Forum

Kisa filmlere konu ...
 

Kisa filmlere konu olarak her şey uygun mudur?

11 Gönderi
8 Üyeler
0 Reactions
4,198 Görüntüleme
(@aygunb)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Bu forumda izledigim filmlerin buyuk cogunlugunda benim bir turlu isinamadigim su olaya ne olur birisi bir aciklik getirsin: Genel olarak kisa filme konu olarak hersey uygun mudur? Ozel olarak cekirdek citlama cilginligi kisa film konusu olur mu? iLAN arkadas yapmis gerci ama yani kendisi de de alttan alta "yaz sonuna kadar basit hikayeler çekmeyi düşünüyorum .... Önümüzdeki ramazan ayı sonunda çok güvendiğim bi hikayeyi çekicem vakit olursa." diyerek bu hikayeyi hafif olarak bellemis. Peki neden bu hafif hikayeyi cekmek istedin diye sorabilirim ben mesela. O da bana "Samimi, sicak, sirin ve inandigim bir hikayeydi" diyebilir. Ama ben kendime bir turlu uyduramiyorum bu elbiseyi. Kadraja, isiga, kurguya, Adobe Premier'e, saatlerce bilgisayar basinda oturup gozler kan canagi oluncaya dek kurgu yapmaya herkesin niyeti ve vakti var da neden ADAM AKILLI, AYAKLARI YERE BASAN, IZLEYICIYE DOKUNAN hikaye yaratmaya cogu kimsenin vakti yok?

Simdi beni bircok kimse "Sen mi kesildin kisa filmci basi" diye uyaracak belki ama forumdaki cogu filmimiz kayda deger birsey anlatmiyor. Izleyip, tuketiyoruz. Pratik yapma adina oylesine film yapilmamali bence. Pratik yapiliyorsa yonetmen kendi mahreminde yapsin ve gelistirsin ama ben yonetmenin vaktinin, parasinin, terinin, kalbinin, aklinin, vicdaninin her zerresini vermedigi filmlerden sikilmaya basladim. KImsenin emegine saygisizlik edemem ama bu hikayenin kac saatte gelistirilip, olgunlastirildigini merak ediyorum. Bu konudan film olmaz degil belki ama bu haliyle "Cekirdek" filmi ben de kalici hicbir sey birakmiyor. Kalorisiz diyet
bisküvisi gibi agzimda bir tat birakmiyor.

Teknik olarak iLAN babanin filmi guzel seyler vaad ediyor ama neden bu filmi ayni cekirdek gibi bir iki dakikada tuketilir kivamda cekmis acaba? Kimileri bu filmi samimi, sirin ve "Aa vallaha ayni ben..." diyerek izleyip begendiyse o benim haddime dusen birsey degil ama lokal filmlerden, kendi eglencemiz olacak projelerden artik kopmamiz lazim, oyle degil mi? Hikayeye aylar harcamamizin vakti gelmedi mi? Kamerayi kasada kitleyip "Yav benim insanlarla paylasacak cok daha onemli, etkili, kalici, vurucu, bogazi dugumleten, gulmekten gozleri yasartan neyim var?" diye aylarca dusunmek salakca bir davranis mi olur? Film cekmeden film cekmenin ogrenilmeyecegi dogru ise saglam bir hikaye yazmadan kameranin cektigi goruntulerin kalici olmayacagi da dogru degil midir?

Oturup anlatacak birseyimiz yoksa film cekmeyi biraz askiya alip, etrafi, mahallemizi, ulkemizi, arkadaslarimizi, otobusleri, minibusleri, halki, ailemizi ve en onemlisi bizim bu dunyadaki durusumuzu dikte eden malzemeleri kesfetmemiz lazim. Anlatacagimiz seyin ozelestirisini yapmamiz lazim. Kisa filmimizi 2. defa kac kisi izler diye dusunmemiz lazim. Anlatacagim seyi kisa filmle anlatmak benim disimda kime ne getirir ne goturur tartmak lazim.

Benim gibi cok konusunca susmak lazim... iLAN'a diger filmlerinde basarilar dilemek lazim...

"It seemed the world was divided into good and bad people. The good ones slept better... while the bad ones seemed to enjoy the waking hours much more" - Woody Allen

Bayram Aygun

http://www.bayramaygun.com/" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 23/07/2008 10:25 am
(@ozanakbaba)
Gönderi: 0
 

Film çekmeye kalkmak; illaki bir derdi ya da görüşü başkalarına aktarmaya çalışmak olmamalı.
Film demek bu değildir sevgili aygunb.Demek istediğim keyfi de film çekilir.Veya senin mantığınla yola çıktığımızda komedi, absrüd komedi, korku ve bilim kurgu gibi sinemanın temel ögelerini hiçe saymış oluruz.

Sen biraz halkçı ve sosyalist olarak yaklaşıyorsun konuya.Elbette filmler birşeyi anlatmak ya da farkettirmek için iyi bir araç.Ama her filme ya da her pratik amaçlı çekilen çalışmaya "yahu bak yine aynı şey, birşeyler anlatyın kardeşim"felsefesiyle yaklaşırsan izlediğin hemen her filmden kolaylıkla soğumuış olursun.

Üstelik bu amatör bir yapım ve tahminimce bu film pratik amaçlı çekildi.Yani kamera hakimiyeti, montaj yapımı, ses düzenleme, renk ayarı, oyuncu kullanımı ve yönetimi gibi gelişmek açısından çok çok önemli olan temel gereksinimleri öğrenmek ya da bunlar hakkında deney yapmak adına oluşturulmuş.

Pratik yapma adına,öylesine film yapılmamalı bence fikrri de bir o kadar yersiz!İnsanlar nasıl gelişmeli peki bu konuda? Yogayla gelişemiyeceğine göre 🙂

Bir deşu var.Çoğu kişi kısa film camiası ve meyvelerinin yalnızca bu ya da benzeri sitelerden oluştuğunu düşünüyor.Demekki saygı görmesini istediğiniz kadar saygı göstermiyorsunuz bu camiaya.Her yıl onlarca kısa film yapılıyor türkiye de ve hemen hepsi çok hoş yapımlar.Yani bu işi gerçekten yapan insanların elinden çıkan işler bunlar.Bu yüzden koca bir camiayı bu çekirdek filmine sığdırmak ya da bu film üzerinden bazı tavırları hiçe saymak biraz yanlış bir fikir olur.

Bu film görünürü kadarıyla yalnızca pratik amaçlı,keyfi bir film ve yönetmen de bu filmi siteye koymak istemiş.Hepsi bu..Belki istatistik sağlıyor, belki de bakın ben de bunu yaptım demek istiyor yalnızca..

O yüzden bence fazla derine inmemeli.

What the hell are you doing on there!

 
Gönderildi : 23/07/2008 1:09 pm
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Bu forumda izledigim filmlerin buyuk cogunlugunda benim bir turlu isinamadigim su olaya ne olur birisi bir aciklik getirsin: Genel olarak kisa filme konu olarak hersey uygun mudur? Ozel olarak cekirdek citlama cilginligi kisa film konusu olur mu? iLAN arkadas yapmis gerci ama yani kendisi de de alttan alta "yaz sonuna kadar basit hikayeler çekmeyi düşünüyorum .... Önümüzdeki ramazan ayı sonunda çok güvendiğim bi hikayeyi çekicem vakit olursa." diyerek bu hikayeyi hafif olarak bellemis. Peki neden bu hafif hikayeyi cekmek istedin diye sorabilirim ben mesela. O da bana "Samimi, sicak, sirin ve inandigim bir hikayeydi" diyebilir. Ama ben kendime bir turlu uyduramiyorum bu elbiseyi. Kadraja, isiga, kurguya, Adobe Premier'e, saatlerce bilgisayar basinda oturup gozler kan canagi oluncaya dek kurgu yapmaya herkesin niyeti ve vakti var da neden ADAM AKILLI, AYAKLARI YERE BASAN, IZLEYICIYE DOKUNAN hikaye yaratmaya cogu kimsenin vakti yok?

Simdi beni bircok kimse "Sen mi kesildin kisa filmci basi" diye uyaracak belki ama forumdaki cogu filmimiz kayda deger birsey anlatmiyor. Izleyip, tuketiyoruz. Pratik yapma adina oylesine film yapilmamali bence. Pratik yapiliyorsa yonetmen kendi mahreminde yapsin ve gelistirsin ama ben yonetmenin vaktinin, parasinin, terinin, kalbinin, aklinin, vicdaninin her zerresini vermedigi filmlerden sikilmaya basladim. KImsenin emegine saygisizlik edemem ama bu hikayenin kac saatte gelistirilip, olgunlastirildigini merak ediyorum. Bu konudan film olmaz degil belki ama bu haliyle "Cekirdek" filmi ben de kalici hicbir sey birakmiyor. Kalorisiz diyet
bisküvisi gibi agzimda bir tat birakmiyor.

Teknik olarak iLAN babanin filmi guzel seyler vaad ediyor ama neden bu filmi ayni cekirdek gibi bir iki dakikada tuketilir kivamda cekmis acaba? Kimileri bu filmi samimi, sirin ve "Aa vallaha ayni ben..." diyerek izleyip begendiyse o benim haddime dusen birsey degil ama lokal filmlerden, kendi eglencemiz olacak projelerden artik kopmamiz lazim, oyle degil mi? Hikayeye aylar harcamamizin vakti gelmedi mi? Kamerayi kasada kitleyip "Yav benim insanlarla paylasacak cok daha onemli, etkili, kalici, vurucu, bogazi dugumleten, gulmekten gozleri yasartan neyim var?" diye aylarca dusunmek salakca bir davranis mi olur? Film cekmeden film cekmenin ogrenilmeyecegi dogru ise saglam bir hikaye yazmadan kameranin cektigi goruntulerin kalici olmayacagi da dogru degil midir?

Oturup anlatacak birseyimiz yoksa film cekmeyi biraz askiya alip, etrafi, mahallemizi, ulkemizi, arkadaslarimizi, otobusleri, minibusleri, halki, ailemizi ve en onemlisi bizim bu dunyadaki durusumuzu dikte eden malzemeleri kesfetmemiz lazim. Anlatacagimiz seyin ozelestirisini yapmamiz lazim. Kisa filmimizi 2. defa kac kisi izler diye dusunmemiz lazim. Anlatacagim seyi kisa filmle anlatmak benim disimda kime ne getirir ne goturur tartmak lazim.

Benim gibi cok konusunca susmak lazim... iLAN'a diger filmlerinde basarilar dilemek lazim...

Film çekmek için insanın bi derdinin olması ve ona yoğunlaşıp bilgisiyle, tecrübesiyle akıllarda derde hakim mevzunun çıtasını yükseltmesi gerektiğine ben de katılıyorum. Ben bu forumda bunu fazlasıyla söyledim. Arkadaşlarım montaj yapmayı,ses almayı,renk düzenlemeyi kısacası teknil işleri mutlaka öğrenirsiniz. Bunları hakkıyla yapamayacak kadar öğrenemezseniz yine telaşlanmaya gerek yok. İşinde profesyonel olan; görüntü yönetmeni,sesçi,ışıkçı,kurgucu bulabilirsiniz.Bir kısa film çekmek için temel düzeyde film yapım kuralları öğrenmeniz yeterli. Burda önemli olan düşündüğünüzde sizin canınızı acıtan,hüzünlendiren,sinirlendiren ve yahut güldüren ama içi boş olmayan mevzular anlatmak. Burda önemli olan film yapım kuralları olmayacak, derdimizi nasıl anlatmamız gerektiğine içgüdülerimiz karar verecek. Şimdi kısa film tanımı falan yapmayacağım, tek bir şeyle ifade edeceğim; kısa filmin kuralı falan yoktur. Yani kısa film çekerken şunu yapmalıyın bunu yapmalıyım diyemeyiz. Yapmalıyım yerine yapacağım kelimesi daha uygun. Yönetmen anlatacağı mevzuyu nasıl hayal ediyorsa öyle çekecek. Kafasında kuralları olmayacak. İşte bu vakit özgün oluruz. Kısa filmlerin keyfi de böyle çıkar kanımca. Yoksa mekaniklikten bir arpa boyu yol gidemeyiz.Toparlarsam eğer, bir film çekeceksek,hiçbir şeyden şuursuzca etkilenmeden anlatacağımız mevzuyu içgüdülerimizle karar verdiğimiz bir anlatım biçimiyle çekmeliyiz. Çekincelerimiz olmamalı. Bu söylediklerim tüm film yapım öğelerinden önce gelmelidir.

Fakat Bayram, bu derdini filmcilik üzerine tartışmalar, yorumlar" bölümünde dile getirseydin daha geniş bir şekilde tartışabilirdik. Hem uçup gitmezdi. Ben başlığı bölüp ayırcağım o vakit.

 
Gönderildi : 23/07/2008 4:28 pm
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Yukardaki üç mesaj "çekirdek" filmi başlığımdan bölünerek "filmcilik üzerine tartışmalar,yorumlar" bölümüne taşınmıştır.

 
Gönderildi : 23/07/2008 4:33 pm
 iLAN
(@ilan)
Gönderi: 0
 

Ben bu filmi "Diyalog kullanmadan, görüntüyle derdimi anlatabiliyor muyum?" diye çektim ki anlatabildim gibi geliyo bana. "Senin derdin çekirdek mi?" diyebilirsiniz ama insanın içini acıtacak bir hikayeyi, çekirdekteki gibi bazı bozuk kadrajlar ve ışık patlamalarıyla çeksem bence çok daha kötü yorumlancaktır. Yani bu basit hikayeler benim için, kendi gördüğümü kameraya gösterme antremanları. Bu siteye koymamdaki amaç da objektif yorumlar almak.

"Her konudan film olur mu? Filmin insana bişeyler anlatması lazım." sözlerine katılmıyorum. Eğer hayal gücünü yeterince kullanabilirse insan her konudan iyi bir hikaye çıkartabilir ki bu hikayenin iyi bir film olması için sosyal mesaj içermesi gerekmez. Tabi farklı yorumlar olabilir.

Çekirdek sayesinde böyle önemli bi konuda başlık açılması da beni mutlu etti. Demekki film bişey anlatmasa da dolaylı olarak bişeyler düşündürüyor. 😉

Benim "Ben" dediğim bedenim mi, yoksa ben mi?

 
Gönderildi : 23/07/2008 7:06 pm
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Atmosfer yaratabilirseniz gerisi hikayedir. Bu da biraz, yaratıcı yönetmen - iyi senaryo işbirliği ile olur. Yaratıcı olabilmek de, çoğu doğuştan gelen yetenek ve kendinizi geliştirebilmek ile alakalıdır. Ayrıca bir şeylerle derdiniz olması gerekir. Hiç bir zaman tamama ermeyeceğinizi bilmek ile olur. Acı çekmek, acıyla pişmek, duygularınızın esiri olmadan -bu mutluluğunuzu alıp götürebilir- hislerinizi kontrol edebilir hale gelmeniz ile olur. Alışıldık şeyleri parçalayayıp farklı şekillerde tamamlamakla olur. Kültürel ve görsel kodları eşelemekle değil, hallaç pamuğu gibi atmak ile olur.

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 23/07/2008 7:50 pm
(@aygunb)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Koseli bir adam oldugum icin esneme payim bazi konularda sifira yakin. Bunun uzerinde calisiyorum ama bazi konularda ne yazik ki at gozlugumu cikaramiyorum. Peki hangi konular bunlar:

1) "Charlie and the Chocolate Factory" filmini cok seviyorum cunku filmin atmosferi var. Halk icin sanat anlayisim yok ama bir filmin ya harikulade bir senaryosu <Network (1976)> ya da gorsel bir soleni olacak. Arasi degersiz.

2) Anlatacak birseyi olmayan, "pratik" amacli cekilen filmler kisa film adi altinda yayinlanmamali. Filmin isigi, kadraji, muzigi uzerine yapilan elestiriler bana soyle geliyor: "Terzi musterisinin kicini acik birakan bir pantolon dikmis. Musteriye diyor ki: Pacalarini kisaltalim biraz, bir de bel bolgesini esnetelim vs." "Yav adamin kicini ort once sen!" demek gerekiyor bence bu terziye.

3) "Üstelik bu amatör bir yapım ve tahminimce bu film pratik amaçlı çekildi." lafina tamamen karsiyim. Alistirma yapacaksan alistirma yap. Yani tabii ki direk muthis film yapilmaz ama tilt hareketini ogreneyim diye kisa film yapilmaz ki baba. Alistirma videosu denir belki buna. O sekilde geri bildirim alirsin.

4) O yüzden bence fazla derine inmemeli. demek de bence tehlikeli cunku filmleri hep dis gorunusu ile degerlendiriyoruz. Mesela Ulak rumuzlu arkadasin kameraya hakimiyeti bence cok etkileyici. Filmlerinin konusu cok yavan ama hep pratik adina bence yasinin cok ustunde gorsel alistirmalar yapiyor. SImdi bu adama hep teknik elestiri veriliyor da bir tane de filmin ruhu, icerigi, derdi adina kimse birsey demiyor.

5) Kamerayi eline alan adam film cekmek icin acele etmeyecek. Parami kaybediyoruz film cekmedigimiz her dakika? Oyle zaman harcamaliyiz ki sonunda sunu demeliyiz: "Yav ben artik elimden geleni yaptim, bu kadar, bittim.." Ama burada izledigim cogu filmler bu ciddiyetten yoksun. Genc arkadaslarin benden daha yetenekli olduklari suphesiz ama ben istiyorum ki, kamerayi arac olarak kullansinlar amac olarak degil. Her filmi sanki yapacaklari son filmmis gibi yapsinlar. (Cok ciddi oldu galiba)

6) "Film çekmeye kalkmak; illaki bir derdi ya da görüşü başkalarına aktarmaya çalışmak olmamalı. " Dert ile ben gidip komunizm propagandasi, kurtaja karsi durus vs. gibi seyler kastedmiyorum ki. Derdi atmoser yaratmak da olabilir. Ozel olarak "Cekirdek" filmi beni atmosfer yoksunu ettigi icin yaziyi yazdim. Yani ben YIlmaz Guney'in filmlerindeki gibi coban cocuk sosyalizm propagandasi yapsin demiyorum ama Suru filmindeki gibi bir atmosfer yaratma cabasi olmasi lazim.

7) Sinemayi yazilim, kurgu, propaganda araci, teknik bir ugras olarak goremem. Karsi karsiya sohbet edecek birsey bulamadigim adamin filmini izleyemem. Dunyaya sunacak gorsel, dusunsel bir mirasi olmayan adam birakin filmi, dugun bile cekmesin. Aklimiza gelen her absurt, "komik" hikayeyi kisa film adi altinda goremem. Karnina agrilar girmeden, yapacaginin en iyisini yapmadan bir filmi cekemem. "Ben filmlerimde kendimden bir parca koyuyorum. Alin diyorum izleyiciye bagirsaklarim, midem, kalbim, beynim benim bu gordugunuz. Alin gorun beni diyorum." demeyen adamin filmine sahte gozuyle bakiyorum. Daha azina katlanamiyorum.

Dedigim gibi 75 yasindaki bir amcanin onyargi potansiyeline, 5 yasindaki bir cocugun samimiyetine sahibim. Beni ben yapan seyler bunlar, Arkadaslarin filmlerinde de samimiyet gormek istiyorum, onlari gormek istiyorum. Galiba cok sey istiyorum...

"It seemed the world was divided into good and bad people. The good ones slept better... while the bad ones seemed to enjoy the waking hours much more" - Woody Allen

Bayram Aygun

http://www.bayramaygun.com/" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 23/07/2008 11:13 pm
(@baco)
Gönderi: 0
 

Birçok açıdan katılıyorum. Anlamsız savaş (bir efekt denemesi) diye birşey yapmıştık bazılarınız bakmıştır ben tatile çıkmadan önceydi. Sadece efekt denemesiydi amacımız. Kurgusunu yaparken kızkardeşim gelip bana "bu adamlar neden savaşıyorlar" dedi. Bilmem öylesine dedim. "Anlamsız yani" dedi. Evet dedim adı da anlamsız savaş oldu zaten. Sonunda da bir kısa filmden ayrılabilmesi için "bir efekt denemesi" gibi bir alt başlık attık. Çünkü gerçekten de o kadardı, eğlenmek için bir efekt denemesi. Diğer arkadaşların da zaman zaman böyle yola çıktığını düşünüyorum. Bunu anlatma nedenimse, eğer filmde "size birşeyler katacak" birşey yoksa gerçekten de eksik kaldığına katılmamdır. Yani aslında büyük resme baktığımızda sinema birşeyler anlatma ya da birşeyler katma çabası değil de nedir... sanatın her türü gibi...

Birşeyler nasıl katılabilir peki? Bir insanda nasıl iz bırakılabilir? Görsel olarak mı? (mesela the cell bende görsel bir iz bıraktı). Hikaye ve dünya görüşüne katkı mı? (örneğin braveheart beni çok çarpmıştı). Duygusal olarak mı? (Titanic'i eşimle hala izleriz). Dünya görüşünü, evrene inancı sorgulama mı? (Contact hem görsel, hem hikaye olarak üstüne tanımam hala izler dururum). Empatik hissettirip geçmişte yaşanılan olayların ağırlığını sorgulama mı? (Babam ve oğlum ne filmdir bu açıdan, 2 kutu peçete olmadan izlenmez)... vs. vs..

Kısa filmde bütün bunlar ya da biri nasıl yapılabilir? Nasıl olur da birine birşey katar ya da onun hayatında bir yer ederiz? İmkanlar sınırlı, bütçe, teknik, oyuncu, mekan vs. evet hepsi sınırlıdır. Bazılarında bir ölçüde şanslı olanlar ya da şansını yaratanlar olabilir. Ama ya senaryo? Senaryo için neden sınırlı olabiliriz ki? Ne gibi bir imkan gerekir? Eğer diğer imkanların yokluğu senaryoyu da kısıtlar derseniz katılırım ama bir adamın sol yumruğu güçsüzse durup da dayak yemez ki. Ya dövüşe katılmaz ya da sağıyla olabildiğinde hızlı vurur... Çok oyuncu olmadan, müthiş mekanlar gerektirmeden, çok gelişmiş görsellik ve teknik imkanlar olmadan etkileyici birşey olamaz mı? Aslında en muhteşem yapıtlar hem imkansızlıklar sırasında ortaya çıkmıştır gibi gelir bana. Mesela kutu kutu bilgisayar grafikleri varken adam tetris'i icat etmiş hala oynuyoruz. Bazı imkanlar amaca göre zorlanabilir de bir yandan. Metropolis filminde ışınları yapmak için adamlar pelikülü kare kare "çizmişler" yani çizik atmışlar filme resmen...

Uzun lafın kısası, amacımızda yani bir sinemacının amacı olan senaryosuyla vermek istediği etkiden yola çıkarsak bence herşey ona göre gelişir. Bize hazır malzemeleri verip al bununla film yap diyen yok ki. 10 kere çeker gerekirse 9'unu çöpe atabiliriz. Bu da insanın kendini kaliteye zorlamasıdır ve motivasyon gerekir bunun için diye düşünüyorum. Birbirimizi motive edebiliriz bir şekilde belki.

Eğer kırk yıllık sinemacımısın nedir bunlar diyen çıkarsa ki hiç sanmıyorum böyle bir ortamda, yazdıklarımın daha ziyade felsefi olduğuna dikkat etsin. Kırk yıllık sinemacı olmasam da 35 yıllık beynim var 🙂

Kısa filmle, "çekerken eğlenme amaçlı ama seyrederken amaçsız filmler" arasındaki geçişi yaşamak da bir adım olsa gerek bu yolda... Yani o da lazım da, o kısa film mi değil mi... tartışılır... en azından sinemaya giriş ya da bir müzisyenin çalacağı aleti öğrenirken yaptığı amatör bestelere benzetilebilir şahsi fikrim.

Herkese sevgiler, selamlar

- baço

 
Gönderildi : 27/07/2008 7:01 pm
(@zcksaw)
Gönderi: 5
 

"ozanakbaba" nick li arkadaşımız komedi, korku ve bilim kurgu gibi türleri içeriksiz olarak değerlendirmiş bi yazısında ancak chaplin,michael haneke yada Alfred Hitchcock gibi yönetmenler gayet kaliteli ve dolu dolu filmler çekmişlerdir.türü önemli değil hepsi için sağlam yapıt örnekleri vardır.

 
Gönderildi : 06/08/2008 3:06 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

2) Anlatacak birseyi olmayan, "pratik" amacli cekilen filmler kisa film adi altinda yayinlanmamali. Filmin isigi, kadraji, muzigi uzerine yapilan elestiriler bana soyle geliyor: "Terzi musterisinin kicini acik birakan bir pantolon dikmis. Musteriye diyor ki: Pacalarini kisaltalim biraz, bir de bel bolgesini esnetelim vs." "Yav adamin kicini ort once sen!" demek gerekiyor bence bu terziye.

Bu çok iyi bir öneriymiş, "Filminizi Paylaşın" başlığı dışında bir de "Film denemenizi paylaşın" başlığı olması gerekiyor galiba. böylece filminizi paylaşın başlığı da gereksiz yere şişmez 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 05/11/2012 12:52 pm
 iLAN
(@ilan)
Gönderi: 0
 

Çekirdek benim 2. filmimdi, hemen ardından da Ateş'i çekmiştim 🙂 Nostalji gibi oldu. Bunların üstünden 20-25 tane iş geçti, iyi çalışmışım valla 🙂 4-5 senede kısmen ilerleme kaydetmişim sanki 🙂

Benim "Ben" dediğim bedenim mi, yoksa ben mi?

 
Gönderildi : 08/11/2012 8:38 pm
Paylaş: