Forum

Tabiat Üstü / Psişi...
 

Tabiat Üstü / Psişik Olaylar / Fenomenler

278 Gönderi
17 Üyeler
0 Reactions
34.1 K Görüntüleme
(@baco)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Baco ,bu söylediğin şey için , heisenberg in zaman ve enerji belirsizliği türetimini incelemeni öneririm, madem buralardan açılmış konu,karanlık madde üstüne fikirlerinizi alalım.

Önerebileceğin bir kitap var mı?

Bu arada farkındaysanız, benim dediğim şey aslında determinizmden öte birşey. Bir hesaplamaya vs. dayanmıyor. Şeytanın ötesinde yani. Ayrıca sadece bilmek üzerine, yani parayı havaya atmak başka, sonucunu bilmek başka.

- baço

 
Gönderildi : 14/07/2009 10:12 pm
(@zepra)
Gönderi: 0
 

yıldızların dizilişinin manyetik etkisi diye bir şey mordevrim.

doğadaki düzen belirtilerinin karanlıktaki insanlığa psikolojik etkisi diye bir şey var ama..

burçları (veya aynı şekilde alınyazısını, tanrıyı) çekici yapan şey bizi önceden belli bir senaryonun oyuncusu yapması. yönetmen biz değiliz. hayatın asıl yükünü bizim omuzlarımızdan çekip alan bir şey bu.

askerde vardır bu. itaat etmek kolaydır. sorumluluğun başkasında olması güzeldir. robot rolünü çok güzel benimser orada insanlar. doğalarında var belki. ama biraz sorumluluk verilen birisi canavara dönüşür. (hmm stanford deneyi de tam buydu di mi)

bizden daha üstün görünen bir düzene, fikre, varlığa teslim olmak iyidir. huzur islamdadır ve islamın kelime anlamı da teslimiyet, itaatdir mesela.

kendimizi hayatta başarısız mı hissediyoruz. güneş yay burcuna girince geçecek. her şey döngüsel, kötü günlerden sonra mutlaka iyi günler de gelecek. bu inanış da çok rahatlatıcı.

karanlıkta tek başına olmak gerçeği korkutucu geliyor. oysa tarihi yıldız hareketlerinin belirlediği, elflerin cinlerle top oynadığı hayranlık verici bir oyunun parçası olmamız fikri cezbedici.

aklımızın zamanın ve mekanın ötesinde oluşunu düşünmek de öyle. gel de şimdi böyle bir egoya hayattaki tüm varlığının bilmemkaç gramlık bir beyinden ibaret olduğunu, o toprak olduktan sonra bir hiç olacağını, ve hayır gelecek haftaki loto sonuçlarını asla bilemeyeceğini anlat.

neyse. yıldızlar yanınızda olsun..

- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.

 
Gönderildi : 15/07/2009 12:48 am
(@nihilprophet)
Gönderi: 0
 

http://www.tumkitaplar.com/kitap/index.pl?kitap=13169 " onclick="window.open(this.href);return false;
abi, bu biraz ağır bir kitap gibi gözükse de o bahsettiğim heisenberg belirsizlik ilkesi ve diğer birçok soruna çok iyi cevaplar alabilirsin,eğer merak ettiğin birşey olursa o konuda, elimden geldiğince yardımcı olurum 😉

 
Gönderildi : 15/07/2009 2:42 am
(@baco)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Bu okuması pek zevkli duran bir kitap değil doğrusu 🙂

- baço

 
Gönderildi : 15/07/2009 4:22 am
(@nihilprophet)
Gönderi: 0
 

o zaman,ben açıklayayım ,haftaya sınava girecem zaten bundan :D,şimdi şöyle ki abi,hani heisenberg in ünlü belirsizlik kuramı var ya ,bu kuram ne diyor?;
"Kuantum kuramının belirsizlik ilkesi, bir parçacığın bazı farklı özelliklerinin ikisinin de kesin olarak belirlenemeyeceğini söyler. Örneğin bir parçacığın konumuyla momentumu (momentum bir cismin kütlesiyle hızının çarpımıdır) aynı anda tam olarak ölçülemez. Kuantum kuramına göre parçacığın bu iki özelliğindeki belirsizliklerin çarpımı en az Planck sabiti h=6,626×10^-34 J.s kadardır. Konumu belli bir anda kesin olarak bilinen bir parçacığın momentumu sonsuz belirsizliktedir ve bu yüzden parçacık kısa sürede o noktadan ayrılır ve uzaya dağılır. Benzer şekilde momentumu kesin olarak bilinen bir parçacığın konumu sonsuz belirsizliktedir, yani böyle bir parçacık uzayın her köşesinde bulunabilir. Bu nedenle doğada rastlanan parçacıkların bulunduğu kuantum durumlarında parçacıkların hem konum hem de momentumu bir miktar belirsiz olmak zorunda",
şimdi bu kuramda momentumun yerine ,enerjiye bağlı açılımı yaz,sadeleşince elinde şu kalıyor 😀 ;
Enerji ve zamanın çarpımı.
Bu da şu demek; aynı konum ve momentumun çarpımı gibi ,bir parçacığın enerjisi ve bulunduğu zaman ,aynı anda kesin olarak ölçülemez ,zamanı çok iyi belirlediysen ,enerji tam bir muammadır,enerjiyi çok iyi belirlediysen,zaman tam bir muammadır.

 
Gönderildi : 15/07/2009 12:37 pm
(@baco)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Çift yarık deneyine ne diyorsun? O konuda da görüşünü alıyım 🙂

Gözlemci etkisi vs. Şu anda bana en gizemli gelen şey diyebilirim.

- baço

 
Gönderildi : 15/07/2009 2:21 pm
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

"Tanrı bile varoluşunu onyalayabilmek için kulları yaratıyorsa" olayı vardı bir de. Ben buna benzetiyorum gözlemcinin etkisini. Her varlık (semavi dinlerin objeleştirdiği tanrı da dahil) bir gözlemciye, onaylayana, izleyene ihtiyaç duyuyor ve ancak o şekilde hareket edebiliyor. Çünkü hareket ettiğinin onaylanmasını istiyor. Gibi gibi gibi.

Bir de şey var. Şimdi bu parçacıklar gözlemci varsa farklı hareket ediyorlar di mi? Peki gözlemci olmadığı zaman biz onların hareket ettiğini nereden biliyoruz? İzleyebilmek için bakmak zorundayız, bakınca tavır değiştiriyorlar(mış). E zaten bakmayınca ne yapıyorlar bilmiyoruz ki. Belki de normal davranışları gözleyince yaptıkları davranıştır.

Sesli düşündüm. (Hatta çok sesli düşününce bağırmışım. Odadaki İsmail abi "noluyo lan" dedi. Ben de "gözlemcinin etkisi abi" dedim. "Hangi maçta" dedi.)

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 15/07/2009 2:47 pm
(@nihilprophet)
Gönderi: 0
 

Çift yarık olayını deneysel olarak yaptım ben,hasta manyak birşey ,evet ,bi de sınav sorusu olarak gelmişti geçen sene sınavda,yorum yapmamız istenmişti,benim 2 tahminim var,schrodinger denklemlerine uygun hareket ettiği için parçacık(elektron,foton,kuark vs.) , heisenberg belirsizlik ilkesi uyarınca da ,enerjiyi bildiğimizden dolayı zamanı iyi hesaplayamıyoruz ve bu zamanlama hatasından dolayı ,bize nanik yapıp zar atarak dalga taklidi yaparak kaçıyor bir yerden ve biz gözlemleyemiyoruz,2. fikrim ise şu schrodinger in ,efsanevi tünelleme olayı oluyor ve bazı parçacıklar aslında yarık yokmuş gibi arkaya atlıyor ,zaten şu var ki ,biz parçacıkların hareketlerini hesaplarken ,şunu şunu yapma "olasılığı" diye hesaplıyoruz ,yani baco ,otur ve olasılıkların keyfini çıkar ,ben öyle yaptım,çıkman mümkün değil yoksa işin içinden ,çift yarık deneyi için sınavda cevabım ise şu oldu."Kuvantum parçacıkları ,hem parçacık hem de dalga ise ,bu tarz şizofrenik hareketler yapmalarıda ,sonsuz olasılık ışığı altında incelendiğinde ,garip olmakla beraber ,imkansız olarak değerlendirilemez "

 
Gönderildi : 15/07/2009 3:26 pm
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

"Tanrı zar atmaz," demişti Einstein, zamanında Kuantum fizikçilerine karşı verdiği savaşta. Bir klasik fizikçi için bunları kabul etmek zor elbette ama Einstein'ın bile muhazafakâr olmayı tercih ettiği, elinin tersiyle itmeye çalıştığı atomaltı dünyasının acayip sırları, bazen bilimin dışına çıkıp bilim kurgunun oyun alanına da giriyor/sokuluyor. Olasılık denen bir maden bulundu ya, neler denmiyor ki. Şu Theory of Everything (Her Şeyin Kuramı) adı altında öne sürülenleri bir okusanız...

Hehe, yıllar önce arkadaş arasında bir forumda yaptığımız "Allah yoktur" konulu tartışmanın günlerce sürmesi üzerine, uzun süre sessiz kalan bir arkadaşımız ortaya çıkıp şöyle demişti:

"Lan insanoğlu, bir götün kalktı ki sorma!"

🙂

 
Gönderildi : 15/07/2009 3:36 pm
(@nihilprophet)
Gönderi: 0
 

Einstein'ın ,"tanrı zar atmaz"lafını söyleme nedenlerinden biri de ,enteresan bir şekilde ,nazi almanyasıdır. Kuvantum fizikçileri nin çoğu maalesef , faşizandır ,hiçbir şekilde ortak çalışamadılar ,ancak daha sonraki yıllarda einstein, kuvantum fiziğinin kaçınılmaz olduğunu kabul etti ve çalışmalarında kullandı.Bu arada ,önemli kuvantum teorisyenlerinden henry moseley'in 1. dünya savaşına ,subay olarak katıldığını ve gelibolu çıkartmasında öldüğünü de belirteyim.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Henry_Moseley " onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 15/07/2009 3:56 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Bu tanrı zar atmaz lafının doğru anlamak çok önemli. Çok uzun yıllardır Hristyanlar tarafından çarpıtılan bir şey çünkü. Einstein'ın tanrısı ilahi bir tanrı değildir. Spinoza tanrısı inanışına sahip biridir. Herbert S. Goldstein'a yazdığı bir mektupta şöyle demiştir:
"I believe in Spinoza's God, who reveals Himself in the lawful harmony of the world, not in a God Who concerns Himself with the fate and the doings of mankind." - Ali Ünal tarafından çevirilmiş haliyle: "Ben, Kendisini, insanlığın kaderi ve yaptıklarıyla ilgilenen Tanrı'ya değil; Kendisini, Dünya'nın âdil düzeninde ortaya çıkaran Spinoza'nın Tanrısı'na inanıyorum."

Bu da dini inanışlarıyle ilgili bir yazıdan bir alıntı:
"It was, of course, a lie what you read about my religious convictions, a lie which is being systematically repeated. I do not believe in a personal god and I have never denied this but have expressed it clearly. If something is in me which can be called religious then it is the unbounded admiration for the structure of the world so far as our science can reveal it."
Bu paragrafı çevirmek için para istedi, ben de çevirmeye üşeniyorum. Hah, çevirdi:
"Benim dini inançlarımla ilgili okuduklarınız elbette yalan, hem de sistematik bir şekilde tekrarlanan bir yalan. Kişisel bir tanrıya inanmıyorum ve bunu reddetmek bir yana, sürekli olarak da açık bir şekilde yineledim. İçimde var olan herhangi bir şey, din olarak adlandırılacaksa, o zaman bu, bilimimizin şu âna kadar ortaya çıkardığı dünyanın sınırsız düzenine duyduğum hayranlıktır."

Tanrı zar atmazdan kastı, bu çerçevede değerlendirmek gerekir, muhafazakâr veya ilahi bir açıdan değil.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 15/07/2009 5:49 pm
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

Tanrı zar atmaz, sözünün, sözün gönderme yaptığı gibi dini bir anlamı yok. Dünya'nın, hesaplanabilir kurallar çerçevesinde hareket ettiğini, olasılıkların ya da belirsizliklerin olmadığını anlatmaya çalışıyor. Einstein, atomaltı parçacıklarının hareketlerini, kuantum sıçramasının ya da belirsizlik ilkesinin yerine, dalga boyuyla açıklayan matematiksel denklemi tercih ediyordu. En azından Solvay Konferansı'na kadar böyle düşünüyordu ve tıpkı endüstriyel şirketlerin rekabeti gibi Kopenhag Cephesi ile girdikleri rekabette, klasik fizikçilerin başı olarak Einstein, bu anlamda muhafazakârdı.

 
Gönderildi : 15/07/2009 5:57 pm
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

http://www.stephenjaygould.org/ctrl/quotes_einstein.html " onclick="window.open(this.href);return false;

Az biraz anladım.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 15/07/2009 6:12 pm
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Einstein'ın dininin adı matematikti muhtemelen. Tanrı zar atmaz diyerek her şeyin belli bir sistem ile yürüdüğünü ve açıklanabilir olduğunu kastediyordu muhtemelen. Tabi bunu istediğiniz her dini inanç ile bağdaştırabilirsiniz. Bu evrenin bir tasarlayıcısı olduğu fikri sabit zaten hepsinde. Gerisi Einstein'ı transfer etme çabasıdır. Ancak hayatının son dönemlerinde sardığı Theory of Everything olayı ve Tevrat'ı da es geçmemek lazım. Ben öyle biliyorum.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 15/07/2009 8:02 pm
(@edwood)
Gönderi: 0
 

Bir de şey var. Şimdi bu parçacıklar gözlemci varsa farklı hareket ediyorlar di mi? Peki gözlemci olmadığı zaman biz onların hareket ettiğini nereden biliyoruz? İzleyebilmek için bakmak zorundayız, bakınca tavır değiştiriyorlar(mış). E zaten bakmayınca ne yapıyorlar bilmiyoruz ki. Belki de normal davranışları gözleyince yaptıkları davranıştır.

Çift yarık deneyinde sadece tek foton gönderildiğinde mantıken girişim olmaması gerekir. Çünkü tek fotonun girişim yapabileceği başka bir foton yoktur. Fakat bu tek foton aynı anda iki yarıktan da geçer, kendisiyle girişim yapar ve perdede aydınlık-karanlık çizgiler oluşur. Aynı deney gözlemlenerek (fotonun hangi yarıktan geçtiğini ölçerek) yapıldığında ise manıken aklımıza yatkın olduğu şekilde hiçbir girişim olmaz ve perde normal bir şekilde aydınlanır. Bu nedenle atomaltı parçacıkların gözlemlendiklerinde farklı davrandıkları söyleniyor.

...murat...

 
Gönderildi : 15/07/2009 10:24 pm
Sayfa 12 / 19
Paylaş: