Sorun şu ki, çoğumuzun tek atımlık kurşunu var. Tek makinede işi bitirmek zorunda. Öyle olmasa bile büyük birçoğunluğumuz c200, ursa, fs7 vesaire almayı gerektirecek kadar büyük işler yapmıyor. Daha çok ara çözümlere ihtiyaç duyuyor. Üreticilerin DSLR, Aynasız takımına bu denli odaklanıp video özelliklerini pompalaması da tüm dünyada durumun bu olduğunu gösteriyor. Benim yaptığım işler 10 biti aratacak, tam bir video kamera formatındaki (gövdesindeki) makinenin de hantallığını, derdini, masrafını kaldırmayacak işler. Kıyamet burada kopuyor. Aslında c100 gövdesinde r5 özelliklerini sunsa Canon koşarak alırım. Ne ısınmayı dert ederim, ne büyük kameraların hantallığı gibi bir sorunum olur. Dünyanın hard disk parasını da ödemek zorunda kalmam vesaire. Ama üretici bizi daha çok yolmayı düşündüğü için böyle bi şey olmuyor tabi.
Şu aralar makineyi değiştirmeyi düşünüyorum ben de. Tüm yollar pocket'a çıkıyor. Ek masrafları ve kullanımının bir sürü aksesuarla garipleşmesi nedeniyle soğuk bakıyorum. Ah şu c100 doğru düzgün kayıt seçeneklerine sahip olsaydı diye vah ediyorum. Canon raw sevdasına, 8k sevdasına kapılmayıp şu işi kotarsaydı çok insanı mutlu ederdi. A7SIII için şimdi herkes umut bağladı ama onun fiyatı için de 4000 eurolar konuşuluyor. Bu fiyatlara çıkıldıktan sonra gerçekten de bir aynasız ve yanına gerçek bir kamera almak daha mantıklı görünüyor.
S1H'ye denk bir şey olacağını düşünüyorum ben de A7SIII'un haliyle fiyatı da ondan biraz daha yukarılarda olur.
Ben 2020 yılında GH5 aldım, doğru ve yeterli bir tercih olduğunu düşünüyorum, hala test ediyorum ve bir iş yapmadım, ama 3 sene götürür diye düşünüyorum. MFT sistemi bitecek mi bilmiyorum, ama genelde manuel lensler kullandığım için, bu açıdan da gelecek için sorun görmüyorum. Fuji xt-4 de bir diğer ismi geçen kamera. O da denkleme alınmalı. Ben Türkiye'de olsam onu alırdım. Onun da ısınma sorunu olduğuna dair videolar gördüm gerçi.
Canon için büyük komedi. XT4'ün de üstüne şemsiye tarzı yanstıcı koyup ısınmayı çözdüğünü iddia eden gördüm =)
Bir problem daha var Eos R5’in kaydında, 4K’da format h265 ve çok güçlü bilgisayarlarda bile kurgulama esnasında sıkıntı olduğu söyleniyor. Bu beklenmedik bir şey değil, h265 kurgu için planlanmış bir codec değil, ama ne bileyim bu kadar da sıkıntı beklemiyordu insanlar sanırım. Neticede h264 de kurgu için uygun değil teorik olarak ama transcode etmeden de çalışabiliyor insanlar. H265 için bu durum belli ki biraz daha zaman alacak.
Canon kendi kendinin bacağına sıkmış gibi duruyor.
Edit: (Canon’a vuran vurana)
https://www.newsshooter.com/2020/07/26/tilta-cooling-kit-for-the-canon-eos-r5/
2 kurşun da ben sıkayım:
1) Cep telefon ve Kameraların pillerini belki de amaçlı olarak geliştirtmeyip, ihtiyacı olana "yeni yedek pilllerden birkaç tane daha satalım" ya da "powerbank satalım" zihniyetinin uzantısı olsa bu yan sanayi ile günü kurtarmaya çalışmaları. Aşırı ısınmayı halledemeyen Canon a destek olarak size böyle bir de soğutucu var diyen yan sanayi de ne güzel olmuş yani
2) Ayrıca birkaç dakikadan fazla çekim yapılmasın da ısınma olmasın diye donanım kısıtlaması koyan Canon a Lumix'in selamı varmış: "Bizde 20-30 dakikalık çekim kısıtlaması yok, çekim süresini sınırlamıyoruz" diyorlar.
Ben zaten çoğunlukla 20-30 dakikadan daha uzun çekmeyebilirim o çok çok ayrı bir konu. Çünkü karşımda görebildiğim durum şöyle birşey:
- Ürününe ısınma konusunda güvenen ve de çekim süresi sınırlaması koymayan Panasonic,
- "Benim ürün zaten ısı konusunda uzun yıllardır sorunlu siz en iyisi 20-30 dakikadan uzun çekmeyin de başımıza dert açmayın" diyerek sınırlama koyan Canon
https://www.sonyalpharumors.com/german-sony-a7siii-press-text-leaked-price-is-4200-euro/
A7SIII 4200 euro.
Maşallah. F/P olarak hala Pocket4K-GH5 piyasanın kralı. Fakat Sony’nin çözünürlük olayına kasmamasına sevindim.
Evet, ilk değerlendirme videosu sızdı.
Çok üst düzey özellikler.
16-bit raw çıkış acayipmiş. Henüz bunu kaydedebilen monitör yok, ama gelecek belli ki. S1H’ten ileride.
Alpharumors bugün başka bir ff kameranın açıklanacağını söylemişti ama a7 mark iv gelmedi. şimdilik. aslında sadece 10 bit ile güçlendirilmiş raw çıkış eksiltilmiş bir a7 mark iv gerçek efsane olabilirdi. önceden yanlış açıklanan tek şey herhalde fiyatı oldu. b&h 3500 dolardan ön sipariş açmış.
Biraz daha rekabet seviyesine inmişler. Beklemezdim aslında sony’den, genelde hep daha yüksek fiyat verirlerdi. S1H nin 4000 dolar olduğu durumda, ondan kısmen daha iyi özellikli bir kamerayı (gerçi tercihe göre değişir bu tabi) daha ucuza çıkartmak çok sony hareketi değil.
İşler karışmaya devam ediyor. Uzaktan izlemek benim için oldukça eğlenceli =)
Firmaların basit bir fan ile bu işi kökünden halledebileceklerini ama bunu yapmak istemediklerini artık hepimiz biliyoruz ama daha ilginç bir şey var; Ya aslında ısınma sorunlarını fansız da çözmeyi başarmışlar ve sadece yazılım ile segmentasyon amaçlı yapılan başka bir gizli kısıtlama olarak bunu kullanıyorlarsa?
Panasonic S5 çıktı. Aklıma büyük oranda yatan bi makine geldi sonunda.
İki buçuk saat 4k 60 kare 10 bit çekiyor fan yok ve ısınmadan değil pil bittiği için kapanıyor. Harika sonuç.
Full Frame GH5 işte. Avantajı ileride raw çıkış verecek olması. Henüz yok ama sanırım güncdlleme ile gelecek.
Panasonic bu işi güzel yapıyor.
En mantıklı kamera, millet sony’e sardı daha çok, ama panasonic güvenilir geliyor bana çok.
IMAX haberlerinden sonra reel dünyaya geri dönüş:) Panasonic s5 iyi hoş olmuş ama madalyonun öbür yüzünde pek de bir yenilik getirmemiş. Evet Full Frame ama 6000x4000 çözünürlük, 24 mp ve 14 bit ile büyük sensörüne rağmen bayrağı 6 ay önce çıkan Fujifilm XT-4'ün çok da ilerisine taşımamış, hatta yer yer geri kalmış. 300-400 Euro kadar da bir fark var anlaşılan.
Yıllarca Canon kullanmış biri olarak marka fetişizminin artık iyice anlamsızlaştığı bir çağda yaşadığımızı düşünüyorum. Zira markaların devasa farkları ve vaatleri kalmadı. Söz gelimi Türk fotoğraf dünyasında eskiden Nikoncular ve Canoncular vardı ve bu ayrımın da iyi kötü anlaşılabilir sebepleri (lens setleri vb.) mevcuttu; ancak gelinen noktada markalar arasında keskin çizgiler çizmek pek olası gözükmüyor.
Bunun iyi ve kötü yanları var: Teknik standartlar tüm markalar için yükseldi, bu iyi. Diğer yandan, 10 yıl öncesine kadar piyasaya bitmemiş makine sunulmazdı. Şimdi ise nerdeyse çıkan makinelerin hepsi beta! "İleride RAW gelecek inşallah" denmesi veya Canon'un R5'i büyük sorunlarını bilmesine rağmen devrim yaptık diye piyasaya salıp ardından 'merak etmeyin updatlerde çözeriz' tarzı birer marka ayıbıdır. Millete resmen eksik ürün satıyorlar. Eskiden Türkiye'de çokca rastlanan durumdu, adam websitesi açtım derdi, bir girerdiniz ki ana sayfada kocaman bir "under construction" yazısı. Ama site var mı var.
Kısaca olay, bütçe ve hedefe orantılı olarak o an piyasadaki işinizi en görür makineyi bulup almak, radikal geldiğinin farkındayım ama markasını bile sormaya artık çok gerek yok.
"Ben istiyorum ki; film, siz sinema salonunu terk ettikten sonra başlasın." Jacues Tati
Marka meselesini zaten sadece lens mevzusu için dillendiriyorum. Ben mft’ye yatırım yaptım, mft’den devam edeceğim, sınırlılıkları var ve yakında ortadan da kalkabilir ama mft lensleri full frame manuel alınca ileride böyle bir sorunum da kalmayacak. Çünkü bir adaptörle hallediveriyorsun. İleride Canon’a da geçiş yapabilirim, Blackmagic’e de ama sanırım mft lensler sonylerde olmuyor, bu yüzden yine de bir ölçüde kısıtlamış oluyorsun. Bu noktada marka meselesinin anlamı yok elbette ama lens meselesini benim çözdüğüm gibi çözmezseniz otomatik lens alırsanız her kamera değişimi lens değişimini de beraberinde getirir. (ya da ekstra harcama) Bunu yaşamamak için de marka saplantısı oluşuyor.