Forum

Kısa Filmde Anlayış...
 

Kısa Filmde Anlayış Üzerine Oluşumlar

1 Gönderi
1 Üyeler
0 Reactions
1,375 Görüntüleme
 HHK
(@hhk)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Aşağıda değineceğim konu uzun süredir aklımda olan bir yapıydı. Üzerine daha fazla açıklayıcı ve iyi bir anlatıma sahip bir yazı yazmak vardı ama Kalender arkadaşımızın Keşke adlı filmine şöyle bir alıntı yaptığım cümle vardı: "En iyi kısa filmler senaryosuz kısa filmlerdir!"... Bu cümleyi savunduğum için yazmamıştım ama alıntı yaptığım cümleyi kurduğum ana cümleden savunduğum fikrini ben bile çıkarabiliyorum. 🙂

Bu cümleyi kurarken buna ne şekilde tepki alacağını merak ediyordum, belki yeni bir tartışma başlatılabilir diye. Gelgelelim hemen bir tepki aldı ama üzerinde fazla konuşmaya gerek yok, böyle bir şey savunulamaz şeklinde olarak geldi. Daha da ses eden olmayınca yukarıda da bahsettiğim gibi hep aklımda olan ve oturtmayı beklediğim kısa film içinde anlayış üzerine; yani kısa film nasıl olmalıdır üzerine sezinlediğim oluşumları yazmak gerekli oldu. Görkem'in de tepkisel yazısını okuyunca....

Bilmiyorum belkide ben olayı büyütüyorum ve ayrımcılık yaparak kendi kafamdan oluşum uyduruyorum. 😉

Benim gözlemlediğim kısa film ne olmalı ki üzerine iki farklı oluşum var gibi.

I. Oluşum: Neyi anlatmak istiyorsan o kadar kısa sürede ve bir o kadar da az replikli anlat.

II. Oluşum: Kısa filmin süresi kadar anlatacağını nasıl anlatmak istiyorsan anlat.

I. Oluşuma neden olarak; filmin süresi uzadıkça anlatım şekli uzun metraja benziyor. Bu pek de elde olmadan, istemeyerek de olsa böyle bir öykünme olduğuna inanılıyor. Aslında anlayıştaki farklılık da buradan kaynaklanıyor. Filmin özünü elinden geldiğince hatta daha ötesinde bile özün çekirdeğine yakın tut. Fazla olanları ve gereksizleri bul ve onları içerikten çıkarmaya çalış. "En iyi kısa filmler senaryosuz kısa filmlerdir!" anlayışını da bu oluşum gerektirdiği anlayışa bağlıyorum. (not: oluşumları ben uyduruyorum)

Örnek Filmler: Spin (Jamin Winans), Countdown (Jordan Canning), 10 Seconds (Tim Clague)

II. Oluşuma neden olarak; yönetmen filminde neyi anlatmak istiyorsa istediği şekilde dramatik yapıyı kurarak anlatmaya çalışıyor. Klasik anlamda, anlatılan öykü bilindik bir şekilde serüven halini alabiliyor. Yapılan bu iş uzun metraj anlatım tekniğine de benzeyebilir.

Örnek Filmler: Hour of Prayer (Goran Stolevski), Şüphe (Uğur Atılgan)

Takip ettiğim kadarıyla bu II. oluşumun içinde gördüğüm bazı kişiler kısa film üzerinde o kadar çok fazla tanımsal değerlendirmeyi gerek görmüyor. Sadece film olabilme koşullarının sağlayan ve süresi kısa film için geçerli olan süreyi taşıyan filmler olarak değerlendirme yapıyor. I. oluşuma göre daha özgürler.

Benim açıdan mesele ise I. Oluşumda gözlemlediğim filmler, daha etkiliyici oluyor. Anlatım bakımından da kendi farklılıklarını gösteriyorlar. Ama bunun gideri olarak komedi için, belli kalıpların dışına çıkmadan nasıl yeni komedi çekecekleri meselesidir. Bana göre, bu sınırlandırmalarla hep sanki birbirini tekrarlayan formatta, komedi çekileceği kaygısındayım. (basitten varsayım olsun diye komedi türünü aldım).

- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)

 
Gönderildi : 11/10/2010 6:28 pm
Paylaş: