Hemen hepimiz benzer zorluklar çekiyoruzdur diye sizlere de sormak istedim. Belki aramızda bu işi çözen birisi vardır veya ortaklaşa olarak çözebiliriz.
1 günde 24 saat yetmiyor. Bana göre en az 30 saat olması lazım :} Çoğu zaman günlük 5-6 saat uykuyla durup sonra bi ara 9-10 saat yatarım. Tahmini olarak günlük ortalama 7 saat uyuyorumdur ki 8 saat uyuyanlara göre daha uzun yaşamış oluyorum. Az uyumak ömrü kısaltır mı onu bilmiyorum ama. Neyse uyku ihtiyacının yanı sıra bitirmem gereken yarım bıraktığım müzikler var, daha hiç başlamadıklarım var, ek olarak gelirim artsın diye bir web sitesi yapıp onu yayına geçirmeyle uğraşıyorum, e daha izleyeceğim en az 10gb kadar eğitim videosu biriktirdim, bunların yanında izlemek istediğim filmler var, arada böyle forum sitelerine takılıp yazılanları okuyorum yer yer ben de yazıyorum, yapmak istediğim çeviriler var kaldılar öylece, e haftada birkaç kez arkadaşlar arıyor hadi buluşalım bi kahve içelim, yeğenler var onlarla da oynuyorum, evin ihtiyaçları oluyor vs. ömrüm yetmeyecek kısaca. Böyle oldu mu bazen öyle bi' his geliyor ki her şeyi atayım çöpe, kırıp dökeyim kurtulayım istiyorum.
Aynı anda birden fazla işle ilgilenmek sürekli meşgul olmak hoşuma gidiyor aslında, bundan keyif alıyorum ama günlük bir rutinim olsa sanki daha iyi olur. Henüz bunu beceremedim. Sürekli standart içinde olmak beni sıkar mı emin değilim. Bu yaşıma kadar program yapıp ona uyduğum da çok kısa dönemler için oldu. Zaman yönetimiyle ilgili olarak birkaç yazılım da gördüm fakat telefon kullanmayı sevmediğim gibi bir de programımı yazarken harcayacağım zaman gözümde büyüyor :}
Uzun lafın kısası, aile, iş, hobi, arkadaşlar gibi konularda belli bir plan uygulayan ve bunda başarılı olan kimse var mı aramızda? Başarılı olmasanız bile ara ara uyguladığınız taktikler, ipuçları? Paylaşırsanız memnun olucam.
Günlük rutinimi yazayım ben, bu aslında mesleki bir avantaj ve akademisyen olma sebebim zaman zaten.
Aksi bir acele yükümlülük gerekmiyorsa 9'da kalkıp 10'da işte oluyorum. (Bunu 8 ve 9 gibi de düşünebilirsiniz.) 17.30 gibi evde oluyorum.
İşte olduğum süre boyunca akademik faaliyetlerle geçiyor, tez, makale şu bu, çoğu zaman. Arada da vakit buldukça toplamda 1 saat kadar sinema işiyle ilgilenirim iş esansında, kafa dağıtma için de iyi oluyor. Forum, eğitim videosu falan. Evde geçirdiğim zamanda ekstra bir yoğunluğum yoksa (yetiştirilmesi gereken makale, tez çalışması, sınav vs. ) geriye kalan sürem yine sinemaya ayrılmış durumda. 18'den gece yatana kadar ki bu da gece biri bulur, toplamda 7 saat falan, film izleme, kurgu, video, forum diye gidiyor.
Bu standardım. Ama işte akademinin bir takım zorlamaları var, tez araştırması, yeterlik sınavı vs. Bazı aylar bu rutin bozuluyor, sinemaya ayırdığım o günlük 7 saat 3-4 saate düşebiliyor. Benim için sinema bir ödül gibi. İşin kendisi değil. İyi çalışılmış bir günün sonundaki mükafat gibi bir şey.
Görüldüğü üzere programlı bir insan sayılırım. 🙂
Neden iyi bir müzisyen olmak istiyorsun?
Neden iyi bir müzisyen olmak istiyorsun?
Basit görünen zor bir soru sormuşsun hocam. Neden iyi olmak istiyorsun dersen, bu fıtratımda var sanıyorum. Ne yaparsam yapayım iyi olmalı, verdiğim uğraşa değmeli. Bir şarkı yapmışsam, benim içime sindikten sonra onu dinleyen de vaktini boşa harcamamış hissetmeli, yaptığım şeyin bir faydası olmalı. Genel düşüncem budur. Neden müzisyen olmak istiyorsun dersen de, emin değilim gibi. "Zaten milyonlarca şarkı var, sen iki tane fazla yapmışsın eksik yapmışsın ne farkedecek?" diye sorsan verecek cevabım yok. Bana özel bi' dinleyici kitlesi olsa belki cevaplayabilirim. İçinde matematik, sanat, teknoloji ve üretim olduğundan sevdiğim iş bu sadece. Sonunu görememek de güzel, sürekli yeni bir şeyler öğrenme ihtimali var. Neticede iyi bir müzisyen olabilmem şart :}
hedeflere göre zamanlama planını kendine göre yaparsın mesela...motivasyonun yüksek oldugu zaman dilimlerini belirlemelisin, müzik,şiir gibi yaratıcı faaliyetleri koymalısın.motivasyonun düşük oldugu, yorgun kafan basmadıgı zamanlar...angar yada ikincil iş dedigimiz önemsiz işleri koymalısın..günlük çalıştıgım işte mesela beni yormayan bir işdeyim tam performans vermem gerekmiyor eve gelince..1-2 saat kafayı boşaltıktan sonra yaratıcı veya geliştirme,öğrenme faaliyetlerine başlıyorum..motivasyonuna,piskolojine göre ayrıca beyinin yoruldugu zaman dilimlerini,bedenin yoruldugu zaman dilimlerini belirleyerek planlı gitmek daha verimli oluyor diye düşünüyorum..
çok işle uğraşmak isteği..bir işi tam yapamamaktan kaynaklandıgını düşünüyorum..şiir yazamayan birinin hem müzik yapması,yada hikaye yazmaya çalışması vs vs...aslında ne istedigimiz konusunda tam emin değiliz..bu aşamada istekleri ve hedefleri tam belirleme ve bunları seçerken sonucu görebilmek önemli.. tam sonuca yaklaşırken benim istedigim bu değildi diye yarım bıraktıgımız işler olabilir bunlarda bu yüzden kaynaklanıyor bence. bu yarım bırakılan işler çoğaldıkça yeni başladıgın işlerde motivasyon düşecektir..istedigim gibi olmama korkusu artar...umutsuz ve şevksiz başlamak yaratıcılıgı baştan öldürüyor.
bu yüzden uzun vadeli ve ağır işlerden çekinirim yarım bırakmamak için.
Uyku mevsimlere göre ya da hayatın yaşantısına göre değişebilen bir şey. Ama günde üç saatini hiçbirşey yapmadan, ya da film izleyerek ya da gezerek geçirmelisin( Not bu kişinin yaşantısına hobilerine göre değişebilen birşey). Haftanın da en az bir gününü sosyalleşerek geçirmelisin ya da bir hobiyle zaman geçirmelisin. Bunu zaman kaybı olarak düşünme, değil çünkü. Bir elektronik makine olan bilgisayarların bile arada bir yeniden başlatılmasına ihtiyacı vardır.
Büyümek isteyen bir asma ağacısın, ama budanmazsan ne yükseklere tırmanabilirsin, ne de güzel meyve verebilirsin.
budanmazsan ne yükseklere tırmanabilirsin, ne de güzel meyve verebilirsin.
Teşekkür ederim, hepinizden bir şeyler çıkardım. Kendime uyarlarım yavaş yavaş. SedData'nın şu söylediğinden sonra da gidip traş oldum. Ciddiyim. 2 aydır falan kesmiyordum :}
Ben de buna benzer bir durumdan muzdaribim. Hayatımın büyük çoğunluğunu doğaçlama yaşadım, belirli bir planım yoktu, genelde günde en fazla 6 saat uyurum ki çok seyrek 6 saatten fazla uyurum. Ne zaman belirli plan dahilinde yaşasam canım sıkılıyor, sürekli aynı döngüyü yaşamak bir süreden sonra beni boğuyor. Fakat, doğaçlama yaşamak yani her an her şeyin olabileceği şekilde yaşamak da çok yorucu oluyor. Web sitesi işleri, fotoğraf ve kameramanlık, staj, tez, senaryo yazımı, roman (kitap) okuma, seyahat etmek gibi uğraşlarım ve bu tarz konularda az çok bilgim olduğu için telefon, whatsapp ve facebook susmuyor çoğu zaman ve her an bir noktadan sürpriz çıkma ihtimali çok yüksek. Böyle karman çorman yaşamak da bana göre değil, planlı yaşamak da... Ne tarz bir şeydir bilmiyorum ama benim durumum da bu, bu haline şükret bence. 🙂
Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.