bunlarada 4gb kota verirlermiş 😀
Adana'da geçtiğimiz hafta düzenlenen 15'inci Altın Koza Film Festivali'nde ödül alamadığı için tören salonunu terk eden ve aynı akşam sanatçılar için verilen kokteyle de katılmayan Mahsun Kırmızıgül'ün yönettiği "Beyaz Melek" filminin yapımcısı Murat Tokat,"Adana'da yapılanlar 2007'nin en çok izlenilen filminin başarısının içe sinmeyişidir.Amerika'dan iki ödül alan ve bu anlamda tek Türk filmi olan 'Beyaz Melek'in kıskanılmasıdır.Türkiye'de yapılan festivallerde,'resim sineması'na ödül veriliyor.200-300 planla çekilen bu filmlere verilen ödüller maalesef halk tarafından izlenmiyor ve anlaşılmıyor.Seçilen jüri,Adana Altın Koza Film Festivali'ne gölge düşürmüştür.Bugüne kadar halkın sevdiği filmlere ödüller veren festival,bu kez jürinin azizliğine uğramıştır.Yılmaz Güney'in kalesi olan Adana Altın Koza 'resim sineması'na yenik düşerek yerle bir olmuştur" dedi.
Ben bu insanları gerçekten anlamıyorum.Popüler filmler içinde biraz eli yüzü düzgün bir film yaptı diye gerçek sinema yaptığını zannediyorlar.Sinemayı bol diyalogla yapılan bir şey sanıyorlar galiba."Resim sineması" dedikleri şey gerçek sinema.Anlatacağını görüntüyle,mizansenle anlatmak.Ayrıca "Yılmaz Güney'in kalesi" demişler."Yol" filminin karlı sahnelerinde bir ağaç vardır.Ağacın 2 dalı ayrık durur.O ağaç Seyit Ali ile Zine'yi temsil eder.Bu da onların deyimiyle "Resim sineması" ama aslında gerçek sinemadır.
abi zevk meselesi biraz...
bende resim sinemasını pek degil hatta hiç denilecek kadar sevmem ne bilim ben o dalın onları temsil ettigini. adam gibi anlaşılır işler daha ilgimi cekiyor. He bu demek olmuyorki beyaz melek i savunuyorum hayır. beyaz melek i izlemedim izlemicemde.
Tabi ki zevk meselesi.Zaten öyle olmasa bilimkurgu,aksiyon ya da korku filmlerinin hiç gösterilmemesi lazım.Ama film festivallerine katılanların düşünceleri yanlış.Filmleri çok izlenildi diye ödül bekliyorlar.Mesela Ömür Gedik'in sunduğu "Cinemania" da Mahsun "Adana'dan 4-5 ödül bekliyorum" dedi.Ben "Beyaz Melek"i izledim.Hiç öyle 4-5 ödül alacak bir film değil.Ne iyi,ne kötü.Mesela Yıldız Kenter "Ben ölürken her yer beyaz olacak" diyor.Sonra Tuz Gölü'ne gidiyorlar.Oraya gitmeden anlıyorsun öleceğini.Sonra içinde "Abi burası yalan mıdır dolan mıdır iyi midir kötü müdür" gibi tekerleme kokan diyaloglarla mı 4-5 ödül bekliyor acaba?Bir de şu var:Doğuda doğuluların misafirperver oldukları sahneler sanki insanın gözüne sokmak istercesine çekilmiş.Ki bende doğuluyum.Kendi ailemden biliyorum.Mesela annem komşuları,akrabaları çağırıp yedirip içirmeye bayılır.Ama buradan yola çıkarak "Doğulular misafirperverdir.Batılılar değildir" demem ve bununla övünmem.Çünkü doğulu olsun,batılı olsun her yerde iyi insan kötü insan vardır.Bir de şu var:cirit sahnesi falan gayet iyi ama oda görüntü yönetmeninin marifeti.Müziklerde iyi.Bu film ödül alacaksa anca müzik,belki görüntü yönetmeni kategorisinde alabilir.Onun dışında ödüllük bir film değil.Houston'da nasıl 2 ödül almış onada aklım ermedi zaten.
ben bi hocayla konuştum bu konuyu bana dediki Emir bana 10.000$ver sana cannes kısa film odülü aldrim dedi. ne kadar dogru yalan bilemem ama böyle dalaveralar olduguna inanıyorum.
"Hoca" dediğin üfürükçü hoca falan mı 🙂 ?Öyle olsa Yılmaz Erdoğan,Cem Yılmaz,Ferdi Eğilmez her sene Cannes'dan ödül alırdı 🙂 Yani bu saydığım isimler kısa film yapmıyor ama içlerinde Yılmaz Erdoğan gibi ödül meraklısı adamlar var.Kısa film yapıp,parayı bastırıp Cannes'da ödül alırdı o zaman.Hocan o lafı ne amaçla söyledi?"10000$'lık ekipman yeter" anlamında mı yoksa "Jüriye 10000$ yedirdik mi tamamdır" anlamında mı 🙂 ?
Adana'da geçtiğimiz hafta düzenlenen 15'inci Altın Koza Film Festivali'nde ödül alamadığı için tören salonunu terk eden ve aynı akşam sanatçılar için verilen kokteyle de katılmayan Mahsun Kırmızıgül'ün yönettiği "Beyaz Melek" filminin yapımcısı Murat Tokat,"Adana'da yapılanlar 2007'nin en çok izlenilen filminin başarısının içe sinmeyişidir.Amerika'dan iki ödül alan ve bu anlamda tek Türk filmi olan 'Beyaz Melek'in kıskanılmasıdır.Türkiye'de yapılan festivallerde,'resim sineması'na ödül veriliyor.200-300 planla çekilen bu filmlere verilen ödüller maalesef halk tarafından izlenmiyor ve anlaşılmıyor.Seçilen jüri,Adana Altın Koza Film Festivali'ne gölge düşürmüştür.Bugüne kadar halkın sevdiği filmlere ödüller veren festival,bu kez jürinin azizliğine uğramıştır.Yılmaz Güney'in kalesi olan Adana Altın Koza 'resim sineması'na yenik düşerek yerle bir olmuştur" dedi.
Ben bu insanları gerçekten anlamıyorum.Popüler filmler içinde biraz eli yüzü düzgün bir film yaptı diye gerçek sinema yaptığını zannediyorlar.Sinemayı bol diyalogla yapılan bir şey sanıyorlar galiba."Resim sineması" dedikleri şey gerçek sinema.Anlatacağını görüntüyle,mizansenle anlatmak.Ayrıca "Yılmaz Güney'in kalesi" demişler."Yol" filminin karlı sahnelerinde bir ağaç vardır.Ağacın 2 dalı ayrık durur.O ağaç Seyit Ali ile Zine'yi temsil eder.Bu da onların deyimiyle "Resim sineması" ama aslında gerçek sinemadır.
İnanmayacaksın ama maximus, seninle tamamiyle aynı fikirdeyim 🙂
İyi yazmışsın...
ben bi hocayla konuştum bu konuyu bana dediki Emir bana 10.000$ver sana cannes kısa film odülü aldrim dedi. ne kadar dogru yalan bilemem ama böyle dalaveralar olduguna inanıyorum.
Boş beleş insanlarla dolu dünya...
Bu da yeni bir kahvehane muhabbeti...
10000 dolarım olsa Cannes'da ödül alırım...
Çekerim bir iki durağan görüntü düşünen adam al sana Cannes'da ödül...(Bir önceki cümleyi söyleyenler genelde arkasından buna benzer şeyler eklerler...)
Bu kadar kolay mı arkadaşlar ya yapmayın...
Wim Wenders, Dardenne Kardeşler falan yarışıyor orada...
Dalevere kısmına gelince var mıdır yok mudur bilmem...
Ama Cannes'da ödül alıp da boş olan film de görmedim şu ana kadar pek...
Boş beleş insanlarla dolu dünya...
Bu da yeni bir kahvehane muhabbeti...
10000 dolarım olsa Cannes'da ödül alırım...
Çekerim bir iki durağan görüntü düşünen adam al sana Cannes'da ödül...(Bir önceki cümleyi söyleyenler genelde arkasından buna benzer şeyler eklerler...)
Bu kadar kolay mı arkadaşlar ya yapmayın...
Wim Wenders, Dardenne Kardeşler falan yarışıyor orada...
Dalevere kısmına gelince var mıdır yok mudur bilmem...
Ama Cannes'da ödül alıp da boş olan film de görmedim şu ana kadar pek...
Bende bu söylediklerinin altına imzamı atarım 🙂 Bu arada Wim Wenders ve Zülfü Livaneli'nin arkadaş olduğunu,Zülfü Livaneli'nin "Yer Demir Gök Bakır" filminin ortak yapımcısı olduğunu öğrendim ve şaşırdım 🙂
ben mesela fatih akının filmini hiç sevmedim 🙂 nuri bilgeninkinide. cannes almış ama dimi ? ama piyanist i 25kez izlesem bıkmam ( anti jew) olmama ragmen.
Çekerim bir iki durağan görüntü düşünen adam al sana Cannes'da ödül...(Bir önceki cümleyi söyleyenler genelde arkasından buna benzer şeyler eklerler...)
Aynen bu görüşle montajlanan bir belgesel biliyorum. Akıbetini ben de çok merak ediyorum billah.
Millet iki durağan kareyle ödül alacağını sanıyor. Süper!
ben mesela fatih akının filmini hiç sevmedim 🙂 nuri bilgeninkinide. cannes almış ama dimi ? ama piyanist i 25kez izlesem bıkmam ( anti jew) olmama ragmen.
Bu Orhan Pamuk ile Yaşar Kemal'i kıyaslamak gibi bir şey.Orhan Pamuk elit ya da küçük burjuva diyebileceğimiz kesimden geldiği için roman kahramanlarında daha çok elit kesim ve küçük burjuva vardır.Yaşar Kemal'de tam bir halk çocuğu olduğu için romanlarında halkın kendisi vardır.Orhan Pamuk'u okumak kolay değildir.Kültür olarak donanım gerektirir.Eğer donanımlı olarak Orhan Pamuk okuyorsan onun kitaplarının ansiklopedik değeri olduğunu anlarsın.Mesela "İstanbul" kitabında bir bölümü Melling'e ayırmış.E şimdi Melling'i bilmeyen adam tabi ki sıkılır.Buna karşın Yaşar Kemal ise herkesin rahatlıkla okuyabileceği bir yazardır.Bu çözümlemeden sonra Orhan Pamuk'un yazarlığı için söylediklerimi Nuri Bilge Ceylan içinde söyleyebilirim:Onun yaptığı sinemayı anlamak için donanımlı olmak gerek.
Alman yönetmen Oliver Hirschbiegel kamera arkasında;Liam Neeson ve James Nesbitt kamera önünde...
Kuzey İrlanda'nın kanlı ve tartışmalı yakın tarihi defalarca beyazperdeye konu oldu.Şimdi de,Alman sinemasının gözde yönetmenlerinden Oliver Hirschbiegel,"Five Minutes Of Heaven" ile 60'lardan 2000'lere yaşananları perdeye taşıyacak.Liam Neeson ve James Nesbitt'in rol aldığı film,iki arkadaşın siyasi ayrılıklarla başlayıp yavaş yavaş huzura yaklaşan ve 30 yıllık sürece yayılan arkadaşlıklarını anlatacak.Alman sinemasının usta ismi en son Amerika'da "İstila"nın yönetmenliğini üstlenmişti.
"Çöküş" gibi bir filmden sonra "İstila"yı yapması bende hayal kırıklığı yaratmıştı.Yeni projesini sabırsızlıkla bekliyorum.
ben mesela fatih akının filmini hiç sevmedim 🙂 nuri bilgeninkinide. cannes almış ama dimi ? ama piyanist i 25kez izlesem bıkmam ( anti jew) olmama ragmen.
Kişisel beğenilerimizle mi yargılayacağız peki ödül töreninin büyüklüğünü?
Ben de bu seneye kadar Oscar alan birçok filmi beğenmedim.
Ama bu Oscar'ı kötü bir ödül yapmaz...
ben hala oscar alan filmlerin cogunlugunu begenmem. oyuncuları odüllü olanlarını severim onlarda belli eder kendini misal morgan freeman isteedigi kadar yardımcı oyuncu olsun benim bir numaram. neyse gene kafam afyonlu gibi konuyu degiştiredim 🙂