Forum

Türk yönetmenlerin ...
 

Türk yönetmenlerin omzuna çok mu fazla yük biniyor?

6 Gönderi
3 Üyeler
0 Reactions
2,546 Görüntüleme
(@insanevladi)
Gönderi: 73
Başlığı açan
 

Tarantino'yu pek sevmem. Ama gördüğüm ropörtajda söyledikleri beni çok düşündürdü. Tarantino'nun söylediklerini çevirmeye çalışacağım İncgilizcesi olmayan arkadaşlar için. Ama İngilizcem iyi olmadığı için kelime kelime değil. Tarantino'nun yaşadıklarını aktaracağım sadece.

Tarantino, Sundance Enstitüsünde program dahilinde Terry Gilliam'dan profesyonel tavsiye alıyor. Bu profesyonel tavsiye dediğim de tamamen sistematik bir olay. Sundance'de bunun sistemini kurmuşlar ve genç sinemacılar tecrübeli sinemacılarla birebir görüşüp yardım ve tavsiye alma imkanına sahipler yani. (Neyse, benim başlıkta varmak istediğim konu bu konudaki eksikliğimiz değildi.) Tarantino da içini kemiren bir soruyu Terry Gilliam ile paylaşıyor. Şöyle şeyler diyor: "Ben hiç film çekmedim. Şu anda kafamda bazı görüntüler var. Ve bu görüntülerin iyi bir film çıkarabileceğini düşünüyorum. Ama bunları nasıl çekebileceğimi bilmiyorum. Senin filmlerine de bakıyorum. Filmlerinin hep özel bir tarzı var. Hep özel bir stil. Bunu nasıl beceriyorsun?" Terry Gilliam da cevap veriyor: "Kafandaki görüntüleri ortaya çıkarman gerekmiyor. Yapman gereken şey kafandaki görüntülerin ne olduğunu bilmek. Ondan sonra da yapmak gereken gerçekten yetenekli insanları işe almak. Ve onların işi de senin stilini yaratmak. Senin ışıklandırmanın yerini değiştirip de istediğin ışığı nasıl elde edeceğini bilmene gerek yok. Senin tek yapman gereken kafandaki görüntünün ne olduğunu anlamak ve onu doğru bir şekilde anlatabilmek. Eğer doğru kostümcüyü işe alırsan, doğru sinematografı işe alırsan. senin yapmaya çalıştığını anlayan insanları işe alırsan tek yapman gereken onlara düşüncelerini açıklamak olur. Eğer sen kafandakileri anlatırsan, onlar sana kafandekileri verecekler." Sonra da Tarantino'nun kafasındaki bütün korkular yokoluyor.

Ben Türk sinemasını yakından takip etmiyorum. Ama izlediğim filmlerde sadece NBC'nin filmlerine kaliteli bir vizyon koyabildiğini gördüm. "Bir Zamanlar Anadolu'da"nın dvd ekstralarını da izlerken onu daha çok acı çekerken gördüm nedense. NBC'nin dışındakilere baktığımda da sürekli bir kalitesizlik hakim yapımlarda. Çoğu yerli filmi sinema filmine bile benzetemiyorum. Zeki Demirkubuz'un filmlerindeki makyaj mesela. Amerikan ve Avrupa sinemalarına alışık olduğunuzda filmi izleyemez duruma geliyorsunuz resmen.

Türk yönetmenler bende oluşan izlenimdeki gibi gereğinden fazla bir yükün altına mı giriyor sizce de? Sizin görüşleriniz nedir bu konuda?

 
Gönderildi : 24/05/2013 3:12 am
 Vlad
(@vlad)
Gönderi: 0
 

Bir zamanlar anadoluya olumsuz bir eleştiri sezdim gibi.. eğer doğruysa cevap bile yazmama gerek yok. okyanus sonsuz bir deniz. yüz yüzebildiğin kadar. karışırsam anam avradım olsun...

 
Gönderildi : 24/05/2013 4:15 am
(@insanevladi)
Gönderi: 73
Başlığı açan
 

Aksine Bir Zamanlar Anadolu'da bana göre Türkiye'de çekilmiş en iyi filmdir şu ana kadar :D. Orada da övdüm aslında filmi. 🙂 Ama making of tarzındaki ekstrayı izlediğimde Nuri Bilge'nin çoğu zaman hoşnutsuz olduğunu gördüm. Kafasındakileri yansıtamıyor gibi çoğu kez. Ve gördüğüm kadarıyla filmi aşırı derecede kontrol ediyordu. Rüzgarından şusundan busuna kadar aşırı derecede dokuduğunu gördüm. Tarantino'nun dediği gibi bir kolaylık yoktu yani. Tabii bu NBC'nin bilgi seviyesi çok yüksek ve ayrıntıcı bir yönetmen olduğundan kaynaklanıyor aslında. Ekibinin yeteneksiz olduğunu düşünmesinden değil.

O yüzden NBC'yi uzak tutayım konuşmadan en iyisi... Diğer yönetmenlerin filmlerine baktığınızda görüyor musunuz bunu? Genel olarak bilgili eleman eksikliğini yani... Yoksa bu yönetmenlerin daha yeteneksiz olmasından mı kaynaklanıyor? Yada yeterince iyi ifade edememeleri kendilerini?

Ben ne yaratıyordur bu kalitesizliği bilemiyorum açıkçası. Kafamdaki bir soru işareti hala...

 
Gönderildi : 24/05/2013 4:33 am
 Vlad
(@vlad)
Gönderi: 0
 

Benim en beğendiğim filmlerinden biri.. ispatlama çabası yok.aslında saatlece konuşmak isterim bu filmle ilgili ama yazmaya da eriniyorum. sadece çok beğendiğimi söyleyebilirim..

 
Gönderildi : 24/05/2013 4:41 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

Başlık ve içeriği bana Cem Yılmaz'ın Ferzan Özpetek'in Şahane Misafir filminde oynadıktan sonra gördüğü italyan sinemacılığıyla Türk sinemacılığının kıyaslamasını hatırlattı.
Cem, orada ışıkçısından sesçisine oyuncusuna kadar tüm ekip yönetmenin kafasındaki filmi nasıl en iyi şekilde yansıtabiliriz diye kafa yoruyor, ama bizim Türkiye'de set ekibi mesaisinin bitmesini bekleyen memur gibi...
Söylediği bunun gibi bir şeydi işte, hatırladığım kadarıyla 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 24/05/2013 12:55 pm
(@insanevladi)
Gönderi: 73
Başlığı açan
 

Başlık ve içeriği bana Cem Yılmaz'ın Ferzan Özpetek'in Şahane Misafir filminde oynadıktan sonra gördüğü italyan sinemacılığıyla Türk sinemacılığının kıyaslamasını hatırlattı.
Cem, orada ışıkçısından sesçisine oyuncusuna kadar tüm ekip yönetmenin kafasındaki filmi nasıl en iyi şekilde yansıtabiliriz diye kafa yoruyor, ama bizim Türkiye'de set ekibi mesaisinin bitmesini bekleyen memur gibi...
Söylediği bunun gibi bir şeydi işte, hatırladığım kadarıyla 🙂

Benim söylemeye çalıştığım da tam olarak buydu işte. 🙂

 
Gönderildi : 24/05/2013 8:02 pm
Paylaş: