Forum

İstanbul'da Bitmeye...
 

İstanbul'da Bitmeyen Dizi Terörü

8 Gönderi
5 Üyeler
2 Reactions
888 Görüntüleme
(@cem123)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Değerli forum üyeleri,

Evimin olduğu sokakta ayrı, iş yerimin olduğu sokakta ayrı bir dizi çekiliyor. Ben artık bunların çekim günlerinde yol yüzünden kavga etmekten sıkıldım. Küfürleşmelere varan hakaretler, itişmelere varan kavgalar, tehditlere varan tartışmalar yaşıyorlar, sadece benimle de değil, çok sayıda insanla. Millet bıktı, bunlar bıkmadı. Ya ben de sette çalıştım, benim zamanımda bu kadar yamyam, bu kadar taksici kılıklı, her taraflarından pislik akan terörist tipler yoktu ya. Hepsi at hırsızı gibi; setçisi ayrı servis şoförü ayrı. "Mesele ne" diye sorabilirsiniz, mesele yol kesmeleri, yolu kapatmaları, "buradan geçemezsiniz, geri gidin, park etmeyin, arabanızı çekin" demeleri. Medenice ilk tepkiyi gösterdiğinde hemen ellerinde yalandan izin kağıtları, "biz belediyeye parasını ödüyoruz" cümleleri... Sanki belediye "terörist gibi yolu kesin" diyor. Belediyenin imajına da zarar veriyorlar yani. Sert yapınca hemen it sürüsü gibi toplanıyorlar "hayırdır kardeş dizi de mi çekmeyek" kıvamında. Yaptığımdan gurur duymuyorum ancak bu sabah bir tanesinin üzerine bijonla yürüdüm, maalesef insanlıktan çıktım.

İstanbul'da bu aralar malum her yer kar ve buz. Ara sokağı kapamışlar, geri gitme şansın zaten yok, düz zor gidiyorsun yavaş yavaş ve durma imkanım da yok. Dursam kaldıramam arabayı, zaten sokak dar, kaya kaya gidiyorum neredeyse, ekipler yolu açmamışlar. Durdurmaya çalıştılar beni, korna ve selektörle, camdan elimi de sallayarak "çekilin" dercesine açtım yolumu. Bunlar böyle arkamdan "hop hop dizi var dizi sen hayırdır lan" diye bağırdılar. Sanki kutsal bir iş yapıyorlar gibi. Cinnet geçirdim çektim arabayı indim. Hepsi birden üzerime gelseler beni pert ederlerdi tek başımaydım. Belki bir tanesini ancak alırdım o da elimde bijon olduğundan. Kimse o ilk kişi olmak istemedi, karşılıklı küfürler, hakaretler, komşular girdi araya, arabamın plakasını çektiler, benim fotoğrafımı çektiler, sanki onlara işlemeyen hukuk bana işleyecekmiş gibi. Sanki sosyal medyada beni "terörist gibi kapattığımız yolu açan halkımızı kınıyoruz" etiketiyle yayınlayabilirlermiş gibi. Neyse komşular falan da işin içine girince bunlar geri vitese taktı, "pandemi şartlarında biz de ekmeğimizin derdindeyiz" edebiyatı yaptılar insanlara. Ancak özürleri kabahatlerinden büyük, "bu dizide kim oynuyor biliyor musunuz, içeride kim var biliyor musunuz, bu dizinin hangi dizi olduğunu biliyor musunuz" laflarını hiç unutamayacağım o set asistanı cazgır kızın. Neyse ben bastım gittim, benden sonra polis çağırmış mahalle halkı, tabii ki bir yaptırım yok. Zabıta, polis ya da belediye kimse bu dizi/setçi terörüne dur diyemiyor.

Sinemayla ilgili her konuyu paylaşıyoruz, tartışıyoruz, bu ülkemizin gerçeğini de tartışmaya açmak istedim. Çok mu abartıyorum? Sizin de başınıza geliyor mu? Siz de sinir oluyor musunuz? Aranızda setçi varsa, bana "haksızsın kardeş" diyecek birisi varsa ona da tamamım. Böyle bir olaydan dolayı dayak yemek, ölmek ya da katil olmak istemiyorum arkadaşlar, sizce bu olay nasıl çözülür? İş yerimin olduğu, her gün arabamı park ettiğim ara sokaktaki çekim yüzünden esnaf da çok sinirli. Bu sabah bir esnaf arkadaş, "toplanalım dalalım, onlar için gelmeyen polis bizim için de gelmez" dedi. Pandemi yüzünden herkesin canı sıkkın, herkes kafayı yedi, millet kavga da arıyor biraz. Nasıl çözerim bilmiyorum. Bana akıl verebilecek var mı? Mesela diziler inanılmaz derecede kamuoyundan etkileniyor. Bir sosyal medya sayfası açsam, orada bu terörü yapan dizileri ifşa etsem, olayları, kişileri ve kavgaları gizli kamerayla kaydetsem, yayınlasam, kamuoyu tepkisi toplasam, sizce bir şeyler değişir mi? Yetkili mercilerle olacak iş değil, şikayetle olmuyor. E kavga gürültüyle de olmaz, birilerinin canı yanacak. 

 
Gönderildi : 19/01/2021 4:01 pm
(@reznovrun)
Gönderi: 0
 
 "buradan geçemezsiniz, geri gidin, park etmeyin, arabanızı çekin"

yalandan izin kağıtları, "biz belediyeye parasını ödüyoruz"

Paragraf yapsaydın keşke.

Hayır o evraklar yüzde doksan dokuz gerçek. Polis çağırdığınızda elbette bir yaptırım olmayacak. Zaten polisin haberi var orada o gün çekim olacağından. Bir sürü para harcanıp sonra da izinsiz hasbelkader sete çıkılmıyor. Evet yolu kesme izinleri de var. Senin park ettiğin yerden arabanı çektirmeye de izinleri var. Resmi olarak bir polis ekibinin gelip bu yolu kesme meselelerini, park meselelerini düzenlemesi lazım. Pek umursamıyorlar. Set ekipleri de aynı şekilde işlerini yapmaya izin vermeyen çevre halkından bıkmış durumda.

Evet at hırsızı kılıklı tipler çok. Çünkü herkes eş dost akrabasını dolduruyor içeri her sektörde olduğu gibi.

Evet o asistan cazgır kız her yerde var. "Hangimiz sen benim kim olduğumu biliyor musun?" tarzı cümleler duymadı?

Belediyenin imajı mı 😀

Bence atladığın nokta şurada, kendine saygısızlık yapıldığını düşünüyorsun ve aslında haksız da değilsin öte yandan haklı da değilsin. Burada tüm mesele polis ekibinin set ile koordineli çalışıp yolu kademeli olarak kapatıp açması. Sonrası da karşılıklı saygı.

 
Gönderildi : 19/01/2021 5:46 pm
spidervis reacted
(@spidervis)
Gönderi: 1247
Admin
 

Ben birkaç paragraf ekleyerek düzelttim ilk yazıyı.

Geçmiş olsun diyeyim bu arada. Maalesef otorite eksikliğinden oluyor bu tür anlaşmazlıklar. Sabırlı olmakta fayda var. Öfkeyle kalkan zararla oturur.

 
Gönderildi : 19/01/2021 8:31 pm
(@sade-vatandas)
Gönderi: 0
 

Çıldırmamak elde değil, hem vatandaş hem setçi olarak! Sorun kesinlikle iki trafik polisinin gelmesiyle çözülebilecek bir olay değil. Polis gelse ne yapacak? O asistan kız ne diyorsa aynı cümleleri kuracak, bir de hesap sorsan üste ceza yiyeceksin daha da sinirin bozulacak. Sorun tamamen yapısal. Şu anda dünyanın hiç bir ülkesinde her hafta 90-100 sayfalık bölüm çekilmiyor. Bu inanılmaz bir durum. Nerdeyse bütün setler en az iki ekip 6 gün üzerinden çalışıyor. Oyuncular pek ses çıkartmıyor, çünkü sektörde herşeye rağmen emeğinin karşılığını alan bir tek onlar var. Ama set işçileri, hele de pandemi sürecinde remsen kelle koltukta çalışmak zorundalar. Ötesi işsizlik, açlık.

Özetle günün sonunda hepimiz çok haklıyız.

Bir not: Dizi ekibinin elinde izin kağıdı olduğu doğru ancak o izin kağıdının esasında pek bir anlamı olmadığını da bilin. Zira o izinler çok katı süre ve çekim sınırıları ile veriliyor. Örneğin bir patlama sahnesi için alınan izin ile düğün sahnesi için (yüksek gürültü ve ışıklar vs.) alınan izin içerikleri farklı. Oysa sektörde bu işi kovalayanlar genelde yapım ekibindeki en deneyimsiz kişiler olduğundan çoğunlukla yapım ofisinde birileri tarafından yıllar önce yazılmış matbuu izin kağıtlarının tarih ve adres kısımlarını doldurup doldurup başvuruda bulunuyorlar. Yani şekilsel olarak ellerinde izin olmasına rağmen çoğunlukla çekilen sahne ile aldıkları izin örtüşmüyor.

Öte yandan adli bir vaka yoksa polis işe yaramaz/karışmaz. Bu gibi durumlar için belediye zabıtları daha iyi. Yine Beyaz Masa gibi kurumlara da yeterli miktarda şikayet yapılırsa emin olun yapımcının biraz huzuru kaçar o da set amirini fırçalar. Bijon anahtarından pratik midir bilmem ama her tür daha işlevseldir.

Küçük bir not daha: her devlet dairesinde olduğu gibi setlerde de 3. 5. Kamera Asistanı vs. ile muhattap olmamak lazım. Küçümsemeden değil yanlış anlaşılmasın, yapabilecekleri bir şey yok da ondan. Tepeniz attı mı set amiriyle konuşacağım deyin. Hatta yönetmen o da yetmezse yapım amirini bulun. Zira onlar hem biraz daha halden anlar hem de sözleri dinlenir 😉

 
Gönderildi : 19/01/2021 9:19 pm
(@cem123)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Kusura bakmayın paragraflara ayırmayı atlamışım, normalde dikkat ederim böyle şeylere ama dün baya hırsla yazdığım için gözden kaçmış.

Yazılanları okudum, tek merak ettiğim şu, bir itfaiye ya da ambulans gelse ne olacak? Ya da kapatılan sokakta oturan birinin acilen evden fırlaması gerekse ne olacak? Ben mesela bu yol kapatma olayının biraz geri kalmış ülke işi olduğunu düşünüyorum, sanmıyorum yani 2021'in New York'unda sokak kapatıp çekim yapabil, yanılıyorsam düzeltin. Tabii oralarda bijon anahtarıyla kimsenin üzerine yürüyüp, tehditler savurup, elini kolunu sallaya sallaya da uzaklaşamazsın orası da bir gerçek, ben de geri kalmışlığın bir ürünüyüm.

Dün buraya bu başlığı açtıktan sonra hışımla prodüksiyoncu bir tanıdığımı aradım, "bana yol yordam göster, ne yapabilirim" dedim. Bana "sakinlik, sabır ve anlayış göster, senin zamanındaki gibi değil artık" dedi. Dediğine göre işleri çok zormuş. Benim gibi insanlar en son dertleriymiş. Dilencisi, tinercisi, bahşiş isteyeni, sete sızan hırsızı, "bize de para vereceksiniz yoksa barındırmayız" diyen, rüşvet isteyen mafyöz mahalle sakinleri, polise yalan fuhuş ve uyuşturucu ihbarı yapan "duyarlı" vatandaşlar gibi bir sürü beladan bahsetti. Yani çok fazla empati yaptığımı ve acıdığımı söyleyemeyeceğim sonuç olarak dünyanın parasını kazanıyorlar. Halkın vergileriyle yapılan yolu, belediyeye işgaliye ödeyerek yasal olarak gasp ediyorsan, senin gibi taksici kılıklı, değnekçi kılıklı karnı aç tiplerin gelip de para istemeleri çok normal bence, burası Türkiye sonuçta.

Neyse ben bu başlığın çok popüler olacağını, forum üyesi setçi arkadaşların "sen hayırdır kardeş" diye saldıracağını falan hayal etmiştim. 🙂

 
Gönderildi : 20/01/2021 1:23 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Bu ülkenin genel sorunlarının bir yansıması ve İstanbul’daki siyasal dönüşüm çabasıyla birlikte düşünülmeli. Mahalleyi bir şekilde organize edip büyükşehir belediyesinin gündemine  taşıdığınızda bu sorunu, en azından çatışmayı görünür bir alana çekme şansınız var. Ya da öncesinde görünür bir alana çekip belediyenin reaksiyon vermesi sağlanmalı ama bu düzgün işleyen bir sivil toplumda mümkün ancak. Dolayısıyla bizde tersten işliyor süreç.En son aşama karar alıcı olması gerekirken önce karar alıcıya ulaşmak gerekiyor. Sivil toplum ezildiği için diğer bir çıkar yol, sosyal medya gücü kullanmak, bu aslında bir yandan üzücü bir şey ama gerçekten de ekşi’de bir gün gündem olmasına bakar. Ya da  dediğim gibi sosyal medyayı atlayıp direkt karar alıcılara ulaşmak lazım.

Hangi belediye burası?

 
Gönderildi : 21/01/2021 9:46 pm
(@cem123)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

İşim ve evim Sarıyer ilçesi sınırlarında. Sarıyer Belediyesi bakıyor. Sarıyer ilçe sınırlarında çok fazla dizi çekiliyor. Bütün konaklar, yalılar vs. buralarda olduğundan. Mesela bir tane yalı var, ben kendimi bildim bileli dizi çekiliyor yıllardır. Aynı yalıda bir dizi bitiyor, bir dizi başlıyor. Sahibi yurtdışında yaşıyor, adam 30 senedir aralıksız yalıyı dizilere kiraya veriyor. Komşu yalılar ise İstanbul'un en ucuz yalıları olarak satılık yıllardır; gürültü, kalabalık ve trafik sebebiyle. Gayrimenkul değeri düşen yalı sahipleri için üzülecek konumda olmadığımdan bu konuyu geçiyorum, bilgi olarak paylaştım. 🙂

İzinleri anladığım kadarıyla sadece yerel belediyeden değil, aynı zamanda İBB'den alıyorlar. Kesinlikle yasal/yetkili muhattap bulamıyorsun. Anca çok büyük bir kavga çıkacak, haberciler gelecek, ülke gündeminde yer tutacak da, anca öyle çözülür. Belediyelerin imajından kastım da oydu, para için sen aslında vatandaşının yolunu kestiriyorsun, yol kesenlere de "oy verdiğiniz belediyeye para verdik, böyle de kestik yolunuzu" dedirtiyorsun. O anlamda söyledim.

Bir tane dizi var ya şimdilerde yayınlanan, Tekirdağ'da çekiliyor, dizi de Tekirdağ'da geçiyor. Çok mantıklı. Muhtemelen bu sorunları yaşamamak için İstanbul'un dışına taşıdılar senaryoyu, rahat rahat çekiyorlardır. İstanbul'un trafiği, kalabalığı kaldırmıyor artık bu işleri sokak ortasında.

Benim oturduğum sokakta direkt olarak dizi çekilmiyor, setler bizim yan sokaklara kadar geliyor sadece, benim sadece sokağıma giriş çıkışlarım zor oluyor. İki sene kadar önce, direkt olarak bizim sokakta bir sahne çekmek istedi bir dizi seti. O zamanlar sokağın başında, üzerinde "sahibinden kiralık" tabelası olan bir daire vardı. Setçiler hemen o numarayı arayıp anlaşmışlar belirli bir ücret karşılığında, işte sizin balkonunuzdan sokakta geçen bir sahne çekeceğiz diye. Hiç unutmuyorum, işten eve döndüğümde sokak ana baba günüydü. Sokağa giriş ve çıkışlar tamamen kapanmış, her yerde ışıklar, sokak sakinleri ve setçiler tekme tokat birbirlerine girmek üzereler. Ben ne yapacağımı bilemedim, komşu yanıma gelip "çek arabanı sen de tam sokağın girişine, iş yaptırmıyoruz bu şerefsizlere" dedi, ben de öyle yaptım. Setçiler polis çağırdı, polis geldi, mahalleli "biz arabamızı sokağımıza park edemiyorsak mecburen setin ortasında bırakacağız" dedi, setçiler "arabalarınızı başka mahalleye çekeceksiniz, sahnenin ortasında gözükemezler" dedi, polis "aranızda anlaşın" deyip gitti, günün sonunda setçiler gitmek zorunda kaldılar çünkü setçilerin sayısı sabit kalırken mahalle sakinlerinin sayısı her geçen dakika arttı, eş, dost, akraba geldikçe geldi, itişmeler başlayınca setçiler geri vites yaptı. O gün bugündür bizim sokağa bir daha herhangi bir set gelmedi.

Mesela ben o gün mahallenin tepkisini "ambulans, itfaiye giremeyecek mi, ayrıca insanların seyahat özgürlüğünü engelleyemezsiniz" formunda sandım, çok alakasız bir sebepmiş tepkinin nedeni. Tamamen setçilerin at hırsızı görüntülerinden de kaynaklı, "elin adamı, hırlı mı hırsız mı belli değil, sabaha kadara apartmanımda mı dolaşacak" korkusuymuş aslında.

Çoğu insanın semtinde, ilçesinde, yan sokağında dizi çekilmiyor; dolayısıyla çoğu insanın da gündeminde olan bir mesele değil. Bu arada bu durumdan memnun olanlar da var. "Semtimizin, sokağımızın gayrimenkul değeri artıyor, bilinilirliği artıyor" diye sevinen de çok. 

 
Gönderildi : 22/01/2021 8:38 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

O zaman orman kanunlari islemeye devam edecek, bu sekilde devam edin. Dedigin gibi birinin basina büyükce bir olay gelene kadar mevzu bu sekilde sürer. Benim de bu konuyla ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Toplanin, birlesin, bir yol arayin. 

 
Gönderildi : 22/01/2021 11:10 am
Paylaş: