Forum

Harfada'm

4 Gönderi
4 Üyeler
0 Reactions
1,298 Görüntüleme
(@mordevrim)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

"Çağdaş şiir plastikleşmenin muhafazakarlaşmış akımlarda başladığını gözler önüne seriyor. Asıl doğalsallık 1995 yılından başlayıp 2040'lı yıllara kadar uzanacak olan küresel dilin ve insanlığın ortak anlatım biçimini kanunlaştırdığı bir geçiş sürecine tanık olacaktır. Çağdaş şiir geleneği terk edip, kendi disiplinlerini ve akımlarını bu geçiş sürecinde gösterecektir. Bu teoriyi kılavuz alarak dergimizde; geçmişin değil geleceğin şairlerine, alışılagelmişin değil, kuralla yeni disiplinler getiren, disiplinleri yıkmak için deneysel şiirler üreten ve sadece Türkçe değil evrensel dile hitap eden şairleri yayınlamaya karar verdik."

Mottosuyla (ki biraz uzun bir motto, evet) yayın hayatına atılan fanzin/dergi. Şu an sadece İstanbul, Ankara, Trabzon ve Eskişehir'de yayımlanıyor. Diğer şehirlerde de dağıtımcı, gönüllü arkadaşlar arıyoruz. (dergiyi dağıtabilecek arkadaşlar özel mesaj çekerse sevinirim)

dergi içerği hakkında daha fazla bilgi için: www.harfadam.com/

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 07/03/2008 11:43 pm
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

"Çağdaş şiir plastikleşmenin muhafazakarlaşmış akımlarda başladığını gözler önüne seriyor. Asıl doğalsallık 1995 yılından başlayıp 2040'lı yıllara kadar uzanacak olan küresel dilin ve insanlığın ortak anlatım biçimini kanunlaştırdığı bir geçiş sürecine tanık olacaktır.
Mottosunun bu kısmıyla ilgili olarak derin endişelerim var. Öncelikle ne dediğini anlamakta güçlük çektim. Plastikleşmeyle, yani yapaylaştırmayla muhafazakârlaşmış akımların ilgisini çözemedim. Muhafakazakârlaşmış akımlar nelerdir? Neyi yapaylaştırıyor ve buradan "Doğalsallığa" nasıl geçiyoruz? Laf arasında doğalsallık ne canım ciğerim? O ne demek? Nasıl oluyor da 1995 yılında başlıyor? Neyin tarihi bu? 2040 tarihi neyin öngörüsü? Avrupa Birliği'nden bahediliyorsa eğer, 1995 tarihi Gümrük Birliği ile ilgilidir; Avrupa Birliği (AET) süreci 1950'ye dayanır. Ha yok değilse, küresel dil ve insanlığın ortak anlatım biçimini hangi dayanaklarla böyle bir süreç içinde inceliyor? Bu, son tahlilde bir yergi mi yoksa hedef mi? Bunu da anlayamadım. Hedef ve övgüyse, bir yandan evrensel dile hitap eden şâirleri yayımlayacakken, nasıl oluyor da "ortak anlatım biçimini kanunlaştıran" süreci göklere çıkarabilir? Bu teoriyi kılavuz alacaklarına göre, hedef ve övgü olarak düşünebiliriz. Bense, ortak anlatım biçiminin kanunlaşması kadar negatif bir şey düşünemiyorum. İnsanlığın ortak anlatım biçimi olmaz; ortaklık hissetmededir, anlatım biçimi farklılaşır. Kültür çeşitliliği ve zenginliğini sağlayan ifade farklılıklarıdır; ortak anlatım biçimleri ya da kerameti kendinden menkul küresel dil değildir. İronik ki, yapaylaşmayı oluşturan en birinci şey küreselleşmedir. Ne diyorsunuz?

"Yalnızca Türkçe değil evrensel dile" hitap etmeden önce, mottosunu yazdığı dili iyi kullanmayı becermelerini temenni ediyorum. Sayfalarını en sonunda yer alan "Argo sözlüğü ve feminizm üzerine çalışmalarda yer alıyor" cümlesindeki ayrılmamış da'yı kendilerine iade ediyorum. Bir sinir harbine soktu beni yazık ki, bu dingin hâlimde.

 
Gönderildi : 08/03/2008 12:08 am
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Valla ali.ünal ın dediklerine katılıyorum. Ne menem şey çözemedim billah.

Bir de net üzerinden okuyamıyor muyuz?

 
Gönderildi : 08/03/2008 2:12 am
 Hepa
(@hepa)
Gönderi: 0
 

Eyüp nasıl bir yardımım dokunur mu Eskişehir'de:)

*our AC-130 in the air

 
Gönderildi : 08/03/2008 2:18 am
Paylaş: