Bugün her şey sinirlerimi tepeme çıkarıyor. Bu ülkeden gitmek için yemin ediyorum bazen:
http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&KategoriID=15&ArticleID=1118134&Date=16.07.2009&b=Dovme " onclick="window.open(this.href);return false;
Ulan sana mı kaldı milletin dövme yaptırıp yaptırmaması.
http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&KategoriID=15&ArticleID=1118006&Date=16.07.2009&b=Imam " onclick="window.open(this.href);return false;
müslümanca yaşanacak ülke arıyormuş. Zaten çevremizde bir sürü var güzel kızım. Hiç değilse Türkiye de bari insanca yaşayalım. Ben anlamıyorum bu yeni yetmelerdeki şeriat isteğini. Kim dolduruyor bunları?
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
18 yaşındaki bir kız için gayet güzel konuşmuş da:
"..çok yönlü insan yetiştiren İmam Hatiplerin tek yöne kanali-ze edilmesi, tek tipleştirilmesi bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir, imam Hatip Liseleri bilgili, görgülü, milli-manevi değerlerine sahip çıkan, toplumsal çökmenin sancısını derinden hisseden ve çözüm yolları araştıran olgun, çalışkan ve nitelikli gençler yetiştirmektedir.
...İmam Hatip neslinden bu ülkeye zarar gelmeyeceği herkes tarafından bilinmeli ve bu nesle sahip çıkılmalıdır!"
bu imam-hatiplerin amacı din görevlisi yetiştirmek değil miydi? neden bunun böyle olmasının istenmesi bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanet oluyor? neden bizi "toplumsal çökme"den uzaklaştıracak doktorlar yetiştirmesi talep ediliyor?
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Bu arada dostlar sinema ile ilgili haberleri burada değil de uzun metraj bölümündeki "Görsel Sanatlar ile ilgili Haberler" başlığında paylaşırsak daha bir güzel olur.
a.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Eyüp, o işler öyle olmuyor. O cenahtan biri senin yukarıda yazdıklarını okuduğu zaman "çevremizde bir sürü var dediğine göre bizi bu ülkede istemiyor" diye düşünüyor. Bu kapışma böyle sürüyor gidiyor. Ben senelerdir izliyorum bu kapışmaları. Dönemseldir dedim sağ sol gibi. Sağ sol diye binlerce çocuk öldü. O zaman bizim yaşıtlarımızdı onlar, sağ kalanlar şimdinin babaları dedeleri. Ben bekledim ama bu kapışma her geçen süre daha da kötüye gidiyor. Senin gibi aklı başında, imzasında "Yapmayın" diyen adamlar bu kündeye, bu boyunduruğa geliyor artık, olay boyut değiştiriyor.
Bir süre boyunca siyasi partiler kapıştı bu konuda, halk hiç karışmadı. Ama şimdi halkın senin gibi düşünen adamları bile körükle gidiyor, jeneratörlü havalandırma tesisatlarıyla harlıyor. Biliyorum ki insanları kendi kendilerine bıraksalar ne insanlar kavga gürültü ile haşrolur, ne biri öbürüne "sen kafana taktın" der, ne de o öbürüne "sen gelene geçene taktın" der, ne sinirler kaynar, ne sınırlar kalır. Ama işte bu iktidar yok mu bu iktidar, bu gücetapma yok mu, bu koltuk sevdası yok mu, bunların peşinde bizi harabe edecekler. Kim bir şey elden gidiyor diyorsa bilin ki o giden şeyi elinde tutmak istediğindendir. Bu dünya kurulduğundan beri ne Büyük İskender'in Krallığı kaldı, ne Cengiz Han'ın uçsuz bucaksız vatanı, ne 3 kıtanın Osmanlısı ve Büyük Roma'sı. Hiç bir şey kalıcı değil. Din elden gidiyor, vatan elden gidiyor, namus elden gidiyor diye bizi harlıyorlar şimdi.
Görünen o. Ben derim ki, ,"Yapmayın".
Şimdi; senin düşüncene göre de pasif kalmak gerekiyor. Yani "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" mantığı aslında bir nevi. Sen diyorsun ki herkes sakin olsun. Ama öyle olmuyor işte, iktidar sahipleri bir şekilde birilerini güdümlüyor. Ben karşılarında bir duvar olduğunu hissettirmezsem o adamlar gürül gürül istediklerini yapacaklar. O adamlar yapmayacak aslında, iktidar tarafından yaptırılacak onlara.
Bir nevi edilgenleşmiş büyük bir kitle var artık ortada ve bu kitle biz "yapmayın", etmeyin desek de yapacaklar. Adım gibi biliyorum. Bu ülke İran olmaz, bu ülke Malezya olmaz deniliyor sürekli. Ama inanın öyle bir olur ki, ben bunu görüyorum artık. Bak şehirlere. Adam Rize'de dövme yapamazsınız diyor. Bir başkası parkta kız-erkek oturamazsınız diyor. Bir diğeri tüm lokalleri kapatmış, şehirde artık alkol alınamıyor.
Yani adamlar tepeden dan diye getirmiyorlar devrimi. Yerel bazda yavaş yavaş yapılıyor her şey. Peki ben gidin parkta sevişin mi diyorum, ya da gidin için adam öldürün mü diyorum. Hayır. Ben özgürlüklerden bahsediyorum. Bu özgürlüklerin günbegün nasıl da yerel bazda kısıtlandığını gösteriyorum.
İnanın Anadolu'da durum sizin İstanbul'da gördüğünüz gibi değil. Ve göreceksiniz ki İran devrimi gibi bir şeri devrim Anadolu'dan başlayacak ilk etapta. Çünkü buralar artık tamamen düşmüş durumda. Koca bir ilde dövmeci açamıyorsan, ramazanda yiyecek bir şey bulamıyorsan, parkta kız arkadaşınla oturamıyorsan orada bir durup düşüneceksin sickman.
Olay artık bana göre yapmayın etmeyini çoktan geçti. Çünkü bu adamlar çatır çatır "yapıyorlar". Biz hala sevgi kumkuması olarak bakıyoruz olaya. Biz yapmazsak onlar da yapmaz diyoruz. Ama artık değil dostum. İktidarın güdümlediği o kadar insan var ki. Ve iktidar durmayacak, sürekli güdümleyecek. Ne yapmalıyız bu durumda?
a.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Ben hâlen daha böyle insanların dini kıyafetleri özgürlük kabul etmelerine şaşırıyorum. Bana kalırsa haç kolyeleri dahi yasaklanmalı.
Şimdi; senin düşüncene göre de pasif kalmak gerekiyor. Yani "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" mantığı aslında bir nevi. Sen diyorsun ki herkes sakin olsun. Ama öyle olmuyor işte, iktidar sahipleri bir şekilde birilerini güdümlüyor. Ben karşılarında bir duvar olduğunu hissettirmezsem o adamlar gürül gürül istediklerini yapacaklar. O adamlar yapmayacak aslında, iktidar tarafından yaptırılacak onlara.
Bir nevi edilgenleşmiş büyük bir kitle var artık ortada ve bu kitle biz "yapmayın", etmeyin desek de yapacaklar. Adım gibi biliyorum. Bu ülke İran olmaz, bu ülke Malezya olmaz deniliyor sürekli. Ama inanın öyle bir olur ki, ben bunu görüyorum artık. Bak şehirlere. Adam Rize'de dövme yapamazsınız diyor. Bir başkası parkta kız-erkek oturamazsınız diyor. Bir diğeri tüm lokalleri kapatmış, şehirde artık alkol alınamıyor.
Yani adamlar tepeden dan diye getirmiyorlar devrimi. Yerel bazda yavaş yavaş yapılıyor her şey. Peki ben gidin parkta sevişin mi diyorum, ya da gidin için adam öldürün mü diyorum. Hayır. Ben özgürlüklerden bahsediyorum. Bu özgürlüklerin günbegün nasıl da yerel bazda kısıtlandığını gösteriyorum.
İnanın Anadolu'da durum sizin İstanbul'da gördüğünüz gibi değil. Ve göreceksiniz ki İran devrimi gibi bir şeri devrim Anadolu'dan başlayacak ilk etapta. Çünkü buralar artık tamamen düşmüş durumda. Koca bir ilde dövmeci açamıyorsan, ramazanda yiyecek bir şey bulamıyorsan, parkta kız arkadaşınla oturamıyorsan orada bir durup düşüneceksin sickman.
Olay artık bana göre yapmayın etmeyini çoktan geçti. Çünkü bu adamlar çatır çatır "yapıyorlar". Biz hala sevgi kumkuması olarak bakıyoruz olaya. Biz yapmazsak onlar da yapmaz diyoruz. Ama artık değil dostum. İktidarın güdümlediği o kadar insan var ki. Ve iktidar durmayacak, sürekli güdümleyecek. Ne yapmalıyız bu durumda?
a.
Yahu bırak, bu forumda bile Türkiye'ye şeriat geliyor dediğinde paranoyaklaşma diyorlar. Ben bunu İstanbul'da görebiliyorum, ne Anadolu'su?
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Eyüp, benim kendi kanaatimdir, yanlış anlamayacağını biliyorum ama yine de baştan kırdım testiyi. Dediklerimin yarısını anladın, ama diğer yarısını anlamadın. İktidar dedim, sen yanlış yorumladın. Benim iktidar dediğim gücü elinde tutma isteğidir. Şu anda ülkeyi yöneten parti için kullanmadım ben iktidar sözcüğünü. Çok genel konuşup da sonra birden Akparti özeline inemem. Benim olayım değil o.
Dur bir daha açıklıyorum. İktidar isteği insanları çarpıştırıyor, kırdırıyor, küstürüyor. Sen Erdoğan ve Akparti için saydırıyorsun, diğeri de Baykal ve CHP için senin dediklerinin aynısını diyor, tam karşı açıdan. Sen Ülke elden gidiyor diyorsun, onlar da din elden gidiyor diyorlar. Erdoğan güce tapıyor da Baykal tapmıyor mu (bak çok aşağıya indim, çok daralttım aslında daha geniş çerçeveden bakmak lazım). Din elden gidiyor diyenler de, kim gazlıyor bu gençleri de satanist oluyorlar diyor. Bak tamamen aynı şey bu. Ben diyorum ki yok öyle bir şey yahu. Hiç bir şey elden gitmiyor, ne Şeriat'ın geleceğine inanırım, ne dinin elden gittiğine. Bana göre ikisi de bize dayatılan düşüncelerdir. Ben bu dayatmaları kabul etmiyorum diyorum. Çünkü bir tarafın yaptığı bir şey değil bana göre.
Yani anlatamıyorum belki. Belki de anlattığım halde bunu bir çözüm olarak görmüyorsun o da olabilir. Ama ben dışarıdan öyle görüyorum, bizi gazlıyorlar. Televizyonlar ayrı, gazeteler ayrı, yakında semtler ayrı, şehirler ayrı. Herkes tarafını seçsin gardını alsın. Bu mudur yani. Çok büyük para dönüyor işin içinde, neresinden bakarsan bak. Ben kimsenin dayatmasına gelemem, ama bize habire fikir ve taraf dayatıyorlar. Tabi, şeriat gelecek kısmına inandıktan sonra geriye dönüş zordur, aynı ezanı susturacaklar, camileri kapatacaklar kısmına inanmak gibi. Belki size tepkisiz gözüküyorumdur ama en az sizin kadar tepkiliyim fakat tepki verdiğimiz alanlar farklı.
Ben hâlen daha böyle insanların dini kıyafetleri özgürlük kabul etmelerine şaşırıyorum. Bana kalırsa haç kolyeleri dahi yasaklanmalı.
Yahu bırak, bu forumda bile Türkiye'ye şeriat geliyor dediğinde paranoyaklaşma diyorlar. Ben bunu İstanbul'da görebiliyorum, ne Anadolu'su?
Bir dediğin öbürünü tutmuyor dude, neye dayanarak yasaklıyorsun bunu. Sen demedin mi daha dün küfürü sansürleyemezsiniz forumda, zaten aklıbaşında olan küfür etmez, ben yasağın her türlüsüne karşıyım diye. Bu nasıl bir düşüncedir şimdi, hangi dediğine inanacağız, bu mudur sorgulayıcı, özgürlükçü düşünce. İster haç takar adam, ister Davut'un yıldızını, ister Ali'nin Zülfikar'ını. Sana mı soracaklar ne takacaklarını. Sadece inanç mıdır yasak olması için sebep. Bu mudur. Yapmayın Allah aşkına.
Yahu bırak, bu forumda bile Türkiye'ye şeriat geliyor dediğinde paranoyaklaşma diyorlar. Ben bunu İstanbul'da görebiliyorum, ne Anadolu'su?
türkiye'ye şeriat gelmiyor. din ve muhafazakarlık egemenlik alanını giderek genişletiyor sadece. şeriatçı yapılar ve fikirler meşru kabul ediliyor ve daha çok benimseniyor. radikal bir rejim değişikliği söz konusu değil ama türkiye artık geri dönüşü olmayan bir şekilde yönünü değiştirmiş durumda.
yapacak bir şey yok artık. zaten bir şey yapmaları beklenen nitelikli insanlar ya uyum sağlamış ya da kendilerini kurtarmayı yeterli görüyorlar. ortalık ciddiye alınmayacak adamlara kalmış. kitlelerse zaten sinmiş durumda ve teslim bayrağını çekip yeni düzeni benimsemeleri an meselesi.
yapacak şey bir duvar olmak değil. duvar olmak mazlum edebiyatına davetiye çıkarıyor. tersine gerçek anlamda özgürlüğü ve demokrasiyi yüksek sesle savunmak gerekiyor. islami bir düzen isteyenlerin toplumum diğer kesimlerini yok saydıklarını, kendilerini tüm "değer"lerin ve bu ülkenin sahibi gördüklerini yüzlerine vurmak gerekiyor. "bu şehirde dövme yapılmaz" diyenin zalimliğini ifşa etmek, insanları sağduyuya çağırmak gerekiyor.
ab süreci çok yararlı bu açıdan. iki takımın ölümüne maçından çıkmalı olay. özgürlük, demokrasi, insan hakları gibi ortak değerlerin (ab zoruyla da olsa) egemenliğe rengini vermesi herkes açısından yararlı olacaktır. ortak bir zemin tekrar oluşur belki o zaman. insanlar başkalarının özgürlük alanını tehdit etmeden kendi özgürlüklerini yaşamayı öğrenebilirler.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Benim anlamadığım bir şeyler var.
Her duruma ve düşünceye karşı "free" takılan arkadaşlardaki " din düşmanlığı ? "
İnanan herkes aptal, kahretsin.Bu insanlarla aynı oksijeni yakmak istemiyorumculuk. ( Genellikle açık açık söylenmeyen alt metin )
Bir de bu ülke bahsettiğiniz konularda ne zaman bu kadar rahat olmuş onu da merak ediyorum ?
Bunun siyasetle, ak partiyle ilgisi yok.Ahlaki bir değişim var ortada. Tepede kim olsa şu an ülke bu durumdan çok farklı olmazdı.
Yasakçılıktan bahsediyorsanız kimin neyi yasakladığını,yasaklamak istediğini de görüyoruz, kimse özgürlük vaadetmiyor bize bu ortada.(Yasak demişken Kılıçdaroğlunun facebook u kapatmak için neler yaptığını duymuşmuydunuz ? duymassınız çünkü o kadar büyütülmedi medyada. ) Demem o ki, al birini vur diğerine. Zaman zaman işguzar adamcıklar çıkar, medya da ister kullanır ister kullanmaz, o sıra işine yarıyorsa artık.Hadi toplum uyuyor aynı numaralara siz neden geliyorsunuz ?
Problem ahlaki değerlerle ilgili.Siyaseti karıştırmanın alemi yok onların derdini de sickman anlatmış zaten, o fırtınaya kapılıp kapılmamak kendi elinde.
Benim anlamadığım bir şeyler var.
Her duruma ve düşünceye karşı "free" takılan arkadaşlardaki " din düşmanlığı ? "
İnanan herkes aptal, kahretsin.Bu insanlarla aynı oksijeni yakmak istemiyorumculuk. ( Genellikle açık açık söylenmeyen alt metin )
iyi de bu dinin "free"lere düşmanlığıyla karşılaştırınca çok komik kalıyor. hatta öyle yobaz falan da demiyorum sıradan dindar, hatta dindar bile sayılmayacaklar için de geçerli.
bu konuda yapılan araştırmalar da var. ateist bir komşu ister misiniz sorusuna ezici bir çoğunluk hayır diyor. en az hoşgörü duyulan kesimlerden birinin dinsizler olduğu görülüyor. sadece türkiye için de değil bu.
adam seni inancı gereği insan yerine bile koymuyor ki. kendisiyle eşit görmesi inancına aykırı. hadi inancı geçtim muhafazakar toplum "değer"lerine aykırı.
din "ben bergman seviyorum" demek gibi bir şey değil ki. free takıl o zaman kimi seversen sev. istersen bergman kolyesi tak, kafana bergman baskılı örtü geçir kime ne.
senin özgürlüğünü talep ettiğin din bizzat özgürlükleri kısıtlayıcı bir şey. tanımı gereği öyle. ve kişisel de değil, tüm toplumu etkiliyor. kontrol altına alınamıyor ve karşı çıkılamıyor.
not: ayrıca kusura bakma ama sen bu kadar propagandayı, bu kadar demagojiyi ekmeksiz yersen, içinde doğduğun toplum tarafından sana empoze edilmiş o dini değerlerin ötesini görmeye zahmet etmezsen ben de sana "aptal" derim.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Zepra'nın dediklerine büyük ölçüde katılıyorum. Ama Avrupa Birliği falan işte tartışılması lazım, bize çok mu lazım diye. Fakat insan hakları önemli, çok önemli.
Bir şey daha söyleyeyim ki siyasi tartışmalara (herkesle) girmememin en büyük nedeni sınıflandırma çabasıdır. Şimdi normalde bu yazıları okuyanlar beni bir kılıfa sokmaya çalışacaklardır. Benim de kaçtığım şey bu zaten. Ya ben kendimi sınıflandıramıyorum ki 31 senedir bu zihin ve bu vücutla beraber yaşıyorum, ama herif beni internetteki 0-1 kodlarından tanıyor ve diyor ki "sen liberalsin, dincisin, solcusun, Kopernikçisin, zartsın, zurtsun". Değilim, hiç biri değilim. Ben 31 senedir yaptığım birikimle olayları yorumlarım sadece kendime göre. Bilmediğim olayları bilmiyorumdur, bilince yorum yaparım, o yorumunda nereye dokunduğu beni bağlamaz. Bu dediklerim hangi tarafın işine gelir hangisinin işine gelmez, beni bağlamaz. Bunu da söyleyeyim sonradan tartışması açıklaması olmasın.
düzeltme: Zepra'nın bir önceki mesajına katılıyorum. İkinci mesajı konum değil.
Hey hey hey, bir saniye kimse kimseye aptal falan diyemez bu forumda. Ya ben sileyim ya sen sil. Tartışmayı bilmiyorsan yazma. Aptal falan ne demek yahu.
kimseye aptal dediğim yok zaten, amacım o değil. inanaların hepsini aptal sanma gibi bir itham var. böyle tüm inananlara karşı düşmanca bi tavrın olmadığını anlatmaya çalışmıştım. din tartışması değil buradaki. eğer öyle olsaydı bir noktada iş gelip demagojiye, mantık yoksunu argümanlara dayanacaktı büyük olasılıkla. öyle bir durumda o aptal sanma durumu çok da temelsiz değildir bana göre. tüm söylemek istediğim bu. ercane sormuş bunu ben de kensi açımdan cevap verdim.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Benim anlamadığım bir şeyler var.
Her duruma ve düşünceye karşı "free" takılan arkadaşlardaki " din düşmanlığı ? "
İnanan herkes aptal, kahretsin.Bu insanlarla aynı oksijeni yakmak istemiyorumculuk. ( Genellikle açık açık söylenmeyen alt metin )
iyi de bu dinin "free"lere düşmanlığıyla karşılaştırınca çok komik kalıyor. hatta öyle yobaz falan da demiyorum sıradan dindar, hatta dindar bile sayılmayacaklar için de geçerli.
bu konuda yapılan araştırmalar da var. ateist bir komşu ister misiniz sorusuna ezici bir çoğunluk hayır diyor. en az hoşgörü duyulan kesimlerden birinin dinsizler olduğu görülüyor. sadece türkiye için de değil bu.
adam seni inancı gereği insan yerine bile koymuyor ki. kendisiyle eşit görmesi inancına aykırı. hadi inancı geçtim muhafazakar toplum "değer"lerine aykırı.
din "ben bergman seviyorum" demek gibi bir şey değil ki. free takıl o zaman kimi seversen sev. istersen bergman kolyesi tak, kafana bergman baskılı örtü geçir kime ne.
senin özgürlüğünü talep ettiğin din bizzat özgürlükleri kısıtlayıcı bir şey. tanımı gereği öyle. ve kişisel de değil, tüm toplumu etkiliyor. kontrol altına alınamıyor ve karşı çıkılamıyor.
not: ayrıca kusura bakma ama sen bu kadar propagandayı, bu kadar demagojiyi ekmeksiz yersen, içinde doğduğun toplum tarafından sana empoze edilmiş o dini değerlerin ötesini görmeye zahmet etmezsen ben de sana "aptal" derim.
Cihad, Haçlı seferi mantığıyla düşünürsek söylediklerin çok doğru.
Söylediğin araştırmalar, yaklaşımlar dine inanan insanların 2009 senesinde yüzde kaçını kapsar, çoğunluk olsaydı zaten bu konuşmaları da yapamıyor olurduk.Aynı marjinal kesimin karşılığından bahsediyorsun sadece.
Dinin kendinden kısıtlayıcı bir şey olduğuna karşı değilim.Söylediğim, her hangi bir şekilde kendine zarar verebilen bir insana hoşgörülü olurken, dinine inanan bir insana kendine zarar verdiği iddiasıyla aptal muamelesi yapıldığı.
Peki 80 yıl öncesinden bugüne gelmişiz. Değişen din mi ? Değil. Ahlak anlayışı. Bu saatten sonra adamın diniyle oynarak ya da elinden alarak bir yere varamassın. Eğitim ve ahlaki değerleriyle oynarsın.O da ayrı bir başlık konusu zaten.
Ayrıca sövülen şeyin ne olduğunu bilmemek de ayrı bir problem.Dine inanıp ahlaksızlık yapan adamı alıp o dinin temsili haline getirirseniz o yaptığınızın tanımı pek kibarca olmaz.
X gazetesinin yaptığı uzun saçlı satanist gençler haberlerinden farkı olmaz işte.
Bir şey daha söyleyeyim ki siyasi tartışmalara (herkesle) girmememin en büyük nedeni sınıflandırma çabasıdır. Şimdi normalde bu yazıları okuyanlar beni bir kılıfa sokmaya çalışacaklardır. Benim de kaçtığım şey bu zaten. Ya ben kendimi sınıflandıramıyorum ki 31 senedir bu zihin ve bu vücutla beraber yaşıyorum, ama herif beni internetteki 0-1 kodlarından tanıyor ve diyor ki "sen liberalsin, dincisin, solcusun, Kopernikçisin, zartsın, zurtsun". Değilim, hiç biri değilim. Ben 31 senedir yaptığım birikimle olayları yorumlarım sadece kendime göre. Bilmediğim olayları bilmiyorumdur, bilince yorum yaparım, o yorumunda nereye dokunduğu beni bağlamaz. Bu dediklerim hangi tarafın işine gelir hangisinin işine gelmez, beni bağlamaz. Bunu da söyleyeyim sonradan tartışması açıklaması olmasın.
Bu tanım benim için de geçerlidir ayrıca.