O ne demek? Marksistler futbolla ilgilenmez mi? 🙂
Genelde öyle bir intiba olabilir, haklısın da, beş elin parmağı da bir değil ama.
Futbol manyağıyım oğlum ben. 1994 dünya kupası'nı bile yorumlarım burada. Hem de Rıdvan Dilmen tarzı.
Öyle boş bilgilerle değil, terim kullanırım. 🙂
Futbolun kapitalizmin başında, "basit işçi sporu" olarak görüldüğünü, "işçi mahallelerinin sporu" olduğunu,
forması kırmızı olan birçok Avrupa takımının kuruluşu itibariyle "işçi takımları" olduğunu da hatırlatayım. (daha sonra sağcı takımlar "mavi" renk formalı takımlar kuruyorlar. Özellikle İngiltere'de bu ayrım çok keskin.)
Yani "özünde" o kadar kopuk şeyler olmadığından sahiplenmek lazım. Ben de futbolun "özüyle" ilgileniyorum zaten.
Chaplin olayına taktın ha. Kendisi çıkıp ben Marksist'im demese de bir sürü insan var Chaplin filmleri ile Marxism arasında ilişki kuran.
Aha google'a baktım, ilk karşıma çıkan şu:
http://www.filmreference.com/encyclopedia/Independent-Film-Road-Movies/Marxism-MARXISM-AND-EARLY-CINEMA.html " onclick="window.open(this.href);return false;
Bu öyle çok güvenilir bir örnek değil de, tartışılan bir şey olduğunu göstermek için koydum.
Ben özellikle ilk dönem filmlerini öyle görüyorum.
Modern Times, Kapital'in sinemaya uyarlanmış hali gibi bir şey hatta.
Mesela Siyaset Bilimi'nde 1. sınıftayken hocalarımız sosyal demokrasi örneği için Fritz Lang'ın Metropolis'ini, Marxism örneği için de Chaplin'in "Modern Times"ını göstermişlerdi.
Ha bu Chaplin'i marksist yapmak için yeterli olmayabilir, haklısın o açıdan. Ama kuvvetli bir Marxism etkisini de görmek gerek bence.
Maurinho zaten kariyer planında Dünya Kupası kazanmak olduğunu açıkladı çok önceden. Portekiz milli takımının başına geçeceğim ve Dünya Kupasını kazanacağım dedi. Katıldığı zaman da muhtemelen kazanacaktır. Fakat diğer öngörülerin pek doğru çıkacağa benzemiyor HHK.
Hollanda o defansla en fazla yarı final görür, ötesi çok zor. Bir tek sol bekleri iyi. Gerisi tam bir kabus. En heyecanlı maç İngiltere Arjantin olur, o da olursa tabi. Brezilya'nın final görememesi için gruptan ikinci çıkması lazım, yoksa final yolu açık. Geçen dünya kupasında da İtalya gruptan çıkamaz deniyordu, şampiyon oldu.
Kezzap'ın Kamerun'u da Etoo oynarsa var, yoksa yok. Etoo haricindeki en iyi oyuncuları İspanya ikinci liginde oynuyor. Bence finalde sürpriz olmaz, yarı finalde en fazla 1 sürpriz olur.
Afrika takımları da hep öyle ya Sickman. Fildişi'nin de tek olayı Drogba ve Essien.
Drogba olmayacak gerçi sanıyorum. Öküz gibi daldı Japon'un biri hazırlık maçında. Kolu kırılmış sanırım.
Ama işte bazen hiç umulmadık şekilde süpriz yapabiliyor takımlar. Benimkisi umut.
Ben süprizi Uruguay'dan bekliyorum.
Defansta Lugano var. Forvet ise şahane. Suarez ve Forlan.
Orta sahalarını bilmiyorum pek.
Bu forvet hattı Arjantin'den sonra en iyi forvet hattı Dünya Kupası'nda.
Fildişi Sahilleri
Didier Drogba (Chelsea)
Salomon Kalou (Chelsea)
Abdul Kader Keita (Galatasaray SK)
Emmanuel Eboué (Arsenal)
Yaya Toure (Barcelona)
Kolo Toure (Manchester City)
Bakary Kone (Marsilya)
Didier Zokora (Sevilla)
Arouna Koné (Sevilla)
Gervinho (Lille)
İyi takım. Drogba'nın da kolu kırılmamış sanırım. Kırılsa grup maçlarından sonra oynar diye söylenti çıkmazdı. Uruguay da iyi takım ama hakkında bir kaç maç hariç benim de fazla bilgim yok. İzleyip göreceğiz artık.
Holanda'nın tek sorunu var dediğin gibi defans... Ama hücüm gücüne rağmen Hollanda'nın defansı sıradan da olsa bu Dünaya Kupası'nda kıracakalr abi şeytan'ın bacağını...
Şans mı olur 5 atıp 4 yiyipte mi olur, bir şekilde olacak...
- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)
Hobaa! İyiymiş hakkatten. Bu tipleri unutmuşum ben. Essien Fildişi'nde değildi hem. Gana'yla karıştırdım.
O ne demek? Marksistler futbolla ilgilenmez mi? 🙂
Genelde öyle bir intiba olabilir, haklısın da, beş elin parmağı da bir değil ama.
Futbol manyağıyım oğlum ben. 1994 dünya kupası'nı bile yorumlarım burada. Hem de Rıdvan Dilmen tarzı.
Öyle boş bilgilerle değil, terim kullanırım. 🙂
Futbolun kapitalizmin başında, "basit işçi sporu" olarak görüldüğünü, "işçi mahallelerinin sporu" olduğunu,
forması kırmızı olan birçok Avrupa takımının kuruluşu itibariyle "işçi takımları" olduğunu da hatırlatayım. (daha sonra sağcı takımlar "mavi" renk formalı takımlar kuruyorlar. Özellikle İngiltere'de bu ayrım çok keskin.)
Yani "özünde" o kadar kopuk şeyler olmadığından sahiplenmek lazım. Ben de futbolun "özüyle" ilgileniyorum zaten.
Chaplin olayına taktın ha. Kendisi çıkıp ben Marksist'im demese de bir sürü insan var Chaplin filmleri ile Marxism arasında ilişki kuran.
Aha google'a baktım, ilk karşıma çıkan şu:
http://www.filmreference.com/encyclopedia/Independent-Film-Road-Movies/Marxism-MARXISM-AND-EARLY-CINEMA.html " onclick="window.open(this.href);return false;
Bu öyle çok güvenilir bir örnek değil de, tartışılan bir şey olduğunu göstermek için koydum.
Ben özellikle ilk dönem filmlerini öyle görüyorum.
Modern Times, Kapital'in sinemaya uyarlanmış hali gibi bir şey hatta.
Mesela Siyaset Bilimi'nde 1. sınıftayken hocalarımız sosyal demokrasi örneği için Fritz Lang'ın Metropolis'ini, Marxism örneği için de Chaplin'in "Modern Times"ını göstermişlerdi.
Ha bu Chaplin'i marksist yapmak için yeterli olmayabilir, haklısın o açıdan. Ama kuvvetli bir Marxism etkisini de görmek gerek bence.
Andre Bazin'in Modern Times üzerine yazılarını okumanı tavsiye ederim zira Modern Times Marksizim'den son derece uzak fikirler içeren bir film. İşçiyi komik, hatta kötü gösterdiği sahneler bile var. Dolayısıyla çıktığı dönemde Moskova'da pek hoş karşılanmamış diyor Bazin, onun yalancısıyım. Yazıyı şu an aradım ama bulamadım.
Chaplin'in özgürlükçü, sol görüşlü bir insan olduğu bariz şekilde ortada ama Marksist olduğunu düşünmüyorum.
Futbol olayını ise Marks'ın "Dinler toplumların afyonudur" lafı ile aynı kefede tutuyorum, tabii burada fanatizmden bahsediyorum. O nedenle senin hastası olmana şaşırdım.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Bir bulup okuyayım bakalım.
Ufkum genişlesin, ben de farklı düşünürüm belki.
Ben de bu genellemelerin hastasıyım. Uyanın artık bu rüyadan. Hiç bir şey insanları uyutma konusunda yeterli değil artık bu devirde. Zaman değişti artık, nerede yaşıyorsunuz hala. 18.-19.Yüzyıl Dünyası mı burası. X toplumların afyonudur. Yok ya, hemen genelleme. Futbol seviyorsan uyuyorsun. Asıl bunlara inananlar uyuyor. Yıkın bu önyargıları artık. Bütün Xseverleri aynı kefeye koymaktan vazgeçin kardeşim. Futbol, asla sadece futbol değildir kaldı ki mevzu Dünya Kupası ise çok daha başka zaten.
Ben de bu genellemelerin hastasıyım. Uyanın artık bu rüyadan. Hiç bir şey insanları uyutma konusunda yeterli değil artık bu devirde. Zaman değişti artık, nerede yaşıyorsunuz hala. 18.-19.Yüzyıl Dünyası mı burası. X toplumların afyonudur. Yok ya, hemen genelleme. Futbol seviyorsan uyuyorsun. Asıl bunlara inananlar uyuyor. Yıkın bu önyargıları artık. Bütün Xseverleri aynı kefeye koymaktan vazgeçin kardeşim. Futbol, asla sadece futbol değildir kaldı ki mevzu Dünya Kupası ise çok daha başka zaten.
Haklısın bu konuda Sickman.
Marx'in o lafı çok yanlış anlaşılıyor zaten.
Futbolun fanatizminin kısmen de olsa içinde olan biri olarak, o tribünlerdeki insanların aslında hayatla çok sağlam ilişkileri olduğunu söyleyebilirim.
Birçok "dolu" insandan, daha dolular benim gözümde. En azından hayatın içindeler.
Ama biz onların sevdasını sadece basit bir futbol sevgisi, top peşinde koşan adamlar için kendini yırtan adamlar olarak görüyoruz dışarıdan bakınca.
Ama hakkatten de "futbol asla sadece futbol değil". İçine girmek gerekiyor anlamak için.
Şiddet uyguluyorlar deniyor, sanki şiddet sadece tribünde varmış gibi bir yaklaşım bu.
Tribünde olunca sadece daha fazla görünür oluyor. Şiddet sorunu, holiganizm tek başına futbola ait bir şey olarak görmemek gerekiyor.
Hayatın her yerinde olduğundan tribünde de var.
Velhasıl futbol benim tribün içinde gözlemlediğim kadarıyla fazlasıyla kafa açıcı bir şey.
Futbol her kesimden insanı aynı yere getirebilen müthiş bir şey. Seninde dediğin gibi Kezzap 'Futbol asla sadece futbol değil.'
Bende yıllardır tribünlerde yer alan biriyim. Orası apayrı bir yer , insana bambaşka duygular kazandıran bir yer. Çok şey öğrendim ben o tribünlerin içerisinde. Herkes sanıyor ki maça gidip bağırılıyor ve bitiyor. Bu böyle değil , çünkü bu insanların çoğu dışarıdada beraberler ve bu topluluklar çok güzel işlerde yapıyorlar. Bununda temel nedeni her kesimdeki insan orada eşit ve birbirleriyle iletişim içerisindeler.
Öyle büyük bir tutku ki cebinden para akan bir adamla cebinde beş kuruş parası olmayan adam beraber maç izliyorlar ve gol olunca sarılabiliyorlar. İşte bu futbolun en büyük artısıdır.
Şiddet konusuda her yerde var , oradakiler basın sayesinde sivriltiliyor bence...
Gitmeyene önerilir... Bu arada Beşiktaşlıyım... Bilenler bilir zaten kapalı üst , kutu ...
Ben de bu genellemelerin hastasıyım. Uyanın artık bu rüyadan. Hiç bir şey insanları uyutma konusunda yeterli değil artık bu devirde. Zaman değişti artık, nerede yaşıyorsunuz hala. 18.-19.Yüzyıl Dünyası mı burası. X toplumların afyonudur. Yok ya, hemen genelleme. Futbol seviyorsan uyuyorsun. Asıl bunlara inananlar uyuyor. Yıkın bu önyargıları artık. Bütün Xseverleri aynı kefeye koymaktan vazgeçin kardeşim. Futbol, asla sadece futbol değildir kaldı ki mevzu Dünya Kupası ise çok daha başka zaten.
Hastasıyım neyin eleştirildiğini anlamadan kafana göne laf sokma şeysilerine be hastam. Seyircilikten değil fanatizmden bahsediyorum. Ama hiç açamıcam konuyu, akşamdan kalmayım çok pis. Bir de sansürcüsün zaten, girmiyorum artık bu konulara.
Bu arada dünya kupasını ben de çok seviyorum ve takip ediyorum. Burada başka bir olaydan bahsediyorum.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Bu arada gruplar şöyle;
A GRUBU; Güney Afrika - Meksika - Uruguay - Fransa
B GRUBU; Arjantin - Nijerya - Kore Cumhuriyeti - Yunanistan
C GRUBU; İngiltere - Birleşik Devletler - Cezayir - Slovenya
D GRUBU; Almanya - Avustralya - Sırbistan - Gana
E GRUBU; Hollanda - Danimarka - Japonya - Kamerun
F GRUBU; İtalya - Paraguay - Yeni Zelanda - Slovakya
G GRUBU; Brezilya - Kuzey Kore - Fildişi Sahili - Portekiz
H GRUBU; İspanya - İsviçre - Honduras - Şili
Fanatizmden bahsetmiyorsun. X halkların afyonudur önermesinde X'in yerine fanatizmi değil futbolu koyuyorsun. İşine gelmeyince de sansürcüsün sen. Oh ne güzel.
Fanatizmi koysaydın zaten konunun burayla alakası olmazdı. Fanatizm her yerde ve şeyde olabilir. Ve bence çok az şeyde fanatizm futbolda olduğu gibi zararsız. Evet yanlış duymadın, zararsız. Bir şeyi körü körüne savunma ve taraftaı olma meselesi konu futbolsa eğer zararsızdır. Bu konular çok cahilce eleştiriliyor. Üzerine düşünülmeden "Futbolda fanatizm var" diyerek basit ve beyninin göt deliğinden düşünce sıçarcasına konuşuyor insanlar. Halbuki tam tersi. Futbolda fanatizm demek, tuttuğun takımı fanatikçe, yani körü körüne, 5 yese bile, küme düşse bile, başkanı yöneticisi gerizekalı olsa bile savunmak ve desteklemek demektir. Futbolda fanatik olmayanlar ise futbolu daha genel olarak seyretmeyi sevenler, bir eğlence, bir görsel temaşa olarak görenlerdir ki onlar bile illa ki bir takım tutarlar içten içe. Çünkü futbolun özü tarafgirliktir, fanatikçe sevmektir.
(Futbolda) Fanatizm şiddet değildir. (Futbolda) Fanatizm yenildiğin zaman karşı takım taraftarını dövmek, cam çerçeve indirmek değildir. Futbolda fanatizm, bir önceki hafta ezeli rakibinden 5 yiyen takımı bir sonraki hafta tribünden götünü başını yırtarak desteklemektir.
Fanatiklik başka yerlerde (siyasette, milliyette, her türlü dünya görüşünde) çok ama çok tehlikelidir ama asla futbolda değil. Bu ikisini ayıracak taraftarlar ve bu ikisinden maraza çıkarmayacak kadar kafası basanların futbola kafasını yorması lazım. Başka şey değil.
(Futbolda) Fanatizm şiddet değildir. (Futbolda) Fanatizm yenildiğin zaman karşı takım taraftarını dövmek, cam çerçeve indirmek değildir. Futbolda fanatizm, bir önceki hafta ezeli rakibinden 5 yiyen takımı bir sonraki hafta tribünden götünü başını yırtarak desteklemektir.
Fanatiklik başka yerlerde (siyasette, milliyette, her türlü dünya görüşünde) çok ama çok tehlikelidir ama asla futbolda değil. Bu ikisini ayıracak taraftarlar ve bu ikisinden maraza çıkarmayacak kadar kafası basanların futbola kafasını yorması lazım. Başka şey değil.
Böyle olsa canıma minnet, yine fanatik olmam, hayatta amacı olmayan insan fanatik olur bana göre o ayrı da, dünyanın hiçbir yerinde fanatizmin bu demek olmadığını sen de çok iyi biliyorsun. Hatta bana sen anlattın, biz stadda cimbomlularla yan yana oturur Fener-Cimbom maçı izlerdik diye. Yiyorsa yap bunu bakalım günümüzde.
Dünyada amaçsız insanlar yaşamaya devam ettikçe fanatizm de zararlı olmaya devam edecek. Ha Futbol Türkiye'de afyon değildir diyen adama bir garip bakarım (sana hep garip bir sevgiyle baktım zaten, sorun yok o nedenle) o başka. Ama burada tanım karmaşası yaşanıyor. Ben futbol derken sporun kendisinden bahsetmiyorum. Her hafta halı sahaya giden bir adamım sonuçta. Ben futbol ligleri üzerinden taraftarlıktan bahsediyorum ki bu sporlar olmasa (Türkiye'de sadece futbol ama dünyada pek çok spor), bugün dünyada kapitalizm bile hüküm süremezdi. Madmax gibi yaşar giderdik. Dolayısıyla futbol gayet de afyondur.
Başlığı da bölelim en güzelinden diyorum.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.