"Ne sağcıyız ne solcu, futbolcuyuz futbolcu" diyorsun yani. Şaka bir yana katalanların karşısında, başında "real" olan takımların kralcı olduğunu düşündüğümüzde elbette onları tutmak gerekir. En üst seviyede oynanan bir oyun, toplumun tüm hücrelerine sızabiliyorsa bu bir başarıdır. Yok şöyleydi, böyleydi, afyondu vs. gibi söylemlerin anlamı yok artık. Her şeyin birbirine karıştığı bir dünyadan bahsediyoruz artık. Ben İtalyan futbolunu seviyorum yine de. Henüz makineleşmemiş, insana özgü bolca hata barındıran bir lig. Sampdoria taraftarıyım.

Sampdoria'yı ben de severim, Genoa'yı her ne kadar Sampdoria'yla ezeli rekabet içinde olsalar da, Roma elbette ve de Livorno.
Avrupa'da içinde kırmızı olan takım görünce korkmayacaksın abi, ne varsa Mavilerde var.

Ben hem Barçalıyım hem Mourinho'cu şahsen. Adamı seviyorum, Porto'nun başındayken inanılmaz eğlenceli bir adamdı lakin işte bu hale getirdiler. Futbolculuk bile yapamamış, tercümanmış, ne anlar bu futboldan diye diye adamı işte narsist yaptılar. Zaten Freud'a göre de narsist ana çıkış noktası kendine olan güven eksikliğidir, bu eksikliği kapatmak için adam kendine hayran olmuş artık. Ee boş yere bir hayranlık da diyemem yani adam gittiği tüm takımlarda -bana göre- başarılı oldu. Bazıları oynattığı futbola Anadolu Takımı futbolu diyebilirim kendi düşünceleridir bir şey diyemem ama onlara geçen sezon Inter-Barça maçında Inter'in 10 kişi kaldığı anda yaptığı savunmayı hatırlatmak isterim, bir izlesinler ne demek istediğimi anlarlar. Yani bir Fener'e karşı oynayan Anadolu Takımını izlesinler bir de Mourinho'nun Inter'ini çok net bir şekilde aradaki farkı anlayacaklar. Üstüne üstlük bu Bob Robson'ın tüm yardımcıları deli dehşet çıktı. Bu Porto'nun şu andaki teknik direktörü de zamanında hem Bob Robson'ın 2. yardımcısı, Mourinho'nun da 1. yardımcısıymış, şimdi görüyoruz Porto namağlup şampiyon oldu.

Sampdoria'yı ben de severim, Genoa'yı her ne kadar Sampdoria'yla ezeli rekabet içinde olsalar da, Roma elbette ve de Livorno.
Avrupa'da içinde kırmızı olan takım görünce korkmayacaksın abi, ne varsa Mavilerde var.

Niye abi "Türkler" lakaplı Deportivo'lular da maviş?

O değil de neredeyse 2'de 2 gidiyorum diyebilirim ben de. İlk maçı Barça alır dedim ama son dakikalarda gitti. Ama bu maçı kesin Madrid kazanır demiştim Madrid kazandı, bakalım maçların sonucu ne olur bilmiyorum ama sanki şampiyonlar liginde finale de Madrid gidecekmiş gibi geliyor bana.

Ağzından yel alsın. 🙂

Mourinho futbolculuk yapmadı lafı doğru değil.Alt liglerde de olsa oynadı futbol.(kaleci olarak)ayrıca iyi teknik direktör iyi futbolcudan olmaz.Buda birçok örneği olan bir konu.Adam gittiği her takımda başarılı olmuştur bu bir gerçek.Gittiği her takımı şampiyon yaptı.10 sene sonra kimse şu takım şampiyonlar ligini aldı ama kötü futbol oynadı demez,şampiyonlar ligini şu yıl kazandı der.Mourinho 3.farklı takımla bu kupayı alırsa zaten tarihe geçer.

Bu arada Madrid'in Kral Kupası kutlamaları; sonuna kadar izleyin 😀

http://www.maraton.com.tr/video.asp?vid=296 " onclick="window.open(this.href);return false;

Şu takım şu kupayı aldı kadar klişe bir laf yok, ama dünya futbolunun bugünkü haline yön veren Cruyff'un Hollanda'sını kupa almadığı halde bugün hala konuşuyoruz. Avrupa kupasını kazanan Yunanistan'dan oynadığı futbol yüzünden herkes nefretle bahseder ama üçüncü olduğumuz Dünya Kupası'ndaki Türkiye hatırlanıyor. Fatih Terim Arsenal karşısında dünyanın en müthiş takımıyla mı kazandı kupayı. Orta sahasında Suat vardı o takımın ya, sol bek Hakan Ünsal'dı. Ama oynanan pozitif futboldu. Fenerli olarak söyüyorum bunu.

Mourinho şu anda futbolun ulaşması gereken yeri baltalayan bir adam.
Dün akşam ilk yarı Real'in futbolunu görünce, helal lan dedim, Mourinho ilk defa bir takımına kişilikli bir futbol oynatıyor.
Ama ikinci yarı adamlar pelt.
Barcelona'yı aldığı kupalar yüzünden mi hatırlayacağız yoksa dünya futboluna verdiği seyir zevki yüksek yön yüzünden mi?
Ki barcelona'nın Cruyff ekolünden geldiğinini de hatırlatmakta fayda var.

Dünya futbolu ikiye bölünmüş durumda 1974 ve 1978'den bu yana aslında. (Latin Amerika ekolü de var gerçi o da üçüncü blok sayılabilir)
Her ne kadar son dünya kupasında Hollanda kendi ekolüne ihanet edip diğer ekolün futbolunu oynasa da
Hollanda-İspanya bloku / Almanya-İtalya bloku

Gerçi dediğim gibi dünya kupasında dengeler kaymıştı.
Almanya da diğer blokun futbolunu oynuyordu.

Barca Hollanda-İspanya blokonunun klüpler düzeyindeki en büyük temsilcisi sembolü. Barcelona'yı desteklemek demek ne bileyim, İsmail Güldüren gibi adamların, Ayman gibi futbolcuların futbolcu olamaması demek.
Bir maç izlerken of be bir pozisyon olsun artık diye beklememek demek.
Ziya Doğan'ın artık teknik direktörlük yapamaması demek.

Tek şey olsaydı, 1974/1978'den birinde Hollanda kupayı alsaydı şu an bu pozitif futbolu destekliyor olacaktık.
O nedenle Barca'ya, İspanya'ya dua etmeliyiz abi. N'olur demeliyiz, onlar kazansın Mourinho futbolu kaybetsin de Türkiye liginde bütün anadolu takımları Bursaspor kadar yürekli olabilsin. Yoksa 10 kişiyle savunma yapıp kontradan gol atıldığını izleyeceğiz bu gidişle.

Mourinho, kesinlikle dünyanın en iyi teknik direktörüdür. Bir adam sırf savunma yaptığı için nasıl en iyiler arasına alınmaz. Sırf bu cümleyi kurmak bile büyük bir hata. Mourinho'yu, Mourinho yapan savunma yaparak maç kazanması değil; maç sırasında uyguladığı takiksel varyasyonlar... Bunu son iki Barça maçında açık açık göstermiştir.Yoksa zaten dünyanın en iyi teknik direktörleri ya İtalya'dan çıkardı ya da Anadolu'dan.

Dün geceki maçın ilk yarısında Barça'yı tanıyanınız oldu mu? İkinci yarıdaki hal ise tamamen Mourinho'nun taktiksel bir değişikliğidir. 5 yediği maçtaki taktiği bir kez daha uyguladı. Çünkü devre arasında çıkacak olan Barça'nın kesinlikle kendine geleceğini biliyordu ve ilk yarıdaki oyunun devam etmesi ise kupayı Barça'ya hediye etmek olurdu. Bu kez daha iyi bir savunma yaparak uzun toplarla gol aradı ve başardı.

Kezzap'ın, Roma'yı sevmesi de ilginç. Sırf kırmızısı var diye Roma'yı nasıl sever ki?

Neyse benim diyeceklerimi yukarıda dedim zaten. Ben artık topu ayağında tutabilen orta sahalar görmek istiyorum, Pepe'nin orta saha oynadığı futbolu ben ne yapayım. 🙂

Roma'yı Lazio düşmanlıklarından ötürü seviyorum. Daha demokrat bir taraftar grubuna sahipler faşist Lazio karşısında.

Roma, 5-6 yıl önce Lazio düşmesin diye şikeli bir maç yaptığı günden beri fısstır (gerçi o dönem kendisi de düşecekti herhalde, bazı dolaplar çevirdi o ara). Taraftarını ise her daim sevmek gerekir.

Lucarelli reyisin dediği gibi, "kapitalizm içinde hiçbir takımın sosyalistliğinden bahsedemeyiz, asıl sosyalist olan taraftarlardır."

İki maçtada yatırdı bizi Barca :D.