Üzücü durum. 10. maddeye baktığımda sahte otel rezervasyonları ve konaklama, ulaşım ile ilgili yanlış beyanlar neden oluyormuş. Vize işlerinde davetiyelere güvenmeyip, tüm istenilenleri eksiksiz belirtmek gerekli. Bürokraside evraklar dışında hiçbir şeye itibar gösterilmiyor.

Böyle sahtekârlar yüzünden düşüyor ülkenin itibarı... 

@screenwriter27 sizinki ağır bir itham olmuş. Arkadaşı tanımadığınızı varsayarsak, umarım yazdığınızı düzenlersiniz.

Vize firmasına güvenip, evraklar üstün körü hazırlanmış olabilir. Firma çalışanları gerekli uyarıları yapmamış olabilir. Davetiyeye de fazlaca güvenildiği için diğer meseleler göz ardı edilmiş olabilir. Direkt olarak kandırmaya yönelik yanlış bilgi verildiği düşünmek yanlış.

Screenwriter'in dediğini ben başka türlü anladım. Yani buna benzer sahtekarlıkları yapanlar yüzünden gerçekten gitmek durumunda olanlar gidemiyor gibi. Bir itiraz süresi falan oluyordu. O esnada acaba daha kuvvetli bir belge alabilmesi festival komitesinden mümkün olabilir?

Arkadaşınızın başına gelene üzüldüm. Maalesef sık yaşanan bir sorun. Burada asıl mesele maalesef Türk pasaportunun güven vermemesi, itibarsız olması. ABD, Kanada ve Avrupa ülkelerine doğru son yıllarda yaşanan kaçış ve beyin göçü malumunuz, artık ulusal basını geçti, uluslararası basında bile yer buluyor. Sadece benim tanıdığım bir sürü üniversite mezunu insan son yıllarda göç etmeye çalıştı, kimi başardı, kimi gidemedi. Çoğu insan bir dil kursuna yazılıyor ya da turistik vize alıyor ve bir şekilde dönmemeye çalışıyor. Konsolosluklar bunları ayıklamaya çalışıyor, bazen kurunun yanında yaş da yanıyor. Sık sık yurt dışına gidip gelen, geliri yüksek, banka hesabındaki nakit seviyesi yüksek insanların vize alımlarında sorun yaşanmıyor. Konsolosluğun ya da aracı kurumun size verdiği red sebebinin bir önemi yok, çünkü reddedilme sebebi, eğer dosyanızda bürokratik/teknik bir hata/eksik yoksa, aslında sadece maddiyatla, daha doğrusu oraya gidip dönmeme ihtimalinizle ilgili. Bu yorumları ve bilgileri size kafadan atmıyorum. Ben fotoğraf stüdyosu işletiyorum ve her gün 10-15 kişiye farklı ülkeler için biyometrik vize fotoğrafları çekiyorum. Bugüne kadar Hindistan, Moğolistan ya da Mısır vizesi kabul edilmeyen tanımadım. Varsa yoksa ABD, İngiltere, Hollanda, Kanada... Burada aslında konsolosluğa başvurunuzu ileten aracı kurumun bir suçu yok. Çünkü o kurumların işi zaten dosyanızın eksiksiz olduğunu kontrol ettikten sonra iletmek. Reddeden sonuçta konsolosluk, onlar değil. Onları savunduğumu da düşünmeyin, defalarca kez telefonda bağıra çağıra, küfürler ede ede kavga ettim bazı aracı kurumların çalışanlarıyla. Vize başvurusu reddedilene gerekçe olarak "fotoğrafınız standartlara uymuyormuş" dedikleri oluyor bazen. Sırf başından savmak için. Haliyle müşteri de gelip benim başıma ekşiyor. 

Bazı Konsoloslukların vize kısımlarındaki çalışanların bazısının 
"elinizdeki fotoğraf kabul edilmeyebilir. Şu fotoğrafçıya giderseniz onların çektiklerinde bir sorun yaşanmıyor"
demelerine  hanutçuluk mu demek lazım bilemedim yani

Evet tam olarak hanutçuluk. Dönem dönem bazı konsoloslukların bazı çalışanlarıyla, vize ayarlayan aracı kurumların bazı çalışanları fotoğrafçılara teklif götürür. Olay sadece vizeyle sınırlı değil. Noterler, kaymakamlıkların nüfus müdürlüklerinde çalışanlar (kimlik ve ehliyet değişimi için biyometrik fotoğraf verdiğiniz yerler), sürücü kursları, göçmenlerin oturma izinlerini çıkaran yerler... O kadar çok kişi ve kurum var ki. Bu şekilde hiç çalışmadım, ama çalışan tanıyorum. Pis bir düzen.