Polemik yaratacak bireysel tartışmalar silinmiştir...
Biraz daha dikkat başlığı amacından saptırmayalım...

sevgili @bergman arkadaşım, bu tartışmaların forumun başlığından kaynaklandığını ve forumun katılımcılarını bir seçim yaptırmaya yönelttiğini söylemişsin.
ben öyle olmadığını düşünüyorum.forumu açmamdaki amaç radyo_tv okuyan yada okumayan arkadaşların fikirleriyle bu bölüm hakkında meraklılarına yararlı bilgiler kazandırabilmek.
okuyan arkadaşların değerli yorumlarıyla bu bölümü seçmek isteyen yada başka bölümlerde okuyan arkadaşların, bölüm hakkında bizzat okuyanından bilgi edinmelerini sağlayıp, kafasında bölüme dair sorular varsa yanıt bulmasını sağlamak.

yoksa;
-bu bölümde okuyan aç kalırmı ?
-sektörde çalışma imkanı ne ?
-tercih listesine yazılmalı mı?

gibilerinden sorulara öss tercih uzmanı gibi bölümü ölçüp tartmak değil niyetim..bu bölüme gidin yada gitmeyin diye bişey demek için açmadım forumu.zaten tercihini yapan yapar.başka bölümlerde okuyan arkadaşlarda yanıt bulsun akıllarında sorular varsa.zaten bende bu bölümü okumuyorum ve merak ediyorum bu bölümde okuyan arkadaşlardan nedir ne değildir ?

eğer konuyla ilgili bir problem varsa @Moderator arkadaşlarım gerekli şeyi söylesinler bizde düzeltelim.

saygılar.

Mektepli olmak yada olmamak arasında ki farkı oluşturacak tek şey kişinin kendisidir. Ben kocaeli üni radyo tv ikinci sınıftayım. Bizim dönem öğrencileri yaklaşık 50 kişi kadar ve içlerinde neler var neler... Dizi oyuncusu, tiyatro oyuncusu olmak isteyenler, bölümün ne yetiştirdiğinde bir haber olanlar ve bide sadece puanı yettiği için yada öss saçmalığında tercihlerinde bu bölüm denk geldiği için gelenler. Ee tabi sonuç olarak bunlar direk olarak eleniyorlar meslek yaşamında. Geri kalanlar ise ne olmak istediğinin farkında ama, kendisinin sihirli bir değnekle yönetmen v.s olucağını düşünüyor. Dersleri takip etmiyolar, konularla alakalı değil, OKUMUYOR, çalışmıyor, didinmiyor. Bunlarda elenenler arasına giriyor tabikide.
Gelelim kalanlara. Bunlarda kendi aralarında ayrılıyorlar hemen. Bi dersleri deli gibi takip edenler var. Her derste en önde oturup hocanın söylediği her şeyi kalem eden ve anlamayan ezberleyen tipler. Oda taki sınav zamanına kadar vizeden sonra hokus pokus hiçbiri kafada yok ! Ee tabi bunlarda elenenler arasında. Hiç bir zaman karnesi pekiyilerle dolu olan bir öğrenci kesinlikle mükemmel öğrenci değildir.
Son olarak elimizde yaklaşık bir avuç öğrenci kaldı. Tamamıyle bölüme isteyerek gelmiş, ne olmak istediğinin farkında, dersleri takip eden dinleyen ve de anlayan. Ama buda yetmiyor tabikide iş yaşamında başarılı olmak için. Kişi öğretim görevlisi v.s olmak istemiyorsa. Okudun, anladın, çalıştın, Şimdi sıra üretmeye geldi çünkü okullar özellikle devlet okullar çoğu her zaman her öğrenciye bir teknik ekipman sağlayıp işin pratiğini öğretmez. Ben ikinci sınıf öğrencisiyim ve yaklaşık bir ay öncesine kadar kamerayı, ışığı tahtada çizip anllatıyorlardı bize. Bir ay önce kamera ve ışlık geldi derse (ışığın ampülü patlaktı ama biz bir ışık göremedik yani:) Neyse onuda tahtanın önünde görebildik. Belki sınıfımızın kalabalık olmasıyla alakalı. Bir kaç kişiyi geçmedi kameraya dokunabilenler. Ama her okulda özellikle özel okullarda durum böyle değil. Ben tv da TÜRVAK'dan bahssederlerken duydum. Adamlar 3 ay sonra röportaj, program çekimi falan yapıyorlarmış. Kimbilir biz taa ne zaman... Ee ama tabiki bu bir bahane değil kesinlikle, verilen işine yarayan her türlü akademik bilgiyi aldıktan sonra üreticeksin, girişken olacaksın öyle yada böyle. Senarist olmak istiyorsan: hikayeler, ufak ufak senaryolar yazmaya başlayacaksın, yönetmen olmak istiyorsan: kısa filmler çekiceksin, kameran yoksa, dijital fotoğraf makinenle oda yoksa çekenlerin yanına gidiceksin. Yerel yada özel tvlere başvuracaksın. Radyocu olmak istiyorsan, yerel bir radyo ya başvurucaksın asistan olmak için görüceksin neler oluyor neler gidiyor, kabul edilmediysen diksiyonunu geliştirmeye çalışacaksın bağıra bağıra gazete kitap oluyacaksın... Bunun dışında hocalarında da daha fazlasını istiyeceksin. Kapılarını vururken çekinmeyeceksin, ürettiklerini onlara göstereceksin, fikirlerini alıcaksın ve gelişimini tamamlayacaksın 🙂
Bütün bunların sonunda da siz bir yapımcısınız ve önünüzde iki tane yönetmen var : İkiside piyasada çalışmış ve işi biliyor , ama birtanesi diğerinin bilmediği bir çok şeyi biliyor : neyin neden öyle olduğunu, neden ona öyle denildiğini, bütün sinema teknik bilgilerinin dışında da gayet iyi bir şekilde de sosyol bilimlerde bilgisi var ve tabikide yabancı dili... Siz olsanız hangisini tercih edersiniz. Ben olsam kesinlikle akademik bilgisi de olanı tercih ederim. Çünkü yönetmenlik bence sadece kamera açıları ve kamera teknikleriyle olunabilecek bişey değil. Öncelikle bence bir yönetmenin bir çok şey hakkında fikir sahibi olması, önüne gelicek her durumda her konuda söylecek bir sözü olmalı bence kişi o zaman iyi bir yönetmen olabilir. Ama şunuda söylemekte fayda var ki piyasada olan bir kişide kesinlikle üniversitede okuyan kişiyle aynı bilgilere sahip olabilir. İşte buda yukarda bahsettiğimiz şeyle kişinin kendisini geliştirmesi eksik taraflarını kapatmasıyla alakalıdır. Yani farkı yaratan ne mektep ne alay kişinin kendisidir...
Bunların hepsini sıkılmadan okuduktan sonra ulan bunca şeyi anlattın sen napıyosun diyosanız anlatıyım. Ben yerel bir radyoda yaklaşık iki buçuk sene radyo programı yaptım daha okula başlamadan. Çünkü okumak istediğim bölümle alakalı sadece radyo vardı çalışabileceğim. Şimdide kısa film senaryoları yazıyorum ve benim için çok büyük bir gurur hocam 1. sınıflara örnek gösteriyor benim yazdıklarımı (söylemeden edemedim:) Bunların dışında kurgu programlarıyla uğraşıyorum, kitap okuyorum, çok film seyrediyoırm v.s ve bu senede inşallah aldığım kamerayla kısa filmler çekmeye başlıycam VE 4. sınıfa gelip okulu bitirdiğimde de herşeyin dışında ihtiyacım olan tek şey olucak ŞANS ...

cutuberg okulumuza haksızlık yapma:D
ben sana dah 1 . sınıfın ilk ayında kamera getirdi mve çekim ölceklerni gösterdim
bana veya başka bir kurgu kuram hocasına gittinde ben kamera kullanmayı öğrenme istiyorum dedin de göstermediler mi öğretmediler mi?
bizim okulda kamera asistanları ve görüntü yönetmeni ne asistanlıklar var okulda hocaların kafasının etini yiyip kamera öğrenerek geldiler buralara
bu arada senaryoları getir bir ara bakıyım:D
bide ikinci dönem stüdyoda program çekceksiniz hocaların yönetiminde
yani kocaeli iletişim çok iyidir tavsiye edilir:D

Biz 50 kişiyle 24 saat kesintisiz program çekeriz herhalde stüdyada 🙂 Okulumuz tabiki iyi ama bende yukarda aynı şeyi söyledim olmak için istemek lazım gidip kapıları vurmak lazım . Yoksa dediğim gibi tahtada görüyosun bir çok şeyi... Ama kocaeli iyidir iydir temiz hava bol oksijen 🙂