlemedim ama yorumları okudum. Festivallere başvuru yapmak için kullanılan siteler var. Oradan başvuru yapmak yerine o sitelerdeki festivallerin kendi web siteleri üzerinden başvuru yaparsan ücret ödemeyebilirsin. Birkaç festival denk gelmişti kendi sitesi üzerinden yapılan başvurular için ücret talep etmeyen.
zaten ben filmfreewayi takip ediyorum. belli periyodlarla. ucretsiz cok. no fee fest yazinca ziminle googleda. 2 kosul var bir kucuk fest odul toplayip kanallara satmak. sems 5ledi. ama almiyorlar. cok zor. 2. biraz dahabuyuk dalga yakalamak. yapimci bulmak. kosovadan davetiye geldi. 200 dolaryolve masraf offher sey para.oteli hallederiz dediler ama. bir yapimci bulabilirdim. anlayacaginiz film gider ben kalir hep boyle.