Forum

Kısalarımızı izlerk...
 

Kısalarımızı izlerkenki hissiyatımız....

3 Gönderi
3 Üyeler
0 Reactions
1,779 Görüntüleme
(@gorkem)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Küçüğe büyük büyüğe küçük yaklaşma diye bir yazı yazmıştım bir ara, okumuş arkadaşlar vardır. Filmler, sinemacılar kadar elimden geldiğince (inanın çok zor da olsa) izleyici-film, izleyici-sinemacı ilişkilerini de incelemeye çalışıyorum ve bu özetlemeye çalışacağım knou da kaç zamandır aklımda. Ki eminim, birçok arkadaş aynı şeyi düşünmüş ve fark etmiştir.

Konuyu şöyle özetleyeyim:

Sayısız profesyonel filmde, kendi kısalarımızda görsek eleştireceğimiz hatta o kişiyi ve filmi yerden yere vuracağımız ayrıntı, çekim, tercih, hata, kusur... görüyoruz. Ama nedense onları kabul ediyoruz ama kendi içimizden çıkanları kabul etmiyoruz, acımasızca eleştiriyoruz.

Daha geçenlerde vardı. Spielberg'ün Sıkıysa Yakala'sında. Leo birlikte kaçacağı kızla odasının penceresinden kaçarken konuşuyor, Leo'nun yüzü neredeyse hiç görünmüyor, önünde tül perde var. kısa bir çekim, 1-2- saniye ama yine de herifin yüzü yok kadrajda. Perde var. beetlejuice "bunu ben yapsam aa.zıma s.çarlar, spielberg olunca bişi olmuyo anasını satiim" gibi birşey dedi. Çok haklı. Bir kısacı aks kırınca herifin kafasını klozete sokar millet ama Yasujiro Ozu (Geç Gelen Bahar), Ron Howard (Frost Nixon) aksı kırar, hatta gerçekten gerekmediği yerde kırar. (Herhangi bir patlama an'ı, duygu değişimi, farklı bakış yok sahnede) ONlar kırınca bişi olmaz.

Bakınız, Ayberk Olgay kaç zamandır, hepimizin geberdiği Inception'ı yerden yere vuruyor. Vasat, orta falan da demiyor herif. Bildiğin kötü diyor. Kadraj kadraj koydu önümüze, hiçbirşey diyemedik. Var bu tartışmanın da bir açıklaması da zamanım olmadı, yazamadım. Ama yine de NOlan, birçok genel kabul görmüş görsel algı gerekliliğini gerçekten kullanamamış ve gerekleri yerine getirememiş durumda demek ki. Demek ki atıyorum KEzzAp ya da sickman dese ki "ulan özgürün bidılın ev sahibim filmi Inception'dan daha iyi film" herkes küfür ederdi. Ama bakın duruma... Orta karar görsellikteki bir filmin görselliği, Inception'dan daha doğru ve başarılı belki de?

ÖZetle... BUradaki, tanıdığımız ya da tanımadığımız kısaları izlerken resmen, açıkça hata, kusur arıyoruz. Çünkü o filmi yapan kişiyle kendimizi aynı seviyede görüyoruz ya. Ve o filmini buraya atmış ya. Ona sesimizi duyurabiliyoruz ya... Ver kalayı! Hatta sanki, hata kusur bulmak ve söylenmek için kısa izliyoruz. Filmin temel güzelliklerini ayrıntılar yüzünden önemsemiyoruz.

Bunları yazarken "haksız yere filmleri kötü buluyoruz" demiyorum. Kısalarımızın çoğu kötü, bu kesin. Ama 1- Ya delikanlı gibi (benim elimden geldiğince yapmaya çalıştığım gibi, örnek: Kubrick'in Barry London'ı, V For Vendetta, ne biliim daha bir sürü "sanat eseri" olarak görülen film bana göre kötü birer film!) izlediğiniz filmin sahibi isterse Kubrick olsun gerçek fikrimizi ve gerekçesini söyleyebilmeliyiz. Ayrıntıcı isek sevdiğimiz filmlerin de hatalarını ve kusurlarını öne sürüp o filmi yerden yere vurabilmeliyiz. 2- Ya da kısalarımızı izlerken de hata aramayı bırakıp yönetmen kardeşimizin bizi filmin içine çekmesine izin vermeliyiz.

İnanın ki hata, kusur bulunamayacak film yok gibi birşey. Küçük tefek kusur ve hatalar filmi kötü yapmaz. O nedenle izleyeceğimiz her kısayı, önce "yönetmenin davetine cevap vererek" izlemeliyiz. Ayrıntıları harika film genelde çok iyidir. Ama ayrıntıları kötü film her zaman kötü değildir.

Ve kısaca hata ve kusuru da tanımlamak lazım. BEnim burada kast ettiğim şey, film hataları denen kusurlar, ufak tefek çekim eksiklikleri, ışık düzensizlikleri, kurguda küçük tefek atlamalar vs. bunlar inanın ki en baba filmde bile oluyor. Matrix titanic gibi filmler hata rekoru kırmış filmler. Hatta birçoğunda gerçekten ara ara kötü ışıklar, garip kadrajlar vs bile var. Ekibin ya da yönetmenin zorlandığı anları az çok sezebiliyorsunuz. Sizce Cameron kurgudayken "bu çekimin daha iyisi yokmuş yaa, mecbur bunu kullanacağız" dememiş midir? Ve zaten varsın desin arkadaş... O kadar olur. Kubrick'in, ilk filminin tüm kopyalarını bulup imha etmeye uğraşmasının anlamı çok büyüktür.

Yani biraz da affedici olmak lazım. Hem babalar, hem de kankalar için... Yeter ki işin geneline baktığımızda bize iyi gelen birşeyler olsun...

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 12/04/2012 2:55 am
(@kemalettin)
Gönderi: 0
 

Güzel bir eleştiriyi eleştiri yazısı olmuş.

Acemi bilgimle once yapılmış eleştirilere ben de bir eleştiri eklemek isterim.

Eleştirilerdeki en buyuk eksiklik, yapılanların olumlu yonlerinin yeterince yazılmaması. Sadece şu kotu olmuş, bu kotu olmuş demek bence çok kısır bir eleştiri oluyor.

Filmin beğenilen yonleri de uzun uzun anlatilmiyor bu eleştirilerde. Dolayasıyla filmi yapan neyi doğru yaptiğini farz etmenin dışında bilemiyor. Ve bu farzetme de en buyuk yanılgı oluyor.

Her eleştiri destekleyici olmalı derim.

Hani bir kucuk kızınız olsun, ilk resmini yapsin, ona destek olmak amacıyla, aa şurası ve de şurası çok güzel olmuş, aferin. Bir daha ki sefere şunu ve de bunu da ekle deriz ya.

Hani çok boktan olmuş demeyiz ya, işte boyle bir yaklaşım hem cocugu hem de filmciyi daha iyi bir noktaya getirecektir.

Amacımız da zaten bu değil midir?

 
Gönderildi : 12/04/2012 10:49 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

aynen 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 12/04/2012 10:52 pm
Paylaş: