Kitabı okudum.Rahat okunur,akıcı bir uslubu var.Okunmasında fayda olsa da mutlaka herkesin kitaplığında bulunmalı denecek bir kitap değil.Pek öğretici bir yanı olduğunu söyleyemem.Ancak bazı yönetmenlerin farklı tarzlarının,dünya görüşlerinin,filmlerinde uyguladıkları tekniklerin,kısacası kendi üslupları üzerine bazı ipuçlarını verdikleri sos niyetine okunması gereken bir kitap bence.Bakış açısı geliştirecek ya da bak bu adamlar böyle durumlarda şunu düşünüyormuş gibi çok yüzeysel anlamda fikir sahibi olmamızı sağlayacak bir eser.Sinema ve sinematografi üzerine pek çarpıcı ilginç bilgilere ratstlayamadım doğrusu.Bilmiyorum belki de ben atladım,göremedim.Okunması zaman kaybı sayılmaz.
Kesinlikle katılıyorum. Kitabı uzun zaman önce okumuştum. Okumadan önce sinemayla ilgili pek bilgim yoktu.Okuduktan sonrada beynimde pek çok isimden fazla bişey kazandırmadı bana.Çok önemli bilgiler yok sinemaya dair.Sadece adı geçen yönetmenlerden yüzeysel bazı bilgiler.Adı geçen yönetmenlerden bahsedilmesi gerekiyorsa ve birşeyler öğrenilmesi gerekiyorsa her bir yönetmen için ayrı ayrı kitaplar yazılmalı bence.

Kitabı bitireli 2 hafta oldu. Tavsiye edeceğim bir kitap değil bunun en önemli sebebi 2-3 tanesi hariç içinde yazılarının bulunduğu çoğu yönetmenin tarzını ve filmlerini sevmememdir. Yalnız şunu anlamama yardımcı olduğu kaçınılmaz bir gerçek, filmlerini sevmediğim yönetmenlerin aslında ortak bir duyguyla ve benzer yöntemlerle filmlerini çektiklerini anladım. (İşin aslı hepsi farklı şekilde düşünüyor farklı teknikleri var ama ortak bir paydaları var) Benim hayalimdeki yapmak istediğim sinema için onların yaptıklarından, uzak durmam gerektiğini öğrendim diyebilirim. En iyi yöntem böyle toplu yazıların olduğu bir kitap yerine sevdiğiniz filmlerin yönetmenlerini belirleyip onların senaryolarını ve yazılarını tek tek incelemektir.

Kitabı bende okudum bence gayet etkili bir kitap. herkese tavsiye ederim. neden mi ? alın okuyun yönetmenlerin hikayelerini film çekerkenki hissiyatlarını ve film aşamalarını öğrenin. Sadece Türkiyede ki film sektöründe sıkıntı var zanneden ucubelerden olmayın !!!! 😉 bu ünlü yönetmenler de bir sürü sıkıntı çekmişler ve film çekerken halen aynı sıkıntıları yaşıyorlar hiç birşey HOLLYWOOD BİR CENNETTİR diyerek geçilebilecek kadar kolay değil!

not: bazı yerlerde Hollywood yerine Hollyshit te diyebileceğiniz anılar ve hikayeler var 😉

Kitabı bende okudum.İnsana oldukça gaz veriyor(en azından bana verdi).

İçlerinde Woody Allen, Jean Luc Godard, Martin Scorsese, Takeshi Kitano gibi isimlerin bulunduğu 16 yönetmenden kendilerine özgü film çekme tekniklerine dair okuması kolay bir kitap “Ünlü Yönetmenlerden Sinema Dersleri“.

Adında “ders” geçse de yönetmenlerin kendi deneyim ve tarzlarına dayalı önerileri dense daha doğru olur aslında. Çünkü kitabı okuduğumuzda görüyoruz ki film çekmenin bir ve tek doğru yolu yok. Film öncesi hazırlık aşaması, oyuncu seçimi, sahne planlaması, kamera kullanımı, oyuncu yönetimi, yapılmaması gereken hatalar gibi bir film çekerken dikkat edilecek yönlere değinen yönetmenlerin her biri kendilerine göre bir tarz, bir çalışma biçimi geliştirmişler. Hatta bazı konularda birbirleriyle tamamen zıtlar. Örneğin Woody Allen, çekim aşamasında tamamen önyargısız, yeniliğe ve doğaçlamaya açık olmak için sete hiç hazırlık yapmadan gidermiş, Martin Scorsese ise filmin planlarını çekim başlamadan mutlaka bitirirmiş. Çoğu yönetmen sahneyi kurgulayıp kamerayı ondan sonra yerleştirirmiş; ama mesela Emir Kusturica önce kamerayı yerleştirir sonra da o çerçeve içinde mizanseni kurarmış.

Film çekme tarzları olarak birbirlerinden çok farklı olabildiklerini gördüğümüz yönetmenlerin bazılarının da ilginç alışkanlıklarını veya tutumlarını da öğreniyoruz kitapta. Mesela John Woo için müzik olmazsa olmaz bir unsur film çekiminde. Sadece filmlerine müzik seçme yönüyle değil, filmini çekerken hatta kurgusunu yaparken de müzik dinlermiş yönetmen. Çektiği sahneye uygun müziği dinlerken, oyuncuların seslerini kısıp o sahnenin kurgusunu yaparmış, böylece sahnenin ritmini dinlediği müziğe göre ayarlarmış. Takeshi Kitano‘nun da oyuncu seçiminde kendine özgü bir yöntemi varmış. Genellikle tanınmamış oyuncularla çalışan yönetmen, örneğin gangster rolleri için daha önce bu tip bir rolde oynamamış oyuncuları seçermiş; çünkü ona göre bir tipi çok oynayan bir oyuncu düzeltilmesi imkansız tikler geliştirirmiş. Bu yüzden gangster rolü için mesela bir büroda çalışan birini oynamış birini seçermiş.

Tarzları nasıl olursa olsun hepsinin aşağı yukarı ortak olduğu bir nokta var ki o da film çekmek isteyen kişilerin “film çekmek”ten başka bir yolla bu işi tam anlamıyla öğrenemeyecekleri. Örneğin Jean Luc Godard film çekmek isteyenlere bakın nasıl bir öneri getiriyor:

Woody Allen da farklı bir şey önermiyor, sadece daha yalın anlatıyor meseleyi:

Bu kitap, film çekme işiyle ilgilenenlere hitap ediyor gibi gözükse de sinemayla, sadece izleyici olarak bile olsa, bir şekilde ilgili herkesin okuyabileceği nitelikte bir kitap aslında. Hem filmlerin arkasındaki asıl adamların ne düşündüklerini, işlerinin onlar için ne ifade ettiğini, filmlerini nasıl oluşturduklarını öğrenmek için hem de sinemanın bir eğlence aracından çok daha fazlası olduğunu görmek için güzel bir kaynak Ünlü Yönetmenlerden Sinema Dersleri.

Kitapta önerilerine yer verilen yönetmenler:

Robert Rodriguez
Tim Burton
John Woo
Takeshi Kitano
Bertrand Blier
Milos Forman
Jean Luc Godard
Claude Sautet
David Cronenberg
Woody Allen
Martin Scorsese
David Lynch
Sydney Pollack
Emir Kusturica
Pedro Almodovar
Wim Wenders

Ünlü Yönetmenlerden Sinema Dersleri

Hazırlayan: Hasan Aydın
Yayınevi: İnkılâp Kitabevi
Basım Yılı: 2005 (6. baskı)
Sayfa Sayısı: 199

www.sivrisinema.com/makale/unlu-yonetme ... a-dersleri

Kitap yüreklendirmek adına derlenmiş, işe yeni başlayan herkesin aradığı şey 🙂 Vergaz 😀

bence bu işin %90'ı gaz zaten 😀
Allah işi sonuna kadar götürecek gaz versin, önemli olan bu 🙂
yani;
tüm engelleri aşarız
zaferlere koşarız
ordumuzun sağ kolu
cesur istihkamcılarız

pardon ya bu bizim askerdeki marşımızdı, gaz maz diyince hatlar karıştı 😀

Gaz için zamanında şunu söylemişim:

Bu video aşırı şekilde gaz içerir ve içerdiği tek şey de budur.

Bu videonun önemi burada devreye giriyor. Gaz da, en az diğer her türlü bilgi, beceri, yetenek ve tecrübe kadar önemlidir. Bazen her şey hazır olduğunda geriye sadece ateşi başlatması gereken kıvılcım kalır, o da bu gazdır. Ancak ateşe uzun süre yanacak bir şeyler atmazsanız çalı çırpı tutuşur ve hemen söner.

http://www.eylemplani.com/2009/09/sadec ... tinodur-2/