Forum

Faşizm ülkemizi, il...
 

Faşizm ülkemizi, ilimizi, sokağımızı, yatağımızı sardı

25 Gönderi
8 Üyeler
0 Reactions
4,542 Görüntüleme
 Dnd
(@dnd)
Gönderi: 0
 

Şimdi ülkedeki tek seslilik kısmına katılıyorum faşizm kısmınada fakat ölen genç ile soylediklerine katılmıyorum.

Ulkece son 1 senedir yaşadığımız terör saldırıları malum hatta Beşiktaş stadında 2. Canlı bombanın önünü kesip yakalamaya çalışırken kendini patlatip 5 poliside öldürdüğü video görüntüleri ortada , avrupada bıçakla hava alanında askeri rehin alan kişide vurularak öldürüldü en son Londra'dakide aynı şekilde .

Tabiki bir insanın öldürülmesi ailesi yakınları için dramatik bir olay fakat ;

terör ve terörist algısı bu kadar hasas bir durumdayken elinde bıçakla Diyarbakır gibi bir yerdeki miting meydanında polis noktasından koşarak kaçmaya çalışırsan vurulabilirsin be abi bunu bilmek için muneccim olmaya gerek yok . Bak vurmaya bilirlerdi, yaralayabilirlerdi evet ama vurulmak gibi bir seçenekte vardı yani bunu düşünmek lazım.

Misal ben gidip bir polis merkezine ben canlı bombayim hepinizi öldürcem desem polisin biri panikle çekip beni vursa ama üzerimde bomba falan yok sadece şaka yapıyordum faşist polis deme şansım var mı ? Yok

Bunlar hassas konular ve illaki propaganda malzemesi yapılıyor, o çocuk vurulmasa gidip bir kaç kişiyi yaralasa bu seferde polis uyuyor devlet bilerek izin veriyor denilcekti

 
Gönderildi : 24/03/2017 12:53 pm
(@paciente)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Şimdi ülkedeki tek seslilik kısmına katılıyorum faşizm kısmınada fakat ölen genç ile soylediklerine katılmıyorum.

Ulkece son 1 senedir yaşadığımız terör saldırıları malum hatta Beşiktaş stadında 2. Canlı bombanın önünü kesip yakalamaya çalışırken kendini patlatip 5 poliside öldürdüğü video görüntüleri ortada , avrupada bıçakla hava alanında askeri rehin alan kişide vurularak öldürüldü en son Londra'dakide aynı şekilde .

Tabiki bir insanın öldürülmesi ailesi yakınları için dramatik bir olay fakat ;

terör ve terörist algısı bu kadar hasas bir durumdayken elinde bıçakla Diyarbakır gibi bir yerdeki miting meydanında polis noktasından koşarak kaçmaya çalışırsan vurulabilirsin be abi bunu bilmek için muneccim olmaya gerek yok . Bak vurmaya bilirlerdi, yaralayabilirlerdi evet ama vurulmak gibi bir seçenekte vardı yani bunu düşünmek lazım.

Misal ben gidip bir polis merkezine ben canlı bombayim hepinizi öldürcem desem polisin biri panikle çekip beni vursa ama üzerimde bomba falan yok sadece şaka yapıyordum faşist polis deme şansım var mı ? Yok

Bunlar hassas konular ve illaki propaganda malzemesi yapılıyor, o çocuk vurulmasa gidip bir kaç kişiyi yaralasa bu seferde polis uyuyor devlet bilerek izin veriyor denilcekti

Olay valinin açıkladığı gibi değil.
Birincisi çocuk terörist değil. Arama noktasında çevikle tartışıyorlar çünkü çevik onu erken olduğu için alana almak istemiyor. Tartışma büyüyor ikisi de genç. Çevik bir kaç tane vuruyor, çocuk sinir krizi geçiriyor. Kasaptan bir tane bıçak kapıyor boş meydana doğru koşuyor. O esnada vuruluyor.
"Üzerimde bomba var" demiyor.
İkincisi, gezi olayları sırasında devlet baba, işine gelmeyen kimlere terörist demedi ki? Hatırlayın. Camide içki içtiler yalanını söyleyen aynı zihniyet bu çocuk için de intihar bombacısı yalanını uydurdu. Aynı zihniyet Berkin Elvan'ı da terörist ilan etmedi mi? 14 yaşında bir çocuğu... Aynı kafa yapısı Ali İsmail'i öldürüp zaten teröristti demedi mi? Ahlak masası memurlarının yüzlerini kapatıp tomaya molotof atarak yaptığı komik tiyatroyu hatırlıyor muyuz? Neden bu kadar çabuk unutuyoruz?

Adamlar kafasına göre insan öldürüyor, kafasına göre tutukluyor sonra da teröristti diyor halkın büyük çoğunluğu da "zaten teröristmiş " diyor ve inanıyor. Okumuşu da inanıyor en acı tarafı bu.

Evet bu konular hassas konular bu yüzden üzerine daha fazla konuşulmalı.

 
Gönderildi : 24/03/2017 1:40 pm
 Dnd
(@dnd)
Gönderi: 0
 

Ben çocuğun terörist olduğunu söylemedim dikkat edersen sadece o durumda böyle bir risk vardı dedim .

Kendin söylüyorsun bir cinnet anı ve elinde bıçak var , böyle bir durumda ortaya çıkabilecek sonuç ortada , keşke böyle olmasaydı desen kabul ederim ama niye böyle oldu demek gereksiz .
Kontrollü kaybetmiş elinde bıçakla koşan biri varsa , polis 3 şey yapabilirdi yaralayip yakalayabilir, üstune atlayıp etkisiz hale getirebilir yahut vurup ölmesine sebebiyet verebilir .
Bu olayda ne yazık ki ölümle sonuçlandı.
Çünkü polisin terör ve terörist algisinin en yüksek olduğu bir yer ve dönemde karsilasildi.

Bir muvekkilim vardi , canlı araç ve bomba eylemlerinin olduğu dönemde bir trafik kontrolünde ehliyeti olmadığı için araba ile kaçmaya çalışmış, polis ateş açtı ve çocuk yaralandı.
Biz orantısız güç kullanmaktan tazminat davası açtık , mahkeme polisleri haklı buldu .

Kararda yazılanları okuyunca ne yalan söyleyim bende polisleri haklı buldum aynen şöyle yazıyordu .
"Terör eylemi şüphesi ile görevini yapan kolluk güçlerinin ,olay anında olası bir terör saldırısını önleme motivasyonu ile hareket ettikleri, sanığın olay sırasında dur ihtarina uymadığı ve kastının olay yerindeki kolluk kuvvetleri tarafından bilinmesinin mümkün olamayacagi saiki ile ateşli silah kullanmasının görev ve yetki kapsamında olduğundan. ..."

Bakın çocuk ehliyeti yok diye kaçıyor , açılan ateşte dramatik bir şekilde ölede bilirdi ki olenlerde oldu bu sekilde ama olaya objektif bakmak zorundayız.

Demem o ki olay sırasında polisin motivasyonu terör ve miting güvenliği olunca böyle bir durumda ateş açması normal .

Çocuğun amacı terör olmayabilir yada atıyorum akıl sağlığı yerinde olmayan bir meczupta olabilir ama polisin bunu bilme ölçme gibi bir durumu yok .
Kanun gereğince dur ihtarina uymazsa sonuçları ve sorumluluğu tamamen sana ait polisi suçlamak bu olayda biraz objektiflikten uzak oluyor .

Ha türkiyede polisin karnesi çokmu iyi tabiki değil , orantısız şiddet olmuyor mu oluyor ama her olay kendi içinde değerlendirilir.

Hatirlarsan trafikte tartıştığı bir komseri evine kadar takip edip Belinden kuru sıkı tabanca çıkarıp korkutmaya çalışan birinide o komser çekip vurmuştu .
Yine böyle orantısız şiddet konusulmustu işte neden yaralamadi direkt başından vurdu diye ama oda aynı şekilde beraat etti .

Kısacası gözümüzde polise karşı bi önyargı var ama olaylara objektif bakmak lazım bence .

 
Gönderildi : 24/03/2017 2:19 pm
(@paciente)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Ben polisin tavrını sorgulamıyorum, genel olarak ülkedeki yozlaşmayı sorguluyorum. Derdim polis değil. Polisin olaya yaklaşımıyla ilgili kısım eleştirilir ya da eleştirilmez orası göreceli ve tartışmaya gerek duymuyorum.
Sorun koca bir ülkenin hala her öldürülene terörist gözüyle bakıyor olması. Sadece öldürülen değil, tutuklanan, açığa alınan yani siyasi iktidarın sevmediği her kişiye, zümreye, gruba yaptığı muamele ve sonrasında "bunlar teröristti" açıklamasına halkın büyük kısmının inanması.
Bu çocuğun terörist olduğuna inan toplumun aynı zamanda referanduma hayır diyenlerin de terörist olduğuna inanması gerekir çünkü siyasi erk böyle söylüyor.
Siyasi iktidar kafasına göre zarar verip kafasına göre meşrulaştırıyor.

 
Gönderildi : 24/03/2017 3:26 pm
(@theonun-ruhu)
Gönderi: 0
 

Paciente, mesele vicdan ve his. Görmek, hissetmek, anlamak istemezler. İşlerine gelmez. Sana samimi, içten bir fikir. İnsanlardan beklentin yüksek olduğu sürece bu anlam verememeler, isyan etmeler, kendini yiyip bitirmeler bitmez. Tabi bunun gayet farkında olabilirsin, tecrüben çok olabilir. Benim ki, dostça bir fikir.

 
Gönderildi : 24/03/2017 7:33 pm
(@bagimsiz)
Gönderi: 0
 

Bizim bu haberi ilk duyduğumuz haliyle şu anda görülen hali arasında büyük farklar olması zaten asıl mesele. Bu Cuma da yayınlanmayan bir Kabataş olayı vardı, ne oldu o? Hani devlet büyüğümüzün dediğine göre bir kadın vatandaşımız kalabalık bir grup tarafından ağır tacize uğramıştı. Bir tarafta karartılmaya çalışılan gerçekler, öteki tarafta yoktan ayrımcılık, nefret çıkarmaya çalışan politikalar. Karanlıklar ülkesinde bunların hesabı sorulmaz, belki zamanı gelince, bugün göğsünü gerenlerin aynı karanlığa itildiğini görürüz. Daha önce çok gördük çünkü.

 
Gönderildi : 24/03/2017 7:33 pm
(@paciente)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Paciente, mesele vicdan ve his. Görmek, hissetmek, anlamak istemezler. İşlerine gelmez. Sana samimi, içten bir fikir. İnsanlardan beklentin yüksek olduğu sürece bu anlam verememeler, isyan etmeler, kendini yiyip bitirmeler bitmez. Tabi bunun gayet farkında olabilirsin, tecrüben çok olabilir. Benim ki, dostça bir fikir.

Önerinde samimi olduğunu anlıyorum ve teşekkür ederim.
Ama ben gene de isyan etme taraftarıyım. Kendini yiyip bitirmeden tabi.
Toplumun büyük kısmının -kaybedecek çok şeyleri olduğunu düşündükleri için- sessiz kalmaya devam edeceğinden kuşkum yok. Ta ki aynı zulüm kendilerine de uğrayana dek.
Bu aşamadan sonra çok fazla tutuklama olacak. Özünde muhalif olmayan ama zaman zaman dayanamayıp karşı duranlar da dahil mevcut otoriteye boyun eğmeyen binlerce kişi çok sert önlemlere maruz kalacak. Sonra her zaman olduğu gibi kara duman dağılacak ve o gün geldiğinde herkes vicdanıyla baş başa kalacak.
Bireyler için asıl film o zaman başlıyor. "Göremedik, kullanıldık, kandırıldık" gibi çiğ savunmalar peş peşe gelecek.
Hayat bireyler için bir şekilde devam ediyor ve edecek ama toplum aynı kalmıyor, kalmayacak da... Bu yüzden bu gün, bireysel olarak verilen her tepki, toplumun inşası adına bir tohumdur. Eğer huzurlu bir gelecek istiyorsak ekilen her bir tohumun içinde hümanizm mayası olmak zorunda.
Özetle benim derdim bu.

 
Gönderildi : 25/03/2017 5:55 pm
(@paciente)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Bizim bu haberi ilk duyduğumuz haliyle şu anda görülen hali arasında büyük farklar olması zaten asıl mesele. Bu Cuma da yayınlanmayan bir Kabataş olayı vardı, ne oldu o? Hani devlet büyüğümüzün dediğine göre bir kadın vatandaşımız kalabalık bir grup tarafından ağır tacize uğramıştı. Bir tarafta karartılmaya çalışılan gerçekler, öteki tarafta yoktan ayrımcılık, nefret çıkarmaya çalışan politikalar. Karanlıklar ülkesinde bunların hesabı sorulmaz, belki zamanı gelince, bugün göğsünü gerenlerin aynı karanlığa itildiğini görürüz. Daha önce çok gördük çünkü.

O gün geldiğinde bu garibanlara yardım eli uzatan gene bu insanların bu gün görmezden geldikleri hatta sevmedikleri (onların deyimiyle) "anarşik"ler olur.
Bu filmi de defalarca izledik. O zamandan bu zaman çok şey değişmedi ama ben bundan sonrası için umutluyum çünkü artık sosyal medya var ve hiç bir şey gizli kalmıyor. Eskiden olduğu gibi medyanın size verdikleriyle yetinmiyorsunuz. Arşiv birikiyor.
Sinemayla da bu "arşiv" desteklenirse hatırı sayılır bir farkındalık oluşacaktır.

Edit: Son paragraf nasıl olduysa eksik gitmiş. Düzelttim.

 
Gönderildi : 25/03/2017 6:05 pm
(@bagimsiz)
Gönderi: 0
 

Bizde sinemacıların işaret ettiği noktalara bakacak, onu anlayacak politikacılar olsa bu sıkıntıların birçoğunu yaşamayacağız zaten. Dönemin birçok yeşilçam filmi güneydoğu meselelerini anlatmaya çalışmıştır. Orada derebeylikle yönetilen halkın, her türlü sömürmesine karşılık her ihtiyacını karşılayan ağalarının batı kentlerinde otel, apartman, gazino vs. almak için köyleri satması, tarlaları bırakmasıyla oluşan idari boşluğun doldurulamaması, bunun bir sistem açığı oluşturması ve isyan yoluna dönüşmesine seyirci kalınmasının sıkıntısını çekiyoruz şimdi. Ama dönemin birçok sinemacısı bu değişimi farkedip farklı tür filmlerle göstermeye çalışmıştı. Züğürt Ağa'sından Kibar Feyzo'suna, Toprak Ana'dan Susuz Yaz'a birçok film. Ama bizde işaret edilen yere değil, işaret eden parmağa önce bakmak esas olduğundan ve özellikle şu son dönemde her türlü görsel iletişim yolunun hükümet politikalarıyla tek ele alma ya da karartılma çabasından insanların zaten açık olmayan idrak yolları iyice kapanacak gibi duruyor.

Devlete saygı esastır, kanunun, adaletin koruyucusu devlettir ancak devlet, karşı gördüğün tarafın ifade ve hak yollarını tıkamak için bir kullanılacak bir maşa değildir. Hükümetin çıkar elde etmek amacıyla öldürdüğü, hakkını gasp ettiği vatandaşın günahı benden çıksın istemiyorum. Bu devlete gönülden bağlı bir vatandaş olarak günaha bulaştığımı, elime kan bulaştığını hissediyorum ne yazık ki. Anarşist denilip öldürülen canlardan gına geldi artık. Bu rahatsızlığı hepimiz hissetmeliyiz.

 
Gönderildi : 26/03/2017 4:38 am
(@theonun-ruhu)
Gönderi: 0
 

Kelimelerimizi tükettiler ama hislerimizi,vicdanımızı, umudumuzu...

 
Gönderildi : 26/03/2017 5:59 am
Sayfa 2 / 2
Paylaş: