- Fringe East London Gay Film Festival, UK. 2012
- The Kinemathek Karlsruhe Lesbian and Gay Film Festival, Germany. 2012

Bunlar nasıl ödüller hacı abi, tövbe estağfirullah... Şaka bir yana, işten eve gider gitmez izleyeceğim, sağol.

- Fringe East London Gay Film Festival, UK. 2012
- The Kinemathek Karlsruhe Lesbian and Gay Film Festival, Germany. 2012

Bunlar nasıl ödüller hacı abi, tövbe estağfirullah... Şaka bir yana, işten eve gider gitmez izleyeceğim, sağol.
izle izle, güzel bir anlatımı var hikayenin

bence mümkün degil birçok yakın planda f degeri çok düşük çok kaliteli planlar var 24-70mm 2.8 kitlensle yapılacak işler degil ,herşeyden önemlisi ışık bazı yerlerde oldukça düşük ama görüntü cam ..

değil mi 🙂

adam ilk işimdi hiç bi mok da bilmiyodum demiş ama 🙂
yemiş bizi desene 🙂

Gerçekten Lesbian ve Gay Film Festivallerince çok benimsenebilecek, promosyonlarına katkı sağlayacak, hedef kitleden daha fazla taraftar kazandıracak ve de içlerindeki kişilere de yalnız değilsin mesajı verdirecek güzel bir film

Yapımcının alçak gönüllülüğünü de çok beğendim.

Kendince daha öğrenmenin başında olduğunu düşünmüştür.

Nitekim öğrenmenin sonu yok ki

Sana da teşekkür ederim intercapiller, bu filmi paylaştığın için.

Oldukça başarılı bir öğrenci çalışması. Hatalar var, ki DSLR ve düşük ışıkta olan şeyler. Bir iki de aks sorunu var ama iyi bir konu ve akışın nasıl hepsini örtebileceğinin güzel bir örneği. Bazı yakın planlarda da sorun ve sahne tutarsızlıkları var ama işleyiş çok iyi. Tam ekip çalışılmış, plan proje neredeyse kusursuz. Yani bu çalışma aynı zamanda organizasyonun ne kadar önemli ve sonuçtaki eserde ne derece fark yaratabileceğinin güzel bir örneği. Bir kere kompozisyonlar güzel, blocking yerinde yapılmış, oyuncular oldukça iyi. Orada ilk defa film çekmekle ilgili söylenen şeyler aslında film okuyan ve ne yaptığının bilincinde olan birisinin sözleri. 60D ve steadicam güzel iş çıkarmış.

Sonuç olarak çok iyi bir öğrenci çalışması. Darısı....

Önemli değil indietalker, benim için zevkti böyle bir ilk işi paylaşmak. Fulguranın dediği gibi işleyiş çok iyi 🙂
ve yine Fulguranın dediği gibi darısı bizim öğrencilerin başına ve bizim gibi öğrenenlerin 🙂
bir de blocking in ne olduğunu bilebilseydim 😀

Önemli değil indietalker, benim için zevkti böyle bir ilk işi paylaşmak. Fulguranın dediği gibi işleyiş çok iyi 🙂
ve yine Fulguranın dediği gibi darısı bizim öğrencilerin başına ve bizim gibi öğrenenlerin 🙂
bir de blocking in ne olduğunu bilebilseydim 😀
Geçenlerde forumda paylaşılan Lal filmine ait çekim tasarımları bir blocking örneği. Kimin ne yapacağının ve nereden girip çıkacağının tarifi diye kısaca özetlenebilir. O resimde (Lal) storyboard diye konmuştu yanılmıyorsam ama değil. Storyboard'da genelde çizimler kamera gözüyle verilir. Yönetmenin neyin nasıl görünmesini istediğine dair yaptığı plan ve çizimlere blocking denir. Bunlar sayesinde o açının hangi lens ile veya filtre ile çekileceği ve hatta ışık vb ve ekibin nerede duracağı da doğal olarak belli olmuş olur. Çekimin ilk aşamasıdır da denebilir ve esasen yönetmeni yönetmen yapan (ya da yapamayan) da bu aşamadır.

Çekeceğiniz projede masa başında 1 gün yapacağınız blocking çalışması 3 günlük işi kurtarır diye bir genel hesabım var. Ya da 1-2 saatlik bir çalışma sette en az 3-4 saatlik işin oldukça sorunsuz ilerlemesine yol açıyor. Yoksa sette herkes döner durur ve herkes de yönetmenden kendisine talimat vermesini bekler. Bu kadar talebe cevap veremezsiniz ve ondan sonra yönetmenliğin o soruların cevabını bulmak olduğunu acı yoldan öğrenirsiniz.

kesinlikle çok guzel açıklamışsın

çok sağol Fulgura sen olmasan ne yapacağız bilemiyorum 🙂 ben o Lal şeysini daha çok bi krokiye benzetmiştim zaten 🙂
haritacılıkta ölçüm işine geçmeden önce araziyi gezer nerde ne var kabala çizersin ki makinayla ya da gps ile ölçerken bulduğun değerleri yazacak bir şeyin olsun 🙂

bu arada o vimeo hesabının yüklediği diğer işlere de baktım da çok güzel işler var aralarında, zor mevzular...
o tacizci baba acayip zorlayıcıydı mesela, hotel daha rahatlatıcıydı...ama hepsinde hikayenin içinde buluyorsun kendini..keşke hepsine ingilizce alt yazı ekleseymiş ama anlamadığın bir dilde bile hikayeyi yakalayabiliyorsun, ya da tam tersi, hikaye seni en kaçtığın yerinden yakalıyor...

Fulgura bi de bu arkadaş dedolight kullanmış ya, led ışık mı onlar, kaç para ki?
çok güzel ışıklara benziyolar 🙂

Einstein demişti, Ego eşittir 1 bölü bilgi birikimi tarzı bir şeyler. Yani bilgi arttıkça ego küçülmeli. Ne yazık ki Türkiye'de bunu görmek pek mümkün değil, inanılmaz ender, ender olmasından öte ne yazık ki tersi geçerli, bilgisiz insanların egoları çok yüksek. Dolayısıyla bu arkadaşın ben bir şey bilmiyorumu ile bizim bir şey bilmiyorumuz aynı kavramlar değil. Fark oradan doğuyor.