Siz büyük yönetmen ve yapımcı degilseniz. bizim uzun metraj filmi kim, neden izler? bizim filmi izlemeleri için ne yapmalıyız? Fragman afiş vs tanıtım görsellleri nasıl olmalı? , PR çalışma sürecleri nasıl yönetmeliyiz? bazı sinema kitaplarında ve bloglarında bununla ilgili şeyler okudum ama yüzeysel yeterli etkiyi yaratabilecek fikirler göremedim..Teaser ve afiş ne kadar yeterli olur?
1. sosyal medya
2. youtube vimeo gibi görsel
3. tv, gazete ,siyasi gıdıklamalarla filmi gündeme getirme.(bence saçma ve igrenç bi yol)
4. sektörde ilgi uyandırma (yapımcı,yönetmen ve eleştirmenlerin)
5. filmin kendin bahsettirmesi için teaser afişler üzerindeki çekicilik?
6. fimin soundtrack albümü çıkması
vs vs
bazıları şaklabanlık ve filmin kendi kalitesi düşürebilir itici bile kılabilir..sadece medya yapılan pr çalışmalarında yapılan yanlışlarıda paylaşalım.
açıkcası tv ve gazetelere çıkacak paramız yok. parasız yönetmene iyi bir strateji hazırlamamız gerekli diye düşünüyorum
yukarda aklıma gelen ve herkezce bilinen yollar..bunların dışında neler yapabiliriz.bi fikir fırtınası yapsak nasıl olur.
Filmin kopya sayısı nedir? gazeteye ilan verecek para yoksa bu filmin sahibi nasıl bu kopyayı çıkaracak? salonlar filmi kabul ettiler mi? filmin kopya maliyetlerini yapımcı karşıladıysa zannımca pr çalışmasını da yapacaktır zaten. Yatırım yapmış oluyor çünkü ve tüm pr çalışmaları da paraya dayanıyor.
biz filmlerin bize söylenen bütçesini ve hasılatını görüyoruz fakat atıyorum paranormal activty 15 bine çekildikten sonra kaç paraya pazarlandı? yapımcı firma nasıl bir stratejiyle pazarladı?
Bir de dün araştırırken Colin diye bir filmi gördüm. 70 dolara çekildiğini iddia eden bir zombi filmi. bu bütçesizlik olayını reklam olarak kullanmışlar, Cannes'da gösterilmiş sanırım ve bütün dünya duymuş filmi ama kimse alıp vizyona koymamış. belki bir yerlere satmışlardır orası ayrı konu. Ama görüyoruz ki, filminiz dünyaya duyulsa da, ilgi çekse de, -ki bu film cannes'da gösterildim, hem de sıfır bütçeye rağmen diyen bir film- para basılmadığı sürece hiçbir anlamı olmuyor. belki vizyona konulsa 100 bin gişe yapacaktı ve her forumda örnek gösterilecekti.
Bir yapımcı ya da dağıtımcıyla anlaşıp, gişeden alacağı paya razı olmak bence en mantıklısı. Türü komedi değilse ya da blair cadısı gibi çok çarpıcı bir konusu yoksa işiniz daha zor diye düşünüyorum... Bu arada film çekildi mi yoksa olası bir ihtimalden mi bahsediyoruz?
En iyi reklam-tanitim insandan insana olan. Iyi film yaparsaniz da bunu basarirsiniz.
kopya dağıtım,ve salonlarla irtibat konusunda kesinlikle bi yapımcıdan yardım alacagımız kesin
şöyle bir örnekle anlatayım
elimizde İncir Reçeli 1 filmi tadında, kıvamında iyi bi hikaye ve senaryo olduğununu varsayın..
incir reçelinden farkı yönetmeni ve oyuncuları tanınmamış ekranlar tarafından bilinmeyen ama işin mektebi bitirmiş insanların oynadıgı çokda vasat olmayan bi ekip. tek şuçları ilk çalışmaları ve tanınmamış olmaları.
film gösterime giresiye kadar filmin kalitesini sadece Afiş ve Teaser gösterecek doğru degil mi? Oyuncu ve yönetmen kim dediklerinde bi burun kıvırmalar olmaz mı? sadece yapımcı degil izleyenler bile girelim mi girmeleyim diye endişe edecekleri konusunda eminim..
yapımcı izledi filmi..dağıtım ve salonlar konusunda onu ikna etmemiz gerek..olabilir bu film tutabilir desede,bi taraftan izleyci gibi şüpheyle yaklaşıp bizi reddetme ihtimali yüksek değilmi? hele ki filminiz yabancı filmlerin vizyondaki zamanına denk gelmesi durumunda risk çok fazla..
bu aşamada aklıma gelen yapımcıyı ikna edip, risk yüzdesini azaltacak öneriler sunmak gibi
mesela dagıtım masraflarının birazını tarafımızca karşılasak..
bu işten mutlak karını isteyecek ve elde edilen gelirin belli yüzdesini alacak
fakat gelirin iyi olması takdirde başta yaptıgımız. masrafları gelirin içinden almamız gerekli
eger zarar durumunda ise şansımıza küsüp..yaptıgımız hataları baştan oturup irdelemek olacak..
olayın kısacası güzel film zaten kendini tanıtır patlar.yankı yaratır...kimse burun kıvırmadan içeriye sokup izletmekte
ama olay patlayasıya kadar yapımcı ve izleyenleri bi şekilde çekmek. bunun yolarını arayalım diyorum. yada süreçleri daha detaylı irdeleyim..
bu arada herkes bi komedi filmi çekmezsen o iş yaş diyor..biyerde doğru ama
komedi filmi için Elinizde (Kemal sunal,ilyas Salman demiyorum). bakın iyi komedyen oyuncularına ihtiyaç var..komedi filmini çekebilmek için
o filmi sırtında taşıyabilecek saglam oyuncu kadrosu gerekir..senaryo ve hikaye bi yere kadar diye düşünüyorum sadece komedi filmleri için bu böle sanırım.
bunun için ilk olarak çok iyi bir film gerekiyor ama önemli olan bu noktada iyi olanın ne olduğu. Bence bu noktada filmi yapacak ekibin eldeki imkanlara göre bir formül üreterek o filmi çekmesi gerekiyor. oyuncular meşhur değilse, çok da iyi değillerse; bunu komedi filmi oyuncuları hakkındaki cümlenizden dolayı söylüyorum. çünkü örneğin düğün dernek bu aşamalardan geçmiş ve o iki başrol durumu kotarmış. o seviyede oyuncunuz da yoksa zaten bekleyin derim ben.- Neyse çok da iyi değillerse buna göre bir film çekilmeli. bu oyuncuya çok fazla yük bindirmeyecek, rejisiyle ve senaryosuyla olayı sırtlayacak ve meşhur oyuncu aratmayacak bir film olmalı. Örnek her zaman verilen blair cadısı gibi yeni bir şey. böyle bir film çekilmeli demiyorum. bu filmin matematiği uygulanmalı diyorum. Ancak türkiye gerçeği göz önünde bulundurulduğunda bu çok zorlaşacaktır bence. her on kişiden birinin recep ivedik izlediği bir ülkede bu şartlar altında vizyona girmek için yapımcı ikna etmek inanılmaz zor olur.
Masrafları karşılamayı teklif ettiğinizde de sizi yolmaya bakacaklardır diye düşünüyorum. Benim bildiğim temiz yapım şirketleri de fazla güce sahip olmayan şirketler.
bunun dışında afiş ve teaser eğer bir pr bütçeniz yoksa çok etkili olmayacaktır. Reklam şirketlerinin nasıl çalıştığı hakkında biraz bilgi sahibi olan birisi youtube'a fragman koyarak bu işlerin olmayacağını bilir. Her ürün gibi filmleri de bir reklam ajansına verirler ve orada koca bir ajans viralinden ilanına, sosyal medyasından google'ına kafa yorar. Bunlar hep para. Fragman ve afiş ancak böyle dikkatleri üzerine çekebilir.
Nihayetinde inananlar olabilir ama ben film de dahil hiçbir şeyin "biz yapalım iyi olursa bu deprem yaratır zaten" düşüncesiyle "iş" yaptığına inanmıyorum.
Bu durumda şansınız kanımca korku filmi ya da komedi filmiyle yaver gidebilir.
eski yeşilçam, içeriğinde dansöz, kavga ve ölüm olan bütün filmleri vizyona sokardı ve bu tür filmlerden zarar etmezdi. şimdi ise içeriğinde absürtlük olan tüm komedi filmleri ve cinli korku filmleri kapış kapış gidiyor.
“The first draft of anything is shit.” Ernest Hemingway
Komedi ve korku dışında sivas filmini örnek verebilirim. Birkaç tane önemli ödül aldı, birkaç kere tv'ye çıktı ve film bittikten sonra vizyon için gereken masrafların bir kısmını da karşılamış ve 16 bnlik gişesi var sonuç olarak.
aslında bu da pek yeterli gibi görünmüyor. sivas filminin bütçesini bilmiyorum ama desteklerle vs. 500 bini aşmıştır en iyi ihtimalle. yani 16 bin gişe yönetmenin yeni film çekmesini bile sağlamaz. onun dışında yurtdışında da vizyona girdi diye biliyorum. anca ordan bütçesini kurtarmıştır. ama dağıtımcılarla vs. dirsek temasında olmadan bir film çekip sonra onu vizyona sokmaya çalışmak baya riskli.
eğer incir reçeli tarzı bir film yapmak istiyorsanız zaten iyi bir film yapmanıza gerek yok. 2-3 ünlü oyuncu biraz aşk da olursa filmde izleniyor öyle ya da böyle.
ben de zaten olumsuz bir örnek olarak verdm 16 bin gişeyi 🙂 eleman zaten zenginmiş sanırım. büyük ihtmalle ödüllerle vizyon harici satışlarla anca çıkaracaktır bütçeyi.
mesela incir reçeli çıkmadan aylar önce o gitarlı rakılı isyan zımbırtısı her yerde dönmeye başlamıştı. bunu istediğiniz an milyonlarca insana dinletebilmek para strateji ister.