yani daha genel kadraj ve kaba fikirlerden fazlası var kitapta. pozlamalar, filmde kullanılan bazı teknikler, sadece yönetmenlik düşünen arkadaşları zorlayabilir. sinematografinin teknik olmayan kısmı kuramsal kısmıdır. bunla ilgilide bir çok bilgi var kitapta. sinematografiyi sadece teknik bir dal olarak görmek çok doğru gelmiyor bana. kullanılan kameralardan, kamera kullanma tekniğinden ışığın etkisine kadar bir çok şey sinematografinin teknik kısmı dışında yer almaktadır.uygulamsı teknik ksımıdır. sende çok ii biliyorsunki olay, ortamı aydınlatıp diafram koymak değil. bunun film öncesi yönetmenin isteğine göre tasarlanan bir süreci var. bu kitap bu iki anlamda da çok zengin.. buna güsel bir örnek vererek kapatıyım.. rodrigo prieto favori g.yönetmenimdir. ve babil le ilgili bir roportajında şunu der : filmde 4 ayrı kültür, ırk ve olay var. biz her ülkede başka kamera kullandık ve sonra 35 aktardık. düşünesenize bunun teknik kısmı neresi. teknik gibi görünen kamera seçimi aslında hiç te teknik değil tam akine kuramsal bir düşüncenin ürünü. yoksa alır arricam light ını omzuna çeker istediği heryerde. işte bu sıradan bir g.y ninin davranışı ve teknik bir yaklaşım olur. bilmiorum ben kendimi bir sinematograf adayı olarak bu mantığa daha yakın hissediyorum nitekim önerdiğim kitabın yazarıda bunun üzerine vurgu yapıyor ve tekniğin işin sadece bir kısmı olduğunu anlatıyor bize.. teknik kısmına yakın olmak gerekli derkende diğer kitaplara nazaran bir kıyaslamaydı bu. bir çok yönetmen biliyorumki sinematografinin teknik kısmıyla hiç ilgilenmeyen. bu bir tercih meselesidir.

ers
On Babel, we used different formats — some 16mm, some 35mm and another section with anamorphic. All of it is in the 1.85 aspect ratio, even though we shot with anamorphic lenses. We were going for different textures, different film grain to represent one of the stories. I would say it represents the geographic location as well as the emotional state the characters are in.
R.prieto

Yani şudur. Amca teknik bir çözümleme yapmış yönetmene.İstediği etkiyi teknik olarak cevaplamış. Görüntü yönetmeninin yaptığı şey o zaten. Tekniği bilmek ve uygulamak. Onun sanatı da bu.

Kendi yazdığın paragrafta da demişsin ya; " sinematografinin teknik olmayan kısmı kuramsal kısmıdır. " Sinematografi kuramı da teknik detaylardan oluşur.

Sen ilk söylediğinde yanlış bir kelime kullanmıştın sadece.İkinci paragrafsa bunu ispatlama çabasında ama zorlama bir cevap sadece.Her seferinde doğruyu bilemeyebilir insan.

Kolay gelsin.

Ayrıca teknik bilmeyen yönetmenler genellikle tırtlar. Çünkü bir şeyi istemek için onun ne olduğunu bilmek lazım. Bu sebepten az ya da çok teknik bilmek, öğrenmek zorunda.
He hangi filtre kaç stop kaybettirir ezberlemesine gerek yok tabi.

kuram denilen olgu tekniği uygulama yönteminin mental tarafıdır zaten.sinemetaografinin kuram kısmı teknik detaylardan oluşur demek çok yanlış bence. böyle bir şey varsa o zaman fotoğraf, heykel ,resim vb araçla yapılan tüm sanatlarda kuramı yok etmiş oluruzki buda çok saçma. bu dallarda sanatçı yapacağı işin kuramsal kısmını kafasında tamamladıktan sonra, bu eseri hangi teknikle gerçekleştiriceğine karar verir.örneğin bir fotoğrafçı düşünelim. mimari bir proje yapacak, eski sinemaları çekecek. projesinin kuramsal tarafını kafasında tamamlamış bunu uygulamaya geçirecek bu durumda ihtiyacı olan kamera çok yüksek ihtimalle teknik bir fotoğraf makinesi olacaktır oda gidip sinar p2 alacaktır. şimdi bu durumda kuramsal kısmı teknik kısmımı olmuş oluyor. ben 4 sene fotoğraf kuramları üzerine bu konuda en yetkin hocadan ders almış bir insan olarak rahatlıkla diebilriimki hiç bir sanatta kuramsal kısım teknik detaylardan oluşmaz. teknik detaylar onun biçinlenmesini sağlar. bu biçimi yaratacak beyin ve düşünce önemlidir. benim bahsettiğim tüm konu da bunun üzerinedir. malese ülkemizde sanat ve sinema gibi alanlarda kuramcı sayaısı çok az olduğu için insanlar kuram kelimesinin anlamını hala bilemiyorlar.

bencede herseferinde doğruyu bilemeyebilir insan. ama bazen de bilir..

Ben derdimi net bir şekilde anlattım diye düşünüyorum önceki mesajımda.

Okuduklarımdan kafam karıştı . Peki madem kuramsal kısım teknik kısmıda barındırıyorsa bu ülkedeki konu ile ilgili kaç tane akademisyen varsa hepsinide aynı zamanda kubrick olarak kabul etmek lazım.

Video ve Sinemada Kısa Film... Bu kitap çekim öncesi, çekim aşaması ve çekim sonrası olarak 3'e ayrılıyor.Kısa film çekmek isteyenlere şiddetle tavsiye ediyorum. Normal olarak bu kitaplardan birisinin fiyatı 20 lira. Bir yerden ucuza bulun yoksa orjinalini alın ki bu benim tavsiyemdir çünkü ileride de çok lazım olacak alın ve okuyun uygulayın..

Tüm filmografisini bir incele derim. Brokeback Mountain , Frida ve 25th Hour ve niceleri.

Blain Brown - Sinematografi

harika ötesi bir kitap...herşeyi en ince ayrıntısıyla anlatıyor...tavsiye ederim...

Blain Brown - Sinematografi

harika ötesi bir kitap...herşeyi en ince ayrıntısıyla anlatıyor...tavsiye ederim...

Bende tavsiye ederim şuan okumaktayım. Yavaş okunsada bunun sebebi kitabın çok yoğun olması. Birde yazarın Sinema ve Video da Işıklandırma diye kitabı var oda çok güzel bir kitap.

Dijital Video ile Sinema - İlker Canikligil

Arkadaşlar burada okuduğuma göre karıştırılan mevzular var. Mesela ''Film Dilinin Grameri'' ve ''Sinematografi'' kulvar olarak faklı kitaplardır. Biri kullanılacak olan alet ve edevattan bahsederken diğeri çekim esnasındaki konumlar açılar; yani sahada nasıl bir yol izleyeceğinize dair bilgilendirmeler içerir biri olmazsa öteki de boşadır. İkisinide alıp güzelce bir incelersek bunun farkına varırız sanırım.

DSLR makinalarla kısa film çekmek isteyen ancak bu kitaplardan şuan için sadece birine para ayırmış biri için(bu ben oluyorum):
Dijital Video ile Sinema - İlker Canikligil mi yoksa
Blain Brown - Sinematografi mi tavsiye edersiniz ilk olarak?

Birçok sinematografi kitabı okudum ya da göz gezdirdim anladığım tek şey şudur.
Sinematografi film izleyerek ve film çekerek öğrenilir. 🙂

Bu yorum efsane 😀

Ne zaman yazmışım ben bunu ya. Ohooo 5 yıl olmuş.
Eee aşağı yukarı doğru aslında... Ama aşağı yukarı. 🙂