Dumanın bu şarkısı bile her şeyi çok iyi anlatıyor aslında.

Hala tüm bu olaylara 'yahu olay başta iyiydi de sonra bozuldu.' demek oradaki insanlara karşı büyük saygısızlıktır. Her şeyi geçtim. İnsan öldü be insan.! Hatay da Abdullah Cömert polis şiddetine kurban gitti. Hem de elinde pkk bayrağı falan da yoktu. Türk bayrağıyla arkadaşlarıyla Demokrasi için Özgürlük için eylemdeydi.
Sen orada yok polis arabası yağmalandı yok işte otobüs camları kırıldı yok Akp'liler aşşağılanıyor falan diyorsun. Polisin elinde biber gazı job. Halkın elinde sadece TÜRK bayrağı siz anlayın artık.
Sen halka bu kadar zulüm et. Her şeye onun adına kara ver uygula. Öğrencisini her fırsatta döv içeri at. Gazeteciyi içeri at. Askeri içeri at. Tüm medyayı sansürle.Sinema salonlarını yık. Sonra 'bu eylemciler de abartıyor artık' de. Yok böyle bir dünya. Biri sana vurursa sen de ona vurursun aynı şiddetle belki daha da şiddetle. Bu refleksif bir olaydır. Bize vur vur vur vur. Sonra biz vurunca 'noluyor ya abartmayın.' Bu diktatörlükten başka bir şey değildir.
Şimdi de Türkiye karışıkken Afrika gezisine çıkıyor beyim.
Arkadaşlar, abilerim diyorsunuz ki demokratik hakkınızı sandıkta gösterin. Ben diyorum ki şimdi seçim olsa bu adam yine kazanır. Ama nasıl ? İşte sorulması gereken soru bu. Geçen seçimlerde bile kaç tane ölü dirilti de oy kullanıldı onlar adına, kaç tane mülteci oy kullandı T.C. vatandaşı olmak için. Görülen o ki sandıkla inmeyecek bu adam. Zaten arkasında büyük abi obama varken öyle indiremezsiniz onu.
Kaç tane akpli bu olaylardan sonra lanet okuyor erdoğana. Açtılar gözlerini çünkü en sonunda.
Artık bırakalım da HALK karar versin ne olacağına.! Ne olursa
EYLEM HALKIN EN DOĞAL HAKKIDIR.!

Evet ben eşeğim, eşek olmak onurdur. Hatta blogum var bak http://esekcinneti.wordpress.com
Yani söylediğine katılıyorum. Eşşeklik baki kalır ve keşke kalsa. Çünkü eşek en onurlu hayvanlardan biridir düşünülenin aksine.

Ben reklam yapmam, reklama komple karşıyım.
Sadece sana bir şeyden bahsettim ve bunu da kıçımdan sallamadığımı belirtmek için verdim o 10 sene örneğini. Çünkü daha önceki deneyimlerim ben böyle şeyler deyince "kaynak" göster "sen kimsin" noktasına sürüklendiğini gösterdi. Ben de sana kıçımdan atmıyorum demeye çalışıyorum. Bir birikimim var ve ona göre konuşuyorum diyorum. Yüzyüze olsak söylemek gereği duymazdım.

Ne söyledim ben sana, dedim ki, siyaset komplo teorileri üzerinden tartışılmaz. Siyaset biliminin, her şeyi geçtim bilimin en temel kuralı budur. Ben de bilim insanıyım, böyle şeyler üzerinden seninle tartışamam demek istedim.

Bu senin söylediklerini çürüttüğüm en sağlam nokta zaten. Sen bir şeyler oku demişsin ya, bir şeyler önermişsin. Ben de sana bir şey önereceğim.
Bak aç kanalları bir şey okumana gerek yok, insanlar siyaset teorisi üzerinden tartışmaya çalışıyorlar. Çokluk, gösteri demokrasisi falan filan.
Komplo teorileri yerine de bir de yeni toplumsal hareketler okumanı tavsiye ederim.
Siyasetin üç beş kişinin planı üzerinden işlemediğini o zaman anlayabileceksin.

Bilimden bahsediyorsun teoriler tartışılmaz diyorsun, reklam yapmam diyorsun bilim insanıyım diyorsun, söylediklerini çürüttüm diyorsun ama bir antitez sunamıyorsun. Bir hayvan onurludur ve ben o hayvanım diyebilmen anlaşılmaz gözükmüyor şu noktada. Sen benimle ilgili atıp tutuyorsun beni seni tanımadan iki mesajla ne kadar iyi anladığımı göstermiş oldum. Dikkat edersen kendi akademik kariyerimle ilgili tek bir kelime kullanmadım, sen üzülme diye.

Bilimin en temel kuralı tartışmaktır, her hipotezi değerlendirmektir. Konu teoriyse daha fazla tartışılır ki ben sana teori sunmadım belgeler ortada, kanıt gösterdim. Sen diyorsun ki ben bilim insanıyım ama önce ki deneyimlerimden, bir şeyler söylediğim de kanıt göstere geliyor olay diyorsun yani gösteremediğin bir kaynak var ve sen bunun hakkında konuşabiliyorsun. Karşındakilerin seninle ilgili ne düşündüğünü anla işte kanıt istediklerine göre boş buluyor demekki söylediklerini.

Kendine verdiğin bilim insanı sıfatına rağmen önerin kitap okuma tv izle oluyor, çok ilginç. Neden şimdi tartışmak kaçtığını anlayabiliyorum, birileri sana ezberletmeden söyleyecek birşeyin yok.

Herkes birikimine göre konuşur zaten, bir tarafından atıyorsunda demiyorum, senin düşüncelerin öğrendiklerin yani teori, pratik olarak bilginin olmadığı konuşmalarından çok açık. O yüzden boşuna siyasette şunu biliyorum bunu biliyorum deme, ciddiye alan olmaz anca izlediğin tv programlarına katılırsın zaten ama şunu da söylemek isterim keşke hayat senin hayal dünyadaki gibi olsaydı herşey çok basit olurdu.

Ben konuşmanın en başından beri ne demokrasinin alehinde konuştum ne de iktidarın lehinde, ben kimseye polis haklı, eylem yapılmaz demedim. Benim ne söylediklerim vicdanı olan birisi çok iyi anlar, o yüzden sen istediğin kadar uzat ben çok rahatım.

Eylem yapılır ama bu yapılan demokratik değil, faşist bir eylemdir. Demokraside barikat kurup sağa sola saldırıp yer işgal etmek diye birşey yoktur.

Siyaset üç beş kişinin planı üzerinden işlemez diyorsun ama ben hayata bakıyorum ve sadece üç beş kişi üzerinden ilerlediğini görüyorum hemde dünyanın her yerinde.

Çürüttüğün tek bir kelimem bile yok, ne söylesem hep farklı yerlere çekmeye çalıştın, yazdıklarıma karşılık veremedin, seninle ilgili anlamam gereken herşeyi fazlasıyla anladım, dediğim gibi senin ne söylediğinin ya da fikirlerinin hiç bir değeri yok her mesajında bunu kanıtlıyorsun. Kendine bilim adamı diyen ve karşısındakine yanlışsın diyen yanlışlarını açık açık yazar, kıvırmaz.

Aynı görüşe, aynı ideolojiye sahip iki farklı insanın açıklamalarını yorum katmadan aktarmak istiyorum:

+ Yaşam tarzları bizim için son derece değerlidir ve hassastır. Yaşam tarzlarıımız nedeniyle ağır baskılar yaşamış bir kadro olarak büyük bir empati kurduk. (Bülent Arınç)

- Devletin metrosunda da ahlak kuralları vardır. Bu kurallar aşılırsa anons yapılmasının nesi yanlış? Sonra da bir grup geliyor, ellerinde alkoller. (R.Tayyip Erdoğan)

+ Herkes bizi takdir etmek zorunda değil, oy vermek zorunda değil. Ama biz bize OY VERMEYENLERİN DE TALEPLERİNİ DİKKATE ALMAK ZORUNDAYIZ Demokratik kültür ve yasalar çerçevesinde ifade edilen tüm tepkilere açığız. Toplumla inatlaşacak bir anlayışta değiliz.( Bülent Arınç)

- Şimdi biz 300-500 kişi oraya gitti diye köprü inşaatını mı durduralım? Bunlar tünellere, tüp geçitlere de karşı çıktılar. Bunların cibilliyetinde bir taş taş üstüne koymak yok. Taksim'de 3 proje var. Doğa, tarih ve trafiğin tamamen yerin altına indirilmesi. Taksim'e cami de yapacağız. Bunun iznini CHP Genel Başkanı'nda ya da bu BİRKAÇ ÇAPULCUDAN alacak değilim ( R.Tayyip Erdoğan)

"Eylem yapılır ama bu yapılan demokratik değil, faşist bir eylemdir. Demokraside barikat kurup sağa sola saldırıp yer işgal etmek diye birşey yoktur."

emin ol iktidarın verdigi sert cevaplar karşısında..halkın verdigi en demokratik cevap budur. üzülerek belirtiyorum ki şuan bildigim kadarıyla 2 ölüm gerçekleşti.emin ol çok fazlada olabilirdi.bu insanların canlarının hesabını siz demokratik degildiniz. diyerek mi cevap verecekti? mutlaka provakatif eylem yapan gruplar olmuştur..ama sen halkın yüzde 50sini evde zor tutuyorum,istesek sizi bir kaşık suda boğarız, siz bir 1000kişi gelirseniz biz bir milyon geliriz, gibi kendi halkını küçük gören gururundan insanlarını polisle çatışma haline sokan sözler ile provaktörlügün öncülügünü yapmaktır. ki karşındaki eylemcilerde herhangi ideolojik bir simge bayrak,silah olmadığı gibi bilinçli okumuş bir kitle vardı..çoğu oyunlara gelmedi.şundan eminim zaten bu halk gereken cevabı zaten sandık da verecektir.Burda Muhalefet,İktidar ve Medya iyi ders çıkarmalıdır.Bu ülkede birşeylerin değiştiginin kanıtıdır.

Bu ülkenin hiç bir siyaset döneminde rastlanmamış bir olay
61 ilde 1000den fazla gösteri yapılıyor ve sadece Tayyip istifa diye bağırılıyor. herhangi ideolojik bir slogan degil. bu türkiye tarihinde bir lidere karşı verilen bir tepki..görülmüş birşey mi..demekki birşeyler yanlış gidiyor

msaricay, kendin diyorsun, benim birşey söylememe bile gerek kalmıyor. İktidar sertti, bizde sert olduk. İktidar yasa dışı davrandı bizde yasa dışı davrandık, kendin diyorsun. Bu ülkede demokrasi 100 yaşına doğru gidiyor bundan önce padişah istifa diye mi bağıracaklardı, cumhuriyet tarihi boyuncada insanlar ekmek derdinden ve yeterli düzeyde eğitilemediklerinden birçok şeyle ilgilenemediler yani kimse çıkamazdı zaten şu istifa etsin bu istifa etsin diye. Şimdi bilgi ve teknoloji çok hızlı gelişiyor ve yayılıyor, insanlar bilinçli elbette demokratik anlamda gösteriler önceki yıllara göre artacakdır. Ama dikkat et demokratik gösteri, izin istersin. İzin istedik vermediler dersen o zaman derim ki haklısın ama olaylar birden başladı, bu kadar kısa sürede izin isteyip cevap alamazsın yani herkes kafasına göre gösteri yapıyor. Polis hep aynı ne zaman gösteri olsa gaz ve job kullanıyorlar yine aynı şey olacak, şu an çık polis yine orantısız güç kullanacak. Kararı alan belli, projeyi hazırlayanlar belli, uygulamaya çalışanlar belli. İktidarın başında Veli diye birisi olsa Veli istifa denecekti, Tayyip istifa demenin tek bir açıklaması var ideolojik. Hala ideolojik değil diyorsan dikkatli bakmıyorsun demektir.

Hiçbir şey değişmedi, oluşturulmak istenen hava "yaptığımız eylem birşeylere yaradı, eylem yapmaya devam edelim", ne diyeceklerdi, hata yaptık boşuna mı eylem yaptık. Bundan sonrada görürsün zaten hiç birşeyin değişmediğini.

Yazdıklarımın tamamını oku son yazdığımdan birşey çekip yorum yazma çünkü o bir tartışmanın tamamının bir kısmı, anlamak istiyorsan tabi gerçekten ne yazdığımı.

Tam yavaş yavaş kurtuluyoruz diyorduk, bu olay çıktı görürsün bak %50'iyi geçecek bu sefer oy oranları, insanların barış istediği bir zamanda gidip iktidara saldırdılar, bu tarz olaylarla oy oranlarını yükseltiler. Hala sandıkta görecekler diyorsun, gören yine biz olacağız sayenizde.

Bir komplo teorisi var bu sıra benim kafamda ve büyük ihtimal bir çok kafada; ak parti ve mazlum stratejisi;

önce baş örtülü mazlumları koruma siyasetiyle seçim kazandılar, davosta tüm mazlumların sesi olarak seçim kazandılar, parti kapatma süreciyle demokrasi mazlumlarının temsilcisi olarak seçim kazandılar, darbe mazlumluğu sayesinde kazandıkları seçim malumunuz...

Şimdi bugün; kominstlerin(sol ağırlıklı eylemci profili), zengin burjuva,kendini halktan üstün görenlerin(oyuncu-sanatçı-aydın ağırlıklı eylemci profili), ayyaşların(elde bira şişesi kafası güzel eylem yapan eylemci profili), holiganların (başta halk üstünde "çok çok efendi çocuklar" olarak görülen ÇARŞI dahil taraftar gruplarının olduğu eylemci profili), bölücülerin (bdpli eylemci profili), düzen karşıtı,isyanlarda,aklı beş karış havada,kanı kaynayan,siyasete aklı yetmeyen gençlerin(üniversiteli ağırlıklı eylemci profili) karşısında normal halkı savunan mazlum siyaseti.

Teoriye göre; İsteyerek veya istemeden alet olduğunuz oyun bu! siz ne kadar biz bölücü değiliz, siyasi değiliz, provakatörler var aramızda yoksa biz iyi çocuklarız derseniz deyin halkın genelinde oluşturulan intiba bu mazlumluk çünkü! her seçim öncesi ak parti lehine bir şeyler olur ve her seçim öncesi bu şeylerin akp'yi zayıflattığı konuşulur ve her seçim sonrası dumur olunur özetle.

yanlış anlamayın tezgah sağlam, sizi suçlamıyorum akp'yi hiç suçlamıyorum sonuçta siyaset zeki olanın kazandığı bir oyun. adamlar oyunun ustası! o kadar ustalar ki her seferinde rakip takıma kendi kalesine gol attırıyorlar.

Bir komplo teorisi belki bunlar ama rastlantılar şüphe çekici. her seçim öncesi yaşanan yargı-askeriye-basın üçlüsünün akp yıpratma çabaları hep sonuçsuz kaldı ve bugün bu üçlü akpnin elinde. geriye bir tek yüzde 50 kaldı. şimdi onlar yıpratmaya çalışıyor akp'yi! aman dikkat bir dahaki seçimde akp'ye oy verirken bulabilirsiniz kendinizi. ve olurda teorim doğru çıkar bir daha ki seçime oy oranı artarsa ak partinin gerçekten bu kadar zeki siyaset yapıyorlarsa ben bile gider atarım oyumu akp'ye.

Bir komplo teorisi var bu sıra benim kafamda ve büyük ihtimal bir çok kafada; ak parti ve mazlum stratejisi;

önce baş örtülü mazlumları koruma siyasetiyle seçim kazandılar, davosta tüm mazlumların sesi olarak seçim kazandılar, parti kapatma süreciyle demokrasi mazlumlarının temsilcisi olarak seçim kazandılar, darbe mazlumluğu sayesinde kazandıkları seçim malumunuz...

Şimdi bugün; kominstlerin(sol ağırlıklı eylemci profili), zengin burjuva,kendini halktan üstün görenlerin(oyuncu-sanatçı-aydın ağırlıklı eylemci profili), ayyaşların(elde bira şişesi kafası güzel eylem yapan eylemci profili), holiganların (başta halk üstünde "çok çok efendi çocuklar" olarak görülen ÇARŞI dahil taraftar gruplarının olduğu eylemci profili), bölücülerin (bdpli eylemci profili), düzen karşıtı,isyanlarda,aklı beş karış havada,kanı kaynayan,siyasete aklı yetmeyen gençlerin(üniversiteli ağırlıklı eylemci profili) karşısında normal halkı savunan mazlum siyaseti.

Teoriye göre; İsteyerek veya istemeden alet olduğunuz oyun bu! siz ne kadar biz bölücü değiliz, siyasi değiliz, provakatörler var aramızda yoksa biz iyi çocuklarız derseniz deyin halkın genelinde oluşturulan intiba bu mazlumluk çünkü! her seçim öncesi ak parti lehine bir şeyler olur ve her seçim öncesi bu şeylerin akp'yi zayıflattığı konuşulur ve her seçim sonrası dumur olunur özetle.

yanlış anlamayın tezgah sağlam, sizi suçlamıyorum akp'yi hiç suçlamıyorum sonuçta siyaset zeki olanın kazandığı bir oyun. adamlar oyunun ustası! o kadar ustalar ki her seferinde rakip takıma kendi kalesine gol attırıyorlar.

Bir komplo teorisi belki bunlar ama rastlantılar şüphe çekici. her seçim öncesi yaşanan yargı-askeriye-basın üçlüsünün akp yıpratma çabaları hep sonuçsuz kaldı ve bugün bu üçlü akpnin elinde. geriye bir tek yüzde 50 kaldı. şimdi onlar yıpratmaya çalışıyor akp'yi! aman dikkat bir dahaki seçimde akp'ye oy verirken bulabilirsiniz kendinizi. ve olurda teorim doğru çıkar bir daha ki seçime oy oranı artarsa ak partinin gerçekten bu kadar zeki siyaset yapıyorlarsa ben bile gider atarım oyumu akp'ye.

Katılıyorum, bunların anlaşılmaya başlanmış olmasıda güzel.

wqc:

Neden sana cevap vermeme sebebimin en azından senin düşüncelerin karışısındaki fikirlerimden emin olduğum ve tartışma gereği duymadığım olduğunu düşünmüyorsun. Ben senin sunduğun argümanlar tarzı argümanlar sunan insanlarla çok tartışmış biri olarak artık gerek duymuyorum. Hele bunu yazarak yapmayı hiç istemiyorum. Ayrıca keşke akademik kariyerini versen, ben akademik kariyerleri çarpıştırmıyorum. Verebilirsin, istersen profesör ol. Üzülmem, aksine sevinirim.

Tekrarlıyorum, bu işin çok manalı ve demokratik bir yönü vardır. Bu yönü polisin müdahalesi lekelemiştir. Bu işin illegal boyutlara sapması demokratik tepkilerini koyan insanların tepkilerini haksız çıkarmaz. Oradaki hiçbir insan "birileri" tarafından kullanılıyor değiller. Siyaset bu kadar basit bir şey değil. Elbette ki her toplumsal olay bir yerlere evrilir. Herkes kendi çıkarına bunu evriltmeye çalışır. Bu düşündüğünüz olaylar "birilerinin" malzemesi haline gelmesi de olasıdır. Ama bütün bunların tam tersi olması da olasıdır. Aman birilerinin oyununa geliyoruz evimizde oturalım demek yerine, bundan güzel sonuçlar çıkarabilmek adına daha demokratik bir ülkeye ulaşabilmek adına meydanı bu işten nemalanmaya çalışanlara bırakmamayı tercih ediyor birçok insan. Çünkü bu gerçekten de böyle düşünen insanların başlattığı bir mücadele. Birileri bir yerde çatışırken (ki bu çatışmaların polis müdahalesi sonrası ortaya çıktığını da belirtmek isterim) Gezi Park'ında kütüphane kuruldu. Bu ve benzeri birçok şey düşünülebilir.

Arkadaşım ben senin gibi reklam meraklısı değilim, benimle ilgili hiç birşeyi öğrenemeyeceksin çünkü bir insanın sıfatlarını saymaya başlamasının piskolojik nedeni: "fikrim yeterli değil bu açığı ünvanımla kapatmaya çalışıyım" dır. Sana kendimle ilgili sadece tek birşey söyleyeceğim, seninle oturup istediğin ülkenin siyasetini, dünyadaki istediğin olayı tartışırım ben senin daha önce gördüğün tartıştığın kimseye benzemem beni onlarla bir tutuyor olman bir hata, ben senin gibi olaylara yüzeysel bakmam, nedenlerini sorgular, derinlemesine araştırır, kanıt görmedende teori üstünden konuşmam.

Sen benim her mesajıma cevap verdin, yazdıklarıma cevap veremedin ve hep başka yerlere çekmeye çalıştın bu yüzden değersizsin benim için, durduğun yer yüzünden değil, benimle tartışmaya çalışmandan değil. Hala daha yazdıklarıma cevap vermeden bana laf çarpmaya çalışıyorsun.

Ben sana argüman değil direk belge sundum. Benimle tartışamamın sebebi bu aslında ve vereceğin cevap olmayınca da doğal olarak kaçıyorsun.

Bu işin hiçbir manalı ve demokratik yönü yoktur arkadaşım. Yasalar önümüzde izin almadan eylem yapamazsın. Hadi diyelim izin istedin vermediler o zaman ben hiç birşey söylemezdim. Oradaki insanların hepsi "birileri" tarafından kullanılıyor, senin gibi farkında değiller. Siyaset bu kadar basit, ilkokul mezunu adamların milletvekilli yapmış olduğu ve şu an milletvekili olanların arasında lise mezunu çok vardır, böyle vasıflara sahip insanların bizi yönettiği bir ülkede siyaset çok basittir.

Ben oyuna geliyoruz oturalım mı dedim. Eylem yapılır tabi gayet doğaldır. İzin istersin verirler, vermezler. Yürürsün ya da imkan vermiyorlarsa bir yere oturursun basın toplantını yapar dağılırsın, demokratik eylem dediğin budur.

Park vb. taşınmaz bir yerlerde değişiklik mi yapıyorlar, bu ülkenin mahkemeleri var şikayet edersin, mahkeme durdurma kararı çıkartır iki tarafı dinler kararını verir, devleti suçlu bulursa eski haline getirtir orayı, seni haksız bulursa boşuna şikayet etmişsin der işlem devam eder. Demokrasi dediğin bunlardır.

Gezi parkına bak şu an, belediye oradaki ağaçları söküp başka yere taşıyordu, eylemciler ağaçlara daha fazla zarar verdiler. Ortada bir avm, bir alışveriş merkezi yok. Proje resimlerinin hepsi ortada.

ABD'de parkta kütüphane örnekleri çok fazla, araştır bak, gidebilirsen git yerinde gör, siz eğer parka kütüphane kurmak için tetikleyici bir unsur bekliyorsanız art niyetlisiniz demektir.

Bu haraket tamamen iktidara yöneliktir arkadaşım, bende bu iktidarı istemiyorum ama bu bana saldırma hakkı vermez. Sana ne söylesem kaçtın, ne sorsam cevap vermedin. Seni artık ciddiye almayacağım istediğini yaz zaman kaybısın çünkü dediğim gibi her yazdığım cevaba, cevap yazıyorsun ama yazdıklarına cevap yazmayacağım diyorsun, sen kendi içinde çelişkiler yaşayan birisisin. Sana sadece son bir soru sorcam iktidara bu kadar saldırıldı, iktidara oy veren %50 sokağa çıkıp karşılık verseydi ne olurdu?

Bana sadece bunun cevabını ver, gerisi herşeyi boşver. Sen yine büyük ihtimal yazdığım hiçbirşeye cevap yazmadan kafana göre atıp tutacaksın ama ben seni aydınlatıyım bütün bu kullanılan insanlar tek bir neden için kullanıldı, o partiye oy verenlerde sokaklara çıksın ortalık karışsın. Sen hala gerçeklerin farkında değilsin. Bulunduğumuz yerde güçlü ve istikrarlı bir ülke demek en büyük rakip demek hemde çoğunluğu müslümansa. Dış borçlar kapanmaya başlanmış, ülkede döviz rezevrleri artmış, faiz 5'in altına inmiş ve inmeye devam ederken bu olay sayesinde 6'nın üstüne çıkarttı o kadar önemli bir ayrtıntı ki, konuşmalarından zaten anlayamadığın çok açık. Herşeyi geç ölen var, sağlığı kalıcı olarak zarar görenler var. Sen hala boş boş konuş dur.

Bir komplo teorisi var bu sıra benim kafamda ve büyük ihtimal bir çok kafada; ak parti ve mazlum stratejisi;

önce baş örtülü mazlumları koruma siyasetiyle seçim kazandılar, davosta tüm mazlumların sesi olarak seçim kazandılar, parti kapatma süreciyle demokrasi mazlumlarının temsilcisi olarak seçim kazandılar, darbe mazlumluğu sayesinde kazandıkları seçim malumunuz...

Şimdi bugün; kominstlerin(sol ağırlıklı eylemci profili), zengin burjuva,kendini halktan üstün görenlerin(oyuncu-sanatçı-aydın ağırlıklı eylemci profili), ayyaşların(elde bira şişesi kafası güzel eylem yapan eylemci profili), holiganların (başta halk üstünde "çok çok efendi çocuklar" olarak görülen ÇARŞI dahil taraftar gruplarının olduğu eylemci profili), bölücülerin (bdpli eylemci profili), düzen karşıtı,isyanlarda,aklı beş karış havada,kanı kaynayan,siyasete aklı yetmeyen gençlerin(üniversiteli ağırlıklı eylemci profili) karşısında normal halkı savunan mazlum siyaseti.

Teoriye göre; İsteyerek veya istemeden alet olduğunuz oyun bu! siz ne kadar biz bölücü değiliz, siyasi değiliz, provakatörler var aramızda yoksa biz iyi çocuklarız derseniz deyin halkın genelinde oluşturulan intiba bu mazlumluk çünkü! her seçim öncesi ak parti lehine bir şeyler olur ve her seçim öncesi bu şeylerin akp'yi zayıflattığı konuşulur ve her seçim sonrası dumur olunur özetle.

yanlış anlamayın tezgah sağlam, sizi suçlamıyorum akp'yi hiç suçlamıyorum sonuçta siyaset zeki olanın kazandığı bir oyun. adamlar oyunun ustası! o kadar ustalar ki her seferinde rakip takıma kendi kalesine gol attırıyorlar.

Bir komplo teorisi belki bunlar ama rastlantılar şüphe çekici. her seçim öncesi yaşanan yargı-askeriye-basın üçlüsünün akp yıpratma çabaları hep sonuçsuz kaldı ve bugün bu üçlü akpnin elinde. geriye bir tek yüzde 50 kaldı. şimdi onlar yıpratmaya çalışıyor akp'yi! aman dikkat bir dahaki seçimde akp'ye oy verirken bulabilirsiniz kendinizi. ve olurda teorim doğru çıkar bir daha ki seçime oy oranı artarsa ak partinin gerçekten bu kadar zeki siyaset yapıyorlarsa ben bile gider atarım oyumu akp'ye.

Bunlardan daha fazlası da var bence. Sarmisak'ın yazdıkları yakın tarihe ait gerçek olaylar, AKP bunu hep uyguladı. Özellikle elini zayıflatacak gibi görülen her olaydan güçlenerek çıkmayı bildi. Bu olayda da başbakanın tavrı, sonrasındaki Arınç'ın tavrı, şimdi gelinen noktadan görülen ufuk yine aynı şeylerin tekrarı gibi. Ben çoğu kişinin düşündüğünün aksine başbakanın kendi açısından doğru hareket ettiğini düşünüyorum. Planlamadan adım atacak kadar salak sanılıyor ama bu adam Cumhuriyet tarihinin en büyük vinner'ı seçimler açısından. Aptal mı sanılıyor nedir anlamadım.

Ama başka dinamikler de var tabi, hem de çok etkili dinamikler.

Bizim yaptıgımız eglemlerde siz faşitsiniz diyen başbakanız Suriyede Muhaliflerin Silahlı direnişlerini destekliyor?. İsraLe One Minute diyorsun israille hiç bir ilişkim olamaz diyorsun..sonra kalkıyorsun bakanların diyorki israille ilişkilerimiz devam ederiyo açıklaması yapıyor? şehitlerimizin kanı yerde kalmıcak diyorsun kalkıyorksun ?pkk leşlerine ve ailelerine şehit muhamelesi yaptırıyorsun.3 ve 4 yargı paketi ile teroristleri serbest bırakıyorsun.daha saymak istemiyorum sizin yaptıklarınız yüzünden midem bulanıyor..senin yazdıklarının hiç biri benim yazılarıma cevap olamaz..ortada verilen yoğun tepkilerin ezikligini yaşıyorsunuz..devam ilerde 🙂 yine sahte one minute olayı sahte müslümanlık,sahte gözyaşı,kömür makarna ile oy toplarsınız farkındayım ondan sonraki olayları tahmin et bakalım neyse uzatmıcam..

RTE'nin bir kez daha seçilmesi durumunda ülkenin alacağı hali düşünemiyorum...(karışıklıklar iç ve dış savaş vs. umarım bunlar ortaya çıkmadan gider o koltuktan)
umarım Abdullah Gül önümüzdeki seçimlere katılır kendisini çok olumlu buluyorum ülkenin selameti açısından.

arkadaşlar...
rte bunu yaptı ,şöyle demişti,şindi böyle yaptı muhabbetlerin sonu gelmez...
senden zıt düşünen insanlarda; zamanında böyle olmuştu şimdi böyle.o öyleydi bu böyleydi.... uzar gider...
metroya biniyorum herkes sessiz... eskiden muhabbet eden insanlar vardı bazen gürültü hat safhaya ulaşıyordu...
tanımadığınız insanları ;sokakta ulaşım araçlarında ,gözlemleyin....
her kesim içinde ,içine atma söz konusu...

Bizim yaptıgımız eglemlerde siz faşitsiniz diyen başbakanız Suriyede Muhaliflerin Silahlı direnişlerini destekliyor?. İsraLe One Minute diyorsun israille hiç bir ilişkim olamaz diyorsun..sonra kalkıyorsun bakanların diyorki israille ilişkilerimiz devam ederiyo açıklaması yapıyor? şehitlerimizin kanı yerde kalmıcak diyorsun kalkıyorksun ?pkk leşlerine ve ailelerine şehit muhamelesi yaptırıyorsun.3 ve 4 yargı paketi ile teroristleri serbest bırakıyorsun.daha saymak istemiyorum sizin yaptıklarınız yüzünden midem bulanıyor..senin yazdıklarının hiç biri benim yazılarıma cevap olamaz..ortada verilen yoğun tepkilerin ezikligini yaşıyorsunuz..devam ilerde 🙂 yine sahte one minute olayı sahte müslümanlık,sahte gözyaşı,kömür makarna ile oy toplarsınız farkındayım ondan sonraki olayları tahmin et bakalım neyse uzatmıcam..

Buraya gelmeden önce alkol mu alıyorsun? Hükümeti savunan mı var? Neyin kafasını yaşıyorsun? Yazılanları nerenle okuyorsun?

Ortada yoğun tepki var diyorsun, sandıkta göreceksin sizin yüzünüzden adamlar %50'yi geçecek yine başımızda kalacaklar.

Dış gelişmeleri takip etmediğin belli, bu saatten sonra hangi parti başa geçerse bir leke daha taşıyacak: haberturk.com/dunya/haber/850178-abd-turkiyedeki-vatandaslarini-uyardi

Olanların örneğisin, şu yukarıda yazdıklarında parkla ilgili bir kelime yok, bir parkı bahane edip bir partiye saldırdınız, adamların elini güçlendirdiniz, hala ülkeye nasıl bir zarar verdiğinizin farkında değilsiniz. Sizi kontrol edip, yönlendirmek o kadar kolay ki. Sizin gibiler yüzünden bu adamları çekmek zorunda kalıyoruz.