Olay öldürebilme yetkinliği mi ki? Eline silah verirsen çocuk da öldürür. Bu onu öldürme hakkını bize verir mi? Terminolojide anlaşamıyoruz, tartışmak faydasız.

Olay öldürebilme yetkinliği mi ki? Eline silah verirsen çocuk da öldürür. Bu onu öldürme hakkını bize verir mi? Terminolojide anlaşamıyoruz, tartışmak faydasız.
Çocukları baştan denklem dışı tuttuk zaten. Yetişkinler açısından konuşalım.

Olay tam da öldürülebilme yetkinliği. Yaşama hakkının bir başka versiyonu, tersten bakılmışı, integrali. Bir insanın yaşayıp yaşamamasına, salt fiziksel gerçekleri nedeniyle izin verme hakkı kimse de yoksa, bir kişinin de ölüp ölmemesine karar verme hakkı kimse de yoktur. Ancak kural koyucular, yasa ve biz buna "baba" imgesi diyelim, koruyucu ve kollayıcı sıfatıyla çocukları (çünkü kendi kararlarını kendi veremezler, bir ataya ihtiyaç duyarlar) ve kadınları (çünkü onlar erkeklere anlam katmak için vardırlar, yapım ekleri gibi, kendi başlarına anlamları yoktur) her zaman, diğer haksız erkeklerin gazabından korur. Öyle ki, öldürülmeleri bile "baba"nın icazetiyle gerçekleşebilir. Bak ne diyor "güçlü" ve "baba" imgemiz:
"Çocuk, kadın herkesi öldürmenizin nedeni neydi?" sorusuna ise katliam şüphelilerinden birisi şu karşılığı verdi: "Eğer biz çoluk-çocuk herkesi öldürmemiş olsaydık, ortaya çıkan kan davası nedeniyle ilerde bizden birilerini öldürürlerdi. O ailelerin tamamının köklerini kazıyıp bizden intikam alacak kimseyi bırakmamak için hepsini öldürmeye karar verdik. Köyün dışında olanları da yaşatmayacak ve köklerini kurutacaktık. Sağ kalanlar varsa onlar da bizim ailelerimizden intikam almaya çalışırlar. Bu böyle devam edip gider."
Yasaya bak. Kendine göre haklıyı gördüğü zaman kadını ve çocuğu da errrrkek kisvesine sokabiliyor. Güçsüzdü, demiyor. Beni öldürebilir, deyip kıyıveriyor.

Burada bir rütbe sorunu var. Kadını öldürmenin erkeğe yakışmadığı aba altından söyleniyor. Erkeği öldürmek yakışıyor mu yani? Siz bir kavramı, çürük bir gerekçeyle doldurursanız, başka bir kavram da aynı çürümüşlükte ortaya çıkıverir. Yaşamasına bile erkin izin verdiği bir cinsiyetin, onun ölümünde bile söz sahibi olmaya çalışan yasasının, kuralının sorunu var. Eksik eteklik sorunu bu. Aç bütün filmleri payiciğim, izle bütün sahneleri. Erkek erkeğe yumruk atar, erkek kadına tokat atar. Sırf bu bile bir rütbe sorunudur, bir hiyerarşi sorunudur. Toplumsal koddur, yıkılmalıdır.

Valla o kadar çok sorun var ki varsın tek sorunumuz kadının öldürülmemesi olsun. Ama senin söyleminde eksik olan bir şey de anne olgusu. Kadının o toplumsal kodlanmasının altında yatan en büyük neden bence annelik. O yüzdendir o ayrım. Freud amcamdan selamlar 🙂

Şimdi olay neresinden tutarsan elinde kalıyor o ayrı. Onu tartışmanın bile alemi yok. Sadece şu var ki savaş fiziksel bir hadisedir. Bir futbol maçını bile kadınlarla erkekler yapamaz. En baba kadın savaşçıyı getir tek yumrukla yere yermezsem ne olayım..

Elbette ki bu adamlar manyağın daniskası, katliamı bile bir mantıkla yapmaya çalışan zihniyete diyecek birşey bulamıyorum, aşmışlar yani. Onlar insansa ben değilim orası kesin...

Ay kafayı yiyeceğim. Şu açıklamaya bakar mısınız:
Bölgede bir kız evlendirileceği zaman, öncelik amcasının oğlunundur. Onunla evlendirilir. Eğer kızın istemezse ya kaçırılır ya da kızın babası öldürülür. Ancak burada bir gariplik var, olayın bu garip yönünü düşünmek gerekiyor.
Şuna bakın! Garipliğin başladığı yere dikkat çekiyorum. "...ya da kızın babası öldürülür. Ancak burada [bu olayda] bir gariplik var..."mış. Yani babanın öldürülmesi gariplik değil de, gariplik bu katliamla başlıyor. O âna kadar her şey normal! Ben mi yanlış anlıyorum? Bu adam kanıksamış mı bu töreyi?

payitaht - Anne olgusu benim dediklerimi destekler payiciğim canım. Kadın üretmeli, soyu devam ettirmelidir bu algıya göre. Görevi budur. Tarla gibidir yani. Toplumsal cinsiyet meselesi cidden çok can yaralayıcı bir mesele ve kanıksadıklarımızı sorguladığımızda bile bize rahatsızlık verebiliyor. Biraz üzerine gitmekten bir şey çıkmaz.

Ayrıca payiciğim enternasyonelim, sorunlar arasında bir hiyerarşi kurmadım hiç. Her sorun önemli, her sorun değerlidir. Kadınları en çok kadınlar değil, erkekler savunduğunda kadınların sorunları kalkar. Kürtleri en çok Türklerin, siyahları en çok beyazların desteklemesinin daha eftal olacağı gibi.

Sen bunları Mustafa Kemal'in söylediğine inanıyormusun Dude efendi. Çok çelişkili çünkü bu nutuk hadisesi.

Bu zamanında çeşitli bakanlar tarafından TBMM'de bile okunmuş bir metin, pek çok tanığı var. Nutkun atılmasını sağlayan olay ise, Atatürk'ün ezanın Türkçe okunmasını emretmesi sonrasında Bursa'da dindarların ayaklanmasını öğrencilerin bastırmaya çalışması idi.

Yani evet inanıyorum. İnanmak istiyorum ya da "söylemiş ise hiç şaşırmam" da diyebiliriz. Beni şüpheye iten tek tarafı, 68 olaylarını böyle sonrasında yazılmış kadar cuk oturacak şekilde desteklemesi. Ama 68'den çok önce TBMM'de bu metni okuyarak muhalefet eden bakanlar vardı.

Recep İvedik 4.301.641
Recep İvedik 2 4.243.538
Babam ve Oğlum 3.837.876
Muro 2.309.630
Maskeli Beşler 1.239.902
Sınav 1.161.226
Son Osmanlı Ya 1.087.209
120 1.033.011
Çılgın Dersane 899.314
Gelibolu 677.532
Dondurmam Gay. 636.823
Kutsal Damacan 627.421
Güz Sancısı 569.561
Takva 349.530
Eve Giden Yol 345.817
Umut 173.903
FIRTINA 55.296
Leo, Arslan Kr 52.379
Yağmurdan Sonr 39.155
SCAR (3D) 31.747
Prenses Lissi 31.173

* 20 Mart 2009
Toplam Seyirci Rakamları

Recep İvedik 4.301.641
Recep İvedik 2 4.243.538
Babam ve Oğlum 3.837.876
Muro 2.309.630
Maskeli Beşler 1.239.902
Sınav 1.161.226
Son Osmanlı Ya 1.087.209
120 1.033.011
Çılgın Dersane 899.314
Gelibolu 677.532
Dondurmam Gay. 636.823
Kutsal Damacan 627.421
Güz Sancısı 569.561
Takva 349.530
Eve Giden Yol 345.817
Umut 173.903
FIRTINA 55.296
Leo, Arslan Kr 52.379
Yağmurdan Sonr 39.155
SCAR (3D) 31.747
Prenses Lissi 31.173

* 20 Mart 2009
Toplam Seyirci Rakamları

Cem Yılmaz'a gıcığı varmış anlaşılan hazırlayan arkadaşın.

* Recep İvedik 2: 4 milyon 306 bin 698

* Recep İvedik: - 4 milyon 301 bin 641

* Kurtlar Vadisi Irak: 4 milyon 256 bin 567

* G.O.R.A : 4 milyon bin 711

* Babam ve Oğlum: 3 milyon 837 bin 876

* A.R.O.G: 3 milyon 701 bin 940

* Vizontele: 3 milyon 308 bin 383

* Vizontele Tuuba: 2 milyon 894 bin 802

* Issız Adam: 2 milyon 778 bin 456

* Hababam Sınıfı Askerde: 2.586.636

Bu akşam derste "Sonbahar" filmini izledik. Görüntü yönetmeni ve yapımcısı da katıldılar. (Yönetmen son anda bir konferansa katıldığı için gelemedi). Filmin yapımı üzerine konuştuk. Akılma hemen sevgili forumum geldi. Bazen bazı başlıklarda çok vıdı vıdı yapıpta zamanı boşa harcıyormuşuz gibi geldi. O kadar yetenekli kişiler var ki aramızda niye duruyoruz? Neden durmadan film ya da film yapma edimi içerisinde değiliz anlamıyorum. 15 kişi bir araya gelsek film çekebiliyormuşuz. Gittiğimiz herhangi biryerde sadece belediye başkanını ikna edip kalacak yer sorununu halledebiliyormuşuz. Yöre halkını her türlü oyuncu olarak kullanabiliyormuşuz. Ve daha neler neler yapıp bir film çekebiliyormuşuz. Sadece 15 kişi...Biz 15 kişi yokmuyuz?

Ay kafayı yiyeceğim. Şu açıklamaya bakar mısınız:
Bölgede bir kız evlendirileceği zaman, öncelik amcasının oğlunundur. Onunla evlendirilir. Eğer kızın istemezse ya kaçırılır ya da kızın babası öldürülür. Ancak burada bir gariplik var, olayın bu garip yönünü düşünmek gerekiyor.

Ali ünal

Bulamaç'ın orada kastettiği şey çok başka birşey.. evet orada (daha yoğun olarak karadenizde daha az denizlide vs.) "normalleşmiş" bir durum. toplumda alıştı oradakiler çoktan sindirmişler zaten..

Bulamaç'ın kastettiği katliama varması ve herkesin öldürülmesi ve öldürenlerin korucu (öldürülenler arasındada var) olması, silahların pkk operasyonunda ele geçirilen silahlar olup ordunun onlara yeni vermiş olması.
bunların yanına pkknın ateşkes geyiğini koyunca ortaya acaip bir ihtimal çıkabiliyor.. (benzelerini çok gördük)

eğer bu olayın ardından sağ kalan olmasaydı bu işin kime yükleneceği belli. pkk ateşkes dedi geldi onlarca kişiyi çoluk çocuk katletti olacaktı.

bunları yanyana koyunca garip ihtimaller geliyor.. bulamaçın demeye getirip te büzüğünün yemediği bu sanırım.

---------------------------------------------------------------
NOT:
he bi dangalakta çıkıp bunları yazdım diye pkk sempatizanı bilmemne sanmasın beni. en az mhp kadar midemi bulandırırlar kendileri. ben misaki milli sınırları içersinde herkesin tek devlet çatısı altında birlikte yaşadığı bağımsız sosyalist cumhuriyetten yanayım okke.. bu notu tartışma konusu haline getirmeyin yazmak zorunda kalmak bile can sıkıcı.
---------------------------------------------------------------

Bulaç'ın demeye çalıştığıyla ilgilenmektense, ki binbir türlü spekülasyona varılabilir, dediği şeyle ilgilenmeyi daha eftal buluyorum. Adam sanki yemek tarifi verir gibi töre tarifi veriyor ve babanın öldürülebilir oluşunu, meşru ve basit bir denklem gibi kabul etmemizi bekliyor. Öyle ki, zatı şahanesine göre asıl sorun bu değil, bundan sonrası. Ne gam!

Gerçek ismi: Yadigar Kuzu
Namı: Yadigar Ejder
Doğum tarihi: 05/10/1947
Doğum yeri: Sivas
Eğitimi: -
Ölüm Tarihi: 14/01/1992
Ölüm Yeri: İstanbul
Diğer: Taksim Parkında donarak ölmüştür.

yazık... çok yazık olmuş...

Bu akşam derste "Sonbahar" filmini izledik. Görüntü yönetmeni ve yapımcısı da katıldılar. (Yönetmen son anda bir konferansa katıldığı için gelemedi). Filmin yapımı üzerine konuştuk. Akılma hemen sevgili forumum geldi. Bazen bazı başlıklarda çok vıdı vıdı yapıpta zamanı boşa harcıyormuşuz gibi geldi. O kadar yetenekli kişiler var ki aramızda niye duruyoruz? Neden durmadan film ya da film yapma edimi içerisinde değiliz anlamıyorum. 15 kişi bir araya gelsek film çekebiliyormuşuz. Gittiğimiz herhangi biryerde sadece belediye başkanını ikna edip kalacak yer sorununu halledebiliyormuşuz. Yöre halkını her türlü oyuncu olarak kullanabiliyormuşuz. Ve daha neler neler yapıp bir film çekebiliyormuşuz. Sadece 15 kişi...Biz 15 kişi yokmuyuz?
yonetmen eskişehirede gelcekti ama son anda işi cıkmıştı bizdede...

eee böyle bir kampanya yapalım ...bir yer seçim oraya gidelim ve film çekelim ben varım ... bu arada eskişehirede beklerim... 20 kişiyi ağırlayacak potansiyelim var ..hepa da burda ... .

onun dısında diğer onerilere de acıgım zamn uygun oldukca...

ilgine teşekkür ederim gördüğün gibi bir tek senin ilgini çekti 🙂 Yakın bir zamanda bununla ilgili bir şeyler yapmayı istiyorum. Yapamazsınız edemezsiniz diyenler çok çıkıcak elbet. Fakat biraz zaman gerekiyor. herşeyin bir yolu vardır. Yeterki istekli olalım...

ilgine teşekkür ederim gördüğün gibi bir tek senin ilgini çekti 🙂 Yakın bir zamanda bununla ilgili bir şeyler yapmayı istiyorum. Yapamazsınız edemezsiniz diyenler çok çıkıcak elbet. Fakat biraz zaman gerekiyor. herşeyin bir yolu vardır. Yeterki istekli olalım...

Abi bunun sebebi, bu forumda takılan çoğu kişinin yönetmen olma isteği. Mesela ışıkçının, makyajcının, kurgucunun, sanat yönetmeninin, görüntü yönetmeninin vs vs takıldığı bir ortam olsaydı burası, istediğin şekilde bir sürü proje gerçekleştirebilirdik. Diğer türlü mevzu olan projede tek bir yönetmen olcağından kimse sıcak bakmıyor olsa gerek.
Bu arada böyle bir proje olursa ben de katılırım her türlü.