Güyya benimde 8 olacak

Öhööm. Ama durum bu. 😀

kanser olmaya değmiyor..

1gb/s bağlantı hızı olan üniversitede bu şekilde hızım.

Baktım da herkes farklı bir şey kullanıyor. Ben de biri'ye geçmek istiyorum. 10 Mbps sınırsız ADSL2+ paket aylık 46 lira.

http://www.biri.com.tr/ozgurbiri.aspx " onclick="window.open(this.href);return false;

Ama sözleşme falan istiyorlar mı 2 yıllık onu öğrenmek lazım.

edit: Aradım biri'yi. 2 yıllık sözleşme imzalanıyormuş. İlk 6 ay 46 lira, sonraki 18 ay 110 liraymış aylık ücret.

1gb/s bağlantı hızı olan üniversitede bu şekilde hızım.
Mordevrim senin meslek ne abi? 🙂

a.
b.
c.

Devletmemuru.

devlet memuru diye kestirip atabilir misin ?

1gb/s bağlantı hızı olan üniversitede bu şekilde hızım.
Mordevrim senin meslek ne abi? 🙂

a.
b.
c.
O hız bütün okula bölünüyor yalnız. Ben de okuldayken 12 mb saniyede indirirdim, hey gidi günler be.. Hdd kilitlenirdi :). Sonra limitledir falan bir sürü..

devlet memuru diye kestirip atabilir misin ?

Yok abi, isterse müsteşar olsun yine de kestirmem. Neden kestireyim (bu da en kötü 2. esprim olsun. 1.sini 1 yıl önce yapmıştım ama espri neydi unuttum şimdi) ?

Editto: Bu arada ilk "gönder"den değil, en alttaki gönderden gönderin postları (şu dosya mosya yazan). O zaman hiç takılma olmuyor.

bana göre bütün öğrenci işleri bi nevi kafkas tebeşir dairesidir aslında.sürreel mi desem hiperreel mi desem...
hele ben okurken o endüstriyel boy daktilolar vardı.
içeri girdiğimde vücut kimyam değişirdi...
Kafka'yı keşfedip sevmem de aynı dönemlere rastlar zaten.

NOT: kafkas tebeşir dairesi bana hep Brecht'ten ziyade Kafka'ya ait gibi görünmüştür.
tamamen benim yanılsamam.

5 ya da 6 yaşlarındaydım. Babam bir gazetenin verdiği Guinnes Rekorlar Kitabını benim için edinmişti. Hayatımda aldığım, şu an için bile en "faydalı" hediyeydi benim için. Ufkum açılmıştı ve o 1982 basımı kitabı hala okuyorum/okuyordum. Ve büyük bir kısmını ezbere biliyorum. Aklımın almayacağı konulara o kitap sayesinde ilgi duymuştum. Ve neredeyse 20-25 yıldır yeni basımını bekliyordum. Yıllar yılı araştırmadığım yer kalmamıştı, "ulan nasıl bunun yeni baskısı olmaz yahu?" diye söyleniyordum 15 yıldır falan.
Ve birkaç gün önce İstiklal Caddesinde yeşil parlak kaplı bir kitap gördüm. Yemin ediyorum, adını görmeden muradıma erdiğimi anladım/fark ettim. Basılı yayın tarihinin en fazla satılmış, en fazla okunmuş, en fazla dile çevrilmiş kitabı. Hayatımda hiçbir kağıt yığınını gördüğümde bu kadar mutlu olmamıştım.
Popülaritesiyle yararlılığı bı derece denk olan başka bir yayın da bilmiyorum. Ve Guinnes Rekorlar Kitabı 2010 baskısını -hiç de ucuz olmamasına rağmen- gözümü kırpmadan aldım ve beklediğimden daha dolu bir derlemeyle karşılaştım.
Küçücük de olsa bir ilginiz varsa mutlaka alın, pişman olmazsınız.
Öyle ilginç notlar mevcut ki (bazı rekorların ne kadar zamandır kırılamadığı gibi) kayıtsız kalmak olanaksız. Bol fotoğraflı bir yayının gerçekten bol fotoğraflı oluşu ilk kez gerçekten gerekmiş ve işe yaramış çünkü yer doldurmak için değil (fotoğraflar da accayip kaliteli) verilenleri desteklemek için kullanılmış.
Muhtemelen birkaç gece ona sarılıp yatacağım, sonra okumaya başlayacağım ve ezberleyene kadar bırakmayacağım. 🙂

Görkem, yanlız değil abi "yalnız" olacak. 😉 İmzanda hep gözüme çarpıyor.

Hani, nerde? Yok ki öyle birşey? 😀
Sağol....

Mesajlar silinmiş!!! Ergenekon var bu sitede....