Forum

Türkiye harici yapı...
 

Türkiye harici yapımcılara senaryo gönderilebilirmi?

15 Gönderi
10 Üyeler
0 Reactions
4,599 Görüntüleme
(@specialcafe)
Gönderi: 8
Başlığı açan
 

Arkadaşlar merhaba,

uzun metraj bir film senaryosu yazıyorum, bilimkurgu-aksiyon türünde.

ancak türkiyede böyle şeylerin para etmediğini hepimiz biliyoruz. İlk kez senaryomu birilerine gönderiyorum.

diyorumki; bu işi türkiyede değilde, ingilizceye çevirip başka ülkelerde yapabilirmiyiz? yapabilirsek hangi ülkede olur?

isimleride ingilizce yapmam dahamı iyi olur? kaale alınırmıyım?

 
Gönderildi : 19/07/2012 5:22 am
(@animator)
Gönderi: 0
 

Bu sorunun cevabını merak eden bir çok kişi var. Mimar bir arkadaşıma film çekmek istediğimi söylediğim zaman; bana yeryüzünde senin gibi binlerce hayalperest var demişti.

 
Gönderildi : 24/05/2013 8:10 pm
(@insanevladi)
Gönderi: 73
 

-

 
Gönderildi : 24/05/2013 8:45 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

%1

 
Gönderildi : 25/05/2013 5:13 am
(@sadnessway)
Gönderi: 35
 

Ülke standartlarında bir senaryoyu değerlendirmek, kendi yaşadığımız topraklarda bile bu kadar imkansızken, yurt dışında maalesef şansı hiç yok. Yurt dışında yaşayan ve sinema okumuş bir akrabamla 1 yıl önce bu konuşmayı yapmıştık. insanevladı arkadaşımızın bahsettiği gibi onlarında kendi senaristleri var ve dışarıdan iş almıyorlar. (Tıpkı Türkiye, hep elin en kıytırık ve sinir bozucu özelliklerini alırız ya) Hatta çevresinde didinen arkadaşlarının bile yol kat edemediğini düşünürsek kendi vatandaşları bile o duvarı aşamıyor. Bunları birebir o sektöre yakın ağızdan duyduğum için üzülerek hiç umut bağlamayın derim.

 
Gönderildi : 25/05/2013 9:59 am
(@fulgura)
Gönderi: 0
 

Ne Amerika'da ne de başka bir yerde babanızın arkadaşı olmadığı ya da bir üniversite/film okulu gibi bir ortam üzerinden tanılıklığınız olmadığın bir yapımsıya elinizi kolunuzu sallayarak gidemezsiniz. İster roman yazın ister senaryo, bir ajans ile çalışmanız gerekli. Yani bir tür menajer aracı olmadan büyük isimlere ulaşılamaz. Bağımsız dünyada şans denenebilir ama o da ayrı zor. Büyük yapımcılar "unsolicited text" diye ellerini bile sürmezler yazdığınıza. Ne belli senaryoyu bir Türk öykü yazarından çalmadığınız? Böyle bir durumda kim sorumlu olacak?

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 29/05/2013 1:57 am
(@homeros)
Gönderi: 0
 

%1

Buna katılıyorum ama şöyle katılıyorum. Herkesin yeteneklerine ve şansına (Şans derken de zaman, mekan ve diğer kişiler bazındaki değişkenlerin oluşturduğu durumlar) göre belli bir yüzdesi vardır bu bazılarında %20'dir belki, bazılarında %0,5'tir. Ender insanlarda ise %70-80 belki daha da fazla (Aranofsky ve Nolan bence bu kategoride) ve bunlar ilk, en kötü 2. denemelerde bir yerlere gelebilirler (Ki bunlarda sadece benim-bizim- bildiğimiz kadarıyla belki iyice araştırsak onlardan da neler çıkar). Neyse konuya döneyim, eğer %20'lik olan kişi 1 kere deneyip vazgeçerse ama %0.5'lik sıkılmayıp yılmayıp denemeye devam ederse belki tutturan o olur, belki değil o olur. Her şeyi geçtim bu biraz bilim bile denebilir, istatistik bilimi. Ne kadar çok denersen şansın o kadar artar. Önemli olan yılmamak ve bıkmamak bence. Ve gerçekten yeterince çalışkan, yetenekli ve zeki olan biri isterse istediği yerlere gelir Bill Gates, Steve Jobs, Nolan, Aronofsky ve daha birçokları bunlar sadece uçörnekler belki ama oluyor. He ben bir yerlere geldim de mi konuşuyorum, yakın bile diyemem ama eldeki veriler (İstatistikler) bunu gösteriyor ve ben buna inanıyorum, inanmak istiyorum.

Neyse konuyu saçma sapan bir yere daldırmayayım. Eğer ingilizcene ve senaryona güveniyorsan gönder. İnternetten araştır, twitter'a saldır ulaştırmaya çalış senaryonu. Bu huy bende de var evet, çekingenlik ve miskinlik (Maalesef 2-3 sene önce yoktu ama bu ülkedeki genel çalışan profili beni bu hale getirdi: "Kendisi bir halt bilmeyip sen bildiğin için senden korkup seni engelleyen"). Çok değil bundan 30 hatta 20 sene önce Türkiye'den birinin Hollywood'a senaryo göndermesi imkansıza yakındı, adamları nereden bulacaksın, adamları bulsan adreslerini nereden bulacaksın, hepsini hallettin gönderdin adam seni dikkate alacak mı? Şimdi twitter var, facebook var. Wikipedia var, imdb var. Daha bir sürü bu iş üzerine yoğunlaşabileceğin insanlarla tanışabileceğin platformlar var. Ve biz hala daha zor diye tutturmuşuz. Film çekimi de böyle 20 sene önce adamın filme alması ayrı dert, sesi kaydetmesi ayrı dert, kurgu ayrı dert, filmi yıkamak ayrı dert, filme basmak ayrı dert. Şimdi tek yapman gereken çekip bilgisayara atmak sonrada Youtube'a koymak. 20 sene önce filme çeksen de Youtube gibi bir platformu asla bulamazdın.

Neyse tekrar saptırdım. Benim düşüncem bu yönde. Ben de bu yaz tekrar bir renovasyona gideceğim kendimde ondan sonra da bir taraflarım yırtılana yada cidden bir yerlere gelene kadar gideceğim.

 
Gönderildi : 29/05/2013 7:07 am
(@animator)
Gönderi: 0
 

Bakış açısını biraz değiştirelim:

T.C. sınırları içinde elinde süper bir senaryo olan fakat yeterli imkanı olmayan amatörler oldukça fazla. Elinde imkanı olsa bütünü Dünya'yı ayağa kaldırır.

Dünya'yı sallayacak projeler hep Türklerin mi aklına gelir. Avatar, Iron Man, Avengers'ın yapımcıları Dünya'yı sallamayı bilmiyorlar mı? Şöyle yarı belgesel formatında gerçeklik sınırları içinde kalmak kaydıyla insanları hayrete düşürecek bir film çekmeyi bu adamlar akıl edemiyorlar mı? Biz daha mı zekiyiz? Adamların devasa bütçeleri, sayamayacağım imkanları var, 10'dan fazla film şirketi, 2000 kişilik kadrosuyla harıl harıl çalışıyor çektikleri film 2 hafta sonra vizyondan kalkıyor, sonra da tek tük izleniyor.

Elin amatör senaristi kalkmış: Elimde süper bir senaryo var, bilgisayarda da Maya yüklü, afterla da cilalarım tamamdır. Bunu anlamıyorum.

Yoksa işi ciddi boyutları ile ele alan gerçekçi çalışan arkadaşlara bir sözüm yok.

Sözüm meclisten dışarı, kimseyi kastederek yazmadım.

 
Gönderildi : 30/05/2013 12:48 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Bence olay bundan ibaret, ne yapıyorsak ne ediyorsak bunu bilelim. Ötesi fasa fiso...

http:/farm2.staticflickr.com/1368/4609040720_324909b6a3_z.jpg

Başarılı olacak olan da ancak bunu bilerek başarılı olabilir.

 
Gönderildi : 30/05/2013 5:15 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

Bence olay bundan ibaret, ne yapıyorsak ne ediyorsak bunu bilelim. Ötesi fasa fiso...

Başarılı olacak olan da ancak bunu bilerek başarılı olabilir.

But God...

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 30/05/2013 11:28 am
 wqc
(@wqc)
Gönderi: 49
 

O hayalperestler hayallerine yeterince yatırım yapıyorsa bir şekilde başarılı olabilirler bence, hocam. Benim umudum bu yani. 😀

Eğer gönderirseniz senaryonuzun dikkate alınacağını sanmıyorum. Söyleyeceklerim tamamen internetten duyduğum bilgiler. Ona göre yorumlayın söylediklerimi yani. Araştırdığım kadarıyla Amerika'da işler düşündüğünüzden çok daha farklı işliyor(Bilim kurgu dediğiniz için Amerika'dan söz açtım.). Siz elinizde 3-4 tane ham senaryo projesiyle prodüktörün yanına gidiyorsunuz. Onlara bu 3-4 projeyi de anlatıyorsunuz. Anlatırken prodüktörü heyecanlandırıyorsunuz falan. Filmin en ilgi çekici, en özel yanlarını falan anlatıyorsunuz. Sonra o belki anlattıklarınızın içinden birisini beğeniyor. Ve sizden tretman istiyor. Varsa veriyorsunuz. Yoksa zaman istiyorsunuz. Böyle böyle ilerleyip bir şekilde karar kılıyorlar yani çekilip çekilmeyeceğine. Ki aslında yüksek bütçeli filmlerde bu böyle de olmuyor. Anlattığınız şekilde bir bilim kurgu senaryosunu kabul ettirmeniz çok zor. Yüksek bütçeli filmler genellikle stüdyo tarafından tutulan senaristlere yazdırılıyor. Senarist sonradan oyuna dahil oluyor yani genelde. Şimdi siz İngilizceye çevirip gönderdiğinizde senaryonuzu 180 sayfalık, Türkiyeden yollanmış, amatörce yazılmış bir kağıt tomarı görecek o insanlar. Ve muhtemelen önemsemeyecekler. Biraz acı konuştum ama benim fikrim bu.

Hayır arkadaşım, prodüktörü göremezsin bile ABD'de. Hiç kimseye hiçbir şey anlatmıyorsun ya da 3 tane fln gibi bir sınır yok. Bu iş için çalıştırılan insanlar var senaryo okuyucuları deniyor. Gelen her senaryonun sinopsisini, treatmanını okuyup bu para kazandırır ya da kazandırmaz diye sınıflandırıyorlar. Para kazandırmaz denenler reddediliyor. Para kazandırır diyenler, bir üstlerine gönderiliyor, en son stüdyo yöneticileri karar veriyor evet derseler film başlıyor. Tremanı olmayan senaryoyu okumazlar bile nerden öğrendiysen bunları seni son derece yanlış yönlendirmiş. Gerçek bilgi istiyorsan internet yerine kitapları tercih et. Senin dediğinin çoğu Türkiye şartları, Türkiye'de yapımcı sineması var, sineması oturmuş ülkelerde stüdyo sineması var. Yapımcı stüdyonun kendisi. Filmlerin başında WB etiketi görmenin nedeni bu.

specialcafe, gönderebilirsin, nereye nasıl göndereceğini biliyor musun? Hadi gönderdin, ülkeden dolayı bir önyargı olabilir, sadece Türk olduğu için iş yapılmayan insanlar var ya da isimleri castta değiştiriliyor. Son zamanlarda bu biraz aşılmaya başlandı. Film çekildi diyelim adamlarda filmin senaryosu bizim dedi, senaryonun senin olduğunu ABD mahkemelerine nasıl kanıtlayacaksın? Bütün ayrıntıları öğrendikten sonra bu konuda adım atman daha iyi olabilir tabi senin seçimin

Ülkede bilim kurgu yapılmıyor çünkü hem masraflı hem gişesi az. Gişesi olacağını bilseler sen yapımcı peşinde değil, yapımcı senin peşinde koşardı.

 
Gönderildi : 05/06/2013 2:53 pm
(@animator)
Gönderi: 0
 

Hayır arkadaşım, prodüktörü göremezsin bile ABD'de. Hiç kimseye hiçbir şey anlatmıyorsun ya da 3 tane fln gibi bir sınır yok. Bu iş için çalıştırılan insanlar var senaryo okuyucuları deniyor. Gelen her senaryonun sinopsisini, treatmanını okuyup bu para kazandırır ya da kazandırmaz diye sınıflandırıyorlar. Para kazandırmaz denenler reddediliyor. Para kazandırır diyenler, bir üstlerine gönderiliyor, en son stüdyo yöneticileri karar veriyor evet derseler film başlıyor. Tremanı olmayan senaryoyu okumazlar bile nerden öğrendiysen bunları seni son derece yanlış yönlendirmiş. Gerçek bilgi istiyorsan internet yerine kitapları tercih et. Senin dediğinin çoğu Türkiye şartları, Türkiye'de yapımcı sineması var, sineması oturmuş ülkelerde stüdyo sineması var. Yapımcı stüdyonun kendisi. Filmlerin başında WB etiketi görmenin nedeni bu.

specialcafe, gönderebilirsin, nereye nasıl göndereceğini biliyor musun? Hadi gönderdin, ülkeden dolayı bir önyargı olabilir, hatta sadece Türk olduğu için iş yapılmayan insanlar var ya da isimleri castta değiştiriliyor. Birileri çıkıp propaganda yaparsa para kaybetme ihtimallerini göze almak istemiyorlar. Hadi diyelim bütün aşamaları geçti, film çekildi adamlarda filmin senaryosu bizim dedi, senaryonun senin olduğunu ABD mahkemelerine nasıl kanıtlayacaksın? Bütün ayrıntıları öğrenip öyle harakete geçmen gerekir.

Ülkede bilim kurgu yapılmıyor çünkü hem masraflı hem gişesi az. Gişesi olacağını bilseler sen yapımcı peşinde değil, yapımcı senin peşinde koşardı, kaç tane film senaryosu yazdığını unuturdun.

Buna amatör senaryo ve tretmanlar da dahil mi?

 
Gönderildi : 05/06/2013 8:06 pm
 wqc
(@wqc)
Gönderi: 49
 

Adamlar bütün sistemi oturtmuşlar, senaryonun yazılacağı yazı tipinden, fontun büyüklüğüne senaryoda bırakılacak boşluklar, yazılırken kullanılacak zaman ekleri, noktası noktasına kurulmuş bir sistem var. Başvuracağın yerin standartıyla ilgili birşey.

 
Gönderildi : 05/06/2013 9:00 pm
(@insanevladi)
Gönderi: 73
 

Hayır arkadaşım, prodüktörü göremezsin bile ABD'de. Hiç kimseye hiçbir şey anlatmıyorsun ya da 3 tane fln gibi bir sınır yok. Bu iş için çalıştırılan insanlar var senaryo okuyucuları deniyor. Gelen her senaryonun sinopsisini, treatmanını okuyup bu para kazandırır ya da kazandırmaz diye sınıflandırıyorlar. Para kazandırmaz denenler reddediliyor. Para kazandırır diyenler, bir üstlerine gönderiliyor, en son stüdyo yöneticileri karar veriyor evet derseler film başlıyor. Tremanı olmayan senaryoyu okumazlar bile nerden öğrendiysen bunları seni son derece yanlış yönlendirmiş. Gerçek bilgi istiyorsan internet yerine kitapları tercih et. Senin dediğinin çoğu Türkiye şartları, Türkiye'de yapımcı sineması var, sineması oturmuş ülkelerde stüdyo sineması var. Yapımcı stüdyonun kendisi. Filmlerin başında WB etiketi görmenin nedeni bu.

Düzeltme için teşekkürler. 7 aydır cevap alamayan bir konu olduğu için forumu canlandırmak istedim ben. Kulaktan duyma bilgi olduğunu da eklemiştim. Heyecana gerek yok yani:). 3 film sınırı ve heyecanlandıracak bilgiler verme gibi şeyler de internetteki senaristlerin tavsiyeleriydi.(Nasıl bir sistem içinde verdiler böyle bir tavsiye bilmiyorum.) Prodüktörlerin koyduğu bir kural olduğunu söylemeye çalışmamıştım yani. Yapımcıların yanına herkesin gidebildiğini de söylemeye çalışmamıştım. Hatta senarist amerikalı değil ingiliz de olabilir. Forumu canlandırmak için yazmıştım yani. Amerikada stüdyo sisteminin olduğunu da biliyorum. Buradaki iş dağılımını ayrıntısına kadar bilmediği için prodüktör yazdım oraya. Yanlış bilgiler için özür dilerim.

Mesajı siliyorum bu yüzden. Gerekli olan mesajlar atılmış.

 
Gönderildi : 09/06/2013 2:55 pm
(@sarmisak)
Gönderi: 51
 

Gönder gitsin bence ne kaybedersin ki. senaryonun yazılmış en iyi bilmkurgu senaryosu olmadığını kim iddaa edebilir. hiç birimiz görmedik bile. Daha senaryoyu görmeden "senin gibi çok var" diyo insanlar. belki de yok.

sen gönder abi. sistemleri varmış, kuralları varmış, okumazlarmış, okumasınlar ne olacak ki. kargo parası falan sıkıntı değilse al stüdyo adresini yolla gitsin. cevap gelmezse "holivudla iş yapıcaktık olmadı be hacı" dersin en kötü.

Kezzabın paylaştığı fotoğraftaki yazıyı okudum. -okudum derken google çevirdi öyle okudum- ben o görüşe katılmıyorum. bence insan iki öznel kamerasıyla çektiği hayatta başrol oyuncusudur. senaryoya sınırsız doğaçlama hakkın var üstelik.

"istersen her şeyi yaparsın" diyen kişisel gelişim kitabı ağızlı pembe gözlüklü romantik biri gibi gözüktüm biliyorum ama bir sözün çok söylenmesi o sözü yanlış yapmaz. olsa olsa anlamını yitirmiş gerçek bir sözdür hala o.

Dene abi istatistiklere göre yüzde sıfır virgül on sekiz-niye 18?- oranla başarılı olursun ama bana göre inşallah başarılı olursun.

 
Gönderildi : 12/06/2013 10:44 am
Paylaş: