Bu hatun Quantum Of Solace'taki değil mi?
Yok yok, bu harbiden çok hoş bir kadın. Filmdeki tek güzel şeydi hatta. 🙂 Kabul Baco. Bedduanı geri al, korkarım ben bedduadan.

Başlığa dönecek olursak; gelişmiş ülkelerdeki her haltı ülkemize adapte etmeye çalışan zihniyetten bıktım. "İtalyada şöyle, Almanyada böyle!" Burası Türkiye, bırakın hayal kurmayı, bırakın trip atmayı. Oralara gidip gelmiş olmanız bir halt bildiğinizi göstermiyor. Teorinin pratiğe hizmet ettiği dallara eyvallah ama çevrenize bakın bir. İtalyaya giden her turist çevresine bakar. Turist olmadığınız bir yerde çevrenize bakmayı deneyin!

"Yurdum insanı", "Burası Türkiye", "Ancak Türkiye'de olur" denmesinden ve bunu diyenlerin hep kendini soyutlamasından bıktım.

"Ancak Türkiye'de olur" aynen bende gıcık oluyor bu söyleme zira birinin bunu diyebilmesi için çok ülke görmüş, oralarda yaşaması lazım ki lafın altı dolu olsun.

Çakmak takıntımdan bıktım. Ne zaman elime para geçse ve güzel bir çakmak görsem alıyorum. Öyle ki cebimdeki son parayla çakmak aldığımı bilirim. Bıktım... Ama duramıyorum... Yine aldım...

Deli kedimden de bıktım. Lavuk ille de özel mama yiyecek. Beyefendiye peynir, süt, makarna, yumurta (pişmiş ve çiğ) başka neler neler verdim. Tam 3 gün aç durdu ve yemedi. Sonunda yine gidip mama aldım. Kesin deli bu kedi. Zaten sırt üstü uyuyor.

Deli kedimden de bıktım. Lavuk ille de özel mama yiyecek. Beyefendiye peynir, süt, makarna, yumurta (pişmiş ve çiğ) başka neler neler verdim. Tam 3 gün aç durdu ve yemedi. Sonunda yine gidip mama aldım. Kesin deli bu kedi. Zaten sırt üstü uyuyor.

Fare ver abi yemez mi? 🙂

Deli kedimden de bıktım. Lavuk ille de özel mama yiyecek. Beyefendiye peynir, süt, makarna, yumurta (pişmiş ve çiğ) başka neler neler verdim. Tam 3 gün aç durdu ve yemedi. Sonunda yine gidip mama aldım. Kesin deli bu kedi. Zaten sırt üstü uyuyor.

Fare ver abi yemez mi? 🙂

Fare yiyen kedi çok çok nadirdir, aşırı aç kalması lazım. Fareyle sadece oynarlar 😀 Hatta eski kedim (bu ne demekse) fare tutup bana getirirdi 😀

Fare yiyen kedi çok çok nadirdir, aşırı aç kalması lazım. Fareyle sadece oynarlar 😀 Hatta eski kedim (bu ne demekse) fare tutup bana getirirdi 😀
Hediye getirmiş işte, bizimde bir tanıdığın kedisi bahçede kuş avlayıp kapının önüne bırakıyormuş.

Çakmak takıntımdan bıktım. Ne zaman elime para geçse ve güzel bir çakmak görsem alıyorum. Öyle ki cebimdeki son parayla çakmak aldığımı bilirim. Bıktım... Ama duramıyorum... Yine aldım...

Bende de bunun farklı bir versiyonu var. Çakmak kaybetmeme takıntısı. Bir yere gittiğimde gözüm sürekli çakmağımda oluyor, birisi aldığı zaman hemen geri alıyorum, ki 50 kuruşluk çakmak yani. Bir acayip takıntı ama bir yandan da normal çünkü bir çakmak aldığım zaman bazen 8-9 ay kullanıyorum ve aramda duygusal bir bağ oluşuyor. Kaybedene kadar gözüm gibi bakıyorum :).

Ben çakmak kullanmıyorum, her şeyi taşıyacağım, üstüne bir de çakmak peh. Eğer o civarda ateş varsa içerim sigara yoksa içmem. Aslında sigara taşımak da zor ama sonra beleşçi diyorlar, ağzını gözünü kırasım geliyor diyenin. Ama yine de genelde sigara taşımam, içeceğim zaman alırım. Alamıyorsam içmem, bir sigara içeceğim diye bakkal market dolaşamam yani.

Ben çakmakları hediye etmeyi de seviyorum. Birisi bakıyor o ne güzel diyor, hemen al senin olsun diyorum. Sonra zaten ben gidip yenisini alıyorum 😀 Allahtan lazerli felan çakmak vs. yok. Para biriktirirdim heralde.

.

Sırtüstü yapıp kafayı sallandırma olayı bunda da var. Hayret ediyorum kemiksiz midir nedir bunlar 🙂 Herif her şekle giriyor, bir de rahat ediyor yani. Bildiğin halis muhlis Türk tekiri bizimki 🙂 Kedi işte nankör cidden, ben kedi delisiydim artık köpekçi olucam. Uyuz bunlar ya 😀

Bir arkadaş geçenlerde tatile çıkarken köpeğini bize bıraktı ismi Paco, neyse ki haftayı atlattık. Köpek möpek uzak dursun abi benden kedi en güzeli. Köpeğin derdi bitmiyor, yok günde iki kere dışarı çıkar, yok okşa sev ilgi göster, yok mamasını yiyor mu diye bak yemiyorsa sosis ver. Kedi öyle mi, ver mamasını suyunu, kumunu değiştir haftada bir bitti gitti.

İzmir'de son bir ay bir kedi besledim. Kediyi 2-3 günlükken bizim çatıda buldum. Annesi bırakmış yağmurda ıslanıyordu, dayanamadım aldım, kuruttum filan. Baktık şimdi yaşıyor ama arka ayakları tutmuyor, ekstra vitamin ve kalsiyum veriyor babam bakalım inşallah düzelir.

Konuyla ilgili söyleyebileceğim şudur ki;

Nerde olursa olsun devlete işimin düşmesinden bıktım. Sürekli benden istenilen belgelerden, izinlerden, onaylardan bilmem ne dairesinden bilmem ne dairesine koşmaktan bıktım. Yeni dönem uzun vizelerle çalışma izninin hiç bir şey yapmaya gerek olmadan mümkün olmasını bilmeyen ve insanları yanlış yönlendiren memur tiplerinden bıktım.

Devletin neden varolduğunu unutup, kendisini vareden insanlara işkence çektirmesinden bıktım. Kazancımın en büyük bölümünü paylaştığım devletin ve devlet çalışanlarının alalade bir restoran, cafe, otel vs.. çalışanları kadar insanlarla ilgilenmemesinden bıktım. Sanırım Alaska'ya da gitsem bu düzen değişmeyecek, insanlar sırtını garanti bir kapıya dayayınca en vurdumduymaz hallerine bürünüyorlar.

6.5 saat askerlik şubesinde bekleyip, diplomada doğum yeri "fatih" kimlikte ise "istanbul" yazıyor diye geri gönderilmek ve diplomayı yeniden çıkartmak zorunda bırakılmak çok koydu...