"Bütün mutlu aileler birbirlerine benzerler. Mutsuz ailelerin mutsuzlukları ise, kendilerine özgüdür."
Lev Tolstoy, Anna Karenina
Evet, burada, böyle başlayacaktı. Biraz ağır ve yavaş bir biçimde, herkese ait olan ve hiç kimseye ait olmayan, insanların neredeyse birbirlerini hiç görmeden karşılaştıkları bu renksiz, tatsız tuzsuz yerde, bina yaşamının uzak ve düzenli biçimde yansıdığı yerde başlayacaktı.
Yaşam Kullanma Kılavuzu, Georges Perec.
De gustibus est disputandum
Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.
Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk.
"Size ilk ağızdan söyleyebilirim ki, asansörsüz bir altıncı katta oturuyorduk ve bu durum bütün kilolarına karşılık yalnızca iki bacağı olan Madam Rosa için gerçek bir gündelik yaşam kaynağıydı; derdiyle kederiyle."
Romain Gary (Emile Ajar), Onca Yoksulluk Varken
1983 yılı benim için şanssız bir yıl oldu. Yediğim darbeler birbirini izlerken, zavallı kafam tüm delice izlenimlerin ardı ardına çarpmasıyla abandone bir haldeydi.
Beyaz Zenciler, Ingvar Ambjörnsen (Çeviren: Banu Gürsaler Eyvertsen)
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Birbirlerine bakmıyorlar. Sadece karşılarındakini taklit ediyorlar. Yan yana duruyor ve boşluğa yumruk atıyorlar. Bileklerini havada bir hilal kadar döndürdükten sonra hayaletlerin göğüslerine vuruyorlar. Birçoğunun elleri daha birkaç saat öncesine kadar en serin kadın vücutlarında gezerken, şimdi kemikleri çeliktenmiş gibi oksijeni azottan ayırıyor.
Zargana, Hakan Günday
Buckton'da beni kimse tanımıyordu. Clem, şehri bu yüzden seçmişti ve zaten korkudan altıma yapıyor olsam bile, daha yukarı, kuzeye doğru devam etmek için yeterince benzinim kalmamıştı. Ancak beş litre vardı...
Mezarlarınıza Tüküreceğim, Boris Vian (Fransızca'dan Çeviren: Bal Onaran)
Bir kadeh içki içmek için kıyıya çıkmıştım ama birden hiç istemediğimi fark ettim. Milly ile tartışmamız gerçekten çok saçmaydı ve en iyisi tekneye dönüp işi tatlıya bağlamaktı. Barışmalarımız genellikle keyifli olurdu. Öyleyse ne duruyordum?
Bay Arkadin, Orson Welles
Croxy, hayatında belki de ilk defa uyuşturucu kullanmaktan değil fiziksel çaba harcamaktan terlemiş, ellerinde plaklarla dolu son kutuyu taşıyarak merdivenleri çıkmaya uğraşırken ben yatağa seriliyorum ve uyuşuk bir depresyon içinde krem rengi sunta duvarlara bakıyorum.
Porno, Irvine Welsh (Çeviren: Kıvanç Güney)
Pancar sebzelerin en keskinidir. Turp elbette ki daha ateşlidir, ama turpun ateşi soğuk bir ateştir. Hoşnutsuzluğun ateşidir, yoksa ihtirasın değil. domates doğrusu şehvetlidir. Fakat onda da bir sualtı akıntısı halinde uçarılığı, havailiği sezersiniz hep. Pancarlar ise korkunç ciddidir.
Parfümün Dansı, Tom Robbins (Çeviren: Belkıs Çorakçı Dişbudak)
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Kolera Sokağı'nın en kral kevaşesi Eda, yatıştan sonra apış arasını yıkadığı suyu, hurdaya çıkmış metal artıklarından yapılma kerhanenin pencere iskeletinden şık bir figürle boşluğa saldı.
Ağır Roman, Metin Kaçan
"Birden kaldırımdan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi."
Aylak Adam, Yusuf Atılgan.
De gustibus est disputandum
Ölüm,bu ıssız yerde ,sayısız biçimlerde gelebilirdi.
İhanet Noktası
Dan BROWN
Pencerelerin öyküleri yaşamın tüm sırlarını içinde saklar.
Beş Sevim Apartmanı, Mine Söğüt
"Bütün mutlu aileler birbirlerine benzerler. Mutsuz ailelerin mutsuzlukları ise, kendilerine özgüdür."
Lev Tolstoy, Anna Karenina
Mutluluklar birbirine benzerler, ama her talihsizliğin kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.
Lev Tolstoy, Anna Karenina.
Bu kadar değişebilir mi bir çeviri. Aile falan hiç alakası yok. Neyse başlığı karıştırmayalım devam.
"Bütün mutlu aileler birbirlerine benzerler. Mutsuz ailelerin mutsuzlukları ise, kendilerine özgüdür."
Lev Tolstoy, Anna Karenina
Mutluluklar birbirine benzerler, ama her talihsizliğin kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.
Lev Tolstoy, Anna Karenina.
Bu kadar değişebilir mi bir çeviri. Aile falan hiç alakası yok. Neyse başlığı karıştırmayalım devam.
Klasiklerde intihal çok sık rastlanılır da bu denli "yorum"a da hiç rastlamamıştım. Bambaşkaymış. Hangi yayınevinden bu çeviri? "Happy families are all alike; every unhappy family is unhappy in its own way." Rusçasına da bakmak lazım ama sanmıyorum ki böyle bir fark olsun.
Morpa Kültür Yayınları, resmen kavırlamış Tolstoy'u. Bu çeviri değil, resmen yeniden yazmışlar. Bir de ilk cümleden böyleyse gerisi nasıl artık.
Şiirde tamam da romanda nasıl böyle bir yoruma gidilmiş, ilginç..
"Muhteşem Neyzen Bâtın Hazretleri'nin (saadetleri dâim olsun) Konstantiniye'de bulunduğu zamanlarda, yani Sultan Ahmed-i Sânî Han Efendimiz'in devri saltanatından sonraki senelerden birinde, Şaban ayının ondördüncü gecesi, Yenikapı'nın dar ve ıssız sokaklarında kol gezen o ihtiyar bekçi, gökyüzünde ansızın kapkara bulutlar peydâ olur olmaz hiç şaşırmamıştı."
Susukunlar - İhsan Oktay Anar
a
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Morpa Kültür Yayınları, resmen kavırlamış Tolstoy'u.
🙂 Eskilerin dediği gibi, "Kötü çeviri yoktur, az votka vardır."
"Beylik Çiftlik'in sahibi Bay Jones, her gece yaptığı gibi kümesin kapısını örtmüş ama çok sarhoş olduğu için tavukların girip çıktıkları delikleri kapatmayı unutmuştu."
George Orwell, Hayvan Çiftliği