Daha ne yazdığımı anlamadan yazdığım şeye tepki göstermeniz çok saçma. Ayrıca ercan, başka platformda yazdığım bir şeye gelip burada cevap verme huyundan bir vazgeç be kardeşim.

Bir de ağzıma laf sokmaya çalışmayın, bir yerde başka ülkeler daha medeni, onlar allahına sevişme gösteriyor mu dedim? Sabahtan akşama sevişme mi oynasın dedim? Bana kalırsa hiç koyulmasın, ama bu otosansürle değil, gereksiz olduğundan koyulmasın. Benim tek derdim, biçilen cezadır, olayın abesliği değil.

Önce yazılanı anlayın, sonra bana laf etmeye çalışın.

Şimdi ortada laf sokma filan yok onu geçiceksin. Bişey yazıyosun cevap verince laf sokmak mı oluyor.. Hem malezya filan demişsin burada da genel bir cevap verdim ben..

Bir de ağzıma laf sokmaya çalışmayın, bir yerde başka ülkeler daha medeni, onlar allahına sevişme gösteriyor mu dedim? Sabahtan akşama sevişme mi oynasın dedim? Bana kalırsa hiç koyulmasın, ama bu otosansürle değil, gereksiz olduğundan koyulmasın. Benim tek derdim, biçilen cezadır, olayın abesliği değil.

Önce yazılanı anlayın, sonra bana laf etmeye çalışın.

Şurdan ne anlamam gerekiyor ?

Hiç koyulmasın ne lan.. Gereksiz olduğundan koyulmıcaksa bu program en fazla sırlar dünyası olur.. Hatta onda bile kötü adamlar tecavüz filan ediyor..
Ya da çizgi film olabilir.
Otosansür yapmak kötü bir şey mi.. Sen niye burada yapıyorsun otosansür.. Bir kalite uğruna.. Orda da sevişme yayınlıcaksan her şeye rağmen altına kırmızı nokta mı koyarsın gece 3 te mi yayınlarsın.. Bu işlerin usulü bellidir.
Evet anarşist takılmak eğlenceli ama sektörel anlamda birşeyleri reel değerlendirin abi, mantıklı çözümlemeler yapalım. Profesyonel bir forum ortamı yaratmaksa mevzu..
Medya, etik vs.. Olaya sadece kişisel bakmak yarar getirmez, kocaman bir topluma yayın yapıyor bu kanallar.

Daha laf sokmak ile ağza laf sokmayı ayırt edemiyorsun ercü ya boşver. Takıl sen, rahat ol.

Ohoo sen de böyle tartışcaksan işimiz var, neye benzedi bu yaptığın söyliyim..
Senin adın da neden The Dude, Türkçemiz, amin..

Yahu kişiselleştirilmeden, konuya odaklı bir tartışma göremeyecek miyim şu ömrü-hayatımda...

Abi Eylem'le tartışıyorsun ama, hadi ben de araya gireyim, çünkü onun şu ana kadar ki fikirlerini sonuna kadar savunuyorum.

("Şeriat gelirse görürsünüz" kısmı hariç. Yani öyle bir tehlike var da, ismine şeriat demeyelim, ülke daha da muhafazakarlaşacak diyelim.)

Dam döt göstermek medeniyet değil elbette. Bunu kimse iddia etmedi zaten.
Mesele birilerinin başkalarının cinselliği üzerinde söz sahibi olması.
Yani bu açıdan bakınca Haydar Dümen de eleştirilebilir. "Şöyle sevişin, şu pozisyon iyidir, şöyle yapın bu işin kuralı budur", demek ile "sevişmeyin uleyn zina olur" demek arasında bir fark yok bana göre.
Çünkü ikisi de seni kontrol etmeye, tamamıyla senin kendinle alakalı olan bir şeye müdahale edip,
sana doğru olanı yaptırmaya çalışıyor.
Eylem'in bahsettiği otosansür de böyle bir şey.

Yani birileri bir şeylerin nasıl yapılması gerektiğini söylemese, (buna sadece politik iktidar değil, gelenekler, töreler, dinler de dahil) insanlar toplum içinde yaşamanın gereği kendi kendilerini dizginlemeyi bilecekler.

Şimdi o kanal o sevişme sahnesini niye koydu. Sen dedin ki reyting için. Katılıyorum.
Ama o sahne neden reyting getiriyor, bunu sorgulamak lazım.
O sahne reyting getirir çünkü toplum öyle "düzenlenmiş" bir cinselliğe sahip ki, bastırılmış cinsellik duygusu mevzuyu "aha dam döt gösteriyorlar" deyip izletiyor, arkasından da "çok terbiyesiz şeyler bunlar canım biz böyle şeyler yapmıyoruz" tepkisine neden oluyor. (Halbuki daha beterleri de var.)

Uykusuz'un karikatürü dedim ilk mesajda. Çok da güzel anlatıyor mevzuyu, bulamadım dur anlatayım. (İğrenç bir şey karikatür anlatmak ama, ne yapayım, başka çare yok. 🙂 )

RTÜK'te toplantı. Beş-Altı görevli adam kanalı cezalandırmak için kullanacakları gerekçeyi arıyorlar:

(Sonrasında küfür vardır.)

- Dizide çok uzun süre çatır çatır zikiştiler.
- Çok sert oldu bence.
- Kütür kütür desek.
- Kitlendik, biraz ara verip kafamızı toplayalım...
- Ne var kardeşim, doğruya doğru...

Mevzu sapıklıksa, ya da daha basitinden cinsel içerikse, kimin asıl sapık ya da cinsel içerik bağımlısı olduğu cezanın kendisinden anlaşılıyor. "Çok uzun ve ateşli seviştiler" ne demek? Yani bence asıl sorun toplumda var olan cinsel sapkınlıktır. Bunun da üstesinden gelmek istiyorsak, öncelikle "çok uzun süre ve ateşli sevişmenin" suç olmadığını göstermemiz gerekir.
Böyle bir şey idrak edildikten sonra insanlar bunu suç olduğu için değil, tamamıyla içinde yaşadıkları topluma saygıdan ötürü engellerler.

Ama bastırarak yok etmeye çalışırsan, bazı cinsel davranışları yaptıkları halde,
"yapmadık arkadaşım ayıp" demeye devam ederler.

Taktınız bu şeriat lafına. Şeriatla yönetilecek deyince herkes kelleler kafalar kopacak sanıyor galiba. Şeriat ne demektir arkadaşlar? Sözlükten vereyim, sonra yorum kattı demeyin:
şeriat, -tı a. Ar. (.-.)
Kuran’daki ayetlerden, Peygamberin sözlerinden çıkarılan, dinsel temellere dayanan Müslümanlık yasası, İslam hukuku.

İslam Hukuku. Daha ne diyeyim bunun üzerine? İran, eski Irak vs. tarzı, İslami bir yönetim ile yönetileceğimize inanıyorum. Siz nerelerde yaşıyorsunuz bilmiyorum ama herhalde şimdilik kurtarılmış bölgelerde yaşıyorsunuz. Bizim burada peçeli kadınlar kocalarının beş adım gerisinden yürüyor ve ben daha 4. Levent'in karşısında Çeliktepe'nin hemen girişinde yaşıyorum. Yani 2 adım ötemiz İstanbul'un hatta Türkiye'nin en büyük iş merkezlerinden biri. Evimin arkasında Avrupa'nın en yüksek binası inşaa ediliyor, eve gelenler bilir.

Ha tabii yola çıkma sebebim sadece bu değil, zaten başka sitede yazdığım bir şeyi alıntılamışken, tamamı alıntılanmış olsa bu karmaşa da ortaya çıkmazdı, "Türkiye'nin birkaç on yıl içerisinde şeriat ile yönetileceğini düşünüyorum. En azından, halktan gelen bir devrim veya ordudan gelen bir darbe olmazsa olacak olan o. Sonra bir süre de öyle kastıktan sonra, İran halkı gibi özgürlük için sokağa dökülürüz, kan dökülür. Alışığız nasılsa kan dökmeye ve döktürtmeye.." Cümlemin tamamı budur. Alıntılarken, ağza laflar sokmaya çalışırken adam gibi alıntılayın bari.

Özelden de konuştum birkaç kişiyle ve daha anlaşılamadığını gördüm olayın. Şimdi şu noktada haklısınız, başında Aile ibaresi bulunan bir dizide sevişme sahnesi olması yanlıştır (ki buna sevişme sahnesi demek bile bana komik geliyor ama o konuda da size hak veriyorum zira ben çok daha rahat ve esnek bir toplumda yetiştim) ve hatalıdır. Ancak ve ancak, bunun cezalandırılma biçimi kanal kapatılması değildir. Kanala o anki reklam yayını geliririnin %y'si üzerinden ceza kesersin, ne bileyim belirli bir para cezası verirsin, uyarı verirsin (kanal kapatmak da bir uyarıdır ama sansürcü bir uyarıdır). Bir dahakine adam gibi uyarını koy dersin. Ama ben yine de diyorum, o bölümün başında

şu işaret olsaydı bile şikâyet sayısı değişmeyecekti, zira o işaretleri sallayan hiçkimse yok (hedef kitle içerisinden bahsediyorum, olsa bile, diyelim ki ben dizinin ilk 30 saniyesini kaçırdım, aha gitti akıllı işaret, sonra bir baktım sevişme, aynı oranda şikâyetin geleceğine o kadar eminim ki, kaçınız bir programın başına otururken yaş sınırlamasına bakıyorsunuz (belki çocuğu olanlar bakıyordur çocukları için)?

Demem budur.

Diğer işareti ararken de bunu buldum, hoşuma gitti hehe:

Söylediğin tehlikelerin hepsini ben de görüyorum.
Ama Türkiye için "resmi" olarak bir İslam Hukuk'unu geleceğini sanmıyorum sadece.
Bana sorarsan gayri-resmi olanı yani ideolojik olarak içselleştirilmiş olanı daha tehlikeli resmi İslam Hukuk'undan.
Çünkü burası demokratik bir ülke diyebiliyorsun bu halde olursa ki ulaşılmak istenen de o zaten.

İsteyen izler. İstemeyen izlemez. Doğru. Ama kanal ulusal ve bu gibi görüntülerin yayınlanabilecek saatin öncesinde. Gerçi diziyi izleyenlerin de zevkinden şüphe ediyorum. Zevkler ve renler tartışılır demiyeceğim bu dizi için. Diziyi izlemiyorum. Ama şu görüntüden kaç bölümlükse artık dizinin özeti ve akılda kalanlar...

Şeriat konuuna gelirsek. İran'da uygulanan rejimin şeriat olmadığını şeriatı incelersek anlayabiliriz. Kur'an ve Hz.Muhammed'in doğrulanmış sözleri ve günü gerekleri eklense bu ülke de şeriat var desem inanmazsın. Şeriattan ne anladığınıza bağlı. Şeriatın içinde recm ve kadını peçe altına almak yoktur. Kur'an da kadınlar peçe altına girecek diye birşey yoktur. Ya da kadınlar kocalarının kölesidir ve kocalarının her istediğini yapacaktırlar diye de birşey yoktur. Diğer dinlerde olmayan kadına ilk boşama hakkını vermiştir İslam. Bu nasıl uyguladığınıza bağlı.
Bazı hadisler;

:"Mü’minlerin îmân bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en hayırlı olanıdır."

"Ey insanlar! Kadınlar hakkında Allâh’dan korkunuz! Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız vardır."

[İ.Gazali](Hanımı ile iyi geçinip şakalaşanı Allahü teâlâ sever, rızklarını artırır.)

[R.Nasıhin](Hanımının haklarını ifa etmeyenin; namazları, oruçları kabul olmaz.)

"Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır."

Hz. Aişe

Hz Aişe’nin, Hz Ebubekir, Hz Ömer ve Hz Osman devirlerinde fetva verdiği ve bunu ölünceye kadar sürdürdüğü rivayet edilmektedir Diğer taraftan şer’i hükümlerin dörtte birinin ondan nakledildiği zikredilmektedir
Hz Osman ve Hz Ömer gibi büyük sahabelerin Hz Peygamber’in söz, davranış ve kabulleri konusunda Hz Aişe’ye başvurdukları ve ondan bilgi aldıkları bilinmektedir
Hz Aişe, pasif bir eğitici olarak kalmaz O, kendisine başvuru olmasa da yapılan yanlışlıklara müdahale ederek, Hz Peygamber’in vefatından hemen sonra İslam’ın yanlış anlaşılıp ve yanlış aktarılmasını önlediği gibi İslam dünyasında müsbet tenkit fikrinin gelişmesine de büyük katkılar sağlar
Hz Aişe’nin tenkitçiliğine en çarpıcı örnek şudur: Ebu Hureyre’nin Hz Peygamber’den “Uğursuzluk; ev, kadın ve attan olur” diye bir hadis rivayet ettiğini duyan Hz Aişe buna çok kızar ve Allah’a yemin olsun ki Hz Peygamber bunu söylemedi; O, cahiliye devri insanlarının böyle bir düşüncede olduğunu söyledi” der.

Hatta Hz.Ömer gibi sert mizaçlı bir insana bile karısı karşı çıkabilmekteydi.

Şimdi şeriat var dediğin yerlerde bunların hangisi uygulanıyor ve benimsenmiş. Hayatımda bunu benimsemiş aileler gördüm. Kadın kocasının arkasında değil yanında.

Diyeceksin ki hırsızın elini kesin diyor şeriat. Şimdi ekmek çalan bir çocuğun eli kesilmez. Ama bu büyük hırsızların elini kes bakalım. İster şeriat deyin ister "yobaz" ama bu büyük hırsızların elini kesmek lazım. Kesmemek ve yeni hırsızlara cesaret vermek daha barbarca kanımca. Kısaca bütün vücudu kurtarmak için doktorun kol, bacak kesmek zorunda kalışı gibi.

Benim de eksiklerim var ama bildiğim ve okuduğum kadarı ile böyle. Tabi ki size göre bir takım yanlış ve belki saçma sözlerim olmuştur. Affedin!

Eylem sondan bir önceki mesajım da da söylediğim tam da buydu işte.
Savunma noktaların hala bir garip.
Neymiş öbür siteden alıntılamışım hele hölö.. Alıntı filan yok. He aynı cümleyi kullanmışım, e birader topluma bir şeyler vericem diye elini taşın altına koyuyorsan her yazdığından sorumlusun.He komple baktığımda da cümleye farklı bir şey görmüyorum. Devrim olmassa şeriat gelicek sonra öyle kastırıcaz diyorsun.Yok öyle bir şeyin geleceği.He ordudan medet ummanı tamamen es geçiyorum. Sonra 12 Eylülde bi daha tartışcaz yoksa.
İkincisi; bu kadar duyarlılıktan sonra araştırsaydın programa kapatma cezası değil, uyarı, tekrarı halinde 250-500 bin para cezası verileceğini öğrenirdin netten.
Ben konuyu tamamen bu eksene çekmeye çalışıyorum ki sen de kabul etmişsin yayınlanma ölçütünü..
Akıllı işaretlere gelince, bunlar bir nevi uyum ve kendi üzerinden sorumluluğu atmak gibi bir şey sonuçta.Rtük e şikayet eden adamların tavrını ve karakterini hayal edebiliyorum.
Başına ve reklam aralarından sonraki dönüşlere koyacağın bu işaretle herkesin ağzını kapatırsın.Herkesin zeka ve işgüzarlık ölçütü bir değil. Olayı bir an politik düşünmekten vazgeçip Rtük yerine koy.70 milyon insan, 40 milyon seyirci belki.. Kolay değil yani memnun etmek.
Valla bizim toplumda aile ortamında yiyişme filan bu tip şeyleri izlemek pek iyi karşılanmaz, tek tek bakarsan herkesin ilgisini çekeceği malum.. Ancak Umut Sarıkaya nın Yabancı Aile karikatürüne dönüşmedik daha... Şimdi işi burada detaylandırmayalım ama bir sevişmenin sınırları bellidir, otosansürde buna göre çalışır, O diziyi izleyen 20 milyon insana göre düşünmek zorundalar.

Şeriat, islam hukuku, çarşaflı kadınlar.. Bunlar hakkında gerekli açıklamayı sonra yüz yüze yapayım. Çünkü çok dar bir perspektiften bakıp bakıp tırsıyorsun sadece. Her şey o kadar basit değil. O kadınlar da ben doğduğumdan beri varlar etrafta ve sayıları aynı.Tabi daha farklı farklı tip ve görüşte insan olduğu gibi.
Senin görme fırsatın olmamış sadece ve garip geliyor.Tv de gördüğün ortadoğu ülkeri ile eşleştiriyorsun ve beynine kan sıçrıyor sadece, daha geniş perspektiften bakman, hümanizm yolunda sana çok şey katacaktır sevgili dostum.

Neyse bir tartışmanın daha sonuna geldik.Ve ben yine sıkıldım, çünkü yine saçma sapan boyutlara geldi.
Tartışırken geri adım atmayı öğrenemiyoruz ya karşıdan bakınca hoş durmuyor işte.

Yahu ben diğer sitede yazdığım şeyin arkasında değilim mi dedim? Başka bir yerde yazdığım bir şeyi alıntılayacaksan ama uzantıyı vereceksin, dileyen herkes tamamını okuyabilsin, sonra sen medya gibi cımbızla seçip bir yeri alıyorsun, yanlış anlaşılmaya açık oluyor.

Halktan gelen devrim ile hükümet yıkarak gerçekleşecek diye bir şey de yok. Önümüzdeki genel seçimlerde CHP'nin ezici oyla kazanması da devrim sayılabilir gayet (olacak demiyorum, böyle bir şey olursa adını bu koyabiliriz diyorum). Yani gidişatı durdurmak halkın elindedir. Ordudan medet umduğumu nereden çıkardın bak onu da anlamıyorum. Ben sadece bu gidişata dur deyebilir dedim, bu daha iyi bir tercihtir veya doğrudur demedim.
Diğer kısımlara hiç girmeyeceğim. Herkes Kıbrıs'tan geldim diye hiçbir şey görmedim falan sanıyor, üsteleyecek değilim. 2 gözü de gören herkes her şeyin farkında zaten.
Bu arada aynı kitabın bir uyarlamasının 34 yıl önce sevişme sahnesiyle beraber TRT'de yayınlandığını hatırlatmakta yarar var. Aynı TRT, yıllar önce gayet normal yayınladığı görüntülerde günümüzde kadının sütyeni görünüyor diye görüntüyü büyütüp bu kısımları görüntü dışında bırakıyorsa, bu size bir şeylerin ters gittiğini göstermeli (başka bir filmden bu, aynı filmden bahsetmiyorum).

Neyse bu kişisel tartışmayı bitirelim artık, sen de anlattın derdini ben de. Ben yazıyı kaldırıyorum, insanların kaldıramayacağını anladım.

Bak arada Amerikan televizyonlarının sansür uygulamalarını ararken şunu buldum, İran'da sansürlenen Nat Geo kapağı

Bu da sansürsüz hali http://ngm.nationalgeographic.com/ngm/0602/feature2/ " onclick="window.open(this.href);return false;

Bence anlam değişikliği yok işte ama sen öyle düşündüysen, peki özür dilerim.
Ordu ve darbe laflarını aynı cümlede kullanırken dikkat et diyorum yani, zaten orda espri yaptım, konuyu uzatmadım. 🙂 Kıbrıs mevzusunda bir vurguda bulunmadım hiç bir zaman, hatta buna en az vurguda bulunan benimdir herhalde.
Sadece söylem tarzından böyle bir çıkarıma vardım. Çünkü farkında olup objektif yaklaşan biri böyle çıkış yapmaz.Bu noktada duyarlılıklarımız farklılık gösteriyor.

Sansür noktasında, önceden özel tv kanallarında canlı yayında sigara bile içiliyor, mozaikleme filan hak getire.Ben Kemal Sunal filmlerini hep küfürlü izledim..

He diyeceksin ki işte bak bak toplumu bu hale getirdiler.. Ama bu yasakları ahlaki ve zihinsel gelişim açısından değerlendiren değerli Tıp doktorlarımız yanlış olduğunu söylüyor zaten.

Evet bitirelim, yazında da kaldırılcak bir şey yok bence, sadece programın kapatma cezası almadığı bilgisiyle belki yeniden düzenleyebilirsin.
Ben sadece düşündüğün ve iddia ettiğin şeylere cevap verdim.Sende bir değişim yaratmasını beklemiyordum ama yarın biri okursa kendi ayırdına varsın artık.
Öperim.

Kapatma cezası kalkınca zaten benim yazının anlamı kalmıyor, benim eleştirim kapatmayaydı, ceza verilmesi gerekli diyordum, o da eleştirilebilir yani de orada nispeten anlayabiliyorum karşı tarafı diye susuyorum.

Kıbrıs konusununda ise, genelde yapıldığı için bana karşı sıkıldım artık. Sen direk bir laf etmedin biliyorum da işte baydım artık.. Neyse, ben Beykoz'a gideyim, öldü yiğidimiz Yazıcıoğlu pankartlarının içinde arazi çalışması yapayım, keyfim düzelsin. 30 derece sıcakta güneşin altında gezip toprağa bakmak kadar zevkli bir şey olamaz.

Heheh.. İzmitte aşırı sağnak yağış yeni bitti.. O tarafa geliyor olmasın 🙂

Gold bilgisayara gidiyorum ve firewire kart istiyorum. Aldığım cevap ; şuan kalmadı elimizde. Diyorum ki neden ama burada bulamazsam nereden alıcağım ?

Gelen cevap; hafta sonu geldiği için tükendi ...

Nedir bu firewire kart yok mu satıyor yani .. 😀

Gidiyorum Media Markt'a aynı tablo .. bir tane var Hama marka .. Hani şu herşeyin en pahalı olduğu marka .. Onuda almıyorum. En mantıklısı yine internet 🙂 gidende kabahat zaten.