Muhterem Film Fabrikası kırbaçlıları.
10 yıldır sektörden biri olarak, sizlerle değerli olduğuna inandığım bir fikri paylaşmak istiyorum.
Sadece puanı yettiği için RTV okuyanların dışında, hayali kendini gerçekleştirmek olanlar için, “yaptığı işlerle söyleyeceği şeyi olanlar” için, haddimi aşmadan bir şeyler söyleyeyim...
Eğer hayaliniz film çekmekse, lütfen asistanlık, kurguculuk derken onca yılınızı yemeyin. Sizi korkutacaklar. “O yönetmenlerin hepsi peygamber” diyecekler... Ünlü yönetmenlerin bir kısmını tanıyorum. Hepsi naif, hatta insan yönetmeyi bilmeyen, sanatçı kişilikli ve kırılgan insanlar. Tek farkları kendi istediklerini bir şekilde çekmeye başlamaları.
Yönetmen, kurgucu ve kurgu yönetmeni olarak Acun Medya, Endemol ve bir çok reklam ajansında yıllarca çalıştım. İnanın oradaki 20 yıllık kurgucuları, asistanları, kameramanları dinleseydim, şu ana kadar çektiğim hiçbir şeyi korkudan çekemez, “daha yolum uzun, ben kimim ki?” diye diye 50 yaşına gelirdim.
Kurgu en önemlisidir dostlar, buna kanaat getirdim. Kurgusu iyi olmayan birinin yönetmen olması zordur. Ama kurgucu olarak 2-3 yıldan fazla zaman geçirirseniz, korkunuz git gide artar. Günde 12 saat, haftanın 6 günü çalışırken hayalleriniz alarm vermeye başlar. Hele TV kurgusu yapıyorsanız, bu sinemaya da pek hizmet etmez. Tersine sizi köreltebilir. kısa filminizde arka plana Gülşen’in şarkısını yakıştırıken buluverirsiniz kendinizi...
Cebiniz gülse hayalleriniz ağlar bu sektörde... Ama hayaliniz kendi projelerinizi çekmekse, kurguculuk, asistanlık derken 100 yıl bekleyebilirsiniz. Kendinize güveniniz artacağı yerde git gide azalır. Konfor alanınızdan çıkmak istemezsiniz, çünkü taksitleriniz vardır. Tabii günde 12 saat 3 kuruş maaşla çalışmaya “konfor alanı” dersek...
Yönetmenlik, yönetmenlik yaparak öğrenilir. 2 kişilik bir ekibiniz bile olsa...
TV sektörü yerine reklam sektörünü daha çok öneririm. Öğreneceğiniz şeyler çok daha fazladır. Sinema tanii ki en iyisidir ama maddi olarak bir süre tutunmak için reklam sektörü daha idealdir. Gıcıktır, bilirim. Ama TV programının kurgusunun dakikası 15 liraya gelirken, reklam kurgusunun dakikasına 1000-5000 lira alırsınız. Zor değil, sadece kapılarını çalın...
Ayrıca,
Senede 1 kısa film çekebiliyorsanız, kamera almayın, kiralayın. En dandik kamerayı satın alacağınız paraya, uygun bir yerden 2 günlük profesyonel set dizebilirsiniz. 5D mk3 fiyatına karavanıyla jeneratörüyle birlikte 2 günlük set diziyorum ben. Ufak bi kameranız pratik amaçlı iyidir. Ama slider, gimble gibi şeylere para vermeyin, kiralayın.
Burası harika bir forum. Yıllar önce de buradan çok şey öğrendim, halen daha öğreniyorum. Ama burada da var tabii ki moral bozacak insanlar. Şevkinizi kıracak olanlar. Her yerde vardır. Yüzüklerin Efendisi’ni bile izleyenlerin yarısı beğenmez. Herkese kendinizi beğendirmeye çalışmayın. Yapıcı eleştiriler kendini zaten belli eder. Onları alın, diğerlerini sakince sadece okuyun.
Ve acı gerçek. En yakın arkadaşınız dahi başarılı olmanızı istemiyor. İnsanlr kıskanırlar. Çünkü onlar henüz poposunu kaldırıp bir şey yapamadı bile. Ama siz yaptınız. Kıskanacaklar. Yaptığınız işi değil, emeğinizi... Buna hazır olun.
Projenizi bitirip spiralletene kadar kimseye söylemeyin. Çok konuşmayın. Projeniz halkında çevrenize bahsetmek, size zahiri bir tatmin verir. Sanki yapmışsınız gibi sanal bir tatmin uyandırır. Ertesi günü bir bakarsınız, dün uğrunda her şeyinizi vereceğiniz, inandığınız projeniz bugün sizi heyecanlandırmıyor... Bir de milletin “senin o iş ne oldu?” sözleriyle omzunuzda yük hissedersiniz.
Benim yediğim haltları yemeyin diye haddime olmayarak yazıyorum. Tecrübeli olanlara söz söylemek zaten haddime değil, onlar benden iyi bilirler. Bu yazıyı yazarken bile “sen kimsin, ne yaptın ki bize akıl veriyorsun?” yorumlarından çekinerek yazıyorum. Ama 1 cümle bile birisine motivasyon verebilirsem, en mutlusu ben olurum...
Sevgiler, saygılar
"Bizim oğlan da kamera mamera işleriyle uğraşıyor."
Dikkate alınası cümleler bunlar.
Teşekkürler.
tutulası, güzel tavsiyeler.
Benim bugüne kadar öğrendiğim en önemli şey konuşmamak. Az konuşmak değil, hiç konuşmamak. İllaki konuşacaksan da bu işlerle ilgisi olmayan arkadaşlar ile konuşmak.
HTC One_M8 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
her kelimesine katılıyorum. bütün bunları anlamak da zaman alan bir süreç.
Katılmamak elde değil güzel bir açıklama olmuş. Uzun bir sürecin gerçek hikayesi
Facebook'ta paylaşıyorum başlığı.
Güzel tavsiyeler.
Kamera almayın kısmına çok katılamicam, en dandik de olsa lens, açı, iso, odak ve komposizyon öğrenmek için kamera alınmalı bence.