Benim de tadilat ve taşınma olaylarım var baharda biter diye umuyorum o işler.

Ondan sonra Sibelius, Logic training kitapları, Jazz armonisi ve orkestrasyona daha fazla eğilme, VSL hakimiyeti, yeni alınan synthesizerın her türlü parametresine hakim olup tonlama kitabı (bass, pad, efekt, davul, atmosferik tonlar ve onların harmoniklerinin hangi modülasyon parametrelerine ihtiyaç duyduğu vs) yazmaca ile geçecek. Bunlarla "cheat sheet" denilen taslaklar hazırlayacağım.

Sonra ders vermeyi planlıyorum müzikle ilgili, bakalım talep olacak mı çevreden.

Rock grubu da bekliyor haliyle beste çalışmaları için. Hali hazırdaki parçaların düzenlemelerini tamamlayıp icraata geçeceğiz beraber. Ev bitince mikser vs de olacağı için kayıtları davul ve vokal hariç benim evde tamamlar hale geliriz. Onun dışında film müziği işleri belki olur belki olmaz, ama sanal orkestral düzenleme ile uğraşacağım o kesin.

Bunlardan vakit kalırsa da yapmak istediğim bir stil var onu öğrenmeye gideceğim.

13 bölümlük bir dizi yazabilirsem bu sene hazirana kadar, sanırım ki yetecek benim için. (5'ini yazdım 8'i kaldı)

....
Ben geçen sene çok az müzik yapabildim. Hem fazla iş yoktu, hem de taşınma, yerleşme ve iş gibi problemlerden müziğe çok zaman ayıramadım. Bir kaç tanıtım filmi bir kaç kısa film falan filanla geçti. Bu sene daha iyi başlıyor gibi o açıdan ama ben bu sene kendi albümümü kaydetmeyi düşünüyorum mesela evde. Indie'si ağır basan bir elektronik albüm. 3-5 şarkıyla başlarım falan. Belki basılır bile yani beğenirsem. Öyle planlarım var kendimce.

....

Dave Gahan tarzı bir vokal bulabilirsen çok önemli işlere imza atabilirsin bence.

2010 berbat bir yıldı benim açımdan. Genele bakıldığında elbette fazlasıyla önemsiz bir durum. Musil'in "Niteliksiz Adam"ı, eseri ne ölçüde değersizleştiriyorsa varlığıyla, yokluğu durumunda ortaya çıkan değersizliğiyle de nitelikli ve önemli yapıyor geneli. 2011 niteliksiz adamın varlığını acımasızca parlatmaya çalışma yılı olsun o vakit.

Uzun metraj film planım var, yine. Biraz akıllandım, biraz iyi örnekler buldum kendime, biraz da işleyişi kavradım bir - iki yılda. Tek mekanlı filmlere hep saygı duymuşumdur ve düşük bütçeli iyi filmlerin diğer iyi filmlerden her zaman daha özgün olduğunu farketmişimdir. O yüzden istikrarlı bir senarist olabilirsem tek mekanlı, diyalogların üstünde yürüyen filmlere aklım kaydığında birgün bunu da yapacağım diye hep düşünürdüm. Jenerikte ismini görme güdüsü beni "bunu da yapacağım" dan "bunu yapacağıma" çevirdi bir süre önce.

Sitede pek paylaşımım olmasa da paylaşılan birçok şeyi takip etmeye çalışıyorum. Fikirlerim değişebiliyor, şekillenebiliyor. Bu sitedeki üyelerin yapmaya çalıştığından farklı şeyler yapma, farklı yollar arama ya da büyük sektöre kapak atma amacım yok. Ben de çeyiz düzer gibi ekipman toplamaya, dekor toplamaya, ekip oluşturmaya, oyuncu bakmaya başladım, mekan aramaya başlayacağım.

Bu yıldan birşey beklemiyorum. Ne bekliyorsam kendimden...

2010 iyiydi. Part-time iş buldum, ufak da olsa yüksek lisansıma katkıda bulundu. Bir yandan yüksek lisansı aradan çıkarıp bir yandan kendimle ve de yapmak istediklerimle ilgili sorgulamalara girdiğim bir yıl oldu. Bu yapmak istediğim sinemaya da etki etti. Şimdi biraz daha sağlam basıyor ayaklarım bu konuda yere. Yüksek lisans bitmeye yaklaştıkca, part-time'dan full-time işe geçiş için uğraşıyorum, iş bulamıyorum. Bir an önce bulup mütavazi bir hayatı düzene koymak istiyorum ki sevdiğim hatunla inşallah bir yuva kurup, yapmak istediğim sanata ve toplumsal yükümlülüklerime biraz daha vakit ayırabileyim. İşte Tubitak'tan mülakat cevabını bekliyorum, ama pek ümitli değilim, 2011'de iş bulamazsam yaz başında KPSS'ye girip memur olmaya çalışacağım, tabi bir de ÖYP (Öğretim Görevlisi Yetiştirme Programı) var. Tek başına olsam doğu illerine giderim ama işte, dediğim gibi artık sevdiğim insanın da sorumluluğunu aldığımdan büyük şehirlere birkaç saatlik bir mesafede olan bir üniversiteye ÖYP'yle girer, doktoramı da aradan çıkaracak parayı devletten temin eder atıyorum 6 sene sonra Afyon, Çankırı, Kırklareli v Bilmem ne üniversitesinde öğretim görevlisi olarak işe başlarım. Şu an 2011'e yönelik en ağır basan düşüncem bu. ÖYP kadrosu açılmasını bekleyeceğim. Tabi sağlık olsun en başta, bir yol bulunur elbet.

2010 önce bühüühü dedi sonra hehehehe dedi sonra heh heh heyyyyy dedi sonra ımmmmmm dedi ardından hımmm dedi bu yakınlarda hommmmm diyordu ki bitti.

Okul bitti gitti, mezuniyet süreci mükemmeldi; o kadar eğlenceli zamanlarda KPSS diye bir sınav var dediler 10 gün çalışmayla girdim. (84.493) Kimilerine göre çok iyi bir puan aldım, kimilerine göre ilk atama şüpheli ikinci atama garanti bir puan aldım. Pek anlamadım, oturdum ne işe yarar bu puan niyetiyle araştırdım. Sonuç, anlaşılacak bir şey yok herşey kısmet...

ha neden memuriyet? Bazı sanat çalışmaları için memur olmam en ideal iş olur benim için. Arta kalan zamanlarımı bu yönde değerlendireceğim. Özel sektöre göre bayağı bir zaman veriyorlar; aferim devlete...Öncelik olarak makyaj sanatı eğitimi almalıyım. Piyasada da bu yönde bayağı bir açıklık var. Basiti olanından değil, zaten kamera önü makyajını yapıyorum, o kadar da zor bir şey değil. Benim için önemli olanı plastik ve efekt kısmında. Bu yönde eğitim almayı planlıyorum. O arada kamera arkası deneyimimi artırmak için bir kaç projeyi aktifleştimeyi hedefliyorum. Bunları yapabilmem için mümkün mertebe Kayseri dışına çıkmalıyım. İmkan bakımından.

Daha önce hep dalgasını geçtiğim fal olayının iki senedir müptelası oldum. Çok acayip bir şeyler söylüyorlar ve çıkıyor. Tabi iyi gözleri olana gitmek şartıyla. Geçen ay baktırdım; ayağına iyi bir kısmet gelecek dedi dul olan kadın. Birkaç gün sonra telefon geldi, Kanıt adlı dizi türünde yeni birşey Show Tv başlıyormuş. Oyuncu olarak (bunu böyle açık ifade etmek hiç hoşuma gitmiyor, çok basit kendini bilmez bir laf gibi geliyor. Şu anda da yazarken tereddüt yaşıyorum, tek gaza getiren başlığın ilk mesajı kaynaşalım...) çağırdılar, çok meşgulum, yoğun programım var gelemem dedim kapattım. Alakası yok tabi, eskiden rüzgar esse her an uçabilirm tedirginliği yaşıyordum, şimdi boş oturmaktan aldığım 10 kiloyla ayaklarım yere sağlam basıyor 🙂 ... Belki de kısmeti teptik, o dizi iş yapmaz demiştim bakalım görecez. Bu olayın tarot tarafı varmış. Bu sene mutla baktırmam lazım. 🙂

İki adet öğrenci vardı, matematik dersi verecektim o parayla birkaç ekipman alırım diyordum; ne olduysa daha ses yok; sömestr geldi beaaa....

Bayağı birşey yazdım mı ne; hala yazacak gibiyim :)... Bizim atamaları neden ertelediler hala aklım almıyor yauu. Şu anda çoktan bir canon 550 d almıştım ama ben...

2010'un en iyi çıkış yapan yeni şiğğsi olmuşsum ben bu forumun, vauuvvv!!! evet omuzlarda hissediyorum kendimi.. ooo yeah baby... veee tam gözlerimin şafak çizgisinden kalkan parmaklarımla "açını değiştir" işareti yapıyorum...

80 ler, 90 lar, 2000 ler,2010 lar,dan beklediğimi alamadımki ! 2011 den bekleyelim ama her hayattan 1 yıl daha eskitti işin espirisi ben şöhrete doymam ;insanında istekleri bitmez .....

bu sene bende ceyizimi düzecegim
ilk işim 550d almak olacak
ondan sonra tamron 17-50 lens ve iyi bir boom mikrafon
ışıklar filan
birde kendi jimmy jibimi yapmak istiyorum bunun için bayagı arastırma yaptım
onun dısında pek bir planım yok

bu sene kısmetse deneyim senem olacak
sinemayla ilgili pek cok konuda arastırma yaptım ve artık bunları pratige dökmem gerekiyor
kendimi bir yoklayacagım ve aşagıdaki sorulara cevap bulacagım
aklımdaki kareleri yakalayabilecekmiyim?
kareleri yakalasamda bunların anlam bütünlügünü geçişlerde saglayabilecekmiyim?
oyuncuları yönetebilecekmiyim?
filan fıstık bir sürü soru ve cevabını bulacagım
bu sene benım için cok hızlı geçecege benziyor

Antalya'ya yerleşip fotoğraf stüdyosu kuracak gibiyim.
Diğer yandan da Antalya'daki arkadaşlarla kısa film kovalarız.

17:30'da işten çıkıp kızgın kumlardan serin sulara atlamak hafta sonlarını kemerde olimpos'ta geçirmek .. hayaller hayaller 😀

Antalya'ya yerleşip fotoğraf stüdyosu kuracak gibiyim.
Diğer yandan da Antalya'daki arkadaşlarla kısa film kovalarız.

17:30'da işten çıkıp kızgın kumlardan serin sulara atlamak hafta sonlarını kemerde olimpos'ta geçirmek .. hayaller hayaller 😀
Arkadaş daha yeni buluştuk ne Antalya'sı ya 🙂

Hayırlısı... İnsanın doğduğu değil doyduğu yer arkadaş, mesele bu. 🙂

Antalya'ya yerleşip fotoğraf stüdyosu kuracak gibiyim.
Diğer yandan da Antalya'daki arkadaşlarla kısa film kovalarız.

17:30'da işten çıkıp kızgın kumlardan serin sulara atlamak hafta sonlarını kemerde olimpos'ta geçirmek .. hayaller hayaller 😀
Arkadaş daha yeni buluştuk ne Antalya'sı ya 🙂

Hayırlısı... İnsanın doğduğu değil doyduğu yer arkadaş, mesele bu. 🙂

Öyle valla 2-3 sene kafa dinleyim döner gelirim yine. Çok bunaldım Ankara'da bildiğin gibi değil.

Eee yazmayanlar niye yazmıyor planı-beklentisi falan mı yok, yoksa ne yazcam lan mı diyor. Alt tarafı bir iki beklenti yazacaksınız yahu. Beetlejuice'in yerine ben yazayım mesela, şafak 150, şafak 149, şafak 148 her gün böyle onun. Başka yok mu arkadaş.

Geçen sene yazarlık açısından en verimli çağımı yaşadım. Bu yüzden "2010 keşke hiç bitmese" dedim hep. Yani 2010 en ilhamlı senemdi.

Ama yazılanların çoğu uçup gitti dijital ortamda. Bozuk harddisk hala tamir edilmeyi bekliyor. Gerçi hikayelerin, senaryoların hepsi kafamda pusuya yatmış yeniden yazılmayı bekliyor. Lakin ekipman yokluğu yazma isteğini törpülemeye başladı. Ne zaman ki elimin altında yazacaklarımı çekebileceğim ekipmanım olur, işte o zaman yazacağım yazılması gerekenleri.

Bu sene sonunda askere gidene kadar ilk kısamı çekmeliyim, çekemezsem bittim. Çünkü askerlik yakıp küle çevirecek sinema sevdasını, biliyorum.

İlk film projemi çektiğim yıl olarak 2010 gayet hatırlanır olacak benim için. ama mutlu mu hatırlanır mutsuz mu henüz belli değil. Keyifle hatırlayacağım birçok şey var tabi ama sonuç henüz elimde olmadığından şüphelerim de var ciddi biçimde. Sıradaki projemi 2011'de yapmayı planlamıyorum açıkçası, 2012 yaza inşallah. Ya da belki küçük birşeyler yazabilirim ya da belki çekebilirim, bilmiyorum.