Bediüzzaman Said-i Nursi'yi "Bediüzzaman" (Zamanın büyük alimi) olarak algılamayabilirsin. Ben kitaplarının okuyucusuyum, mezarına bez bağlayanlardan değil...

@Sykcal, farkındaysan, olayı sana karşı hiç kişiselleştirmedim, ama senin aldığın tavır bu. Yine de, teşekkür ederim, bir cevap verebildiğin için.

Bu konuyu açarken bir arkadaşıma da söyledim, konuyu kişiselleştirecekler diye, o zaman konuyu kapatırım dedim. Zaten parti adı altında yapılan sözde siyaset de bu, durumu kişiselleştirme, ortada siyaset falan yok.

Burada boşuna yazıştığımın farkındayım, bir parıltı beklemiştim sadece, yani yapılan siyasetin dışında bir tavırla karşılık. Sanat camiası (kendine sanatçı diyenler) siyasetçilerden bir farkı yoksa, yapacağı işe sanat derken biraz düşünsün. Öff kime yazıyorum ben.

ben de oy kullanmayacağım. akp'den ne kadar nefret ediyorsam chp'den ve diğer partilerden de o kadar nefret ediyorum. bir yerde okumuştum sanırım tam hatırlamıyorum orijinalini ama "zalimle mazlum arasındaki tek fark gücün kimde olduğudur" gibi bir şeydi. türkiye'deki siyasi durumu özetliyor bence. çünkü yarın hükümet değişse ezilenler değişir ama zulüm kaldığı yerden devam eder.

diğer yandan bence siyaset sınıfsal bir konu. mesela akp ve chp'nin tek farkı bence akp'nin biraz daha muhafazakar olması ki akp bana göre muhafazakar falan değil. yani akp'den hdp'ye kadar bütün partiler aynı rengin farklı tonları. bence hangi partiyi kendinize yakın buluyorsanız bulun biz fakirler olarak hepimiz aynı taraftayız. ben bu durumu futbola benzetiyorum. mesela galatasaray ve fenerbahçe taraftarları futbol için birbirini yer ama maç bitince iki takımın oyuncuları da akşam eve ferrariyle döner. siyaset de çok farklı değil.

Valla benim oyum DSP'ye.Seçim vaadleri arasında futbol maçlarının şifresiz yayını var,daha ne olsun 😀

"Oy kullanmayacağım" diyen arkadaşlar, iktidardaki parti anayasanın ilk üç maddesini değiştirmeyi düşünüyor, başkanlık sistemi de gelecek ve koalisyon falan da olmayacak tabii ki artık. Kıçımdan uydurmuyorum, Cumhurbaşkanının başkanlık sistemi konuşmasından aktarıyorum.

sırf baştakiler gitsin diye oy kullanıyorum..nası bi çaresizlik

Oy kullanın arkadaşlar. Seddata iyi güzel diyorsun, hoş konuşuyorsun. Ama keşke senin benim söylememle bağımsız aday olunabilse. Güzel fikir. Fakat sen bunu neden istiyorsun? Sonuç nereye varıyor? Hepimizin istikbaline değil mi... öyle ya da böyle, bu gerçek. Tek bir görüşü olmasın, bütün milletin adayı olsun ki hepimizi savunsun diyorsun. Ama şuanda ki iktidarı beğenmiyorsan, yani sana zarar verdiğini düşünüyorsan, sana daha az zarar vereni seçmelisin. Önceliğin bu olmalı diye düşünüyorum ben. Sen, istikbaline zarar verilmemesi için böyle bir adım atılması gerektiği kanısındaysan, biraz mantıklı ve öngörülü olmak lazım. Şuanda bir oy, bir oydur. Birden bire hiçbir şekilde sistem değişmez. Bu kararı geleceğimiz için vermeye çabalıyorsan, öncelikli kararın sana daha az zarar vereni desteklemen gerekir diye düşünüyorum. Ya da ona iyi bir muhalefet yapan birine oy verip, onun dengesini sarsman gerekir en azından. Biraz realist düşünmek lazım. Ayrıca sen konuş, biz seni anlarız. Ya da hiç konuyu açıp da bizi merakta bırakma. :))

Where is the KP?

Where is the KP?

Diğer... Vereceksen de belirtirsin özel olarak. 🙂

@fturac Sağol güzel yorumun için.

Durumun farkındayım, ama bana az zarar verecek ya da daha iyi olacağını düşündüğüm kimse yok, söz konusu sistemle ilgilenmiyorum aslında.

Ben doğru bir gelecek için, sadece yeni neslin doğru yetiştirilmesine inanırım. Devlet okullarıyla imkansız tabi. Çünkü öğretmenim diyenlerin yüzde doksanı, o mesleğe bir yerden ekmek yemek için girmiştir. Öğretmenlere güvenseydim, sınıf birincisi iken Makina Mühendisliğini bırakmazdım. 🙂

Toplum olarak, kolay kandırılabilir ve kolay yönetilebiliyoruz. Bir kesimimizin doğru dediğine, diğeri tamamen şeytanlık diyebiliyor. Kimse gerçekten duruma objektif bakmıyor. Böyle bir ortamda, seçimlerle bir geleceğin kurulabileceğine inanmam.

İnsanların sahip olduğu bencillik, kibir gibi duyguların eğitilmesi gerektiğine inanırım. Bu şekilde, toplum istemsizce düzeni sağlayacaktır. Sistem, malesef halkı kandırmaya yönelik, halk da istemsizce kanınca, ortaya bir kaos durumu çıkıyor, bu kaos ortamından kim başa geçerse ekmeğini yer. Ama toplum olarak yine birbirimize düşman kalacağız.

İlk yazdığım uzun metraj film, Komşuluk üzerineydi. Komşusu aç mı tok mu bilmeyen insanlar, televizyonda gördüğü savaşlara ağlıyor veya televizyonda gördüğü sanatçıların durumunu konuşuyor, hatta baba oğul olarak bile yan yana gelip neredeyse sadece futbol konuşuyor.

Böyle halkın içinde, yönetilmenin önemi, karın tokluğu veya giyim derdinden vb. başka bir şey değildir. Seçimle en doğru insan gelebilecek bile olsa, kandırılmaya mahkum halkla beraber oy kullanmanın doğru olduğuna inanmıyorum.

çünkü yarın hükümet değişse ezilenler değişir ama zulüm kaldığı yerden devam eder.

En güzel yorum bu sanırım. "Düzen halinden memnun, düzülen ne zaman değişecek?"

Where is the KP?

Benim komünist parti ile ilgili anlamadığım nokta şu, aldıkları oy oranı belli 60-80 bin kişi bandında. Her yerde görüyorum, kah gazete dağıtıyorlar, kah eylemdeler falan. Kötü bir şey gibi söylemiyorum yanlış anlaşılmasın, yani aktifliklerine bakınca insan en az 1 milyon falan oy alıyorlardır diye düşünüyor yani. Acaba seçimlerden önce anketler ve kamuoyu yoklamalarından patlayacaklarını anlayıp neyse abi bu seçimde de bize en yakın barajı geçecek partiye atalım mı diyorlar yoksa gerçekten 5-10 bin kişiyle (Oy atan 60 bin varsa, partili olan en fazla 5-10 bindir diye bir düz mantık kurdum) mi bu kadar aktif olabiliyorlar.

Bu arada FF seçimleri sonucunda CHP iktidar olarak çıkıyor sanırım, MHP de baraj dışında kalıyor, ilginç.

Burada kimse kimsenin parti seçimiyle, partisiyle ilgili yorum yapmasın lütfen.
Ortam gerilmesin burada.

Yok ya ben eleştirmek için demedim zaten, özellikle belirttim. Sadece merak ettim yani. Amacım yorum yapmak eleştirmekten ötürü öyle aklımdaki bir soruyu dillendirmekti.

Yok ya ben eleştirmek için demedim zaten, özellikle belirttim. Sadece merak ettim yani. Amacım yorum yapmak eleştirmekten ötürü öyle aklımdaki bir soruyu dillendirmekti.

Ben sana demedim, tabi senin mesajının arkasında olunca sana demişim gibi oldu.
Bir arkadaş vardı, mesajını sildim, biraz sınırı aşmıştı.
Sonra da uyarı yaptım, olay bu.

Hee tamam o vakit. Ben de 3-4 defa okudum yazdığımı üstüme alınıp, dedim yanlış bir şey mi demişim diye.